Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 155
Toplam 15283409
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Hac Ýbadeti

Ýbrahim ve Ýsmail (a.s.), Kâbe'yi yaptýklarý zaman Allah'a niyazda bulunmuþlar, hac menasikini nasýl yapacaklarýný bildirmesini istemiþlerdi.Allah (c.c) da onlara vahiy meleði ile hac ibadetinin nasýl yapýlacaðýný bildirmiþti (Bakara, 127-128).
15/10/2010

HAC  ÝBADETÝ 

 Ýnsanlarý ibadetlerle sorumlu tutmuþ (Zâriyât, 56), onlarýn nasýl ibadet edeceklerini de peygamberleri vasýtasýyla bildirmiþtir. Bu sebeple olmalý ki, kendi sýfatlarýndan biri olan "hâdî" (rehber, kýlavuz, doðru yolu gösterme) sýfatýný peygamberlerine de vermiþ ve her topluma bir hâdî / rehber göndermiþtir (Ra'd,7). Son rehber Hz. Muhammed (s.a.s.)'dir. Hz.Muhammed (s.a.s.), ilk peygamber Hz. Adem(a.s.)'den itibaren devam ede gelen Hak din Ýslâm'ý en mükemmel þekliyle insanlara teblið etmiþ (Mâide, 3) ve onlara ibadetlerin nasýl îfa edileceðini uygulayarak göstermiþtir (Bakara, 152,238).

Ýbrahim ve Ýsmail (a.s.), Kâbe'yi yaptýklarý zaman Allah'a niyazda bulunmuþlar, hac menasikini nasýl yapacaklarýný bildirmesini istemiþlerdi.Allah (c.c) da onlara vahiy meleði ile hac ibadetinin nasýl yapýlacaðýný bildirmiþti (Bakara, 127-128). Dolayýsýyla evrensel bir ibadet olan hac ibadeti (bk. DÝA, XIV, 382-386), Hicaz bölgesinde biliniyor ve uygulanýyordu, ancak aslýndan sapmalar ve bozulmalar olmuþtu. Yüce Allah, hac ibadeti ile ilgili birçok ayet indirmiþ (meselâ bk. Bakara, 158, 186, 196-203; Âl-i Ýmrân, 96-97; Hac, 25-30, 33-37), bu ayetlerde haccýn kimlere farz olduðunu, bir kýsým menasikin nasýl uygulanacaðýný ve hacda hangi davranýþlarýn yapýlmayacaðýný bildirmiþ, Peygamberimiz (s.a.s.) de hicretin 10. yýlýnda yaptýðý hac ile bu ibadetin uygulamasýný ümmetine bizzat göstermiþ ve öðretmiþtir (bk. Ebû Dâvûd, Menâsik, 57-67, II,455-482).

 Sözlükte “gitmek, yönelmek ve ziyaret etmek” anlamlarýna gelen, Ýslâm'ýn beþ temel esasýndan biri olan (Buhârî, Ýman, 1, I, 8) ve ömürde bir defa yapýlmasý gereken (Müslim, Hac,412, I, 975) hac; bedensel ve ekonomik yönden imkaný olan ve ergenlik çaðýna gelmiþ özgür her Müslümanýn belirli bir zaman içinde Kâbe, Arafat, Müzdelife ve Mina’da belirli menasiki yerine getirmek suretiyle yapýlan bir ibadettir. fiu ayet;hac ibadetinin evrenselliðini, haccýn kimlere farz olduðunu ve haccýn dindeki yerini açýkça bildirmektedir:

“Þüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi ,Mekke’de âlemlere rahmet ve hidayet kaynaðý olarak kurulan Kâbe’dir. Onda apaçýk deliller ,Makâm-ý Ýbrahim vardýr. Oraya kim girerse güven içinde olur. Yolculuðuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ýn insanlar üzerinde bir hakkýdýr. Kim inkâr ederse þüphesiz Allah bütün âlemlerden müstaðnîdir” (Âl-i Ýmrân, 96-97).

Müslümanlarýn, hacca gitme imkâný elde ettikleri yýl hacca gitmeleri, bu görevi sonraki yýllara ertelememeleri en isabetli olan davranýþtýr.Çünkü çeþitli sebeplerle bu imkânlarýný kaybedebilirler ve hac yapmadýklarý için sorumlu olurlar.Þu hadis bu gerçeði açýkça beyan etmektedir:

"Hac yapmak isteyen kimse acele etsin. Çünkü hasta olabilir, (servetini, parasýný) yitirebilir ve ihtiyacý ortaya çýkabilir" (Ýbn Mâce, Menâsik, 1.II, 962).

"Niyet" ve "telbiye" (ihram) ile baþlanan hac ibadeti, belirli aylarda yapýlýr. Bu aylarda daha önce helâl olan bazý davranýþlar ihrama girmekle yasak olur. Müslüman, ihramlý olduðu sürece diline, eline ve diðer uzuvlarýna sahip çýkar, Allah ve Peygamberin yasak ettiði söz, fiil ve davranýþlardan uzak durur, zikir, dua ve tövbe ile kalbini bütünüyle Allah’a açar, böylece dindarlýðýn (takva) doruk noktasýna ulaþmaya çalýþýr. Hem ihram ile baþlayan geçici yasaklara hem de sürekli olan yasaklara uyar. Bu sayede nefsinin süflî arzularýna, þeytanýn düþmanlýðýna ve bozguncu insanlarýn kötülük ve günah telkinlerine karþý koyma bilincini kazanýr, tövbe ile günahlarýndan arýnýr,dua ve ibadetlerle imanýný besler ve yurduna en güzel ahlâk sahibi olarak döner. Ýþte yazýmýzda bütün bu hususlara delalet eden Bakara sûresinin, “Hac (aylarý), bilinen aylardýr. Kim bu aylarda hacca baþlarsa, artýk ona hacda cinsel iliþki ,günaha sapma ve kavga etme yoktur. Siz ne hayýr yaparsanýz Allah onu bilir. Azýk toplayýn, kuþkusuz, azýðýn en hayýrlýsý takvadýr. Ey akýl sahipleri! Bana karþý gelmekten sakýnýn” anlamýndaki197. ayetini tahlil etmeye çalýþacaðýz.

Ayet, 5 hüküm içermektedir.

1.Hac ibadeti, belirle aylarda yapýlýr.

"Hac, belirli aylardadýr" cümlesi; hac aylarýnýn halk tarafýndan bilindiðine, haccýn bu aylarda yapýlmasý gerektiðine, cahiliyye Araplarýnýn yaptýðý gibi hac aylarýnýn deðiþtirilemeyeceðine ve haccýn vaktinin bütün bir yýl deðil, aylarla sýnýrlý olduðuna iþaret etmektedir.

Hicaz diyarýnda hac ibadetinin zamaný ve þekli öteden beri biliniyor ve uygulanýyordu. Ancak birtakým aslýndan sapmalar ve bozulmalar olmuþtu (DÝA, XIV, 387). Meselâ Kâbe'de ýslýk çalarak ve el çýrparak dua ediyorlardý (Enfâl, 35),ihramlý iken iyi bir davranýþ inancýyla evlere, evinarka duvarýndan açtýklarý bir delikten giriyorlardý(Bakara, 189), bahar mevsimine denk gelsin diye hac aylarýný deðiþtiriyorlardý, Kureyþ ve müttefikleri (hums) Arafat'a çýkýp vakfe yapmýyorlardý (Bakara, 199), Arafat'a Kureyþ ve müttefiki olmayanlar (hýlleli olanlar) çýkýyordu. Bunlar Kureyþ ve müttefiklerinden birinin elbisesini borç veya satýn alamazlarsa Kâbe'yi çýplak tavaf ediyorlar (bk. A'raf, 87, 31-32; Buhârî, Hac, 67), Sa-fa ile Merve arasýnda sa'y yapmýyorlardý (Bakara) 158). Arafat ve Mina'da ticareti yasaklamýþlardý(Bakara, 198; bk. DÝA, XIV, 387).

Bilinen hac aylarý; þevval ve zilkâde aylarý ile zilhicce ayýnýn ilk 10 günüdür (Tirmizî, Sünen,III, 272). Kur'an-ý Kerim'de bilinen aylar zikredilmemiþtir. Çünkü bu aylar biliniyordu. Hac aylarýnýn þevval, zilkade ve zilhicce olduðu konusunda Ýslâm bilginleri arasýnda ittifak vardýr, sadece zilhicce ayýnýn tamamý mý yoksa sadece ilk 9 veya ilk 10 günü mü olduðu konusunda sahabe,tâbiîn ve müçtehit bilginler arasýnda ihtilâf vaki olmuþtur: Sahabeden Abdullah Ýbn Mes'ûd (ö.32/657) ve Abdullah Ýbn Ömer (ö.73/692), tabiînden Atâ bin Ebî Rebâh (ö. 114/732) ve Muhammed Ýbn fiihâb ez-Zührî (ö. 124/741), müçtehit imamlardan Malik b. Enes (ö. 179/795)'e göre zilhicce ayýnýn tamamý hac aylarýna dahildir. Sahabeden Abdullah Ýbn Abbâs (ö.60/687),tabiînden fia'bî (ö. 105/721), Süddî (127/745)ve Ýbrahim en-Nehâî (ö.95/714), müçtehit imamlardan Ebû Hanîfe (ö. 150/767) ve Ahmedb. Hanbel (ö. 241/855)'e göre zilhicce ayýnýn sadece ilk 10 günü hac aylarýna dahildir. Tabiînden Mücâhid b. Cebr (ö. 103/721) ve Tavus b.Keysân (ö.106/724), müçtehit bilginlerden Ýmam Evzâî (ö. 157/774), Ýmam fiâfiî (ö.204/819) ve Ýmam Ebû Sevr (ö.240/850)'e göre hac aylarýna zilhiccenin sadece ilk 9 günü dahildir (bk. Taberî, Abdullah b. Cerîr, Câmiu’l-BeyânAn Te’vîli Âyi’l-Kur’an, II, 2/257. Beyrut, 1988;Kurtubî, Muhammed b. Ahmed, el-Câmi' li Ah-kâmi'l-Kur'ân, II, 405. Dâru Ýhyâi't-Türâsî'l-Arabî,Kahire, 1935)

Aylar anlamýndaki "eþhür", "þehr" kelimesinin çoðuludur. Arap dilinde çoðul, üç ile baþlar. Zilhicce ayýnýn tamamýný hac aylarýna dahil edenler için "eþhür" kelimesi üç ayý ifade etmektedir. Zilhicce ayýnýn ilk 9 veya 10 gününü dahil edenler ise iki ay ile üçüncü ayýn bir kýsmýnýn dahil edilmesinin çoðul ifade ettiðini söylemektedirler (Kurtubî, II, 405).

Hac aylarý belirli olduðuna göre bu aylardan önce ihrama girilebilirmiþ Bu konuda da ihtilâf vardýr: Abdullah ibn Abbâs (ö.60/687), Atâ ibnEbî Rebâh (ö. 114/732), Mücâhid b. Cebr (ö.103/721), Tavus b. Keysân(ö.106/724), ÝmamEvzâî (ö. 157/774), Ýmam fiâfiî (ö. 204/819) veÝmam Ebû Sever (ö.240/850)'e göre bu aylardan önce hac için ihrama girilemez, girilirse bu ihram ile yapýlan hac nafile bir hac olur. Hanefî,Hanbelî ve Malikî bilginlere göre hac aylarýndan önce ihrama girilebilir, ancak sünnete muhalif olduðu için mekruh olur. Haccýn diðer menâsikinin ise bu aylar içinde yapýlmasý gerekir (Kurtu-bî, II, 406,343-344; Yazýr, II, 719).

2. Hacca özgü yasaklar vardýr.

Bu hükmü, âyetin "Kim bu aylarda hacca baþlarsa, artýk ona hacda cinsel iliþki, günaha sapma ve kavga etme yoktur" cümlesinden çýkartýyoruz.

"Kim hac aylarýnda haccý kendisine gerekli kýlarsa" anlamýndaki (Taberî, II, 2/261) þart cümle-si; niyet ve telbiye ile hacca baþlarsa demektir.Hacca baþlandýkta sonra bu haccýn mutlaka tamamlanmasý gerekir: "Haccý ve umreyi Allah için tamamlayýn"(Bakara, 196) anlamýndaki ayet bunun delilidir. Baþlanan hac, bir düþman engellemesi ve hastalýk gibi bir engel sebebiyle tamamlanamazsa kurban kesilerek ihramdan çýkýlýr ve bir baþka yýl kaza edilir. (Bakara, 196)"

Artýk bu kimseye hacda cinsel iliþki, günaha sapma ve kavga etme yoktur" cevap cümlesi ile hac yapanlara bir kýsým söz, eylem ve davranýþlar yasaklanmaktadýr. Ayette geçen "refes" kelimesi cinsel iliþki, cinsellikle ilgili sözler ve davranýþlar; "fýsk" kelimesi; Allah ve Peygamber’in razý olmadýðý ve aklý selimin hoþlanmadýðý her türlü kötü söz, fiil ve davranýþ; "cidâl" kelimesi ise kavga, tartýþma, küfürleþme, öfkeyi doðuran ve kalp kýran hitap demektir (bk. Taberî, II, 2/263-271).

Yüce Allah, üç kelime ile dil, cinsel organ ve diðer uzuvlarla iþlenen her türlü sözlü ve fiilî davranýþý yasaklamaktadýr. Bu davranýþlardan cinsellikle ilgili olan sözler ve cinsel iliþki hac öncesinde kiþinin eþine karþý helâl iken hacda ihram süresince yasak olmaktadýr. Diðer davranýþlar ise hac öncesinde, hacda ve hac sonrasýnda dinen uygun olmayan davranýþlardýr. Müslüman niyet ve telbiye ile ihrama girerek irade eðitimine ve nefis terbiyesine baþlamaktadýr. Çünkü hac öncesi helâl olan bazý söz, fiil ve davranýþlar ihram ile yasak olmaktadýr. Bu yasaklarý þöyle sýralayabiliriz:

Erkekler; ihramlý olduklarý sürece dikiþli elbise ve ayakkabý giyemezler ve baþlarýný örtemezler;erkek ve kadýnlar; ihramlý iken vücutlarýna, yatýlacak yerlere veya ihram örtülerine koku sürmezler, jöle, ruj, oje, briyantin, parfüm ve sprey kullanmazlar, saçlarýný boyayamazlar ve kýna yakmazlar; saç, sakal, býyýk, koltuk altý ve kasýk tüyleri ile vücutlarýnýn herhangi bir yerindeki tüyleri týraþ edemezler veya herhangi bir þekilde gidermezler; el ve ayaklarýnýn týrnaklarýný kesemezler; eþleriyle seviþemezler ve cinsel iliþkide bulunamazlar; kara hayvanlarýný avlayamazlar;harem bölgesinde kendiliðinden yetiþen aðaç ve bitkileri kesemez ve koparmazlar. Bu yasaklarý ihlâl edenler haccýn yeniden yapýlmasý, kurban kesilmesi, sadaka verilmesi ve oruç tutulmasý gibi iþlenen yasaða göre farklý cezalar öderler (bk.Ý. Karagöz, M. Keskin, H. Altuntaþ, Hac Ýlmihali,DÝB Yayýný, 2004, Ankara).

Bu sayýlanlar aslýnda mübah davranýþlardýr. Müslümanlar ihram ile bu mübah davranýþlarýda kendilerine yasak etmekte ve böylece daha önce yapa geldikleri bu fiillerden uzak durmak suretiyle irade ve sabýr eðitimi ve nefis terbiyesi yapmakta, haramlara ve yasaklara karþý duyarlýlýk kazanmakta, haramlardan uzak kalma ve nefsine hakim olabilme becerisi ve yeteneðini pekiþtirmiþ olmaktadýrlar. Bu bilinç ve davranýþla makbul bir hac yapanlarý Peygamberimiz (s.a.s.) baðýþlanma ve cennet ile müjdelemektedir:

“Kim, Allah için hac yapar bu esnada cinsel iliþkide bulunmaz, kötü söz söylemez ve günah iþlemezse annesinden doðduðu günkü gibi (tertemiz olarak) döner” (Buhârî, Hac, 4,II, 141)

Müminler, ihrama girerken büründükleri beyaz elbiseleriyle, kabre girerken bürünecekleri kefenin benzerliðinin þuurunda olurlar, hacda bulunduklarý bütün olumsuz söz, fiil ve davranýþlardan uzak kalýrlar, gündelik alýþkanlýklarýndan ve baðýmlýlýklarýndan kurtulurlar, hac esnasýnda hiçbir þeye zarar vermemeli, çevresiyle iliþkilerinde son derece dikkatli olurlar, olmalarý gerekir. Hacda gösterilecek titizlik, yasaklara özenle uyma, insanlarý incitmeme ve kurallara riayet etme Müslümanlara, baþka zamanlarda kazanamayacaklarý ölçüde bir duyarlýlýk kazandýrýr. Bunun yanýnda öfkelenmemek, kaba ve kýrýcý konuþmamak, sabýrlý, nazik, saygýlý ve güler yüzlü olmak gibi ahlâkî davranýþlar da haccý gereði gibi yerine getirenlerin elde edecekleri manevî kazançlar arasýnda yer alýr. Dolayýsýyla Müslümanlar, hac esnasýnda, daha önce teorik olarak haberdar olduklarý ahlâkî özellikleri uygulama imaný bulurlar. Müminlerin ahlâkî özellikleri kazanabilmeleri için yaptýklarý ibadetlerin bilincinde olmalarý ve her davranýþlarýnda Allah’ýn rýzasýný elde etmeyi gaye edinmeleri gerekir. Bu nedenle müminler; Mescid-i Haram, Ka'be, Safa ve Merve, Arafat,Müzdelife, Mina ve Cemerât'ta hac menasikini yaparken; ev ve otellerde, çarþý ve pazarda sosyal iliþkilerinde saygýlý olmak, kimse ile tartýþmamak ve çevre temizliðine gereken özeni göstermek durumundadýrlar. Aksi davranýþ elde edilecekleri sevaba eksilteceði gibi, günah kazanmalarýna da sebep olabilir. Hac görevini yerine getiren müminler, ülkelerine döndüklerinde hacda kazandýklarý güzel hasletleri devam ettirmek ve çevrelerine örnek olmakla yükümlü olurlar. Bu yükümlülüðün ihlâl edilmesi manevî sorumluluk ve vebal getirir.

3. Ýyi amelleri Allah bilir ve ödüllendirir.

Bu hükmü, ayetin, "Siz ne hayýr yaparsanýz Allah onu bilir" cümlesinden çýkartýyoruz. Ayette geçen "hayr" kelimesi övülen ve arzulanan bütün iyi, yaralý ve güzel amelleri içerir. Çok anlamlý bir kelime olan "hayr" kelimesi; Kur'an'da iman (Enfâl, 70), Ýslâm (Kalem, 12) ve Kur'an (Bakara,105) anlamlarýnda kullanýldýðý gibi zafer (Ahzab,25), malmülk (Bakara, 180), âfiyet (En'âm, 17),iffet (Nur, 12), güzel edep (Hucûrât, 5) faydalýþey (A'râf, 188), en fazîletli (Mâide, 114) ve þerrin zýddý (Al-i Ýmrân, 26) anlamalarýnda da kullanýlmýþtýr. Tahlil etmeye çalýþtýðýmýz ayette geçen"hayýr" kelimesi; hem hacda hem hac dýþýnda Kur'an'a ve sünnete uygun olan, sahibine dünya ve âhirette yararý dokunan her türlü güzel amelleri ifade eder. Hac söz konusu olduðunda, niyet edip telbiye ile ihrama girmek, Arafat'ta vakfe yapmak ve Kâbe'yi tavaf etmek gibi farz görevler, sa'y yapmak, Müzdelife'de vakfe yapmak,þeytan taþlamak, saçlarý týraþ etmek, kurban kesmek veda tavafý gibi vacip görevler; kudüm tavafý, Arefe gecesini Mina'da ve bayram gecesini Müzdelife'de geçirmek ve bayram günlerinde Mina'da kalmak gibi sünnet görevler, yapýlan tavaflar, kýlýnan namazlar, edilen dualar, okunan Kur'an-ý Kerimler, tövbe, istiðfar ve zikirler, bütün menasiki ile hac ve umre "hayr" kelimesine dahildir. "Allah bilir" cümlesinde, "Allah yapýlan bütün hayýrlardan haberdardýr, bu hayýrlarý yapanlarý ödüllendirir anlamý" da vardýr. Peygamberimiz (s.a.s.) bu mükâfatýn baðýþlanma ve cennet olduðunu bildirmiþtir: “Umre, diðer umre’ye kadar yapýlan günahlara kefarettir. Makbul bir haccýn mükâfatý ancak cennettir” (Müslim, Hac,437, I, 983)

Adam öldürme, hýrsýzlýk etme, yalan söyleme, namaz kýlmama ve mazeretsiz oruç tutmama gibi büyük günahlardan kurtulmak için þartlarýna uygun tövbe yapýlmasý ve insan haklarýnýn ödenmesi gerekir.

4. Yolculuk ve ahiret için hazýrlýk yapýlmalýdýr.

Bu hükmü ayetin, "Azýk toplayýn, kuþkusuz, azýðýn en hayýrlýsý takvadýr" cümlesinden çýkarmaktayýz. “Vetevvedü” fiilinin kökü olan "zâd"kelimesi; yiyecek, içecek, giyecek ve binit gibi insanýn gereksinimlerini gideren þeyler anlamýndadýr. “Vetezevvedü” cümlesi ile Yüce Allah hacca hazýrlýklý gidilmesini emretmektedir. Ayet, "biz Allah'a güveniyoruz" diyerek yiyecek ve içecek tedariki yapmadan hacca giden bir kýsým insanlar hakkýnda inmiþtir (Taberî, II, 2/279-281).Ayet; tedbirsiz tevekkülün olamayacaðýna, ancak imkâný olanlarýn hacca gitmeleri gerektiðine, parasýz ve hazýrlýksýz hacca gidip insanlara yük olmanýn ve dilenmenin doðru olmadýðýna iþaret etmektedir.

Yüce Allah,“Vetezevvedü” cümlesi ile maddî anlamda, biyolojik ve bedensel ihtiyaçlarýn tedarik edilmesini emrederken "azýðýn en hayýrlýsý takvadýr" cümlesi ile iman, ibadet, sâlih ameller,güzel ahlâk, hayýr ve hasenat ile âhirete hazýrlýk yapýlmasýný emretmektedir. "Takvâ" kelimesi;her türlü Allah'a itaat olan söz ve amelleri içerir.Ýnsan, iman edip sâlih ameller iþleyerek, haram ve günahlardan sakýnarak takva sahibi olur. Ýlâhî emir ve yasaklara ne kadar muhalefet ederse o kadar takvasýnda eksilme olur.

Ýnsan hacda olduðu gibi herhangi bir yolculuk yaptýðý zaman da gerekli hazýrlýðý yapmalýdýr.Bu hazýrlýðý yapmazsa meselâ yetecek kadar yanýnda para almazsa veya kredisi yoksa yolculukta sýkýntý çeker, periþan olur, aç ve açýk kalýr. Aynen bunun gibi dünyadan ahirete yapýlan yolculuk için de tedarikli olunmasý gerekir. Ahiret yolculuðunun tedariki, iman, ibadet ve sâlih ameller kýsaca "takvâ"dýr. Ayetin bu iki cümlesi her iki yolculuðu da iþaret etmektedir.

5. Allah'a karþý gelmekten sakýnmak ibadettir.

Bu hükmü, ayetin, "Ey akýl sahipleri, bana karþý gelmekten sakýnýn" cümlesinden çýkartýyoruz. Yüce Allah, en hayýrlý azýðýn takva olduðunu bildirdikten sonra akýllý insanlarý muttakî olmaya çaðýrmaktadýr. "Bana karþý gelmekten sakýnýn "demek "muttakî insan olun" demektir. Takva, Allah katýnda en üstün mertebedir (Hucûrât, 13).Cennet de muttakîler için hazýrlanmýþtýr (Al-i Ým-rân, 133). Kur'ân'da yaklaþýk 60 küsur ayette "Allah'a karþý gelmekten sakýnýlmasý" emredilmekte ve bütün peygamberlerin toplumlarýna Allah'a karþý gelmekten sakýnmayý emrettikleri bildirilmektedir (fiuarâ, 108, 110, 126, 131, 132, 144,150, 162, 179). Çünkü Allah'a karþý gelmekten sakýnan insan, Allah'ýn razý olmayacaðý hiçbir söz söylemez, hiçbir davranýþta bulunmaz, hiçbir ibadeti terk etmez, hiçbir günahý fiili iþlemez. Muttakî insan, hem Kur'an hükümlerine (þerîata) hem de tabiat kanunlarýna (sünnetüllaha) uyarak dünya ve âhirette kendisine ve baþkalarýna zarar verecek davranýþlardan sakýnýr. Muttakî insan, en aydýn, en dindar, en ahlâklý, insan haklarýna ve çevreye en saygýlý insandýr. Yüce Allah'ýn akýllý insanlara hitap etmesi anlamlýdýr. Çünkü ancak aklýný kullanan insanlar, takva mertebesine erebilir ve muttakî olma bilincini yakalayabilirler. Aklýný kullanmayanlar, nefislerine ve þeytana uyarlar, neticede zalim, âsi ve fâsýk olurlar, böylece kendilerini ilâhî azaba duçar ederler.

 

Bu yazý 2848 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

O mihrapta namaz kýlarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yý müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (Ýsa'yý) doðrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."

( Âl-i Ýmrân sûresi - 39)

Bir Hadis

Hz. Resullah (sav) buyurdular ki;

"Size iki önemli þey býrakýyorum. Biri, insaný doðruya götüren bir rehber ve nur olan Allah’ýn Kitâbý Kur’an’dýr. Ona yapýþýn ve sýmsýký sarýlýn! Size bir de Ehl-i beyt’imi býrakýyorum. Allah’dan korkun da Ehl-i beyt’ime saygýlý davranýn! Allah’dan korkun ve Ehl-i beyt’ime saygýlý davranýn!"



Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 36

Bir Dua

“Allah’ým, beni güzel bir iþ yaptýklarý zaman mutlu olan, günah iþledikleri zaman
da baðýþlanma dileyen kullarýndan eyle.”

(Ýbn Mâce, Edeb, 57)

Hikmetli Söz

En üstün ahlaki hareket; sana gelmeyen akrabalarý ziyaret etmen, seni mahrum edenlere ikramda bulunman ve sana kötülük yapanlarý affetmendir.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com