Hac ve Ýbadet
Þüphesiz ki bütün ibadetler öncelikle Allah emrettiði için yapýlýr ve sadece O’nun rýzasýný kazanmak için yerine getirilir. Böylece kiþi ancak bu ibadetler aracýlýðýyla Allah’a yaklaþma, O’na dua etme, yalvarma, baðlýlýðýný gösterme, duygu, düþünce ve davranýþ biçimlerini ortaya koyma fýrsatýný elde eder. Nitekim insanýn yaratýlýþ amacý da Yüce Allah’ý tanýmak ve O’na ibadet etmektir. Çünkü her ibadetin kendine özgü bir güzelliði ve hazzý vardýr. Onun manevi boyutu; psikolojik ve sosyolojik anlamda fert ve toplum hayatýný büyük ölçüde etkilemektedir. Bu yüzden bütün Peygamberlerin ortak görevlerinden biri de insanlarý Allah’a ibadet etmeye davet etmektir. Kur’an bu konuyu þöyle açýklamaktadýr: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki böylece korunmuþ olursunuz.”(Bakara, 21) “Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na kulluk ediniz. Ýþte doðru yol budur.” (Meryem, 36)
Görüldüðü gibi ibadetlerin asýl amacý; Allah’a kulluk etmek, kötülüklerden korunmak, doðru yola yönelmek, O’nu tanýmak ve O’na boyun eðmektir. Ayrýca ibadetler, insanýn gönül ve ahlak dünyasýnýn zenginleþmesine, ruh eðitimine ve olgunlaþmasýna katkýda bulunmaktadýr. Biz bu yazýmýzda hac ibadeti üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü þu günlerde bütün Ýslam alemi yeni bir hac mevsimine hazýrlanýyor. Ülkemizde de on binlerce vatandaþýmýz yakýnlarýyla birlikte bu kutsal yolculuða adým adým yaklaþmanýn heyecanýný yaþýyor.Nefesini kesmiþ büyük bir aþk, teslimiyet, tefekkür ve sükunet içinde hare-ket anýný bekliyor. Diðer bir ifade ile hayatý boyunca hayalini kurduðu Kabe’yi, vahyin ilk merkezi olan Mekke’yi ve peygamberimizi baðrýnda koruyan Medine’yi ziyaret etmenin hasretini çekiyor. Gündüzler ve geceler adeta uzamýþ gibi görünüyor. Herkes hazýrlýk yaparak bir an önce yola çýkmanýn haberini ve müjdesini duymak istiyor. Akraba, arkadaþ, tanýdýk ve tanýmadýk herkesle vedalaþýyor ve haklarýný helal etmelerini istiyor. Kutsal yolculukta ve mekanda okuyacaðý dualarýný ezberliyor. Hac ile ilgili kendisine verilen rehber kitaplarý okuyor ve öðreniyor. Kýsaca hacý adayý þu günlerde yakýnlarýyla birlikte bir hareketlilik yaþýyor. Kalbindeki inancý, duygu ve düþüncesiyle ötelerin ötesine uzanýp gidiyor.
Hac Yolunda Rahmet ve Zahmet
Gerçekten hac ibadeti, manevi yönden heyecan ve duygu yüklü bir ibadettir. Bu ibadetin icra edildiði günler, en bereketli ve kýymetli zaman dilimi olarak hayatýmýza yansýyacaktýr. Çünkü hac takvimi sayýlý günler olup, çok hýzlý ve erken bitmektedir. Bu nedenle biz bu fýrsatý yakalayan kardeþlerimizin zihinlerini ve mesailerini, aþýrý ölçüde haccýn seyahat, ikamet, intikal ve iaþe bölümüne yoðunlaþtýrmalarý yerine,onun ibadet ve manevi boyutuna kilitlenmelerini tavsiye ediyoruz. Elbette genel organizasyon içinde diðer beklentiler de önem arz etmektedir. Fakat unutmayalým ki hemen bu tür fiziksel konularýn standardýna ve sonucuna ulaþmak çoðu zaman kolay olmamaktadýr. Esasen hac hizmetini sadece bir turizm hizmeti olarak deðerlendirmekde doðru deðildir. Aþýrý hýrs ve lüks beklentisi, beraberinde duyumsuzluðu ve dünyevileþmeyi ön plana çýkarabilir. Oysa ki henüz dünyanýn hiçbir yerinde milyonlarca insanýn ihtiyaçlarýný bir çýrpýda karþýlamanýn deneyimi elde edilmiþ deðildir. Yapýlan küçük ve lokal düzeydeki organizasyonlarda bile aksamalar yaþanabilmektedir. Bugüne kadar yapýlan uygulamalar-da görüldüðü gibi hac organizasyonu ile ilgili Ýslam ülkelerinde ve Suudi Arabistan’da önemli zorluklar aþýlmýþtýr. Ulaþým, haberleþme, saðlýk, iskan ve kurban kesimi gibi konularda bazý olumlu geliþmeler olmuþtur. Halen hizmet eksenli iyileþtirme çalýþmalarý devam etmektedir. Ne var ki hem nüfusun yoðunluðu hem hac günlerinin sayýlý olmasý bakýmýndan bütün problemleri bir daha karþýlaþmamak üzere ortadan kaldýrmak mümkün olamamaktadýr.
Takdir edileceði üzere hac; sadece bedenimizin seyahatý deðil ayný zamanda ruhumuzun, gönlümüzün, duygu ve düþüncelerimizin de seyahatidir. Belli bir zamanda belli mekanlarý ziyaret etmek, buralardaki havayý teneffüs etmek, dini hayat ve Ýslam tarihi açýsýndan önem arz etmektedir. Ýþte haccýn gönül dünyamýza yeni ufuklar açmasýnýn asýl sebebi de onun beraberinde taþýdýðý birçok ibadet ve tefekkür yoðunluðundan kaynaklanmaktadýr. Gerçekten hac ibadetinin bünyesinde; iman, sabýr, azim, irade, namaz, tavaf, sa’y, vakfe, intikal, sadaka, kurban, dua, gözyaþý, tefekkür, istiþare, yardýmlaþma, disiplin, tanýþma, arkadaþlýk ve kardeþlik gibi insanýn maddi ve manevi varlýðýný olgunlaþtýran birçok deðerler bulunmaktadýr. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de haccýn bu zorluðundan dolayý ihram anýnda, ilk niyetten itibaren her aþamada Yüce Allah’tan kolaylýk dilemiþtir: “Allah’ým! Haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaþtýr ve benden kabul buyur.”Gerçekten diðer ibadetlerden farklý olarak, haccýn gereðini yerine getirirken beklenmedik güçlük ve sýkýntýlarla karþýlaþmak mümkündür. Zira az önce de iþaret edildiði gibi, çaðýmýzda sahip olduðumuz teknolojik imkanlara raðmen, hac yolundaki zahmetin ve sýkýntýlarýn tamamýný yok etmek mümkün olamamaktadýr. Çünkü nerede, Ne zaman ve nasýl bir sürprizle karþýlaþýlacaðý önceden bilinmemektedir. Bazen insanýn sabýr, irade ve tahammül gücü olabildiðince zorlanmaktadýr. Zira her hac mevsiminde dünyanýn çeþitli yerlerinden gelen milyonlarca kiþi; Mekke, Arafat, Müzdelife, Mina ve Medine’de bir insan selini oluþturmaktadýr. Onlarýn söz konusu mekanlara intikal ve hareketleri sanýldýðý kadar kolay deðildir. Ayný zaman dilimi içinde ve ayný mekanlarda büyük bir yoðunluk yaþanmaktadýr. Bu heyecanlý aný mahþerin bir provasý olarak deðerlendirmek mümkündür. Merhum Necip Fazýl Kýsakürek, yerine getirdiði hac farizasýyla ilgili hatýralarýný yazarken duygularýný þöyle ifade etmektedir: “Arafat, uçsuz bucaksýz bir ova… Ova da ne kelime? Arafat bir meydan… Bütün insanlýðýn toplanmaya, ellerini semaya kaldýrmaya ve aziz ve rahim Allah’tan af istemeye çaðýran, her rengiyle, her çizgisiyle bu manadan haber veren bir mey-dan… Mahþer meydanýndan bir görüntü… Ýlk insan ve ilk peygamberin, Ýlahi af için yalvardýðý ve rahmete kavuþtuðu, muradýna da erdiði yer. Afkasýrgasýnýn günahlarý yaprak gibi uçurup götürdüðü, dualarýn kabul edildiði, yalvarabilene kurtuluþun müjdelendiði yer… Bütün resul, nebi, veli ruhlarýnýn Arefe günü hazýr bulunduðu, ismini bu kelimeden alan ve muazzam hac ibadetine basamak olan yer… Bir kutsi hadiste “Rahmetim gazabýmý aþtý!” diyen Allah’ýn gözle görülür, elle tutulur þekilde “iþte sana rahmet zemini!” diye gösterdiði yer… (Yol Kültürü Dergisi, Ocak 2001, s. 158)
Hacda Dua, Yakarýþ ve Göz Yaþý
Evet hacýlarýn dilleri, ýrklarý ve renkleri farklý olsa bile iman, ibadet, dua,amaç, hedef ve göz yaþlarý aynýdýr. Dünyanýn dört bir yanýndan gelen milyonlarca insan; þu ortak parola niteliðinde olan telbiye üzerinde birleþmektedir. “Buyur Allah’ým buyur! Buyur, senin hiçbir ortaðýn yoktur. Buyur, þüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlýk sana mahsustur. Senin ortaðýn yoktur.” (Hac Ýlmihali, Ý. Karagöz, M. Keskin, H. Altuntaþ, s. 48 DÝB Yay., Ankara,2004,)
Dua; Allah’ýn yüceliði karþýsýnda, kulun aczini itiraf etmesi, O’ndan lütufve yardým dilemesidir. Duada amaç, kiþinin durumunu Allah’a arz etmesidir. Diðer bir ifade ile dua, kul ile Allah arasýnda vasýtasýz bir iletiþimdir. Rabbine en kýsa yoldan ulaþma tarzýdýr. Bu itibarla insanýn Allah katýndaki deðeri bile dua ile orantýlýdýr. Nitekim þu ayetler de konumuza ýþýk tutmaktadýr:“(Resulüm!) de ki: (kulluk ve) yalvarmanýz olmasa, Rabbim size ne diye deðer versin?” (Furkan, 77) “Rabbiniz þöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim.” (Mümin, 60) Kur’an ve hadislere bakýldýðý zaman dualarýn konu, hedef ve içeriðine göre yapýldýðý görülmektedir. Buna göre özetlemek gerekirse hacda da dualarýn; en çok Allah’a iman O’nu tenzih, tekbir, takdis,t esbih, verdiði nimetlere þükretme, O’na sýðýnma, iltica, tövbe, af, merhamet ve baðýþlanma gibi konularý içerdikleri görülmektedir. Ayrýca dualarda þekil, adab, zaman, mekan ve kiþinin iç dünyasý da önemlidir. Ýþte hac ibadetinin gerçekleþtiði o kutsal zaman ve mekanlarda gönül huzuru, temiz duygu, heyecan ve gözyaþlarýmýzla dua ederek Allah’a yaklaþmanýn ve O’na yönelmenin en uygun ve müstesna anýdýr. Bu imkan ve fýrsat iyi deðerlendirilmelidir. Gönlümüze ve duygularýmýza tercüman olmasý ümidiyle kýsa dualardan birkaç tanesinin anlamýný buraya almakta yarar vardýr.
|