SEN BANA CANIMDAN DA SEVGÝLÝSÝN
Abdullah b.Hiþam (r.a) þöyle bir hadise nakleder:
Bir defasýnda Rasulullah(s.a.v.) ile birlikte bulunuyorduk.Rasul-i Ekrem,orada bulunanlardan Hz. Ömer'in elini avucunun içine almýþ oturuyordu.O sýrada Ömer (r.a):
"-Ya Rasulallah! Sen bana canýmýn dýþýnda her þeyden sevgilisin!" diyerek Hz. Peygamber'e olan muhabbetini ifade etti.
Onun bu sözüne karþýlýk Peygamber Efendimiz:
"-Hayýr,canýmý kudret elinde tutan Allah'a yemin ederimki ben sana canýndan da sevgili oluncaya kadar hakiki iman etmiþ sayýlmazsýn!" buyurdu.
Hz. Ömer hemen:
"-O halde vallahi þimdi Sen bana canýmdan da çok sevgilisin ya Rasulallah!" dedi.
Bunun üzerine Allah Rasulü(s.a.v.)
"-Ýþte þimdi oldu ey Ömer!" buyurdu.(Buhari, Eyman, 3)
Dünya Mü’mine Zindan mýdýr?
Bazý saf ya da cahil Müslümanlarca tembelliðe mazeret olarak ileri sürülen "dünya müminin zindanýdýr" yargýsý: Ýslam ve Müslümanlar aleyhinde konuþulmasýna vesile olan bir yanlýþ yorumdur. Neden yanlýþtýr ? Açýklayalým:
Güvenilir hadis kitaplarýmýzda "Dünya mü’minin zindaný, kafirin cennetidir" anlamýnda bir hadis-i þerif vardýr.
Bu hadis, iman ve küfrün öteki dünyaya sebeb olacaðý neticeye göre dünya hayatýnýn deðerlendirmesini yapmakdýr. Yani, "Ahiretteki durumlarýna göre dünya, mü’minin zindaný kafirin cennetti yerindedir." Anlamýný ifade etmektedir.
Kadýlardan biri Baðdat’ta, yanýnda hizmetçisi olduðu halde gösteriþli bir biçimde atýyla külhan sokaðýndan geçer. Külhancý Yahudi üstü-baþý simsihay,cehennemi bir görünümle Kadý’nýn önüne çýkar, atýný gemine yapýþýr ve:
-
Allah, kadý’ya kuvvet versin.
Peygamberimizin "Dünya mü’minin zindan, kafire cennetidir"
Sözünün manasý nedir ? Görüyorsunuz ya, dünya mü’min ve Muhammedi olduðun halde- sana cennet;- kafir Yahudi olduðum halde- bana zindandýr.Hadisinin manasý aksiyle ortadadýr.." der.
Üstün kavrayýþ ve fazilet sahibi kadý þöyle cevap verir:
- Þu üzerimde gördüðün dünyanýn süsü ve heybetine raðmen dünya; Allah’ýn cennette hazýrladýklarýna nisbeten benim için zindandýr. Cehennemde seni bekleyen azaba nisbetle dünya (bu haliyle de olsa) senin için cennettir." (Ý.H.Bursevi Ruhu’l-beyan, 111/23) Hurafeler ve Batýl Ýnanýþlar. Ý Lütfi Çakan
Sevincinden Hüngür Hüngür Aðladý
Hz. Aiþe þöyle anlatýyor: Hz. Peygamber bize ya sabah ya akþam gelirdi. Ancak, Allah’ýn kendisine hicret için izin verdiði gün, tam öðle saatinde bize geldi. O saatte hiç gelmezdi. Babam onu görünce :
"Hz. Peygamber bu saatte gelmezdi. Mutlaka önemli bir sebebi var" dedi. Hz. Peygamber içeri girince, babam oturduðu yerden kalkýp yerini ona verdi. Babamýn yanýnda ben ve kýz kardeþim Esma vardý. Hz. Peygamber babama "Onlarý dýþarý çýkar" dedi. Babam
"Ey Allah’ýn Rasûlü, onlar benim kýzlarýmdýr. Anam babam sana feda olsun. Acaba bu iþ nedir " diye sordu. Hz. Peygamber "Allah bana Mekke’den çýkmaya ve hicrete izin verdi" dedi. Babam
"Ey Allah’ýn Rasûlü! Sana arkadaþ olmak istiyorum" dedi. Hz. Peygamber de
"Ben de seni beraber götürmek için geldim" dedi. O güne kadar bir kimsenin sevincinden aðladýðýný görmemiþtim. O gün babam sevincinden hüngür hüngür aðlamaya baþladý. Vallahi o güne kadar, bir kimsenin sevinçten aðlayabileceðini hiç tahmin etmezdim. (Ýbn-i hiþam 11,97,98)
ÖLÇÜLER
"Beþ þey vardýr ki, bunlar müttakilerin alametidir:
1 Dinini güzelleþtirme hususunda istifade edeceði kiþilerler oturup kalkmak.
2 Diline hakim olmak ve iffetini muhafaza etmek.
3 Dünyadan büyük bir nasibe nail olduðunda onun vebal olabileceðini düþünmek, din hususunda küçük bir þey elde ettiðinde ise bunu büyük bir ganimet bilmek.
4 Haram karýþabileceði korkusuyla midesini helal ile týka basa doldurmaktan sakýnmak.
5 Bütün insanlar kurtulmuþ kendisini de helake yaklaþmýþ biri olarak görmek" (ibn hacer, Münebbihat ,s.20)
Çünkü sen onu çok seviyordun
Mekke fethedildiðinde Ebu Bekir(r.a.) gözleri görmeyen ihtiyar babasýný müslüman olmak üzere Allah Rasulü'nün huzuruna getirmiþti.
Rasul-i Ekrem Efendimiz onlarý görünce:
"-Ya Eba Bekir! Ýhtiyar babaný niye buraya kadar getirip ona zahmet verdin? Biz onun yanýna gidebilirdik."dedi.
Hz.Ebu Bekir ise:
"-Onun size gelmesi daha uygundur. Allah'ýn ona sevap vermesini istediðim için onu huzurunuza getirdim."dedi.
Hz. Ebubekir'in babasý Ebu Kuhafe (r.a.),bey'at etmek üzere elini Allah Rasulü'nün mübarek eline uzatýnca Peygamber aþýðý Ebu Bekir (r.a.)kendini tutamayarak aðmaya baþladý.
Rasulallah (s.a.v.), Hz.Ebu Bekir'e hayretle niçin aðladýðýný sordu.Ebu Bekir (r.a.)göz yaþlarý içinde þöyle dedi:
"-Ya Rasulallah, Sana bey'at etmek üzere uzanan þu el,babamýn deðil de Sen'in amcan Ebu Talib'in eli olsaydý da,bu vesileyle Allah Teala benim yerine seni sevindirseydi,kim bilir ne tarifsiz bir nail olurdun.Çünkü sen amcaný çok seviyordun. (Heysemi, vý,174 ibn-i hiþam ýv, 25 ibn-i sa’d v,451)
Sevilenin sevdiðini sevmek ve O'nda fani olmak ancak bu kadar olabilir...
AZ ÖNCE SÖYLEDÝÐÝ DAHA GÜZELDÝ!
Ukbe b. Amir (r.a) anlatýyor:
Develerimizi sýrayla güdüyorduk. Bir gün nöbet bana gelmiþti. Günün sonunda develeri kýra çýkardým. Dönüþte Hz.peygamber’in yanýna geldim, ayakta insanlara hitap ediyordu. Ancak þu sözlerine yetiþebilmiþtim
Güzelce abdest aldýktan sonra iki rekat namaz kýlan ve namaza bütün ruhu ve benliði ile yönelen herkese cennet vacip olur!"
Bunlarý iþitince "Bu ne güzel!" dedim. Önümde duran birisi:
«Az önce söylediði daha güzeldi!» dedi. Baktým, bu kiþi Ömer bin Hattâb idi. O, sözüne þöyle devam etti; Sen daha yeni geldin. Az önce þöyle demiþti:
«Sizden kim güzelce abdest alýr, sonra da: ‘Eþhedü en lâ ilâhe illallâh ve eþhedü enne Muhammeden abdühû ve resûluh', derse kendisine cennetin sekiz kapýsý da açýlýr. Hangisinden isterse oradan cennete girer.» " (Müslim, Tahâret, 17)
FÝRDEVS CENNETÝ’NE VARÝS OLANLAR
Hz. Ömer radýyallahu anh’dan rivayetine göre Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a vahiy indiði zaman, yüzünün yakýnlarýnda arý uðultusu gibi bir ses iþitilirdi.
Gene bir gün Allah’ýn Elçisinin yanýnda bulunuyorduk. O esnada Resulllah’a vahiy indirildi. Ayný durumla karþýlaþmýþtý. Bir müddet ayný durumda kaldýktan sonra, Allah Resulü o an inen, Mü'minûn suresinden þu ayetleri bize okudu.
"Mü'minler kurtuluþa ermiþ, umduklarýna kavuþmuþlardýr.
Onlar namazlarýný Allah'tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tâdil-i erkân ile kýlarlar.
Onlar dünya ve ahiretlerine faydasý dokunmayan her türlü þeyden yüz çevirirler.
Onlar nail olduklarý her türlü nimetin zekâtýný aksatmadan verirler.
Onlar namuslarýný korurlar. Ancak hanýmlarýna veya cariyelerine karþý müstesna; bunlarla olan yakýnlýklarýndan dolayý kýnanmazlar.
Kim helal sýnýrýný aþarak bunlarýn ötesine geçmek isterse, iþte öyleleri haddini aþmýþ olanlardýr.
O mü'minler ki, Allah'a ve kullara karþý olan emânet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar.
Onlar namazlarýný devamlý olarak, vaktinde ve þartlarýna riayet ederek kýlarlar.
Ýþte onlar vârislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine vâris olurlar." (Tirmizi Tefsir ,23/3173)
|