Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1287
Toplam 15269503
En Fazla 20355
Ortalama 2609
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Arýnma bilinci ve tövbe

Tövbe; kulun günahýný ve hatasýný terk edip, dua ve niyaz ile Rabbinden baðýþlanma dilemesi ve O’na dönmesidir. Tövbe; kiþinin kendini yenilemesi ve bir iç onarýmdýr.

09/05/2011

En güzel bir þekilde yaratýlan insan, iyilik yapmaya da kötülük yapmaya da mütemayil bir yapýdadýr. Bu yapýsý gereði o kadar harikulade iþler yapar ki bu yapýlanlarý hayranlýkla izler ve gýpta ederiz. Ama yine ayný insan öyle kötü, çirkin þeyler yapar ki bu durum karþýsýnda da hayrete düþer ve "bunu insan yapamaz" deriz. Ýþte insan, hem iyiliði, güzelliði hem de þerri, kötülüðü temsil eden yönüyle iki zýt durumu bünyesinde birleþtiren bir özelliðe sahiptir. Ýnsan, yaratýlýþýndaki üstün özellikleri doðru bir þekilde kullandýðý ve yaratýlýþ gayesine uygun olarak yaþadýðý takdirde melekten üstün hale gelmekte, bu gayeye uygun olarak yaþamadýðý takdirde ise "hayvanlar gibi hatta daha da aþaðý" (Araf, 179.) bir duruma düþmektedir.

Ýnsan kelimesinin, üns veya nesy kelimelerinden türediði belirtilmektedir. Üns, ünsiyet, yakýnlýk demektir. Bu yakýnlýk, hem insanlara hem de Allah’a yakýnlýðý ifade etmektedir. Nesy ise unutmak anlamýna gelmektedir. Bu durumda insan, unutan varlýk demektir ki bu görüþte olanlar Ýbn Abbas’tan gelen "Ýnsan, ahdini unutmasý sebebiyle bu ismi almýþtýr." rivayetine dayanmaktadýrlar.(DÝA, Ýnsan md.) Kur’an’da insandan (Âdem) söz edilirken, "Andolsun, önceden Âdem’e ahit verdik de unuttu ve onu azim sahibi bulmadýk." (Tâhâ, 115.) buyrulmaktadýr.

Þu halde insan, yaratýlýþ gayesini her an unutabilecek, hata yapabilecek bir yapýdadýr. Nitekim Âdem (a.s.) de Allah’ýn; "Dedik ki: "Ey Âdem! Sen ve eþin cennete yerleþin. Orada dilediðiniz gibi bol bol yiyin, ama þu aðaca yaklaþmayýn, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara, 35.) emrini þeytanýn da kandýrmasýyla unutmuþ ve bunun neticesinde Âdem (a.s.) ve eþi yeryüzüne indirilmiþtir. "Derken, þeytan ayaklarýný oradan kaydýrdý. Onlarý içinde bulunduklarý konumdan (cennetten) çýkardý. Bunun üzerine biz de, "Birbirinize düþman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barýnak ve yararlanma vardýr." dedik." (Bakara, 36.) ayeti bu gerçeði ifade etmektedir. Ýnsanýn unutan bir varlýk olduðunu ifade etmek için ilk insan ve ilk peygamber olan Âdem (a.s.)’in Allahýn "þu aðaca yaklaþmayýn" emrini unutmasýndan hareketle "ilk unutan, ilk insandýr" denilmiþtir. Bu sözle insanýn unutan bir varlýk olduðuna vurgu yapýlmak istenmiþtir. Ancak bu unutmanýn ve yanýlgýnýn ardýndan Âdem (a.s.), bu yanýlgýyla yaþamaya devam etmemiþ, içinde bulunduðu bu durumdan kurtulmanýn yollarýný aramýþtýr. Yaptýðý yanlýþýn farkýna varan Âdem (a.s.), içinde bulunduðu durumdan hemen arýnma, temizlenme ihtiyacý hissetmiþ, iç dünyasýnda bu bilince ulaþtýktan sonra Allah’a yalvarmýþ ve tövbe etmek suretiyle baðýþlanmasýný istemiþtir. Nitekim Âdem (a.s.)’in tövbe ettiði, Allah’ýn da (c.c.) onun tövbesini kabul ettiði Kur’an’da þöyle ifade edilmektedir; “Derken, Âdem (vahiy yoluyla) Rabbinden birtakým kelimeler aldý, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardý. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Þüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok baðýþlayandýr.” (Bakara, 37.) Âdem (a.s.)’in, yaptýðý bir hatadan hemen sonra gönül dünyasýný karartan ve Rabb’ýyla irtibatýna engel olan bu durumu ortadan kaldýrmak için arýnma bilincine ulaþýp tövbeye yönelmesi, tüm inananlara örnek olmalýdýr. Âdem (a.s.) ile ilgili bu ayeti kerimelerin de ýþýðý altýnda insan, öncelikle ciddi bir nefis muhasebesi yapmalý, hayatýný bir film þeridi gibi gözünün önünden geçirmeli ve iþlemiþ olduðu günahlardan piþmanlýk duyarak çýkýþ yolu aramalýdýr.

Arýnma bilinci

Arýnma; temizlenme, ruhun tutkulardan temizlenmesi anlamlarýna gelmektedir. (TDK. Arýnma) Hem maddi hem de manevi olarak temizlenmeyi ifade eden arýnma kavramý; tövbe ile irtibatlandýrýldýðýnda, günah kiri diyebileceðimiz manevi kirlerden temizlenme, bunlardan ruhu arýndýrma anlamýna gelmektedir. Arýnma bilinci ise; kiþinin gönül dünyasýný kirleten kötülükler ve günahlardan rahatsýz olup piþmanlýk duymasý, bunlardan temizlenme anlayýþ ve þuuruna ulaþmasý ve içinde bulunduðu kötü ortamdan kurtulmak için bir arayýþ içerisine girmesi demektir. Böyle bir arayýþ içerisinde olup arýnma bilincine ulaþan insan, "Hayýr! Bilakis onlarýn iþlemekte olduklarý (kötülükler) kalplerini kirletmiþtir." (Mutaffifîn, 14.) ayetinde de belirtildiði gibi iþlediði günahlarýn gönül dünyasýný kirlettiðini bilir ve bunlardan kurtulmak için çareler arar. Ýþte bu çare arayýþý esnasýnda kiþi; "ben niçin yaratýldým, nefsin ve kötü arzularýn peþinde ne zamana kadar sürükleneceðim" diye kendisini ve yaþadýðý hayatý sorgulamaya ve içinde bulunduðu kötü durumdan kurtulmak için aynen Âdem (a.s.)’in yaptýðý gibi çýkýþ yolu aramaya baþlar. Bu arayýþ belli bir noktadan sonra nefsin ve þeytanýn arzularýna "dur" deme noktasýna gelir. Ýþte bu karar, kiþinin hayatýnda dönüm noktasýdýr. Bu karar ayný zamanda Hakk’a yönelme iradesinin ve bu iradenin iþlevsel hale getirilmesinin baþlangýcýdýr. Bu baþlangýç sayesinde insan, gönül dünyasýnda günahýn verdiði sýkýntý, acý ve ýztýrabý hisseder, bunun neticesinde piþmanlýk duyar ve hayatýný yeniden sorgular. Bu devreye psikolojik olarak tövbeye hazýrlýk devresi de diyebiliriz. Bu devrede piþmanlýk ve gözyaþýyla birlikte halimizi olanca açýklýðýyla Rabbimize arz etme ve baðýþlanma isteði vardýr.

Bu hazýrlýk devresinden sonra yapýlmasý gereken, arýnma bilinci ve duyulan piþmanlýðý bir daha eski hatalara dönmemek üzere fonksiyonel hale getirmektir. Bu da ancak karamsarlýða düþmeden umutla ileriye doðru bakarak tövbe etmekle mümkündür. Kiþi tövbe ettiðinde günahlardan arýnacaðýnýn bilincinde olmalý ve iþlediði günahlardan duyacaðý piþmanlýðýn "tövbe" olduðunu unutmamalýdýr.(Ýbn Mâce, Zühd 30, 4251.)

Tövbe; kulun günahýný ve hatasýný terk edip, dua ve niyaz ile Rabbinden baðýþlanma dilemesi ve O’na dönmesidir. Tövbe; kiþinin kendini yenilemesi ve bir iç onarýmdýr. Yani, günah kirleriyle bozulan kalp dengesini yeniden düzene koyma, O’nun gazabýndan lutfuna, azabýndan rahmet ve inayetine sýðýnmadýr. Tövbe ayný zamanda günah duygusuyla, benliðin bir hesaplaþmasý, nefsin, hayatý sorumsuzca sevk ve idaresine karþý, benlik ve iradenin, günahýn karþýsýna dikilip ona geçit vermemesidir. Kýsaca tövbe; günah çukuruna düþen insanýn düzlüðe çýkmasý, vicdanýn aldýðý yaranýn tamir edilmesi ve kalbin yeniden güç, kuvvet kazanmasý ve kiþinin hayatýný yeniden anlamlandýrmasýdýr.

Günahlar, Rabbimizle aramýzdaki sevgi baðýný ve iletiþimi zayýflatýr; O’nun yardýmýna ve rahmetine engel teþkil eder. Manevi kiþiliðimizi zedeler, gönül dünyamýzý karartýr. Bu bakýmdan tövbe, Allah ile sevgi baðlarýmýzý yeniden tesis etmek, günah ile kirlenen gönül dünyamýzý yeniden temizlemektir. Kullarýna sonsuz rahmet eden ve baðýþlanma kapýsýný sonuna kadar açýk tutan Yüce Rabbimiz, günah iþlediðimizde, hata yaptýðýmýzda nasýl davranacaðýmýzý þöyle açýklamaktadýr; "Yine onlar, çirkin bir iþ yaptýklarý yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ý hatýrlayýp hemen günahlarýnýn baðýþlanmasýný isteyenlerki Allah’tan baþka günahlarý kim baðýþlar ve bile bile iþledikleri (günah) üzerinde ýsrar etmeyenlerdir. Ýþte onlarýn mükâfatý Rab’leri tarafýndan baðýþlanma ve içinden ýrmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedi kalacaklardýr. (Allah yolunda) çalýþanlarýn mükâfatý ne güzeldir!" (Al-i Ýmran, 135-136.)

Bu ayet-i kerimede çirkin bir iþ yapýldýðýnda nasýl davranýlmasý gerektiði açýkça ortaya konulmaktadýr. O da; iþlenen kötülüðün ardýndan hemen Allah’ý hatýrlayýp, iþlenen günahta ýsrar etmeyerek baðýþlanmayý dilemektir. Ýslam dininde kiþinin umutsuzluða düþmesine, yeis içinde olmasýna yer yoktur. Zira Cenab-ý Hak kendisinden baðýþlanma dileyen kimsenin bu isteðini boþa çýkarmaz. Nitekim ayet-i kerimede Allah’ýn rahmetinden ümit kesilmemesi vurgulanarak þöyle buyrulmaktadýr: "De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aþýrý giden kullarým! Allah’ýn rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Þüphesiz Allah bütün günahlarý affeder. Çünkü O, çok baðýþlayandýr, çok merhamet edendir. Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardým edilmez.” (Zümer, 53,54.)

Allah’ýn (c.c.) rahmeti bütün mevcudatý çepeçevre kuþatmýþ, O’nun rahmeti gazabýný geçmiþtir. (Müslim, Tövbe, 3.)O’nun bu rahmeti ve baðýþlamasý sayesinde kiþi, günah bataklýðýndan kurtulur ve düzlüðe çýkar. "Eðer Allah’ýn nimet ve rahmeti üzerinizde olmasaydý, pek azýnýz müstesna, muhakkak þeytana uyup gitmiþtiniz.”(Nisâ, 83.) ayeti de bu gerçeði ifade etmektedir. Zira Rabbimiz Afüvv, Gafur ve Rahim gibi, affetmeyi, baðýþlamayý, tövbeleri kabul etmeyi ve merhameti içeren isimlerin sahibidir. Fakat insanýn bu isimlerden nasibini alabilmesi için, o isimlerin tecellisini saðlayacak þekilde hareket etmesi gerekir. Bunun baþta gelen þartý da, Allah’tan (c.c.) baðýþlanma dilemek ve O’na içtenlikle tövbe etmektir. Eðer insan böyle bir tavýr içerisine girmez, günahlarla iç içe yaþamaya devam ederse zamanla günahýný günah olarak görmez ve bunu normal bir durum olarak algýlamaya baþlar. Ýþte bu, günahýn manevi dünyamýzý kaplamasý halidir.

Yüce Allah’ýn kuluna tövbe etme fýrsatý bahþetmesi O’nun sonsuz rahmetinin bir ifadesidir. Allah (c.c.), kullarýný iþledikleri günahlar yüzünden hemen cezalandýrmamakta, baðýþlanma dilemeleri için mühlet vermekte ve rahmet kapýsýný günün her anýnda açýk tutmaktadýr. Yüce Allah’ýn bir ismi de "Tevvab" dýr. Kullarýnýn baðýþlanmak için her yöneliþlerinde onlara rahmet ve maðfiretiyle karþýlýk verir, onlarýn günahlarýndan dolayý samimi tövbe etmelerinden hoþnut olur. "Hiç þüphesiz Allah hem çok tövbe edenleri, hem de çok temizlenenleri sever." (Bakara, 222.) ayeti de Allah’ýn tövbe edenlerden hoþnut olacaðýna iþaret etmektedir. Ayný þekilde hadislerde de Allah’ýn kulun tövbesinden hoþnut olduðu belirtilerek þöyle buyurulmaktadýr; "Allah (c.c.), sizden birinizin tövbe etmesiyle o kimsenin yitiðini bulduðu zamanki sevinmesinden daha çok sevinir." (Ýbn Mace, "Zühd", 30, 4247.), "Allah (c.c.), kulunun yaptýðý tövbeden dolayý, çölde bineðini üzerinde yiyeceði ve içeceði ile birlikte kaybeden, bundan dolayý umutsuzluða düþen, sonra bir aðacýn altýna gelip ümitsizce otururken birdenbire bineðini yaný baþýnda bulan, yularýndan tutup sevincinden ne diyeceðini þaþýran kimseden daha fazla sevinir." (Müslim, Tövbe 1, Hadis no: 2744, 4/2103; Ibn Mâce, Zühd 30, Hadis: 4249, 2/1419; Buharî, Deavât 3, 8/84; Tirmizî, Kýyame 49, Hadis no: 2498, 4/659; Ahmed bin Hanbel, 1/383.)

Kullarýna olan rahmeti gereði onlarýn tövbe etmesine sevinen Allah’ýn (c.c.), maðfiret kapýlarýný daima açýk tutuðunu belirten Peygamberimiz (s.a.s.); “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah iþleyenlerin tövbesini kabul etmek için gece, gece günah iþleyenlerin tövbesini kabul etmek için de gündüz kulun tövbe etmesini bekler, bu durum kýyamete kadar devam eder. (Müslim, Tevbe, 32, H.No: 2760.) buyurmaktadýr. Þunu hiçbir zaman unutmayalým ki Allah (c.c.), tövbeleri kabul eden ve kullarýna çok merhametli olandýr. (Tevbe, 104.)Yeter ki biz tövbe edelim ve O’na yönelelim.

Ýnsanlarýn günah iþlemekten uzak olmalarý genellikle mümkün olamayacaðýna göre her hangi bir günah iþlendiðinde yapýlmasý gereken; hemen tövbe ile bu günahtan kurtulmaktýr. Sevgili Peygamberimiz de; insanoðlunun her birinin günah iþleyebileceðini ama günahkârlarýn en iyisinin tövbekârlar olduðunu ifade etmiþtir. (Tirmizî, Kýyâmet 50, 2501; Ýbn Mâce, Zühd 30, (4251.) Ayrýca Sevgili Peygamberimiz kendisinin de Yüce Allah’a günde en az yetmiþ kere tövbe ve istiðfarda bulunduðunu belirtmiþ (Buharî, Deavât 3, 8/83; Tirmizî, Tefsir 48, 3259, 5/383.) ve bizlere de; “Ey insanlar, Allah’a tövbe edin!” (Müslim, Zikir ve Dua 12, Hadis no: 2702, 4/2075; Ýbn Mâce, Edeb 57, Hadis no: 3816, 2/1254.) “Kalbimin üzerini unutkanlýk (sýkýntý-gaflet) kaplar da bunun için günde yüz defa istiðfar ederim.”(Ebû Dâvud, Salât  Istiðfar, Hadis no: 1515, 2/84.)buyurmuþtur.

Tövbe nasýl olmalýdýr

Tövbe kulun içinde bulunduðu kötü durumdan ve günahlardan uzaklaþýp Allah’a (c.c.) yönelmesi anlamýna geldiðine göre bu anlayýþla baðdaþmayan bir þekilde, sadece sözle; “iþlediðim günahlara tövbe ettim” demesi ve arkasýndan da yine ayný günahlarý tekrar tekrar iþlemesi, gerçek anlamda tövbe etmek deðildir. Zira tövbe ettikten sonra günaha geri dönmek Allah’a verilen sözü tutmamaktýr. Bu ise tövbeyi gerçek anlamda kavrayamamaktýr. Hem günaha piþmanlýk duymamak, onu yapma isteði içinde bulunmak, hem de O’nun maðfiretini istemek Allah’a karþý saygýsýzlýktýr. Nitekim bir ayet-i kerimede tövbenin ardýndan kiþinin eski kötü alýþkanlýklarýndan vazgeçip durumunu düzeltmesi vurgulanarak þöyle buyrulmaktadýr: “Her kim de iþlediði zulmünün arkasýndan tövbe edip durumunu düzeltirse kuþkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Þüphesiz Allah çok baðýþlayandýr, çok merhamet edendir.” (Maide, 39.)

Nitekim Yüce Allah, birçok ayet-i kerimede bizleri tövbeye davet etmekte ve bunun nasýl olmasý gerektiðini de þöyle açýklamaktadýr: “Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin günahlarýnýzý örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandýrmayacaðý günde, Allah sizi, içlerinden ýrmaklar akan cennetlere sokar. Onlarýn nurlarý önlerinden ve saðlarýndan aydýnlatýr, gider. "Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi baðýþla; çünkü senin her þeye hakkýyla gücün yeter" derler." (Tahrim, 68.) Ayet-i kerimeden de anlaþýldýðý üzere Allah’a "nasuh" bir tövbe ile tövbe edilmelidir. Bu da; içten, samimi ve günahlara piþmanlýk duyarak, bir daha günahlara dönmemek üzere yapýlan tövbedir.

Tövbe-i nasuh nedir diye sorulduðunda Peygamberimiz (s.a.s.), kulun yapmýþ olduðu günaha öyle piþmanlýk duymasý, Allah’a özrünü öyle arz etmesidir ki, sütün memeye tekrar dönme ihtimali olmadýðý gibi, kiþinin o günaha tekrar dönmemesidir diye cevap vermiþtir. (Ahmed b.Hanbel, Müsned, I, 446.)

Tövbenin nasýl olmasý gerektiði hususunda Hz. Ali (r.a.)’den gelen þöyle bir rivayet vardýr: Bir gün bedevilerden biri Hz. Peygamber’in mescidine girer ve "Estaðfirullah ve etûbu ileyk: Allah’ým, beni baðýþlamaný diliyor ve Sana tövbe ve istiðfar ediyorum" der ve namazýný kýlar. Bunu gören ve duyan Hz. Ali, adam namazýný bitirince ona: "Yalnýzca dil ile çabuk çabuk geçiþtiriliveren tövbe, yalancýlarýn tövbesidir, senin tövben, tövbeye muhtaçtýr." der. Bunun üzerine o adam: "Ey müminlerin emiri, o halde tövbe nedir?" diye sorar. Bunun üzerine Hz. Ali, þu açýklamada bulunur:

"Tövbe, þu altý þeyle mümkün olur:

1- Geçmiþte iþlenmiþ olan günahlardan piþman olmak ve yerine getirilmemiþ farzlarý iade (kaza) etmek,

2- Baþkalarýna haksýzlýk ve eziyet etmeyi býrakmak,

3- Husumet ve düþmanlýðý terk etmek,

 4- Günah ve kabahatler içerisinde büyüyen nefsi, Allah’a itaat içerisinde küçültüp ona hiçliðini kabul ettirmek,

5- Ýtaatsizlik ve günah iþlemenin sözde tadýný çýkaran nefse, itaat edip günahlardan uzak durmanýn acýlýðýný da tattýrmak,

6- Gülüþlerinden her birine bedel olmak üzere, aðlamak." (Fahreddin Razi, Tefsir-i Kebir, (Mefatihu’l Gayb) Þûra Suresi, 25. ayetin tefsiri; el-Âlûsî, Ruhu’l-Meânî, 25/36; Tefsîru Kadý Beyzavî, 3/515.)

Tövbe etme konusunda acele edilmeli ve bir daha da günahlara dönülmemelidir. Nitekim ayet-i kerimede kabul olunacak tövbenin ne olduðu þöyle açýklanmaktadýr: "Allah katýnda (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah iþleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. Ýþte Allah bunlarýn tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkýyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahlarý) yapýp yapýp da kendisine ölüm gelip çatýnca, "Ýþte ben þimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki deðildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazýrlamýþýzdýr." (Nisa,17-18.)

Tövbede bir diðer önemli nokta da eðer iþlenen günah kul hakkýyla ilgiliyse mutlaka hak sahibi ile helalleþmektir. Zira Yüce Allah, kul haklarýnýn ödenmesini emretmektedir. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz þöyle buyurmuþtur: "Kimin yanýnda, kardeþinin (maldan, candan veya namustan yana) yenmiþ bir hakký varsa, ondan, kendi iyiliklerinden alýnýp kardeþine verileceði gün gelmeden önce, daha þimdiden helallik alsýn!" (Buhârî, Mezâlim 10, Rikak 48; Ahmed bin Hanbel, II/506.)

Kul hakkýndan ancak hak sahibine hakkýný vermekle kurtulmak mümkündür. Örneðin; bir kimseye el ve dil ile verilen zarara karþýlýk yalnýzca Allah’a tövbe etmek yetmez. Kime zarar verdiyse ona verdiði zararý karþýlamasý gerektiði gibi, helallik istemesi de gerekir.

Þayet kul hakký, alýþveriþteki çeþitli hileler, aldatma, kusuru gizleme, iþçinin ücretini vermeme, borcunu ve ödemesi gerekeni gerektiði gibi yerine getirmeme, hýrsýzlýk ve gasp yolu ile baþkasýnýn malýný zimmetine geçirme gibi þeylerde ise, bunlarý servetinden ayýrýp ödemesi þarttýr. Bu ödemelere riayet etmezse zalimlerden olur. Ödenmeyen kul hakkýnýn ahiretteki ödeme þekli çok aðýr olacaktýr. O yüzden mümin, en küçük ayrýntýya kadar kendisini hesaba çekmeli ve þayet üzerinde baþkalarýnýn haklarý varsa bunu büyük hesap gününden önce ödemelidir. "Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuþ kimseler kýl. Soyumuzdan da sana teslim olmuþ bir ümmet kýl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansýn." (Bakara, 128.)

 

Bu yazý 5739 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

15 Sevvâl 1445 |  24.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Öyle bir günden sakýnýn ki o gün hiç kimse baþkasýnýn yerine birþey ödeyemez, kimseden þefaat kabul edilmez, hiç kimseden fidye alýnmaz, hem onlara yardým da edilmez."



( Bakara Suresi - 48)

Bir Hadis

Ebu Eyyub (r.a.) anlatýyor:

Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Eðer siz hiç günah iþlemeseydiniz, Allah Teâlâ hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah iþleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) maðfiret edeceði kimseler yaratýrdý."

Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizî, Da'avât 105, (3533).

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Rabbimiz! Bizi sabýrla donat, bize sebat ver ve inkârcý topluluða karþý bize yardým et!”


Bakara Suresi-250

Hikmetli Söz

Bal kavanozunun içine düþen karýncalar, hiçbir zaman dýþarýya çýkamazlar !

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com