Dünya sevgisi
Bir gün dostlarý Rabia el Adeviyye hazretlerini (ks) ziyaret ederler. Dünyadan söz açýp onu kötülemeye baþlarlar. Bunun üzerine Hz Rabia þöyle der:
Dünyadan söz etmeyi býrakýn artýk. Eðer dünya kalbinizde yer etmeseydi ondan bu kadar çok söz etmezdininz. Kim bir þeyi severse çok anar..
Besmele Bereket Getirir
''Bir nimet verirken bismillah diyerek ver. Bir nimet alýrsan, bismillah deyip al. Verdiðin, aldýðýn elin üstünde bismillahý Rahman ve Rahim olan Allah'ýn ismini gör. Böyle olursa verdiðinde aldýðýnda deva olur'' (Bediüzzaman Said Nursi hazretleri).
Besmele ile baþladýðýmýz her iþ bereketli olur. Günlük iþlerimizden, aldýðýmýz kararlara kadar her iþe baþlarken besmele çekmeliyiz. Evimizden çýkarken, arabamýza binerken, yataðýmýzdan kalkarken, yemek yerken, sadaka verip alýrken, oturup kalkarken... Hatta bir iþe baþlarken unuttuðumuzda bile yeni baþlýyor gibi niyet edip besmele çekmeliyiz. Besmeleyi her kapýyý açan bir dua olarak bilmeli, dilinden besmeleyi düþürmeyen insanlardan olmaya çalýþmalýyýz.
Gerçek sevgi nasýl anlaþýlýr
Gerçek sevgi kendini þu üç tercihle belli eder:
1. Seven kiþi sevdiðinin sözünü baþkalarýnýn sözüne tercih eder.
2. Sevdiðinin yanýnda bulunmayý baþkalarýnýn yanýnda bulunmaya tercih eder.
3. Sevdiðinin hoþnutluðunu baþkalarýnýn memnuniyetine tercih eder.
Ýmam Gazali, Mükaþefetül Kulub
Biliyor musunuz ?
Moðollar da, Amerika da Baðdat’ý iþgal edince kütüphaneyi yaðmalattýlar.
Günahý önemsiz görünce
Günahý küçümsemek, onlarýn artmasýna ve sonuçta kalbin kararmasýna sebep olmaktadýr. Peygamber Efendimiz s.a.v ., çok sýk tekrarlanan bir hadisi þerifinde: “Ýnsan bir günah iþlediðinde kalbinde küçük bir siyah leke olur. Günahlarýna devam ettikçe lekeler büyür ve zamanla bütün kalbi kaplar.” buyurmaktadýr.
Küçük günahlarda ýsrar, onlarýn büyümesiyle; büyük günahlarýn tekrarý ise nefsimizin iyice azmasý ve bedenimizde egemen olmasýyla sonuçlanýr.
Hz. Peygamberimiz, “Üzerinde ýsrar edildikçe, küçük günah yoktur” buyurmuþtur. (el- Irâkî , el- Muðnî , IV/ 22-23 ). Bir baþka hadisi þerifte de: “Ey Aiþe ! Göze önemsiz görünen günahlardan sakýn! Çünkü bu günahlar için, Allah tarafýndan görevlendirilmiþ bir görevli vardýr. Küçük günahlar insanda bir araya gelince onu helâk eder.” buyurur. ( Ýbn Mace , Zühd , 29)
Kýsaca, küçük veya büyük günahlarýn insandaki temel etkisi, onun ruhunda deprem meydana getirmesidir. Ruh ve kalp alt-üst olmuþtur ve ilâhî özü taþýyan ruh ve kalp o kiþide fonksiyonlarýný yerine getirememektedirler. Tevbe etmedikçe insan yalnýz ve dayanaksýzdýr.
Ýlim, Amel, Ýhlas
Çiftçi tarlasýný eker ve bekler. Beklediði þey mahsüldür. Ne ekmiþ ne kadar ekmiþse hasat zamaný o karþýlýðý alacaktýr. Ahirette yüz aðartan bir hasat için de dünya tarlasýnda ilim, amel ve ihlâs bulunmalýdýr.
Kul týpký çiftçiye benzer. Dünya onun tarlasý, iyilik ve kötülükler ekini, ahret ise hasatýdýr. Dünya tarlasýna ektiði her þey ahret mevsiminde önüne mahsul olarak konacaktýr. Ne bir eksik ne bir fazla…
“kim zerre aðýrlýðýnca hayýr iþlerse, onu görür. Artýk kim zerre aðýrlýðýnca bir þer (kötülük) iþlerse, onu görür. (Zilzal suresi 7 / 8)
Hasat mevsimi olan ahrette önüne konan mahsül, ebedi hayat için dönüm notasýdýr. Onunla ya çocuklar gibi sevinip. Mutlu olur yahut idamlýklar gibi periþan…peki nedir bereketli, verimli hasadýn sýrrý? Yani dünyada neyi nasýl ekmeliyiz ki ahirette biçeceðimiz mahsul bizi mutlu kýlsýn, bizi kurtarsýn.
Hayýr söylemek veya susmak
Kulaðýmýz var, duymamýz için; gözümüz var, görmemiz için... Bu organlarýmýza raðmen her þeyi duymamak, her þeyi görmemek ve dolayýsýyla duyduðumuz ve gördüðümüz her þeyi baþkalarýna söylememek...
Her istediðimizi herkese söylemeye devam edersek, istemediklerimizi de iþitmeye katlanmalýyýz. Bu baðlamdaki ilâhî uyarýya dikkat etmemiz gerekiyor:
“Hakkýnda kesin bilgi sahibi olmadýðýn þeyin peþine düþme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunlarýn hepsi ondan sorumludur.” (Ýsrâ, 36)
Ebû Þureyh el-Huzaî, Hz. Peygamber s.a.v.’den rivayetle þöyle demiþtir: “Allah’a ve Ahiret gününe iman eden kimse komþusuna iyilik etsin. Allah’a ve Ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve Ahiret gününe iman eden kimse, ya hayýr söylesin veya sussun.” (Tecrid-i Sarih Tercemesi, 12/131)
Geceleri Ýhya Etmek
Ramazan gecelerini ihya etmenin de ayrý bir önemi vardýr. Sahabilerin bildirdiðine göre, Resülullah Efendimiz (s.a.v) onlarý kesin bir emirde bulunmaksýzýn ramazan gecelerini ihyaya teþvik ederdi.Buyururdu ki : "Kim ramazan gecesini sevabýna inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse, geçmiþ günahlarý affedilir" (Buhâri; Tirmizi).
Ramazan gecesine özgü ibadetlerin baþýnda, bilindiði gibi teravih namazý gelir. Teravih, cemaat þuurunu artýran, insanlarýn birbirleriyle kaynaþmasýna sebep olan, kardeþ olmayý öðreten güzel bir ibadettir.
Ayrýca bu ayda teheccüd namazýna da önem vermek gerekir ki bu, geceleyin bir müddet uyuduktan sonra kýlýnan namazdýr. Hadis-i þerifte bildirildiðine göre geceleyin kalkýp, eþini de uyandýrarak iki rekât namaz kýlan kimsenin, Allah Teâlâ'yý çokça zikreden erkekler ile kadýnlardan yazýlacaklarý haber verilmiþtir (Ebu Davud; Ýbn Mâce)
Ýbrahim Hakký Hazretleri Böyle Nasihat Etti
Baþkalarý hakkýnda güzel düþün, suizanda bulunma. Herkese güzel gözle bak, kimseyi düþük görme. Hatta kendi Nefsini herkesten alçak bil. Haramlardan ve þüphelilerden sakýn. Cömert ol, daðýtarak iki cihaný gönülden çýkar.
Bütün iþlerde dostça, acele etmeden orta halli ol. Dünya ve ahiret ehlinden her sýnýf insana yaratýlýþýna göre mülayim ol, yumuþak söyle. Dilini güzel sözlere alýþtýr, hayýrlýyý söyle, þirin cevap al. Cümle halk hakkýnda hayýr dile, herkese ayný þefkatle nazar et.
Dünyada ehlinin hizmetine gitme. Dilini dünyaya satma. Ona karþý minnetsiz ol. Ýlim ve dini yay. Ailene ve çocuklarýna adeletli davran. Terbiye ederken mülayim ol. Allah’ýn yarattýklarýna karþý öfkene sahip ol ki, Allah’tan mükafat bulasýn. Kýzgýnlýðýn gizle Allah’ýn sana nasýl davranmasýný isterken, ayný þekilde halka davran. Hiç kimseyi incitme ve kimseden incinme. Halkýn eziyetini haktan bil. Nitekim dediðimiz gibi:
Nefsine kabul et Hakk’ý halký incitme / Kim incitirse seni, Hak’tan anla sen.
Hz.Mevlana böyle dua etti
Ben kendi nefsimin hilesinden,fitnesinden daima sana sýðýnmadayým. Ben seninim,beni tekrar bana verme.Senden baþka baþým varsa yok olsun;sensiz varsam yak,yandýr varlýðýmý.
Efendim, Mevlam!Ben,eskiden iþlenmiþ günahlara,geçmiþteki yaptýklarýma tövbe edenim.Telef olmuþ, yok olup gitmiþ aþýðýn özrünü kabul etmez misin?Benim piþmanlýðým,her ne kadar senin bol kereminden,merhametinden,kendi varlýðýma yönelmek ve cömertliðini incitmekse de,efendim,Allahým beni affet,beni affet, beni affet!
Bir kez daha kulluðumu kabul et.Bu acizliðime,bu periþanlýðýma acý...
Ey zorluklarý kolaylaþtýran yüce Allah! Selviler,güller,baðlar,bahçeler senin lutfünla ,ihsanýnla mest olmuþlar Gül senden hoþ bir koku almýþ,senin güzelliðini görmüþ,sana hayran olmuþ,kendinden geçmiþ. Güllün yanýndaki diken de sarhoþ ve baygýn halde.Bana bir sevgi kadehi lutfet de,ben de kendimden geçeyim, böylece hepimiz senin sarhoþun olup çýkalým.
Ýbrahim Hakký Hazretleri Böyle Nasihat Etti
Sana yapýlan eziyeti,sövgüyü ve zulmü, yapan kiþinin zimmetine havale et. Mütevazilere tevazulu ol, Kibirlilere müsamahalý davran. Sana bir misafir geldiðinde, onu güler yüzle karþýla.Gücünün yettiði Kadar ve onun mertebesinin kaldýrdýðý kadar ikramda bulun. Elbette büyükleri vakarla aðýrlamak ve alimleri tazim gerekir. Zayýflara yardým etmek icap eder. Çokça hediye ver, tazimle karþýla Misafirinin karnýný doyurmaya çalýþ, ziyaretçine ikramda bulun, hizmetini kendi elinle gör.
Caným oðlum, Allah`tan gayrisinin, kalp ile hakikat arasýnda kara bir bulut gibi bir perde olup kalbe hicran verir. Artýk kalbine gelen vesveselerden uzak dur. Gönlünde Hakk`ýn huzuruna olsun. Gönlün hallerinden ve aþk ahvalinden haberdarsýn. Fakat sýrlar ve aþk ahvali gönülde kalmalýdýr. Ancak akýl ve din ile amel etmelisin. Ola ki teslimiyet ve itaat sebebiyle rýzamýzý elde eder ve Nefisani alakalardan kurtulursun. senin için de bundan büyük devlet olmaz. Kulun vazifesi teslimiyet ve itaattir. Teslimiyet, rýza yollarýnýn en güvenilir olanýdýr. Daima tefekkür et.
Peygamberimizin yaþlýlara karþý tutumu
Yaþlýlýk, insanýn gücünde, sýhhatinde, bilgi vb. yönlerinde zayýfladýðý hatta baþkalarýna muhtaç olduðu bir zaman dilimidir. (Nahl, 16/70; Yasin, 36/68) Hz. Peygamber (s.a.s.), yaþlýlara karþý son derece müþfik idi. O pek çok yerde yaþlýlara öncelik tanýmýþ (Müslim, "Rüya", 19); ayrýca "Küçüðüne acýmayan, büyüðüne saygý göstermeyen bizden deðildir." (Tirmizi,"Birr",15) buyurarak yaþlýlara saygýlý olmamýzý istemiþtir. Peygamberimizin, "Yaþlýlara saygýnýn, Allah' a duyulan saygý ve tazimden ileri geldiðini" belirtmesi (Ebu Davud, "Edeb", 20) son derece manidardýr. Yine O, "Zayýf ve düþkünlerinize dikkat ediniz ! Zira siz ancak düþkünleriniz sayesinde yardým görür ve rýzýklanýrsýnýz." (Ebu Davud, "Cihad", 69) buyurmuþtur.
Çin bambu aðacýnýn ilginç hikayesi
Bambu aðacý sadece Çin'de yetiþiyor. Peki Türkiye'de yetiþemez mi? Belki iklim özellikleri olarak bazý yörelerimizde yetiþebilir. Yalnýz bir þartý hatýrlatmak lâzým ki, Çin bambu aðacý sabýr ve sebat gerektiren bir aðaçtýr. Onu yetiþtirirken çok ama çok sabretmek gerekir.
Topraða buðday veya nohut, fasulye ektiðinizde bunlarýn çimlenmesi çok kýsa sürer. 15 gün, bir ay veya en geç iki ay da filizlenip büyümeye baþlar. Emek verenlerin hemen yüzlerini güldürürler.
Þimdi de Çin bambu aðacýna gelelim. Bunun tohumunu topraða dikiyorlar. Sulanýyor, gübreleniyor. Üç ay geçiyor, filizlenme yok. Yine sulanýyor, bakýmý yapýlýyor. Altý ay geçiyor, hâlâ filizlenme yok. Yine sulanýyor, bakýmý yapýlýyor. Filizlenme yok. Bir sene geçiyor, yine yok.
Çoðumuz bir sene geçtiði halde diktiðimiz þey filizlenmiyorsa býrakýrýz ve bakýmýndan vazgeçeriz. "Demek ki bu yetiþmeyecek!" deriz. Ama Çinliler sabýrlý insanlar. Sabýrlý olduklarý, çok zahmetli iþ olan ipek üretiminden belli.
Çin bambu aðacý bir yýl, iki yýl, üç yýl, dört yýl ve nihayet beþ yýl boyunca filizlenmiyor. Ama beþinci yýlýn sonunda tohum topraktan çýkýyor, filizleniyor. Çinliler tam beþ yýl sabrediyorlar. Peki, sonra ne oluyor biliyor musunuz? Altý haftada 27 metre uzuyor. Evet, yanlýþ okumadýnýz. 27 metre.
Þimdi þöyle bir düþünelim: Bu aðaç altý haftada mý büyüdü? Yoksa beþ yýl + altý haftada mý? Evet, sabýr ve sebât öyle bir týlsýmdýr ki, kendini yenen kazanýr, kendine yenilen kaybeder.
Ýmam-ý Rabbani’den
Tefekkür etmek, basiretli olmak ve kalbi çalýþtýrmak gerekir. Aksi halde kýyamet gününde piþman olmak ve hüsrana uðramaktan öte bir þey yoktur.
Amel iþleme zamaný þüphesiz gençlik zamanýdýr. Akýllý olan, hayatýnýn bu döneminin zayi etmeyip fýrsatý deðerlendirir. Ýhtiyarlýk çaðýna ulaþamamak da var! Ulaþýlsa da toparlanýp kendine gelmek mümkün olmayabilir. Bununda mümkün olduðunu farzetsek bile, zaaf ve acziyetin insaný kuþattýðý ihtiyarlýk döneminde insan amellerini tam olarak yerine getirmeye güç yetiremeyebilir. Ama þu an amellerini tam olarak yerine getirebilmek için her imkan mevcut.
|