Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3242
Toplam 15252474
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

RAMAZAN HÝLÂLÝ GÖRÜLDÜ MÜ?

"Ey iman edenler, sizden öncekilere yazýldýðý gibi oruç, size de yazýldý (farz kýlýndý). Umulur ki sakýnýrsýnýz."1
13/07/2012

 

   

“Bu, orucun farz kýlýnýþý ile ilgili bir benzetmedir. Yani, bu ibadet, Hz. Âdem’den sizin zamanýnýza kadar bütün Peygamberlere ve ümmetlere farz kýlýnmýþtýr. Allah Teâlâ bunu, sadece size deðil, istisnâsýz, diðer bütün ümmetlere farz kýlmýþtýr, demektir.           

Bu sözün mânâsý, orucun meþakkatli bir ibadet olduðudur. Meþakkatli bir þey umumî leþince ona katlanmak da kolay olur.”2 diyor meþhur müfessir âlimlerden imam Fahruddin er-Râzî (rh.a.)…  

Ýbn Ömer (r.anhuma)’nýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur: 

“Ýslâm, beþ þey üzerine kurulmuþtur: Allah’dan baþka hak ilâh olmadýðýna ve Muhammed’in Allah’ýn Rasulü olduðuna þehadet etmek, namaz kýlmak, zekât vermek, hacc etmek ve Ramazan orucunu tutmak.”3 

Allah Azze ve Celle: 

“Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladým ve size din olarak Ýslâm’ý seçip beðendim.”4 buyurmaktadýr. 

Hiç þübhesiz Allah katýndaki din Ýslâm’dýr.5 Hak din ve Hakk’ýn dini: Ýslâm! Hak din Ýslâm binâsýnýn beþ rüknünden birisi de, önceki ümmetlere farz kýlýndýðý gibi, son ümmet olan  

“Vasat Ümmet” için de farz kýlýnan “Ramazan Orucu” dur!

Allah Teâlâ, mü’min müslüman kullarýna farz kýldýðý Ramazan orucunun hikmetlerini ve ahkâmýný þöyle beyan buyurmaktadýr: 

“(Oruç) sayýlý günlerdir. Artýk sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadýðý günler sayýsýnca baþka günlerde (tutsun). Zor da yanabilenlerin (güç yetiremeyenlerin) üzerinde de bir yoksulu doðuracak kadar fidye (vardýr). Kim gönülden bir hayýr yaparsa bu da, kendisi için hayýrdýr. Oruç tutmanýz -eðer bilirseniz- sizin için daha hayýrlýdýr. 

Ramazan ay’ý. Ýnsanlar için hidayet olan ve doðru yolu ve hak ile bâtýlý birbirinden ayýran apaçýk belgeleri (kapsayan) Kur’ân, onda indirilmiþtir. Öyleyse sizden kim bu aya þahid olursa, artýk onu tutsun. Kim de hasta veya yolculukta olursa, tutmadýðý günler sayýsýnca diðer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylýk diler,  size zorluk dilemez. (Bu kolaylýðý) sayýyý tamamlamanýz ve sizi doðru yola (hidayete) ulaþtýrmasýna karþýlýk Allah’ý büyük tanýmanýz içindir. Umulur ki þükredersiniz.”6 

Rabbimiz Allah, kendisine yakîn derecede iman eden kullarýna oruç tutmayý farz kýlmýþtýr… Kadýn olsun, erkek olsun her mü’min kul, Orucun farz kýlýndýðýna kesin iman etmek zorundadýr… Oruç onlara farz kýlýndý ve bu ibadetlerini, Kamerî aylardan olan Ramazan ayýnda gerçekleþtirmeleri gerek… Çünkü Allah, onlara Ramazan ayýnda oruç tutmayý emretmektedir… 

Oruç ibadetinin zamaný, Allah tarafýndan beyan buyrulmuþtur: “Ramazan ayý!” Bu ibadetin Ramazan ayýnýn bütününde, yani bir tam ayda yerine getirilmesi farzdýr… Buna, kadýn-erkek her müslüman þübhesiz iman eder… Bu, böyle! 

Bir ayýn tamamýnda oruç tutmayý emreden Âlemlerin Rabbi Allah, Ramazan ayýnýn nasýl baþlayýp, nasýl biteceðinin bilgisini, Rasulü Muhammed (s.a.s.)’e bildirmiþ ve vahyedilen Kur’ân-ý Kerim’i açýklamakla görevli kýlýnan Rasulullah (s.a.s.),7 bu deðiþmez ölçüyü ümmetine beyan buyurmuþtur… 

Her ibadetin ölçüsü, onu emreden Allah tarafýndan Rasulü Muhammed (s.a.s.)’e beyan buyrulmuþ,  Rasulullah (s.a.s.) de ümmetine duyurmuþ ve fiilî Sünneti ile apaçýk göstermiþtir…

 

Ýmam Mâlik (rh.a.)’e þu rivayet edildi:

Rasulullah (s.a.s.): 

Size iki þey býrakýyorum. Bunlara sýmsýký baðlandýðýnýz sürece, asla doðru yoldan sapmayacaksýnýz. Bunlar: Allah’ýn Kitabý ve Nebîsinin Sünnetidir.”8 

Mü’min müslümanlarýn ölçüsü bu! Eskimez, günü geçmez, pörsümez ve asla deðiþmez!.. 

Bu ölçüye göre, Ramazan ayýnýn baþlamasý ve bitmesi, yani oruç ibadetinin baþý ve sonu nasýl olur? Deliller ile izaha çalýþalým… 

Abdullah Ýbn Ömer (r.anhuma) rivayet eder. 

Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur: 

“Biz, Ümmî bir topluluðuz. Yazý yazmaz ve hesab yapmayýz. Ay, bazen þöyledir, bazen böyledir.” 

Ravi dedi ki:

— Rasulullah bununla, bir defa ay yirmi dokuz, bir defa da otuzdur, demek istiyor.9

Allâme Ýbn Hacer el-Askalânî (rh.a.), “Sahih-i Buhârî”nin meþhur þerhlerinden olan “Fethu’l-Bârî” adlý eserinde bu hadisi þerhederken þunlarý beyan eder: 

“Hz Peygamber (s.a.s.) bu sözü söylerken, o dönemdeki Arab toplumunun genel yapýsýný anlatmýþtýr. Arab toplumunda yazmayý ve hesabý bilenlerin varlýðýna dayanarak, Rasulullah (s.a.s.)’in dile getirdiði bu duruma karþý çýkýlamaz. Çünkü o dönemde yazmayý ve hesabý bilenler çok azdý. Bu hadiste hesab ile kasdedilen, yýldýzlarýn hareketleri hakkýndaki bilgidir. Arablarýn o dönemde yýldýzlar hakkýndaki bilgisi de çok az bir bilgidir.              

Ýþte oruç ve baþka hususlarýn baþlangýcýna veya bitiþine karar verebilmek için hilâlin görünmesi þart aranmýþtýr. Böylece gök cisimlerinin hareketlerini ve evrelerini hesab etme zorluðu da kaldýrýlmýþtýr. Daha sonraki dönemlerde gök cisimlerinin hareketlerini ve evrelerinin hesablama yöntemlerini bilenler olmuþsa da oruçla ilgili bu hüküm devam etmiþtir. Zaten hadisin söyleniþ tarzýna baktýðýmýzda hesablama yoluyla bu aylarýn giriþine ve çýkýþýna karar verilmemesi gerektiði de anlaþýlmaktadýr. “Hava kapalý olursa, ayý otuz güne tamamlayýn” hadisi de bunu açýklar niteliktedir. Zira Rasulullah (s.a.s.), “havanýn kapalý olmasý durumunda hesabý bilenlere sorun” dememiþtir. Ayrýca hava kapalý olduðu zaman ay otuz güne tamamlandýðýnda herkes ayný süreyi esas alacaðýndan insanlar arasýnda görüþ ayrýlýklarýnýn ve çekiþmelerin çýkmasý da önlenmiþ olacaktýr. Zaten hava kapalý olunca ayýn otuz güne tamamlanmasýnýn hikmetlerinden biride budur.”10           

Rasulullah (s.a.s.)’in, “Biz, ümmî bir topluluðuz. Yazý yazmaz ve hesab yapmayýz” beyanýný, “Biz, Rabbimiz Allah’ýn emirlerine itaat etmek konusunda, kendimizden hesab yapacak deðiliz. Çünkü ibadetlerimizin ölçüsünü Allah belirlemiþtir. Bize düþen ona tabi olup itaat etmektir” þeklinde anlamak da mümkündür…           

Rasulullah (s.a.s.)’in “Ramazan Hilâli”nin görünmesi ve Ramazan’ýn bitip de Þevval hilâlinin ortaya çýkmasý hakkýndaki beyan buyurduðu deðiþmez ölçüye dikkat edelim!           

Abdullah ibn Ömer (r.anhuma)’nýn rivayetiyle þöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.): 

“Hilâli görünceye kadar oruç tutmayýnýz. Ve yine hilâli görünceye kadar iftar etmeyiniz. Eðer hilâl size karþý bulutla örtülürse, hilâl için takdir yapýnýz (o ay için otuz gün takdir ediniz).”11

Abdullah ibn Ömer (r.anhuma)’dan.

Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:

 

“Bir ay, yirmi dokuz gecedir. Hilâli görünceye kadar oruç tutmayýnýz. Eðer hilâl size karþý bulutla örtülürse, Þaban (ayýnýn gün) sayýsýný otuz güne doldurup tamamlayýn.”12

Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab anlatýyor:

 O, Ramazan mý, yoksa Þaban mý diye þüphe edilen bir günde halka hitab ederek þöyle dedi:

— Beni dinleyin! Ben, Rasulullah (s.a.s.)’in Ashabý ile beraber oturup konuþtum ve onlara sordum. Rasulullah (s.a.s.)’in þöyle buyurduðunu söylediler: 

“Hilâli görünce oruca baþlayýn. Hilâli görünce orucu býrakýn. Menâsika riâyet edin. Hava kapalý olursa, Ramazan’ý otuza tamamlayýn. Ýki kiþi hilâli gördüklerini söylerlerse, oruca baþlayýn ve orucu býrakýn.”13           

Ebu Hüreyre (r.a.)’dan.

Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:

“Hilâli gördünüz mü oruç tutun, onu gördünüz mü bayram yapýn. Eðer hava bulutlu olursa, otuz gün oruç tutun.”14

Rasulallah (s.a.s.)’in beyan buyurduðu asla deðiþmeyen ve deðiþtirilemez ölçü budur!..

Rasulullah (s.a.s.)’in Sünneti’ne uyup O’nun izinden giden, Ramazan hilâli konusunda O’nun verdiði ölçüden þaþmayan, çaðýmýzýn büyük Ýslâm âlimlerinden ve Mücahid fakihlerinden Sadreddin Yüksel Hocaefendi (Allah, O’nu rahmetiyle kuþatsýn, maðfiret eylesin, kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe ve ebedî mekânýný cennet etsin-amin), “Kamerî Aylarýn Tesbiti ve Ramazan’ýn Baþlangýcý (1)” adlý makalesinde bu konuda deðiþmez hakikatý þöyle beyan ediyor: 

“Mübarek Ramazan ayý, Ýslâm âlemini hulülü ile þereflendirmek üzere iken, geçen senelerde olduðu gibi, bu sene de yine dinî, devletin vesâyetine (emrine) veren laisizm anlayýþý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn aðzýyla müslümanlarýn bu ibadetine karýþmak, bozmak ifsâd etmek niyetindedir. 

Baþkaný konuþturuyor, sarih ve açýk Ýslâmî Nasslarla ters düþen beyanatlarda bulunduruyor. Meselâ, sayýn Diyanet Ýþleri Baþkaný konuþmasýnýn bir yerinde: 

“Kamerî ay baþlarý, dinî gün ve bayramlarýný tesbit etme görevi kanunen Kandilli Rasâd hanesi’nindir… Ýslâm âleminde bir yerde görülünce her yerde Ramazan’ýn baþlamasý söz konusu olamaz…” deyip iþin içinden sýyrýlýyor…           

Aslýnda laiklik adýna bu gibi meselelere karýþmamak gerekirdi. 

Zira Cihanþümûl Ýslâm nizamýnýn binlerce maddesini meriyetten kaldýran düzenin Anayasasý bile nedense Ýslâm’ýn iki maddesini müdahaleden istisnâ etmiþtir. Ýbadetin zamanýný tesbit etmek, ibadetin mukaddimesidir, þartýdýr, tamamlayýcýsýdýr. O takdirde ibadetin bir þartý olan, “zamanýný dinî ölçülere göre tesbit etmek” de müslümanlarýn hakkýdýr. Bu hak, ne Anayasa’nýndýr, ne düzenindir, ne de Kandilli Rasâdhânesi’nindir. 

Bu babdaki tesbitin ölçüsü de, esasýna rü’yettir. Hilâli görmektir.

Peygamberimiz, bütün müslümanlara bunu emretmektedir:

“Hilâl görüldüðü zaman oruç tutun. Hilâl görüldüðü zaman da bayram edin. Eðer hava bulutlu ise (ay görünmezse), Þaban’ý otuz gün olarak tamamlayýn.” (Buhârî-Müslim) 

Diðer bir rivayet de þöyledir: 

“Eðer hava bulutlu olursa, otuz gün oruç tutun.”

Demek Ýslâmî ibadet olan oruç ve bayramda, rüyet-i Hilâl (hilâli görmek) esas olarak kabul edilmiþtir. Hesaba da, takvime de yer verilmemiþtir.

 

Çünkü rü’yette yanýlmak olamaz. Fakat hesab da, takvimde ve rasâdda vaki olur. Rasâdhânelerin hesablayýcýlarýnda bile kendi aralarýnda ihtilafa düþmeleri, bu gerçeði açýkca göstermektedir. 

Bu meselede þaþmayan, deðiþmeyen, hattâ Ýslâm âlemiyle beraberliðimizi saðlayan yegâne ölçü rü’yettir, hilâli görmektir. Türkiye’de rü’yet esas olarak kabul edilirse ki, Ýslâm’a göre esastýr (yukarýdaki hadisler meydandadýr) ve ayrýca ihtilaf-ý Metâli’ (ufuklarýn ayrýlýþý) hükmü nazar-ý itibara alýnmazsa ki, üç büyük imamdan15Hanefi16 Hanbelî ve Malikî’ye göre, oruç mevzuunda mutlak surette nazar-ý itibara alýnmamýþtýr. Ve Þafiî mezhebinde de hakim, rü’yete dair muteber þahidliðe dayanarak orucu hüküm verirse, “ihtilaf-ý Metâli” hükümsüz kalýr. Yani, Þafiîlerde Metâlilerin (ufuklarýn) ihtilafýna raðmen bu takdirde Hanefîler gibi oruç tutmak zorundadýrlar.17 

Bu iki hususa riâyet edilirse, oruç ve bayramlar mevzuunda bizim ile diðer Ýslâm âlemi arasýnda hiçbir farklýlýk kalmaz. Ve bugün umum Ýslâm âleminin þiddetle muhtaç olduðu birlik ve beraberliðe doðru ilk adým atýlmýþ olur. 

Astronomik hesablara yer vermeyen baþka bir hadis rivayeti daha var. Þöyle ki:

“Hilâli görünceye kadar oruç tutmayýn ve hilâli görünceye kadar da bayram yapmayýn.”18

Bu kýsa ve özetleyici açýklamadan sonra mü’min kardeþlerime þöyle seslenmek istiyorum: 

Türkiye müslümanlarý olarak oruç ve dinî bayramlar meselesini birtakým resmî beyanlara býrakmamalýyýz. Onlarýn bu mevzudaki gayr-i Ýslâmî fetvalarýna uymamalýyýz. Çâresini kendimiz bulmalýyýz. Yani, adamlarýmýzý gönderelim, gözetlesinler. Bu, Ýslâmî bir vecibedir. Diðer taraftan da Ýslâm âlemini dinleyelim. Ona kulak verelim. Çünkü Türkiye hariç, umum Ýslâm âlemi Ramazan ile dinî bayramlarý tesbit hususunda rü’yeti esas kabul ederek anlaþmýþtýr. Bir yerde görüldüðü takdirde oranýn kadýsý, radyo veya televizyona çýkar, bütün dünyaya ilân eder. Ve diðer Ýslâm âlemi de oruç tutmakta olsun, bayram etmekte olsun haklý olarak ona uyar. 

Ýslâm’ýn sarih emri, kamerî aylarýn baþlarýna tesbit hususunda, rü’yeti esas olarak kabul etmektedir. Türkiye hariç Ýslâm âlemi bu emri tatbik etmektedir. Ýhtilaf-ý, Metâli’a (ufuklarýn deðiþmesine) gelince, O da üç mezhebe göre sureti kat’iyede hükümsüzdür. Dünyanýn herhangi bir yerinde rü’yet þahidlerini dinlemiþ kadý tarafýndan Ramazan veyahud bayram ilân edilirse, itilaf-ý metâli, Þafiîler için de artýk geçersiz olur. Zira Ýslâm’da coðrafî hududlarýn hiçbir deðeri yoktur. Bütün yeryüzü mü’minler için birdir. 

Bu dinî meselemizi düzenin adamlarýna býrakmayalým, dedim. Çünkü onlar, Ýslâmî mânâ da liyakat aramayan mevcud düzene borçludurlar. Onlar, bu düzen sayesinde, o mevkilere gelmiþlerdir. Yoksa o Kudsî makamlarýn yakýnlarýndan bile geçemezdiler. Çünkü Türkçe tercemeler hariç, direkt olarak asýl Ýslâmi kaynaklardan istifade edebilecek ilmî seviyeden mahrumdurlar. Sözün kýsasý, düzene borçludurlar. 

Onun için Ýslâm’ýn deðil, düzenin istikametinde fetva çýkartmak, düzene yaranmak ve daha iyi makam ve istikbale sahib olabilmek için daha büyük yatýrýmlarda bulunmak onlarýn þanýdýr. Ve ayný zamanda normal haklarýdýr(!) 

Demek istediðim oruç, dinî bayramlar ve benzeri meselelerde bu zevatlardan müsbet ve doðru bir þey beklenemez. Onlar, Ýslâm’ýn görüþünü söylemek kudretine sahib deðillerdir. Ve’s-Selâm…”19 

Rabbimiz Allah Teâlâ O’na rahmet eylesin büyük Ýslâm âlimi ve fakihi Sadreddin Yüksel Hocaefendi, “ Ramazan Hilâli” konusunda Ehl-i Sünnet’in dört mezhebinin görüþünü apaçýk beyan etmiþ ve bu konuda rü’yet-i hilâlin esas alýndýðýný, rasâdhâne hesablarýna, dolayýsýyla takvim beyanlarýna asla itibar edilemez olduðunu delilleriyle ortaya koymuþtur. 

“Artýk kim taðutu tanýmayýp Allah’a inanýrsa, O, sapasaðlam bir kulpa yapýþmýþtýr, bunun kopmasý yoktur. Allah, iþitendir, bilendir.”20 ayetinin gereðine iman edip amel edenler için bu açýklamalar yeterlidir… 

Rabbimiz Allah þöyle buyurur:

“Þüphesiz bunlarda düþünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardýr.”21 

 

 Dipnotlar:

1- Bakara, 2/183.

2- Fahruddin er-Râzî,  Tefsîr-i Kebîr-Mefâtihu’l-Gayb, çev. prof. Dr. Suat Yýldýrým, Vdð. Ank. 1989, C.4, Sh.321.

3- Sahih-i Buhârî, Kitabu’l-Ýman, B.1, Hds.1.

    Sahih-i Müslim, Kitabu’l-Ýman, B.5, Hds.19-22.

    Sünen-i Tirmizî, Kitabu’l-Ýman, B.3, Hds.2736.

4- Mâide, 5/3.

5- Bkz. Âl-i Ýmrân, 3/19.

6- Bakara, 2/184-185.

7- Rabbimiz Allah þöyle buyurur:

   “Biz kitab’ý ancak, hakkýnda ihtilafa düþtükleri þeyi onlara açýklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olmasý dýþýnda (baþka bir amaçla) indirmedik.” Nahl, 16/64.

            “Sana Zikri (Kur’ân’ý) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açýklayasýn ve onlar da iyice düþünsünler diye.” Nahl, 16/44.

8- Ýmam Mâlik, Muvatta’, Kitabu’l-Kader, Hds.3.

9- Sahih-i Buhârî, Kitabu’s- Savm, B.13, Hds.23.

    Sahih-i Müslim, Kitabu’s- Siyam, B, 2. Hds.15.

    Sünen-i Ebu Davud, Kitabu’s- Siyam, B.4, Hds.2319.

   Sünen-i Nesâî, Kitabu’s- Siyam, B.17, Hds.2140-2141

10- Ýbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî-Muhtasar, çev. Soner duman-Mehmet Odabaþý, Ýst. 2006, C.4, Sh.417.

11- Sahih-i Buhârî, Kitabu’s- Savm, B.11, Hds.16.

      Sahih-i Müslim, Kitabu’s- Siyam, B, 2. Hds.3-9.

      Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu’s- Siyam, B, 7, Hds. 1655.

      Sünen-i Ebu Davud, Kitabu’s- Siyam, B.4, Hds.2320.

12- Sahih-i Buhârî, Kitabu’s- Savm, B.11, Hds.17.

      Sahih-i Müslim, Kitabu’s- Siyam, B, 2. Hds.9.

      Sünen-i Nesâî, Kitabu’s- Siyam, B.17, Hds.2138.

13) Sünen-i Nesâî, Kitabu’s- Siyam, B.8, Hds.2116.

14) Sahih-i Müslim, Kitabu’s- Siyam, B, 2. Hds.17.

      Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu’s- Siyam, B, 7, Hds. 1655.

      Sünen-i Nesâî, Kitabu’s- Siyam, B.12, Hds.2124-2125.

15- “Kitabu’l-Fýkhý Ale’l-Mezâhîbi’l-Erbea, C.1, Sh.550.”

16-“Hidaye þerhi Fethu’l-Kadir, C.2, Sh.53. El-Ýhtiyar, C.1, Sh.129. Reddü’l-Muhtar, C.2, Sh. 131-132.”

17- “Tuhfetu’l-Muhtac, C.3, Sh.383.”

18- “Tacu’l-Usûl, C.2, Sh. 54.”

        Not: 15-18 nolu dipnotlar, Sadreddin Yüksel Hocaefendi’nin makalesinin dipnotlarý olduðu için týrnak içine aldýk.

19- Sadreddin Yüksel, Ýslâmî araþtýrmalar, Ýst.1992, Sh.205-209. (Madve Yayýnlarý)

20- Bakara, 2/256.

21- Ra’d, 13/3.

 

Bu yazý 2978 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

10 Sevvâl 1445 |  19.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Andolsun, Biz bu Kur'an'da insanlara her çeþit misâli türlü þekiller de açýkladýk. Ama insan her þeyden daha çok tartýþmacýdýr.


( Kehf sûresi - 54)

Bir Hadis

Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadis-i þeriflerinde þöyle buyurmaktadýr:

“Kim Kehf sûresinin baþýndan on âyet ezberlerse
Deccâl'den korunur.”
Baþka bir rivayette “sonundan on âyet ezberleyen kimse”
lafzý da geçmektedir.


Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn 257; Ebu Davud, Melâhim 14

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur

“Allah’ým! Günahýmý, bilgisizliðimi(n sonucu olarak yaptýklarýmý), haddimi aþarak iþ-
lediklerimi ve benden daha iyi bildiðin bütün kusurlarýmý baðýþla!”

(Müslim, Zikir, 70)

Hikmetli Söz

Ýlmi öðrenmeden önce edebi öðren.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com