Ýslami telakkide içtimai hayatýn harcý kardeþlik ve dostluktur. Ýslami kardeþlik iman ve rahmet-i ilahiye sayesinde oluþmuþ ve tarihî süreçte düþmanlýk duygularýný ortadan kaldýrarak sosyal bir barýþ ortamý tesis etmiþtir.
Allah için olan kardeþlik sürekli feragat ve fedakârlýk ister. Ýslami anlayýþa göre dünyevi dostluklar dünyada kalýr, ahirete taþýnan ise Allah için olan kardeþlik ve dostluklardýr. Nitekim Allah Teala takva ehlinin dostluðunun ahrette nasýl iþe yarayacaðýný þöyle ifade buyurur: “O gün takva ehli dýþýnda bütün dostlar birbirlerine düþman kesilir.” (Zuhruf, 43/67.) Böyle bir kardeþlik ve dostluk Hz. Peygamber’in, kýyamet günü hiçbir gölgenin bulunmadýðý sýrada Hak Teala’nýn arþýn gölgesi altýnda barýndýracaðýný haber verdiði yedi gruptan birini teþkil eder. Onlar Allah için birbirini seven, bu sevgi üzere yaþayan ve bu sevgi ile ölen kardeþlerdir. (Buhari, Ezan, 36, Zekât, 16, Hudud, 19; Müslim, Zekât, 91; Tirmizi, Zühd, 53.)
Ýslam dini kardeþliðin devamýný bazý prensiplere baðlamýþtýr. Müminlere, mümin kardeþleri için birtakým hak ve sorumluluklar yüklemiþtir. Bu hak ve sorumluluklardan biri selamdýr. (Buhari, Cenaiz, 2; Müslim, Selam, 4.)
Selam, sadece sembolik bir ifade deðil, insanlar arasýndaki muhabbetin artmasýna, kardeþlik duygularýnýn güçlenmesine ve devamýna vesile bir sevgi transferdir. Ýslam kardeþliðinin sürekliliði toplum hayatý için son derece önemlidir. Çünkü toplumu oluþturan insanlarýn birbirlerine olan saygý, sevgi ve muhabbeti selamlaþma ile pekiþir ve geliþir.
Selam, insanlarýn birbirleriyle olan en güçlü iletiþim araçlarýndan biridir. Ýletiþime selam ile baþlanýr; yani insan önce selam verir, sonra kelama baþlar. Bu iletiþimin içten, samimi ve sýcak olmasý gerekir. Samimiyetle verilen selam, bazen bir çok hediye ve ikramdan daha tesirli olur. Bu gönül alma eylemi ile insan, kendisine verilen selamý aðzýnýn ucuyla deðil, en içten duygularla kabul eder.
Selam, Allah’ýn isimlerinden biri olarak âdeta müminlerin dostluk parolasýdýr. Ýslam’ýn doðuþundan günümüze kadar inananlar, bu parola ile anlaþmýþlardýr. “Selam” lafzýnýn Arap harfleriyle yazýlýþýnda ayrý bir sembolik anlam bulunmaktadýr. Kelimenin baþýndaki “sin” harfi üç diþli haliyle zinciri, “lam” Cibril ve diðer melekleri, “elif” Allah’ý, “mim” Muhammed (s.a.s.) ve mevcudatý sembolize eder. Dolayýsýyla selam, yaratýlanlarý Yaratan’a ve yaratýlmýþlarý birbirine ve Allah’a baðlayan bir baðdýr. Varlýk âleminde Allah’tan yaratýlmýþlara ve yaratýlmýþlardan hem Allah’a, hem de varlýklarýn birbirlerine olan selamlarý bunu göstermektedir. Namazda okuduðumuz Tahiyyat bu selamlaþmalarýn özeti gibidir.
Göz temasý, el ve baþ iþaretleriyle yapýlan selamlaþmada lafýz çok önemli deðildir. Ancak selamýn dua ve ritüel boyutuna taþýnmasý için “selam” lafzýyla olmasý gerekmektedir. Selamýn istilama dönüþmesi için dokunmaya; yani musafaha etmeye ihtiyaç vardýr. Nitekim Haceru’l-Esved’i istilam, ona dokunmak demektir. Ýnsanlarla iletiþimde ritüele dönüþen selam; dua, musafaha ve muanaka/ kucaklaþma ile kemale erer. Böyle bir selam, dinî ve dünyevi afetler ile sýkýntý ve fenalýklardan uzak; uzun ve bereketli bir hayat için kavlî ve fiilî duadýr. Allah Teala selamý, hayatýn merkezine koymuþtur. Ýbadet hayatýnýn da, içtimai hayatýn da temelinde selam vardýr.
Ýnsanlarýn birbirleriyle selamlaþmalarý barýþ ve güvenin sembolüdür. Kardeþler arasý selamlaþmayý hayatýn bir parçasý gören Ýslam dini, selamýn yaþamasý için ona mukabeleyi ondan daha önemli bir sorumluluk olarak görmektedir.
Nitekim ayet-i kerimede: “Bir selam ile selamlandýðýnýz zaman siz de ondan daha güzeli ile mukâbele edin veya verilen selamý aynen iade edin.” (Nisa, 4/86.) buyrulmuþtur.
Kardeþliðin tesisi ve sürekliliðinde paylaþmak vardýr. Selamlaþmak hem kaynaþmaktýr, hem de hayatý bütün zorluklarýyla paylaþmaktýr. Selam insani iliþkilerde farkýndalýk bilinci ortaya koyar. Selam ile insan, kardeþlerinin farkýna varýp, ziyaret ederek hayatýn zorluk ve kolaylýðýný, sevinç ve üzüntüsünü paylaþmýþ olur. Selam en hayýrlý amellerden biri kabul edilir. Nitekim bir sahabi: “Ýslam’ýn en güzel ve hayýrlý davranýþý hangisidir?” diye sorduðunda Allah Rasulü þöyle cevap vermiþtir: “Ýnsanlara yemek yedirmek (it’am-ý taam), tanýdýðýn, tanýmadýðýn herkese selam vermektir (ifþaü’s-selam).” (Buhari, Ýman, 20; Müslim, Ýman, 63.) Kardeþlerin birbirini sevmesi, birlikteliðin devamý için gereklidir. Birbirini sevmenin alameti selamlaþmaktýr. Selam muhabbet vesilesidir.
Bu yüzden selam, ne kadar güzel ve cömertçe verilirse o oranda muhabbet meydana getirir. Sürdürülebilir bir dostlukta selam çok mühim bir vazife icra etmektedir. Selam dostlar arasýndaki baðý kuvvetlendiren bir ilgi ifadesi olup toplumdaki fertler arasýndaki kaynaþmayý arttýrmaktadýr. Selamýn etkisi de buradadýr. Çünkü selam, toplu olarak yaþayan insanlarýn cemiyet içerisinde birbirlerine saygý ve hürmet gösterme þeklidir. Selam, verenle alaný yakýnlaþtýrýr, samimileþtirir, birbirine ýsýtýr ve gönülleri bir yapar.
Ýnsan selam sayesinde insanlarla kendi arasýna bir köprü kurmaktadýr. Yalnýzlaþan günümüz insaný çevresiyle arasýna duvar örerken, Ýslam dini selamý hayatýn merkezine koymakta ve kardeþler arasý iletiþimde köprü kurmaya vesile olmaktadýr. Ayný dünya üzerinde beraber yaþadýðýmýz insanlarla iyi geçinmek durumundayýz. Ýyi geçinmek için karþýlýklý sevgi ve saygýya muhtacýz. Bu sevgi ve saygýnýn oluþmasýnda selamýn büyük bir yeri ve etkisi vardýr. Toplumdaki dirlik ve huzur buna baðlýdýr. Selam, insanlar arasý sevgi ve saygýnýn artmasýna vesiledir. Sevgi ve saygý olmadan birlik ve beraberlik, birlik ve beraberlik olmadan da huzur olmaz.
Sevgi, muhabbet ve dostluðu artýran en güzel vesile onlarý arayýp sormak suretiyle fiilî ve kalbî selamdýr. Nitekim Allah Rasulü: “Ýman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiþ olamazsýnýz. Ýþlediðiniz taktirde birbirinizi sevmeye vesile olacak bir amel göstereyim mi? Aranýzda selamý yayýnýz.” (Müslim, Ýman, 93; Ebu Davud, Edeb, 131; Tirmizi, Ýsti’zan, 1; Ýbn Mace, Mukaddime, 6, Edeb, 11.) buyurarak bu gerçeðe vurgu yapmaktadýr.Selamlaþma, kýzgýnlýk ve dargýnlýk, kin ve nefret gibi insanlar arasýnda düþmanlýða sebep olan kötü huy ve davranýþlarý yok eder. Böylece selam, müminlerin birbirleriyle görüþmelerini, kaynaþmalarýný, birbirlerinden ayrýlmamalarýný ve kalplerinin birbirine ýsýnmasýný saðlar.
Günümüz toplumlarýnda insanlar arasý münasebetler azalmakta ve dostluklar soðumaktadýr. Þu bir gerçek ki modern dünya tasavvuru fertleri acýmasýzca potasýnda eritmekte ve
insanlar, kalabalýklar içinde yalnýzlaþmaktadýr. Bu yalnýzlaþma ile insanlar birbirleriyle selamlaþmýyor, dert ve sýkýntýsýný paylaþmýyor. Ayný apartmanda yan yana oturan veya ayný handa, ayný iþ merkezinde ticaret yapan insanlar selamlaþmamakta, birbirleriyle ilgilenmemekte ve giderek yalnýzlaþmaktadýrlar. Hâlbuki insan, insana muhtaçtýr. Çünkü insan, insanýn kurdu deðil yurdu, sýðýnaðý, koruyucusudur.
Sürdürülebilir bir kardeþlik için selam gerekir, muhabbet gerekir, vermek gerekir. Eðer kardeþlerimize selam vermemek için yönümüzü, yüzümüzü, gözümüzü ve gönlümüzü kaçýrýrsak, Allah’ýn rahmetinden uzaklaþmýþ oluruz. Müslüman bir yürek, kardeþine sevgi ve saygýyla davranýr. Mümin bir kalp, Allah’ýn isimlerinden olan selamý kardeþinden esirgemez. Çünkü kardeþlik ve dostluðun devamý ona baðlýdýr.
|