Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2506
Toplam 15256251
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Okunmasý Gerekenler (11)

Adab-ý muaþeret, toplum icerisinde insana gerekli olan nezaket kurallarýný oðreten, insani iliþkilerde uyulacak ahlaki olculeri ortaya koyan ve kiþiyi saygý ve hurmete layýk kýlan davranýþ þekilleridir.
14/03/2013

 

ADÂB-I MUAÞERET

Adab-ý muaþeret, toplum icerisinde insana gerekli olan nezaket kurallarýný oðreten, insani iliþkilerde uyulacak ahlaki olculeri ortaya koyan ve kiþiyi saygý ve hurmete layýk kýlan davranýþ þekilleridir.

Nezaket ve gorgu kurallarýna onem verilmeyen toplumlarda ahlakýn varlýðýndan soz edilemeyeceði gibi; hukuka saygý, nizam ve intizamdan da soz edilemez. Bundan dolayý yuce dinimiz Ýslam, misafirperverlikten bayram torenlerine; sosyal yardýmlaþmadan, insanlarýn birbirini sevip saymalarýna; bireysel hayattan sosyal hayata varýncaya kadar hemen her alanda muaþeret prensipleri getirmiþtir.

O halde Muslumanlar, hayatlarýnýn her alanýnda edep kurallarýna

uygun soz ve davranýþ sergilemelidirler.

 

Necip Fazýl Kýsakürek

26 Mayýs 1905'da doðdu. Maraþ'lý bir soydan gelen Necip Fazýl'ýn çocukluðu, mahkeme reisliðinden emekli büyük babasýnýn Ýstanbul Çemberlitaþ'ta ki konaðýnda geçti. Ýlk ve orta öðrenimini Amerikan ve Fransýz kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladý. Lisedeki hocalarý arasýnda dönemin ünlülerinden Yahya Kemal, Ahmet Hamdi (Akseki), Ýbrahim Aþký gibi isimler vardý. Ýstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiði Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Paris'te geçen bohem günlerinden sonra, Türkiye'ye dönüþünde Hollanda, Osmanlý ve Ýþ Bankalarýnda müfettiþ ve muhasebe müdürü olarak çalýþtý. Bir Fransýz okulu, Robert Kolej, Ýstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarý, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coðrafya Fakültesi'nde hocalýk yaptý(1939-43). Sonraki yýllarýnda fikir ve sanat çalýþmalarý dýþýnda baþka bir iþle meþgul olmadý. Þairliðe ilk adýmýný on yedi yaþýnda iken, annesinin arzusuyla baþladý ve ilk þiirleri Yeni Mecmua'da yayýmlandý. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çýkan þiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, Paris dönüþü yayýmladýðý Örümcek Aðý ve Kaldýrýmlar adlý þiir kitaplarý onu çok genç yaþta çaðdaþý þairlerin en önüne çýkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlýk ve heyecan uyandýrdý. Henüz otuz yaþýna basmadan çýkardýðý yeni þiir kitabý Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayý sürdürdü.

Þöhretinin zirvesinde iken felsefi arayýþlarýný sürdürüp içinde yeni bir dönemin doðum sancýsýný hisseden Necip Fazýl için 1934 yýlý gerçekten de hayatýnýn yeni bir dönemine baþlangýç olur. Bohem hayatýný en koyu rengiyle yaþadýðý günlerde Beyoðlu Aða Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanýþýr ve bir daha ondan kopamaz. Necip Fazýl' ýn hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduðu tiyatro eserlerini birbiri ardýna edebiyatýmýza kazandýrmasý bu döneme rastlar. Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarýndandýr.  Necip Fazýl'ýn þairliði ve oyun yazarlýðý kadar önemli yönü, çýkardýðý dergiler ve bu dergilerde çýkan yazýlarla sürdürdüðü mücadeledir. Haftalýk Aðaç dergisi(1936, 17 sayý) dönemin ünlü edebiyatçýlarýnýn toplandýðý bir okul olmuþtur. Büyük Doðu dergisinde çýkan yazýlarýyla Ýsmet Paþa ve tek parti (CHP) yönetimine þiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkýnda açýlan çok sayýda davada yüzlerce yýl hapsi istendi, Cinnet Mustatili adlý eserinde hapishane anýlarý yer alýr. Sýk sýk kapatýlan ve toplatýlan Büyük Doðu'nun çýkmadýðý sürelerde günlük fýkra ve çeþitli yazýlarýný Yeni Ýstanbul, Son Posta, Babýalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayýmlandý. Büyük Doðu'da çýkan yazýlarýnda kendi imzasý dýþýnda Adýdeðmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandý. 1962 yýlýndan itibaren de hemen hemen tüm Anadolu þehirlerinde verdiði konferanslarla büyük ilgi topladý. Kýsakürek 25 Mayýs 1983 tarihinde Erenköy’deki  evinde vefat etti. Naþý Eyüp sýrtlarýndaki kabristana defnedilmiþtir.

Ýyilik üzere

Sa’di-i Þîrâzî hazretleri (ö.691/1292) meþhur Bostan adlý kitabýnda þöyle anlatýr:

Bir yolda önüme geçten biri çýktý. Ardý sýra (tasmalý) bir koyun koþuyordu. Gence dedimki: “Bu koyun senin ardýndan þu iple tasma sayesinde geliyor. Bunlar olmasa koyun arkandan gelmezdi.” Delikanlý derhal koyunun tasmasýný çözdü ve saða sola koþup seðirtmeye baþladý. O dilsiz havya yine koþa koþa delikanlýnýn arkasýndan gidiyordu. Çünkü onun elinden arpa ve ot yemiþti.

Delikanlý oynayýp eðlendikten sonra yanýma döndü. “Ey akýllý kiþi ! O nu ardým sýra götüren þey bu ip deðilmiþ. Ettiðim iyilikler onun boynuna kement olmuþ. O nu  peþimde koþturan, yaptýðým iyiliklerdir” dedi.

Kükreyen fil bile gördüðü iyilik sebebiyle filciye saldýrmaz. Ey iyi adam, kötüleri okþa. Köpek bile ekmeðini yediði zaman seni korur. Canavar parsýn diþi, iki gün peynirini yaladýðý adama karþý kesmez olur.

GAZNE BÜRÜKRASÝSÝNDE GANÝMET RAHATLIÐI

Ýlk Müslüman Türk Devletlerinden biri olan Gazneliler devletinin en büyük ve deðerli hükümdarlarýndan biri olan ve tarihte ilk defa “sultan” adýný alan Sultan Mahmut, Ýslamý yaymak için Hindistan’a düzenlediði 18. Seferde çok þiddetli bir direniþle karþýlaþtý. Gazneli, zafer kazanacaðýndan þüpheye düþtü. Bunun üzerine Allah’a þöyle yalvardý:

“Ey Rabbim, bu savaþtan galip çýkarsam, aldýðým bütün ganimetleri yoksullara daðýtacaðým.”

Neticede Sultan Mahmut galip geldi ve çok kýymetli ganimetlere sahip oldu. Gazne’ye döndüklerinde elde ettikleri bütün ganimetleri yoksullara, muhtaçlara daðýtmaya baþladý. Fakat bazý vezir ve komutanlar araya girip:

“Aman Sultaným ne yapýyorsunuz, bunca deðerli ganimetler, altýnlar, inciler fakir fukaraya daðýtýlýr mý? Hem onlar bunlarýn kýymetini ne bilecek? Üstelik devletin hazinesinin bunlara ihtiyacý var.” diyerek itiraz ettiler. Sultan Mahmut bunu Allah’a verdiði sözün gereði olarak yaptýðýný, kendisi için bir adak olduðunu söyledi.

Ancak adamlar yine itiraz ettiler:

“Efendimiz önemsiz olanlarý daðýtýn, deðerli olanlarý hazineye ayýrýn. Bütün memleketin bunlara ihtiyacý var.”  dediler. Sultan Mahmut’un kafasýný karýþtýrdýlar. O devirde Gazne’de yaþayan, doðruyu ve hakký caný pahasýna söylemekten çekinmeyen alim ve fazýl büyük bir zat vardý. Sultan Mahmut onu çaðýrtýp durumu anlattý ve fikrini sordu.

Zat þöyle cevap verdi:

“Sultaným ! Eðer Allah’a bir daha iþiniz düþmeyecekse; hemen adamlarýnýzýn dediðini yapýn!…”

Emir Buhari  

Emir Buhari Buhara'da doðdu. Nakþibendiyye tekkesinin büyük kiþilerinden Mahmud-ý Faðnevi'nin torunu olan Emir Ahmed-i Buhari, ilk tahsilini Buhara'da tamamladýktan sonra Semerkant'ta dönemin en ünlü mutasavvýfý Ubeydullah Ahrar'a intisap etti. Ahrar dergahýnda Anadolu'dan buraya gelmiþ olan Abdullah-ý Ýlahi ile tanýþtý. Anadolu'ya dönme hazýrlýðý yapan Abdullah-ý ilahi ile gitmek üzere, þeyhinden izin aldý.

Abdullah-ý Ýlahi memleketi olan Kütahya'nýn Simav ilçesine yerleþince, Emir Buhari'de oraya yerleþti. Bir süre sonra hacca gitmek üzere yola çýktý. Kudüs'te Mescid-i Aksa'nýn yanýndaki odalardan birinde otururken, vakýf imkanlarýndan faydalanmayý kabul etmeyip kitaplarla uðraþarak geçimini saðladý. Bir yýl sonra Simav'a döndü. Abdullah-ý Ýlahi'den izin alarak Ýstanbul'a gitti. Emir Buhari, Ýstanbul'da ilk olarak Þeyh Vefa Tekkesine gitti.

Evrenoszade Ahmet Bey'in daveti üzerine Vardar Yenicesi'ne gitti. 1477'den itibaren irþad faaliyetine baþlayan Emir Buhari, Nakþibendiyye tarikatýný Ýstanbul'da yayan ilk mutasavvýf olma özelliðini kazanmýþ oldu. Fatih Camii'nin batýsýnda oturan Emir Buhari'nin taleplerinin artmasý üzerine Sultan Ýkinci Bayezid, bir mescidle derviþler için özel hücreler yaptýrarak, burasýný Nakþibendi tekkesine dönüþtürdü. Emir Buhari 1516 yýlýnda vefat etti.

NEDEN KÖTÜRÜM KUÞ GÝBÝ

Ýbrahim Ethem’in arkadaþý Þakiki Belhi hayatýný kazanmak için ticaret yapmaya karar verir. Bunun için de uzaklara, baþka þehirlere gitmesi gereklidir. Ayrýlmadan önce, herkesin sevgi ve saygý gösterdiði, kendisine güvendiði hocasý Ýbrahim Ethem’e uðrar. Konuþup helâlleþir ve sonra vedâ ederek yola koyulur.

Kýsa bir süre sonra Ýbrahim Ethem Hazretleri Þakiki Belhi’yi camide görünce, hayretle "Niçin çabuk döndün?" diye sorar. Þakiki Belhi:

"Yolculuðumda çok acayip bir þey gördüm, ondan döndüm" der.

Ýbrahim Ethem,

"Hayýrdýr inþâallah, ne gördün anlat bakalým?"

 Þakik þöyle anlatýr :

"Yolculuk esnasýnda, dinlenmek için bir yere çekilmiþtim. Orada kör ve topal bir kuþ gördüm. Kendi kendime, bu kuþ bu uzak yerde yalnýz baþýna nasýl yaþýyor diye düþünürken, az sonra, aðzýnda yiyecek taþýyan bir baþka kuþ çýkageldi. Bu böyle bir kaç defa oldu. Bunun üzerine ben, "Bu kuþu bu ýssýz yerde rýzýklandýran ALLAH, elbet beni de rýzýklandýrýr. O'nun buna gücü yeter" dedim ve döndüm."

Bunun üzerine Ýbrahim Ethem þöyle dedi:

"Þaþarým sana ey Þakiki Belhi, niçin baþkasýnýn yardýmýyla yaþayan kötürüm bir kuþ gibi olmaða râzý oldun da, hem kendisi için çalýþan, hem de diðer düþkünlere yardýma koþan kuþ gibi olmayý düþünmedin?"

Bu sözler üzerine Þakiki Belhi, çok mahcup oldu. Kalktý, Ýbrahim Ethem’in elini öptü ve "Sen bizim üstadýmýzsýn ey Ýbrahim Ethem" dedi.

Sonra da ticaret döndü.

TECESSÜS

Ýnsanlarýn dokunulmaz hak ve özgürlüklerinden biri de gizli yönlerinin araþtýrýlmamasýdýr. Dinimiz, insan onuruna yaraþýr bir þekilde davranmayý emretmiþ, onun þeref ve haysiyetine saldýrýlmasýna asla izin vermemiþtir. Casusluk kelimesi ile ayný kökten gelen ve baþkalarýnýn gizli ve özel hallerini, ayýp ve kusurlarýný araþtýrmak anlamýna gelen tecessüs, dinimizin yasakladýðý bir davranýþtýr. Çünkü dinimizde baþkalarýnýn ayýp ve kusurlarýný ortaya çýkarmak deðil; örtmek esastýr. Bir ayette müminlere hitaben “…Birbirinizin kusurlarýný ve mahremiyetlerini araþtýrmayýn!...” (Hucurat, 49/12) buyrulmuþ; Sevgili Peygamberimiz de tecessüsü yasaklayarak, Ýslam kardeþliðine zarar verecek her turlu davranýþtan uzak durulmasýný istemiþtir (Buhari, “Nikah”, 46).

TEVÂZU

Turkce’de, alcak gönüllülük, kibir ve gösteriþten uzak olma anlamlarýna gelen tevazu, bir müslümanýn sahip olmasý gereken güzel hasletlerden birisidir. Kur’an-ý Kerim’in birçok ayetinde, Cenabý Hakkýn, böbürlenip büyüklük taslayanlarý sevmediði (Nisa, 4/36; Nahl, 16/23; Lokman, 31/18) belirtilmiþtir. Bizim için en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz de ömrü boyunca sade ve gösteriþten uzak bir hayat sunmuþtur. Daha iyi imkanlara sahip bulunduðu Medine döneminde bile bu mütevazý yaþantýsýnda bir deðiþiklik olmamýþtýr. Onun günlük yaþantýsýný merak edenlere Hz. Aiþe’nin verdiði cevap þudur: “O da diðer

insanlar gibi bir insandý. Sizden birinizin ailesi için yaptýðý þeyleri o da yapar, ayakkabýsýný tamir eder, elbisesini diker, koyununu saðar, kendi iþini görürdü.” (Ýbn Hýbban, Sahih, 12/488)

ÝLMÝ ÝRFANA DÖNÜÞTÜRMEK

Ýlim bilmek ise irfan bunun hayata geçmesi; ilim ýþýksa irfan o ýþýkla akýl ve kalbin aydýnlanmasýdýr. Hz. Peygamber’in Allah’a sýðýndýðý faydasýz ilim (Tirmizî, “Daavât”, 68) irfana dönüþmemiþ ilimdir. Kur’an-ý Kerim’de, Allah’a karþý ancak, kullarý içinde ilim sahibi olanlarýn derin saygý duyacaðýný belirten ayet (Fâtýr, 35/28) ilmini irfana dönüþtürenlere iþaret etmektedir.

Ýrfan yahut marifet baþta insanýn kendi özü olmak üzere her þeyde Yüce Yaratýcýnýn özelliklerini görmek, yaratýklardaki iþaretlerden Yaratýcýyý tanýmak, tüm varlýða bu gözle bakabilmeyi içselleþtirmek ve tüm bilgileri bu amaçla kullanmak demektir. Ne mutlu, Hakk’ý bulan, her þeyde Hakký gören, ve Hakk’a uygun yaþayan kutlu insanlara!

NÝFAK

Nifak sözlükte kaybolmak, eksilmek, tükenmek, arabozuculuk anlamlarýna gelir. Kavram olarak inanmadýðý halde inanmýþ gibi görünmek demektir. Nifak alametleri bulunan kimseye de münafýk denir. Ýslam’a göre bir küfür çeþidi olan nifak, dýþarýdan Müslüman olarak görülmekle beraber kalben Allah’a iman esaslarýna ve Ýslam peygamberine inanmamak manasýna gelir.

   Nifak içinde olan kimseye de münafýk denir. Ýslam’a göre kalben inanmadýklarý için münafýklar Allah katýnda kafirdirler. Dilleri ile Müslüman olduklarýný söylemeleri sebebiyle insanlar katýnda Müslüman olarak muamele görürler.

   Peygamberimiz münafýklarý þöyle tanýtýr: “Münafýðýn alameti üçtür; konuþtuðunda yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, emanete hýyanetlik ederler.” (Sahihi Buhari ve Tercemesi, 6/272)

AHÝRETE ÝMANIN HAYATA YANSITILMASI

   Kur’an’a göre ölümden sonra dirilme haktýr. Herkes hesaba çekilecek; iyi yada kötü bütün amellerinin karþýlýðýný görecektir. (Zilzâl, 99/7-8) Bu inanç, insana ümit kaynaðý olduðu gibi

ona sorumluluk duygusu yükleyerek adaletli olmaya yönlendirir.

   Hz. Ömer’de bu konuda; “Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz” (Kitabu’l-Musannef, 7/96) buyurmuþtur.

   Ahirete yakînen inanan, kendisini her an kontrol altýnda tutar ve “herkes, yarýn için önceden ne göndermiþ olduðuna baksýn” (Haþr, 59/18) ayeti gereði güzel söz ve davranýþlara yönelir, kötülüklerden sakýnýr, diðer insanlarla iliþkilerini saðlýklý bir þekilde yürütür. Bu da âdil, dürüst ve saðlam bir toplumun oluþmasýný saðlar.

AHDE VEFA

Ahde vefa, sözünde durmak, yaptýðý anlaþmaya sadýk kalmaktýr. Kur’an-ý Kerim’de müminlerin sýfatlarý arasýnda ahde vefa zikredilmiþ, (Mü'minun, 23/8; Meâric, 70/32) inkârcýlar arasýnda bile “el-emîn” sýfatýyla anýlan Hz. Peygamber (s.a.s.)'in vefa ve sadakatle dolu hayatý da bu konuda bize örnek gösterilmiþtir.

   Ahde vefa dendiði zaman öncelikle Yüce Allah’a verdiðimiz söz akla gelmelidir. Yüce Rabbimizin ahdine vefa göstermedikçe insanlara olan ahdimize vefadan bahsedemeyiz. Çünkü insanlara karþý vefalý olmamýzý bize emreden Yüce Allah’týr. (Mâide, 5/1) Buna baðlý olarak, toplumumuza ve çevremize karþý olan sorumluluklarýmýz, Allah’a imanýmýz ve O’na karþý sorumluluklarýmýzdan baðýmsýz deðildir. Bu nedenle ahde vefa îmanýn bir gereðidir.

ZAMAN ÝSRAFI

   Ýslam dini israfýn her çeþidini yasaklamýþtýr. Ýnsanýn ömrünü veya vaktini boþ, faydasýz ve geliþi güzel þeylerle zayi etmesi anlamýna gelen zaman israfý da dinimiz tarafýndan yasaklanan hususlardan birisidir. Bu konu ile ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz bizleri ayrýca uyarmýþ ve þöyle buyurmuþtur: "Ýki nimet vardýr ki, bunlar hakkýnda çoðu kimse aldanmýþtýr.

Onlar da sýhhat ile boþ vakittir." (Buhari, “Rikak”, 1)

   Zaman insanýn sahip olduðu en deðerli sermayedir. Bu sermayeyi kaybetmek de onu dolu dolu yaþayýp kýymetini artýrmak da bizim elimizdedir. Bize düþen görev içinde bulunduðumuz aný en güzel ve yararlý bir þekilde deðerlendirmektir. “O halde boþ kaldýn mý, yine kalk (baþka bir iþ ve ibadetle) yorul.” (Ýnþirah, 94/7) ayeti de buna iþaret etmektedir. Ayette Resûlullah ve onun þahsýnda müslümanlardan bütün vakitlerini hayýrlý ve yararlý faaliyetlerle deðerlendirmeleri, ibadet, dua, teblið ve irþad gibi dinî faaliyetlerin de; çalýþma, üretme, öðrenme-öðretme, yardýmlaþma ve dayanýþma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkýný vermeleri, vakitlerini israf etmemeleri istenmiþtir.

 

Bu yazý 3473 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Erkek veya kadýn, her kim bir mü'min olarak sâlih ameller iþlerse elbette ona hoþ bir hayat yaþatacaðýz ve onlarý yapmakta olduklarýnýn en güzeli ile ecirlerini (mükafatlarýný) vereceðiz.

( Nahl sûresi - 97)

Bir Hadis

Hz. Ali (radýyallahuanh) anlatýyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la Mekke'de idim. Beraberce bir tarafýna gitmiþtik. O'nun karþýsýna çýkan her aðaç, her dað O'na selam veriyor ve: "Allah'ýn selamý üzerine olsun ey Allah'ýn Resulü!" diyordu."


Tirmizî, Menakýb 8

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Rabbimiz! Günahlarýmýzdan ve iþimizdeki aþýrýlýklardan ötürü bizi baðýþla, sebatýmýzý arttýr, kâfir topluluða karþý bize yardým et!”

Âl-i Ýmrân Suresi 147

Hikmetli Söz

Gerçek sevgi iyiylik gördüðünde artmayan, kötülük gördüðünde eksilmeyendir.

Muaz

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com