Küstah ihtiraslar
İnsanlık dünyası bir kez daha tarihsel bir inhirafla, sapmayla karşı karşıya bulunuyor. Bugün, artık eskisinden daha çok kuralları olmayan bir dünya karşısındayız. Bugünün dünyası, gücü elinde bulunduranların görüşleri doğrultusunda şekilleniyor.

06/01/2011 - 16:06

Bu durum, dünya çapında bir güvensizlik ortamı içerisinde bulunduğumuzu gösteriyor. Dünya bir bilinmezlik ortamına doğru yol alıyor. Alınmakta bulunan totaliter önlemlerle dünya çapında bir baskı ortamı oluşturuluyor. Bütün toplumların bir şekilde, siyasal ve ideolojik anlamda gözetim altında tutulacağı anlaşılıyor. Tüm dünyayı dehşete düşüren, evrensel yıkımı gerçekleştirebilecek şiddet/terör araçlarını üreten, pazarlayan ve kullanan; ölüm teknolojilerini geliştiren; terör süpermarketlerine sahip olan ABD, kitlesel muhaceretleri, kitlesel yoksullaşmaları, kitlesel ölümleri göze alarak; tüm karşıtları yok etmeye yönelik sistematik bir denetleme, düzenleme ve yönetme biçimi gerçekleştirmeye çalışıyor. Yeni düzenleme ve yönetme biçimi, dünyayı, karşıtların onurlarını, kimliklerini aşağılama pahasına, dünyaya egemen olanlar için güvenli kılma amacına yöneliktir. ABD ve İsrail için askeri güç ve savaş, bir siyaset şekli, tarzı ve amacı haline gelmiştir. Uygarlık ve slogandan ibarettir. Terör/şiddet, yalnızca ezilenlerin/zayıfların yöneldiği bir meşru müdafaa durumu değil, bir son çare değil; egemenlerin/ezenlerin bir gelenek ve gösteri haline getirdikleri bir olgudur. Emperyalizm bütün insani kuralları aşıyor, ölçüleri çiğniyor, değerleri tanımıyor, değer yargılarına itibar etmiyor, emperyalizmin sınırlandırılamayan, denetlenemeyen acımasız iradesinin neden olduğu gelişmelere ahlaki anlamda müdahale edilemiyor. Emperyalist sistem, asla ahlaki sorumluluk duymuyor ve ahlaki hesaplaşmalara meydan vermiyor. Dünya çapında örgütlenen ideolojik kampanya, Pentagonun amigoları olan medya lordları tarafından yürütülüyor. Egemen siyasal mitoloji; ideolojik narkoz ve uyuşturucular yoluyla, ideolojik etiketli haber ve yorumlarla, aşırı abartılı manipülasyonlar yaparak insanlığın görüşlerini bulandırmaya çalışıyor. Bu ideolojik kampanya aptallaştırmaya, uyutmaya, edilgin ve etkisiz kılmaya yönelik bir kampanyadır. ABD politik realizm ve politik pragmatizm adına kendi tarihi boyunca bütün dünyada zulmü, şiddeti, terörü desteklemiş ve korumuştur. Şimdi de, yine hiçbir şekil de insanlık değerleriyle bağdaştırılması mümkün olmayan politik realizm ve pragmatizm adına, masum ve mazlum, zayıf ve güçsüz, yoksul halklara büyük acılar yaşatıyor. Küresel zorbalık; küresel planda hissedilen gerilimli ilişkiler üretiyor, büyük bir hoyratlıkla mazlum toplumları dehşete düşürüyor, toplumların ruhsal durumlarını bozuyor. Terör/şiddet tanımı, zamana göre, mekana göre, kimi siyasal koşullara ve bağlamlara göre anlamı değişen; anlamı farklı politik amaçlar doğrultusunda kullanılan bir tanım. İçerisinde bulunduğumuz dönemde daha çok, hatta bütünüyle Amerikan karşıtı terörizm dünya gündemini işgal ediyor. ABD dostu terör ve teröristlerden ise asla söz edilemiyor. Egemen ideolojik ortam, egemen siyasal çizgi, yerleşik siyasal yargılar; bir yanda egemen söylemin hakimiyetini kolaylaştırmak üzere bir kanaat oluşturmaya çalışırken; bir diğer yanda da İslam ve Müslümanlar aleyhinde bir kanaat iklimi oluşturmaya çalışıyor. İçeriği ve çerçevesi, egemenlere özgü çıkarlar tarafından belirlenen medya; bu özelliği sebebiyle güçlülerin çıkarlarına muhalefet edemiyor, güçlülerin küstah ihtiraslarını sorgulayamıyor, eleştiremiyor, bağımsız düşünceler, yorumlar, yapımlar gerçekleştiremiyor. Propaganda gerçeklerin ufkunu kapatıyor, karartıyor. Toplumlara gerçekleri yansıtması gereken medya, tam tersi bir rol üstlenerek, toplumları kuşatma altına alıyor; gerçekleri çarpıtıyor; kendi tercihlerini, görüşlerini ve politik eğilimlerini kamuoyuna dayatıyor. Egemen medya düzeni, dünya ölçeğinde bilgilendirmeyi denetim altında tutuyor, tek yanlı ve tek boyutlu bir bilgilendirme biçimi kullanıyor, kimi zaman bilgiyi alıkoyuyor, değiştiriyor, bozabiliyor. Egemen medya düzeni için, tüm karşıtlar, ne olurlarsa olsunlar, kim olurlarsa olsunlar bütünüyle olumsuzdur; tüm karşıtlar çok kötüdür, çok çirkindir, çok acımasızdır. Sansasyonel olaylar, olağanüstü olaylar, heyecan ve korku uyandıran olaylar medyaya hayat veriyor. İletişim sisteminin her durumda şiddet'e, şiddet olaylarına ihtiyaç duyduğu görülüyor. Küresel planda etkili olan ve sınırlandırılamayan militer güç ve acımasız irade; kuralsızlığı seçerek, dayanılmaz baskılara, bunalımlara ve mahrumiyetlere maruz kalan toplumları şiddete sevkediyor. Egemen sistemin kullandığı tüm normlar çok tartışmalı, içeriksiz ve zayıf normlar. Sistemin yaşanan gerilimlerin azaltılması yönünde hiçbir girişimi bulunmuyor. Sistem, olumsuzlukların ve çelişkilerin İslam toplumları aleyhinde gelişmesine yardımcı olacak şekilde tavırlar alıyor. Bu arada, Filistin halkının Yirminci Yüzyıl boyunca huzur içerisinde, güvenlik ve esenlik içerisinde bir gün bile geçiremediğini/yaşayamadığını hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. Modern dünyada ahlaki ve entelektüel bir yoksullaşma, kirlenme ve bunalım olmasaydı, bu gerçek herkes tarafından kabul edilebilecekti. Günümüz dünyasında emperyalist dünyayı engelleyebilecek, zayıfların, mahrumların, aşağılananların hukukunu temsil edebilecek, hukukunu koruyabilecek bir irade yok. Güçsüzleri ezmeyi bir alışkanlık haline getirenleri hangi yollarla durdurabileceğiz? Düşler çekici olur, büyüleyici ve etkileyici olur her zaman, gerçekler ise, soğuk ve itici. Gelecek için her alanda ciddi uğraşlarımız ve katkılarımız olduğunda, gelecekten iyi şeyler bekleyebiliriz. Ufukları genişletmek ve insanlık sorunlarına, acılarına bir bütünlük içerisinde ve genel bağlamları içerisinde yorumlar kazandırmak gerekir. İnsani iklim, insani birikim, insani zenginlik, insani dayanışma, insani sorumluluk küresel ölçekte geçerli ve etkili bir tavır almadığı takdirde; insanlık nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların tehdidi altında yaşayacaktır. Sorumsuzluk içerisinde yaşamak, kayıtsızlık içerisinde yaşamak affedilemez ve bağışlanamaz.