KALBİ OLANLAR İÇİN
12/02/2013 - 16:28

 

Bu nasıl âyet!? Bu nasıl sûre!? Sarstı  yüreğimi  bir kere daha, derinden derine... İşte  bak, doğuyor yeni bir gün, yeni bir umut, yeni bir hayat seninle. Gel dinle Kuran’ı, dinle Yaratıcının sözünü, haydi gel dinle...

Kâf.

Ve’l-Kuran’il-Mecîd

“Şerefli Kuran’a yemin olsun ki...”

 diye başlıyor sûre.

Kâf, bir harf. Bir sır. Bir şifre. Bilmem ne anlama gelir, ne mana verir, hikmeti ne? Hakikat: Dar geliyor bu kısır beynime.

Bir uyarıcı, bir “Münzîr”, bir Peygamber, getirince perde arkasından muazzam bir haber,

Kıyâmet ötesinde diriliş var, hesap var, sonra cezâ, veya zafer.

Anlayışını kör eden kâfirler:
“Öldüğümüz zaman mı? Toprak olunca mı? Yok, yok! Bu çok zor” der.

İşte bu körlük var ya, cehâletten de beter!

Görmüyorlar mı onlar, küçücük tohumlar, kocaman kayaları nasıl da delip geçer?

Yoktan yaratan güç, elbetteki yeniden vâr eder. İşte öylece, çürümüş kemikler yeniden toplanır, yeniden dirilir, yeniden biter.

Bugün ne eken, yarın onu biçer...

Yeniden dirilişi inkar edenler. Suçlular. Zâlimler. Elbette mahkemeye gelmek istemezler. Hesap vermeyi reddederler. Ama onlar istediği kadar istemesinler. Kralın askerleri tutup onları, yüce divana getirirler.

Nereye kaçacaksın Ey Âdemoğlu! Nereye gideceksin? Azrail’in ulaşamadığı bir yer mi var? Bir mekân mı? Can boğaza dayandığında ne yapacaksın sen? Kim kurtarır seni? Kim yardım eder sana? Haydi söyle!  O halde, nedir bu gururun, nedir bu inadın böyle! Her istediğini yapıp, sonra başı boş bırakılacağını mı sandın sen öyle? Görmez misin, her şey sana hizmet ediyor, yerde ve gökte? Sen, sırf, O’na kulluk yapasın diye...

Bu sûre, daha neler söyler, neler! İnsanın yüreğini, kökünden sarsıp, kökünden deler...   Hele yok mu şu âyet, işte şu âyet! Çok dokundu bana, ağlattı beni, titretti, sarstı:

“İnne Fî Zâlika Lezikrâ...”

“İşte bu (anlatıla)nlarda, ( muazzam)  bir öğüt ( ibret, hikmet, mesaj) var!”

Ama kimin için?

“Limen Kâne Lehû Kalbün”

“ Kalbi olanlar için”

Yürek taşıyanlar için...

Duygulu olanlar için...

Hisseden, etkilenen, ince, hassas, duyarlı bir kalbe sahip olanlar için...

Ey Âdemoğlu!

Anlarsan bu hakikatleri, binersen bu gemiye. Bulursun cevaplarını: Neden, nasıl, niçin, ve niye? Kurtarırsın kendini bütün felâketlerden, alırsın semâdan büyük bir hediye! Karşılarsın Azrail’i, sevgilisine kavuşan âşık gibi, gülümseye gülümseye... Teslim edersin ruhunu, “Rabbim Allah’tır” diye, diye...