"Ki onlar, ufak tefek günahlar dýþýnda, günahýn büyük olanýndan ve çirkin utanmazlýklardan kaçýnýrlar. Þüphesiz senin Rabbin, maðfireti geniþ olandýr.
O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inþa ettiði (yarattýðý) ve siz daha annelerinizin karnýnda cenin halinde bulunduðunuz zaman da.
Öyleyse kendinizi temize çýkarýp durmayýn.
O, takvalý olanlarý daha iyi bilendir."
( Necm sûresi - 32)
Bir Hadis
Ebu Hureyre (r.a.) anlatýyor:
"Kim fenalýk yaparsa cezasýný görür. Kendisine Allah'tan baþka ne dost ne de yardýmcý bulur" (Nisa 123)
Mealindeki ayet nazil olduðu zaman, müslümanlarý çok ciddi bir kedere sevketti.
Bunun üzerine;
Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle tavsiye etti:
-Amellerinizde orta yolu ve doðruyu bulmaya çalýþýn.
Mü'mine musibet nev'inden her ne ulaþýr ise günahlarýna bir kefaret olur.
Musibet beklenmedik bir hadise olmuþ, ayaðýna batan bir diken olmuþ farketmez.
(Müslim, Birr)
Bir Dua
“Allah’ým! Bana doðru olaný ilham et ve beni nefsimin
þerrinden koru.”