Okuması Gerekenler (2)

Bu berikiler yani kendisini ilme verenler ise denize düşüp boğulmak üzere olanları kurtarandır
19/04/2010


İman İnsanı İnsan Eder



İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi (asıl vazife) iman ve duadır. Küfür, insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder. Sözler



İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından (hadiselerin sıkıntılarından) kurtulabilir. Sözler



 





MAL SEVGİSİ





Büyük fıkıh (hukuk) bilgini ,  Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin (vııı. Yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğraşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi:



-          Ya imam gemin battı !... (imamın ticari mal taşıyan gemileri mevcuttu.)



İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra Elhamdülillah dedi.



Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip haber verdi:



-          Ya imam, bir yanlışlık oldu batan gemi senin değilmiş,



İmam bu yeni habere de:



-          Elhamdülillah diyerek mukabele etti.



Haber getiren kişi hayrete düştü:



-          Ya imam, gemin battı “Elhamdülillah” dedin. Batan geminin seninki olmadığını söyledim yine “Elhamdülillah” dedin. Bu nasıl hamdetme böyle  ?



İmam-ı Azam izah etti:



-          Sen gemin battı diye haber getirdiğinde iç alemimi, kalbimi şöyle bir yokladım. Dünya malının yok olmasından elden çıkmasından dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu nedenle Allah’a hamdettmin. Batan geminin benimki olmadığı haberini getirdiğinde’de  aynı şeyi yaptım. Dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç yoktu. Dünya malına karşı bu ilgisizliği bağışladığı için de Allah’a şükrettim.



 





EĞER BİR ÇOCUK…





Eğer bir çocuk devamlı tenkid edilirse



KINAMA VE AYIPLAMA ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse



SABIRLI OLMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,



SIKILIP UTANMAYI ÖĞRENİR .



Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,



KENDİNE GÜVEN DUYMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk devamlı utanç duygusuyla eğitilmişse,



KENDİNİ SUÇLAMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,



TAKDİR ETMEYİ ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,



KAVGA ETMEYİ ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,



ÂDİL OLMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,



KENDİNİ SAVUNMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetiştirilmişse,



İNANÇLI OLMAYI ÖĞRENİR.



Eğer bir çocuk âile içerisinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,



BU DÜNYADA MUTLU OLMAYI ÖĞRENİR.



 





SAĞLIKLI İLETİŞİM





İnsanlarla gerçekten sağlıklı bir iletişim kurmak istiyorsanız, şu iki soruya samimi cevap veriniz:



-Karşınızdakini gerçekten dinliyor musunuz, yoksa dinliyor gibi yapıp konuşmak için sıra mı  bekliyorsunuz ?



- Muhatab olduğunuz insanlarla anlaşmak mı istiyorsunuz yoksa hep haklı çıkmaya mı çalışıyorsunuz?



TAKVA NE DEMEK ?



Ebu Hureyre (ra), takvanın ne olduğunu soranlara:



-Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi ? dedi. Onlarda



-Evet geçtik, dediler. Bunun üzerine:



-O halde oradan geçerken ne yaptınız ? diye sordu. Onla:



-Dikenlerden sakındık, dediler.



-İşte takvâ da günah ve hatalardan sakınmak tır, cevabını verdi.



HZ ÖMER’DEN (RA)



Hz Ömer (ra) valilerine şunları tavsiye ederdi: Zaafa varmadan yumuşak olunuz. Zulme varmadan disiplinli olunuz. Cimriliğe varmadan iktisadlı olunuz. İsrafa varmadan cömert olunuz.



 





VERİMSİZ BİR ÖMÜR





Ülkemiz şartlarında 65 yıllık ortalama bir ömre sâhib bir insanın, eğer beş yaşında televizyon izlemeye başladığını farz etsek: Günde 1 saat televizyon izlediğinde ömrünün 2,5 yılı günde 2 saat  televizyon izlendiğinde ömrünün 5 yılı günde 3 saat televizyon izlediğinde ömrünün 10 yılı ve günde 5 saat televizyon izlendiğinde ömrünün 12,5 yılı çok verimsiz bir şekilde televizyona kurban edilmektedir…



İbni  Ömer (ra)'in Rasûlullah (s.a.v)  şöyle buyurdular:



"Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürünüzden sorumlusunuz. Devlet reiside bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinde çobandır ve  sürüsünden sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes'ûldür. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğüz sürüden sorumlusunuz.



(Buhârî, Cum'a 11, İstikrâz 20, Itk 17, 19, Vesâya 9, Nikâh 81, 90; Müslim, İmâret 20, (1829); Tirmizî, Cihâd 27, 1705; Ebû Dâvud, İmâret 1, (2928).



 





 EBÛ BEKİRE AİT BAZI ÖZLÜ SÖZLER





Sabırda zarar hüzün ve telaşta fayda yoktur.



Sabır imanın yarısı, yakin ise tamamıdır.



Sırrını aleni şeylerle bir tutma, yoksa işlerin bozulur.



Beraberdekilerle konuş (istişare et) ki faydalı bilgiler alasın.



Allah’tan afiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakinden (kat’i bir imandan) sonra afiyetten daha faziletli bir şey verilmemiştir.



Bir kimse kendisini med hedince Ebu Bekir (r.a): “Allah’ım sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi onlardan daha iyi bilirim. Allah’ım, beni onların zannettiğinden daha hayırlı eyle! Onların bilmediği hatalarımı mağfiret eyle, söyledikleri şu sözler sebebiyle de beni hesaba çekme” (suyuti Tarihu’l – hulefa, s.104 )



Birisi ona “Sana öyle bir küfrederim ki seninle birlikte mezara kadar gider.” demişti. Hz. Ebû Bekir şöyle cevap verdi: “O pisliğin beni değil seni takip eder ve kabrinde karşına çıkar.”