Dua ve Gözyaşı

Evet hacıların dilleri, ırkları ve renkleri farklı olsa bile iman, ibadet, dua,amaç, hedef ve göz yaşları aynıdır. Dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca insan; şu ortak parola niteliğinde olan telbiye üzerinde birleşmektedir.
15/10/2010


Hac ve İbadet



Şüphesiz ki bütün ibadetler öncelikle Allah emrettiği için yapılır ve sadece O’nun rızasını kazanmak için yerine getirilir. Böylece kişi ancak bu ibadetler aracılığıyla Allah’a yaklaşma, O’na dua etme, yalvarma, bağlılığını gösterme, duygu, düşünce ve davranış biçimlerini ortaya koyma fırsatını elde eder. Nitekim insanın yaratılış amacı da Yüce Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmektir. Çünkü her ibadetin kendine özgü bir güzelliği ve hazzı vardır. Onun manevi boyutu; psikolojik ve sosyolojik anlamda fert ve toplum hayatını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu yüzden bütün Peygamberlerin ortak görevlerinden biri de insanları Allah’a ibadet etmeye davet etmektir. Kur’an bu konuyu şöyle açıklamaktadır: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki böylece korunmuş olursunuz.”(Bakara, 21) “Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na kulluk ediniz. İşte doğru yol budur.” (Meryem, 36)



Görüldüğü gibi ibadetlerin asıl amacı; Allah’a kulluk etmek, kötülüklerden korunmak, doğru yola yönelmek, O’nu tanımak ve O’na boyun eğmektir. Ayrıca ibadetler, insanın gönül ve ahlak dünyasının zenginleşmesine, ruh eğitimine ve olgunlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Biz bu yazımızda hac ibadeti üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü şu günlerde bütün İslam alemi yeni bir hac mevsimine hazırlanıyor. Ülkemizde de on binlerce vatandaşımız yakınlarıyla birlikte bu kutsal yolculuğa adım adım yaklaşmanın heyecanını yaşıyor.Nefesini kesmiş büyük bir aşk, teslimiyet, tefekkür ve sükunet içinde hare-ket anını bekliyor. Diğer bir ifade ile hayatı boyunca hayalini kurduğu Kabe’yi, vahyin ilk merkezi olan Mekke’yi ve peygamberimizi bağrında koruyan Medine’yi ziyaret etmenin hasretini çekiyor. Gündüzler ve geceler adeta uzamış gibi görünüyor. Herkes hazırlık yaparak bir an önce yola çıkmanın haberini ve müjdesini duymak istiyor. Akraba, arkadaş, tanıdık ve tanımadık herkesle vedalaşıyor ve haklarını helal etmelerini istiyor. Kutsal yolculukta ve mekanda okuyacağı dualarını ezberliyor. Hac ile ilgili kendisine verilen rehber kitapları okuyor ve öğreniyor. Kısaca hacı adayı şu günlerde yakınlarıyla birlikte bir hareketlilik yaşıyor. Kalbindeki inancı, duygu ve düşüncesiyle ötelerin ötesine uzanıp gidiyor.



Hac Yolunda Rahmet ve Zahmet



Gerçekten hac ibadeti, manevi yönden heyecan ve duygu yüklü bir ibadettir. Bu ibadetin icra edildiği günler, en bereketli ve kıymetli zaman dilimi olarak hayatımıza yansıyacaktır. Çünkü hac takvimi sayılı günler olup, çok hızlı ve erken bitmektedir. Bu nedenle biz bu fırsatı yakalayan kardeşlerimizin zihinlerini ve mesailerini, aşırı ölçüde haccın seyahat, ikamet, intikal ve iaşe bölümüne yoğunlaştırmaları yerine,onun ibadet ve manevi boyutuna kilitlenmelerini tavsiye ediyoruz. Elbette genel organizasyon içinde diğer beklentiler de önem arz etmektedir. Fakat unutmayalım ki hemen bu tür fiziksel konuların standardına ve sonucuna ulaşmak çoğu zaman kolay olmamaktadır. Esasen hac hizmetini sadece bir turizm hizmeti olarak değerlendirmekde doğru değildir. Aşırı hırs ve lüks beklentisi, beraberinde duyumsuzluğu ve dünyevileşmeyi ön plana çıkarabilir. Oysa ki henüz dünyanın hiçbir yerinde milyonlarca insanın ihtiyaçlarını bir çırpıda karşılamanın deneyimi elde edilmiş değildir. Yapılan küçük ve lokal düzeydeki organizasyonlarda bile aksamalar yaşanabilmektedir. Bugüne kadar yapılan uygulamalar-da görüldüğü gibi hac organizasyonu ile ilgili İslam ülkelerinde ve Suudi Arabistan’da önemli zorluklar aşılmıştır. Ulaşım, haberleşme, sağlık, iskan ve kurban kesimi gibi konularda bazı olumlu gelişmeler olmuştur. Halen hizmet eksenli iyileştirme çalışmaları devam etmektedir. Ne var ki hem nüfusun yoğunluğu hem hac günlerinin sayılı olması bakımından bütün problemleri bir daha karşılaşmamak üzere ortadan kaldırmak mümkün olamamaktadır.



Takdir edileceği üzere hac; sadece bedenimizin seyahatı değil aynı zamanda ruhumuzun, gönlümüzün, duygu ve düşüncelerimizin de seyahatidir. Belli bir zamanda belli mekanları ziyaret etmek, buralardaki havayı teneffüs etmek, dini hayat ve İslam tarihi açısından önem arz etmektedir. İşte haccın gönül dünyamıza yeni ufuklar açmasının asıl sebebi de onun beraberinde taşıdığı birçok ibadet ve tefekkür yoğunluğundan kaynaklanmaktadır. Gerçekten hac ibadetinin bünyesinde; iman, sabır, azim, irade, namaz, tavaf, sa’y, vakfe, intikal, sadaka, kurban, dua, gözyaşı, tefekkür, istişare, yardımlaşma, disiplin, tanışma, arkadaşlık ve kardeşlik gibi insanın maddi ve manevi varlığını olgunlaştıran birçok değerler bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de haccın bu zorluğundan dolayı ihram anında, ilk niyetten itibaren her aşamada Yüce Allah’tan kolaylık dilemiştir: “Allah’ım! Haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur.”Gerçekten diğer ibadetlerden farklı olarak, haccın gereğini yerine getirirken beklenmedik güçlük ve sıkıntılarla karşılaşmak mümkündür. Zira az önce de işaret edildiği gibi, çağımızda sahip olduğumuz teknolojik imkanlara rağmen, hac yolundaki zahmetin ve sıkıntıların tamamını yok etmek mümkün olamamaktadır. Çünkü nerede, Ne zaman ve nasıl bir sürprizle karşılaşılacağı önceden bilinmemektedir. Bazen insanın sabır, irade ve tahammül gücü olabildiğince zorlanmaktadır. Zira her hac mevsiminde dünyanın çeşitli yerlerinden gelen milyonlarca kişi; Mekke, Arafat, Müzdelife, Mina ve Medine’de bir insan selini oluşturmaktadır. Onların söz konusu mekanlara intikal ve hareketleri sanıldığı kadar kolay değildir. Aynı zaman dilimi içinde ve aynı mekanlarda büyük bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bu heyecanlı anı mahşerin bir provası olarak değerlendirmek mümkündür. Merhum Necip Fazıl Kısakürek, yerine getirdiği hac farizasıyla ilgili hatıralarını yazarken duygularını şöyle ifade etmektedir: “Arafat, uçsuz bucaksız bir ova… Ova da ne kelime? Arafat bir meydan… Bütün insanlığın toplanmaya, ellerini semaya kaldırmaya ve aziz ve rahim Allah’tan af istemeye çağıran, her rengiyle, her çizgisiyle bu manadan haber veren bir mey-dan… Mahşer meydanından bir görüntü… İlk insan ve ilk peygamberin, İlahi af için yalvardığı ve rahmete kavuştuğu, muradına da erdiği yer. Afkasırgasının günahları yaprak gibi uçurup götürdüğü, duaların kabul edildiği, yalvarabilene kurtuluşun müjdelendiği yer… Bütün resul, nebi, veli ruhlarının Arefe günü hazır bulunduğu, ismini bu kelimeden alan ve muazzam hac ibadetine basamak olan yer… Bir kutsi hadiste “Rahmetim gazabımı aştı!” diyen Allah’ın gözle görülür, elle tutulur şekilde “işte sana rahmet zemini!” diye gösterdiği yer… (Yol Kültürü Dergisi, Ocak 2001, s. 158)



Hacda Dua, Yakarış ve Göz Yaşı



Evet hacıların dilleri, ırkları ve renkleri farklı olsa bile iman, ibadet, dua,amaç, hedef ve göz yaşları aynıdır. Dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca insan; şu ortak parola niteliğinde olan telbiye üzerinde birleşmektedir. “Buyur Allah’ım buyur! Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur.” (Hac İlmihali, İ. Karagöz, M. Keskin, H. Altuntaş, s. 48 DİB Yay., Ankara,2004,)



Dua; Allah’ın yüceliği karşısında, kulun aczini itiraf etmesi, O’ndan lütufve yardım dilemesidir. Duada amaç, kişinin durumunu Allah’a arz etmesidir. Diğer bir ifade ile dua, kul ile Allah arasında vasıtasız bir iletişimdir. Rabbine en kısa yoldan ulaşma tarzıdır. Bu itibarla insanın Allah katındaki değeri bile dua ile orantılıdır. Nitekim şu ayetler de konumuza ışık tutmaktadır:“(Resulüm!) de ki: (kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan, 77) “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim.” (Mümin, 60) Kur’an ve hadislere bakıldığı zaman duaların konu, hedef ve içeriğine göre yapıldığı görülmektedir. Buna göre özetlemek gerekirse hacda da duaların; en çok Allah’a iman O’nu tenzih, tekbir, takdis,t esbih, verdiği nimetlere şükretme, O’na sığınma, iltica, tövbe, af, merhamet ve bağışlanma gibi konuları içerdikleri görülmektedir. Ayrıca dualarda şekil, adab, zaman, mekan ve kişinin iç dünyası da önemlidir. İşte hac ibadetinin gerçekleştiği o kutsal zaman ve mekanlarda gönül huzuru, temiz duygu, heyecan ve gözyaşlarımızla dua ederek Allah’a yaklaşmanın ve O’na yönelmenin en uygun ve müstesna anıdır. Bu imkan ve fırsat iyi değerlendirilmelidir. Gönlümüze ve duygularımıza tercüman olması ümidiyle kısa dualardan birkaç tanesinin anlamını buraya almakta yarar vardır.