Okuması Gerekenler (7)

Toplumun bir çoğunun beklentisine cevap verebilmek için toplumu iyi tanımak gerekir.
12/03/2012


Sevgilim Böyle Tavsiye Etti



Hz. Ebû Bekir binek üzerindeyken yuları elinden düştüğünde hemen devesini durdurup yere iner ve yularını kendisi alırdı. Bir defasında çevresindekiler:



“Bize emretseydin, sana onu alıverirdik!” dediler



Ebû Bekir (r.a) şöyle cevap verdi:



“Sevgilim Rasûllah –sallallahu aleyhi ve selem bana insanlardan hiçbir şey istemememi tavsiye etti” (Ahmed 1,11) Tam bir istiğna ve insanlara yük olma hâli…



 



ABSETİN ÖNEMİ



Ebu Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu.



“Bir kimse Cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden Cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir  inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler hutbeyi dinlemek üzere topluluğun arasına katılır. (Buhari, Cum’a 4 Müslim, cum’a 10. Ayrıca Ebu Davud, Taharet 127, Tirmizi, Cum’a 6 Nesai , Cum’a 14)  



Hadisten Öğrendiklerimiz



1.Cuma namazına gitmeden önce boy abdesti almalıdır.



2. Cumaya mümkün olduğu kadar erken gidip ön saflara oturmalıdır.



3. Cuma namazı meleklerin de hazır bulunduğu en değerli ibadetlerden biridir.



 



10 Şey Çabuk Zayi Olur!



-"Şu on şey çabuk zâyi olur:



1.Kendisine sual sorulmayan alim.



2.Amel edilmeyen ilim.



3.Kabul edilmeyen doğru görüş.



4.Kullanılmayan silah.



5.İçinde namaz kılınmayan mescid.



6.Kendisinden Kur'an okunmayan Mushaf.



7.İnfakta bulunulmayan mal.



8.Binilmeyen binek.



9.Dünyayı arzulayan kişide bulunan zühde dair bilgiler.



10.Ahiret hazırlığı yapılmayan uzun ömür."   (İbn Hacer, Münebbihat, s.34)



 



TELEVİZYON   KÜLTÜRÜ



Televizyon kültürü diye bir mefhum tanımıyorumTelevizyon;aylak,şuuru iğdiş edilmiş,hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icad edilmiş,bir nevi afyondur.



O,zavallıyı gözünden ve kulağından yakalayarak,bir kat daha sersemleştirir.Şuurundaki son pırıltıları yok eder.Onda”bir şeyler biliyorum”vehmini uyandırır.Gerçek hayattan uzaklaştırmağa hizmet eder.



Televizyon tam bir kaçıştır.Yokluğa,boşluğa,şuursuzluğa açılan bir kapı.Bu korkunç tiryakilik insanları batılaştırmaz,batırır.Avrupa ve Amerika için durum biraz daha farklı.Fakat netice bir.Televizyon tiryakisi oralarda da biçare bir esrarkeştir.Arada bir kabak çekirdeği nevinden bilgi kırıntıları,bu fikir temelinin aldatıcı tesellisidir.



Kültürün dün de bugün de,yarın da tek taşıyıcısı vardır;Kitap.Hiçbir düşünce emeksiz fethedilemez.Şahikalara,şerhalardan çıkılamaz.Tefekkür,doğru,sürekli bir cehdin mükâfatıdır.Hele,kapitalizmin sofra artıklarını,tabir mazur görülsün-kusmuklarını salim bir gıda sananlar,mide fesadına uğramaya mahkumdur.Hülasa edelim:



Televizyon kültürü,kültürle münasebetlerini kesmeye karar verenlerin uydurduğu bir yalandır.Batının bütün fuhşiyatının haremimize şeytani bir oyuncağıdır,televizyon.



Şuur;uykuda olduğu için,o renk ve ışık cümbüşü bize her tehlikeyi unutturur.Eskiler”medenileşmek,frengileşmektir”derlerdi.Televizyonun cömertçe dağıttığı medeniyet de,bu çeşit bir medeniyettir.”(Cemil Meriç)



 



NEDEN DAHA ÇOK OKUMAK?



James Hawel:Dünyayı yöneten,kalem,mürekkep ve kağıttır.Diyor haksızda değil. Unutulmamalıdır ki kişi hangi mesleği seçerse seçsin çalıştığı kurumda bir numara olmalıdır. Başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri de geçmişteki insanların tecrübelerinden yararlanarak onların düşündüğü hataları tekrarlamamak ve başlanan işe onların tecrübeleri ile başlamaktır..Diyelimki bilgisayar mühendisi olcaksınız bu işle 20 sene uğraşmış birisinin yazdığı kitabı güzelce okusanız o işe 20 yıllık tecrübe ile başlamış olursunuz.Unutulmamalıdır ki okuduğumuz her kitabın sayfaları yıllar süren tecrübenin ürünüdür.Bunun manası şudur.



 



 HER KİTAP BİR ÖMÜRDÜR.



Hangi meslek dalında olursa olsun insanlarla ilişki içerisinde olacağımız ve insanların isteklerine cevap vereceğimiz malumdur..Mesleğinde başarılı kişi insanların bütününe hitap edebilecek projeler hazırlayabilenlerdir.Örneğin bir araba tasarımcısının başarısı,ürettiği modelin bir çok insan tarafından beğenilmesiyle ölçülür.Toplumun bir çoğunun beklentisine cevap verebilmek için toplumu iyi tanımak gerekir.İnsanları tanımanın en kısa ve güvenli yolu



KİTAP OKUMAKtır.'Eskiler'sanat altın bilezik içindedir demişler.İnsanın iyi bildiği sanatı varsa hangi halde olursa olsun ihtiyaç duyduğunda ona fayda sağlar.İnsan çok zengin olup iflas edebilir.Büyük bir makamda makamını kaybedebilir.Ama okuma sayesinde elde edilen ilgini onun getirmiş olduğu itibar mezara kadar devam eder.İnsanlar arasında sizi hiç terk edemeyecek asil bir konumunuz olmasını istiyorsanız okumalısınız...



 



Tembellik  Hayatın İsrafıdır



 Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça? Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir ve kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır?



Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır. İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini ve yine çok önemli bir kısmı hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.



Dinlenmek kastıyla uzun uzun oturmak, televizyon seyretmek, müzik dinlemek, dedikodu yapmak kontrolsüz hayal kurmak gibi işlerle meşgul olan insan bunları yaptığı anda tembellik tuzağına düşmüştür.



Oysa hayat duraksamadan devam eden “hareketlilik ve aktiflik” prensibi üzerine kuruludur. Atomlardan galaksilere kadar;mikroplardan balinalara kadar fıtrata itaat eden bütün mahlukat amansız bir hareketlilik furyasında çırpınır.  Bedensel tembellik içerisinde olan insanın vücudunda zehirli birikimler oluşur. Koşuşturmayan insanın vücudundan zehirli maddeler atılamaz. Dokular yağ bağlamaya ve kilitlenmeye başlar. Hücrelere oksijen ve besin dağılımı iyi yapılamayınca vücut hızla yaşlanmaya başlar. Bunu fiziki güç kaybı, kas zayıflığı, yorgunluk takip eder. Bedensel tembelliğin derecesine göre kireçlenme, zaman içerisinde felç ve daha bir yığın hastalık bedene hücum eder.



Zihinsel tembellik aktif düşünmeme, zihni kontrolsüz olarak harici ve dahili telkinlerin tesirine bırakma durumudur. Zihinsel tembelliğe alışan kişi beyninin sinirsel bağlantılarını aktif bir şekilde kullanmadığı için zeka gerilemeye başlar, hafıza gittikçe zayıflar, hatırlama yavaşlar; tabii ki bütün bunları genel aktivitenin azalması takip eder. Zihinsel tembelliğin prensip olarak yaşın ilerlemesiyle fazla ilgisi yoktur. Aktif insanlar hayranlık verici başarılar arasında uçuşurlar. Neden bazı insanlar çok ağır fiziksel şartlara ve zihinsel faaliyetlere tahammül ederler de bazıları hemen tükeniverirler? İnsanlar her faaliyetin kapasiteyi arttırdığını göz ardı ediyorlar. Bedenin bir kapasitesi vardır şüphesiz ve çalışan insan bu sınıra hızla ulaşır. Ancak beynin kapasitesinin sınırı kolay kolay ulaşılamayacak kadar geniştir.