Dua Hayattır! Hayat Duadır!

Dua mü’minin hayat tarzıdır. Çünkü imanın en önemli göstergelerinden biridir. Kul imanın(ın) gereği olarak Rabbini yardıma çağırır, O’na yalvarır, O’ndan diler ve O’na seslenir.
04/05/2009


Dua yaratıcımızla aramızda hiçbir güç ve aracı olmadan doğrudan kurduğumuz bir iletişimdir. İçinde bulunduğumuz anda, en samimi duygu haliyle ve acziyetimizi en yoğun şekilde hissederek O’na yakarışımızdır. 



Allah(c.c)’ın Kur’an’da; “De ki;duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” (Şuara; 77) ayetinde belirttiği gibi acizliğimizi hissederek yaptığımız dualar kulluğumuzun gereğidir. Bu yüzden bir Müslüman için dua vazgeçilmezdir. 



Peygamberimizin (s.a.v); “Dua ibadettir. Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim” hadis-i şerifinde söylediği gibi dua hayatımızın her anını kapsayan bir ibadettir. 



Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz kadarıyla dua ile zor anlarımızda tek yardımcımızdan yardım dileriz, tüm dileklerimizi verebilecek en yüce makamdan talep ederiz,sevinçlerimizde sonsuz rahmet sahibine şükrederiz, O’nu överek her türlü eksiklikten arınmış olduğunu hissederiz. 



Hayatımızın her anında yapabildiğimiz bu ibadeti yavrularımıza da öğretmemiz önemlidir. Belki de çocuklarımızın İslami eğitiminde en erken başladığımız ibadettir dua. Çünkü yavrularımız daha ilk kelimelerini söylerken, ezan sesini duyduğumuzda birlikte “Allah” deriz veya namazlardan sonra dua edişimizi taklit ettiğinde “Amin” demeyi, yemek öncesinde “Bismillah” sonrasında “Elhamdülillah” demeyi öğretiriz ve bu öğretiş süreci böyle artarak devam eder. 



Günlük hayatın içinde birçoğumuz bu sürecin örnekleriyle karşılaşabiliyoruz. Geçen gün şaşırdığım bir olay karşısında “Allahu Ekber” dediğimde iki yaşındaki kızımın bunu tüm gün tekrar etmesi çok hoşuma gitmişti. Küçük yaşlarda çocuklar ebeveynlerini taklit ederek öğrendikleri için günlük konuşmalarımızda “es selamu aleyküm”, “İnşallah”, “Allah’a çok şükür” gibi cümleleri kullanarak onlara bu ifadelerin nerelerde ve hangi durumlarda kullanılacağını daha kolay öğretebiliriz. Mesela dört yaşındaki yeğenimin bahçede oynarken çatıdan düşen ve kafasını sıyırarak geçen büyük bir tahta parçasına bakıp ağlamak yerine “çok şükür Allah beni korudu” demesi bizleri çok şaşırtmıştı. Ve hala bu anıyı tebessümle anarız. 



Çocuklarımızın dua etmeyi öğrenmelerinde büyüklerimizin de önemli bir yeri vardır. Daha üç-dört yaşlarında iken nineleri ve dedeleriyle birlikte yaptıkları dualarla; en mutlu anlarında Allah’a nasıl dua edeceklerini öğrenirler ve en sevdiklerinin yanında iken bile çok sevenin ve koruyanın Allah(c.c) olduğunu hissederler. Bu anlar,onların dua etmenin ne kadar rahatlatıcı olduğunu hatırlayacakları anlar olarak hafızalarında yer edecektir. 



Dua edilebilecek özel anlardan birisi de uyku zamanıdır. Çocuklar uykuya dalmadan önce biraz tedirgin olurlar; kötü rüya görmekten, yalnız kalmaktan korkabilirler. Uyumadan önce çocuklarımıza kısa duaların Arapçasını okuyup ardından da onlarla birlikte tekrar edersek bu duaları çocuklarımıza kolayca ezberletebiliriz. Sonra da “Allah’ım beni, ailemi, arkadaşlarımı sev, ben seni çok seviyorum, bizi kötülüklerden koru” gibi basit, kısa cümlelerle oluşturulmuş ve Allah (c.c) sevgisinin öne çıktığı duaları beraber yaparak onları rahatlatabilir ve bunu alışkanlık haline dönüştürebiliriz. Ayrıca çocuklarımızın dualarını geliştirebilmek için onlar için hazırlanmış dua kitaplarından da faydalanabiliriz. Böylece zamanla onlar da kendi cümleleriyle Allah (c.c)’a dua etmeyi öğreneceklerdir. 



Çocuklarımızın günlük hayatta gerektiğinde başkalarına teşekkür edebilmelerini çok önemseriz. 



Peki Allah (c.c)’a olan teşekkürümüz. Küçük yaşlardaki çocuklarımıza Allah (c.c)’ın bize verdiklerine teşekkür için dua etmeyi öğretirsek, bunu hayatları boyunca önemserler ve sadece bir şeyler istemek için değil şükretmek için de dua edilebileceğini öğrenmiş olurlar. 



Peygamber Efendimiz (sav) birçok şeyi yaparken dua etmiştir; yeni bir elbiseyi giyerken, bineğine binerken, yağmur yağdığında, güneş tutulduğunda, hastalıkta… 



Biz de çocuklarımızla günlük hayatın içinde çeşitli vesilelerle hep birlikte dua edebiliriz. Arabaya binip yolculuğa çıkarken, gökyüzünü izlerken, evden çıkarken, çok sevdiği bir yiyeceği yerken ve daha birçok şeyi yaparken onunla kısa kısa dua edebiliriz. Böylece çocuklarımız daha küçük yaşlardayken Peygamber (sav) efendimizin sünnetini yaşayarak, duayı hayatlarının her anına yaymayı öğrenmiş olurlar. 



Günümüz “modern” toplumu insana;” sen ne istersen yapabilirsin, yeter ki iste, her şeye gücün yeter, hayatının her anını düzenleyebilirsin ve her şey senin kontrolün altında” diyor. Oysa biz Müslümanlar hayatımızdaki her anın Allah(c.c)’ın kudreti ve rahmeti olmadan yaşanamayacağının bilincinde olduğumuz için dua ediyoruz. Çocuklarımız ve gençlerimiz modern hayatın öğretisinden maalesef etkileniyorlar. Bizler bu durum karşısında onlara Allah(c.c)’ın kudretinin ve rahmetinin hayatlarındaki etkisini ve her şeyin Allah(c.c)’a bağlı olduğunu fark ettirmeliyiz. 



Ayrıca bu yaşlarda; dilde başlayıp ardından kalpte iman ve iradeye sonra da eyleme dönüşen duanın kişiyi inançlı, karalı, güçlü bir iradeye ve kavrayışa sahip, aktif ve sorumluluğunun farkında bir insan haline getireceğini çocuklarımıza ve gençlerimize anlatmalıyız. Böylece onlara hayatları boyunca sığınacakları tek kudreti fark ettirip daha bilinçli bir hayat sürdürmelerini sağlayabiliriz. 



“Allah’ım! Bana öğrettiklerinden beni faydalandır, bana fayda verecek olanı bana öğret, benim ilmimi arttır.” (Hadis-i Şerif)  Amin…