İ’tikafın meşruiyeti Kur’an ve sünnet ile sabittir.
“Mescidlerde i’tikafta bulunduğunuz zaman kadınlara yaklaşmayın” (Bakara 2/187)
mealindeki ayetle
Hz Aişe’nin,
“Resul-i Ekrem ramazanın son on gününde i’tikafa girerdi. O bu adetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları i’tikafa girmiştir”
(Buhari, İ’tikaf 1; Müslim, İ’tikaf 5) şeklindeki rivayeti bunun delillerini teşkil eder.
Allah’a tam bir teslimiyet içersinde ibadet ve taatte bulunmak amacıyla zamanın belirli bir kıs-mını ayırması ve bu esnada meşru bile olsa her türlü nefsani ve şehevi arzulardan uzak durması kişinin manen olgunlaşması için önemli vesilelerden biridir. Zorunlu ibadetlerin yanısıra nafile iba-detlerde bu konuda önem taşımakta, dini duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, müm-kün olduğunca maddi ilgilerden uzaklaşarak yüce yaratıcıya yönelinen bir ortam insana derin bir manevi ufuk ve imkan sunmaktadır. Bu bakımdan i’tikafa yalnız islam ümmetine has bir ibadet ol-mayıp vahiy geleneğine sahip hemen bütün dinlerde muhtelif şekillerde gerçekleştirilen köklü bir gelenektir; İslami öğreti içinde de Hz İbrahim ve oğlu Hz İsmail zamanında beri devam edegelen bir sünnet olarak bilinir. Nitekim,
“İbrahim ve İsmail’e:
Evimi onu ziyaret edenler, ibadet için orada kalanlar (akifin), ruku ve secde edenler için tertemiz tutun diye ahid ‘emir’ verdik” (Bakara 2/125)
mealindeki ayet bir yönüyle buna işaret etmektedir.
İ’tikafa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta Hz. Peygmber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dini-ilmi eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi müstehaptır.
İ’tikafa özellikle ramazan ayının son on gününde girilmesi Kadir gecisini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşır. Hz Aişe, “Resul-i Ekrem ramazanın son on gününde ibadet için yoğun bir gayret içine girer, gecesini ihya eder ve ibadet için aile fertlerini uyandırırdı” demiştir (Buhari, Müslim)
Vacip i’tikafa giren, yani, “Allah rızası için -mesela- on gün i’tikaf yapacağım” diyerek adakta bulunan kişi, tan yeri ağırmadan önce i’tikaf için belirlediği bir mescide, “ Ya Rabbi! Senin rızan için üzerime vacip olan i’tikafı eda etmeye niyet ettim” diyerek girer ve adadığı i’tikaf günleri sü-resince oruç tutar, mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapar. Nezrettiği son günün akşam namazından sonra i’tikafan çakar.
İ’TİKAF PROGRAMI
03.00 Tehetcüd 10 rekat /(bazenTesbih Namazı)/ Vitir Namazı
04.00 Sahur Yemeği
06.00 Sabah Namazı
06.45 Sabah zikri/ Tesbihat ve dua
06.50 İşrak Namazı
10.30 Kalkış ve Kuşluk Namazı
13.15 Öğle Namazı
16.55 İkindi Namazı
18.30 Kur’an Dersi/ Tefsir
19.30 İftar Yemeği
19.45 Akşam Namazı / envabin namazı
21.00 Yatsı/ Teravin Namazı
23.00 İstirahat
Yukarıda belirtilen program birlikte yapılacak ibadetleri kapsar, diğer vakitlerde itikafa katılanlar kendi başlarına kalırlar, kişisel ibadetlerini yaparlar, ancak karşılıklı sohbet ortamının oluşmamasına dikkat ederler. Çünkü İtikafta maksat kişinin Rabbi ile başbaşa kalmasıdır.
Allah itikafınızı ve tüm ibadetlerinizi kabul etsin.
İ’TİKAF SÜRESİNCE DİKKAT EDİLİLECEK
HUSUSLAR
1) Cep telefonları mümkünse kapalı olmalı yada mutlaka sessiz konumda tutulmalı
2) Hiçbir şekilde cep telefonu ile konuşulmamalı (acil durumlar için dışarısı kullanılmalı).
3) Kişisel ve ikili konuşmalara girilmemeli.
4) Hiç bir konuda ikili tartışmalara girilmemeli.
5) Birlikte yapılan ibedetlere riayet edilmelidir.
Yukarıdaki hususlar itikafa katılan tüm arkadaşlarımızın huzurlu ve memnun bir itikaf geçirmesi için düşünülmüştür.
İtikafa katılan herkes yukarıda tüm prensipleri kabul etmiş sayılır.
Allah hepimizin itikafını rızasına uygun olarak kabul etsin.