İslam ve Kurban

Kurbanın ifade ettiği mana ile İslam arasında yakın bir alaka vardır. Bilindiği gibi İslam, "Allah'a kulluk için boyun eğip teslim olmak" manasına gelir.
12/10/2009


İslam'ın bu manası, Hz. İbrahim ve İsmail'in, Allah'ın emrine teslim olmalarıyla ortaya konulduğu içindir ki Kur’an'da bu teslimiyet, İslam lafzıyla ifade edilmiştir. [9] Yine, tevhid önderi Hz. İbrahim'in Allah'a teslimiyeti Kur’an'da onun sözleriyle şöyle dile getirilmiştir:



“Bakın, ben batıl olan her şeyden uzak durarak yüzümü gökleri ve yeri var eden Allah'a çevirmekteyim; ben O'ndan başkasına ilahlık yakıştıranlardan değilim.”[10] Hz. İbrahim, zulüm düzeninde tevhid peygamberi olma görevini üstlenmiş, belirtilen karanlık çağda pek çok işkencelere katlanmış, bunların tamamını Allah'ın yardımıyla başarabilmiş bir tevhid önderidir. Allah'ın böyle bir tevhid önderinden "oğlunu kurban etmesini istemesi", [11] esas büyük savaşın, kişinin kendi nefsiyle yaptığı savaş olduğuna işaret eder. Ayrıca kurban gerçeğinin, haksız arzuların kölesi olmama­yı, dünyevi çıkar ve arzularımız için inanç ve salih amellerimizde değişiklik yapmamayı ifade ettiğini açıkça ortaya koyar. Şu halde kurbandan maksat, sadece kan akıtmak değildir. Belki de en değerli saydığımız varlıkların Allah'a adanması, onların sevgilerinin Allah yolunda feda edilebilmeleridir. “Onların etleri de kanları da Allah'a ulaşmaz. Sizden yana Allah'a erişen sizin takvanız (sizi Allah'ın buyruklarını tutmaya sevk eden saygınız)dır.” [12] anlamındaki ayet, kurbandan maksadın takva olduğunu bildirir. Bunun için Kur’an, kurbanın iman uğruna Allah'a gösterilen itaatin, teslimiyetin ve fedakârlığın en güzel ifadesi olduğunu beyan etmiş, Hz. İbrahim ve İsmail'i de bu tes­limiyetin örnek şahsiyetleri olarak zikretmiştir. [13]



Hz. İbrahim ve İsmail Sevgisi



 Kur’an'ın, "İsmail sevgisinin Hz. İbrahim için bir imtihan olduğuna işaret etmesi" [14] bize kurbanın Allah'a giden yoldaki tüm engelleri kaldırıcı özelliğini hatırlatmaya yönelik olsa gerektir. Çünkü Kur’an, "mal ve evlat sevgisinin insan için bir imtihan olduğunu belirtmiş", [15] İslam da mensuplarından, kendilerini Allah'ın emrine uymaktan alıkoyan her şeyden kurtarmalarını istemiştir. Demek ki kurban, asırlar önceki bir hadisenin tarihi anısından çok, bugün Hz. İbrahim ve İsmail gibi olabilmenin, aynı teslimiyeti gösterebilmenin bir ifadesidir.[16]



Kurbandaki Anlamlı Ders



 Kur’an'daki kurbanla ilgili ayetlerden, "Allah'ın Hz. İbrahim'den aslında İsmail'i değil, İsmail sevgisini kurban etmesini istediği" anlaşılmaktadır. Allah'ın bu isteği, İbrahim'in ilahi buyruğa teslim olup uymasıyla yerini bulmuş, böylece Allah'a teslimiyetin, sabır ve şükrün en güzel imtihanı verilmiştir. İşte bizden istenen de budur. Yani, en çok sevdiğimiz değerleri Allah için feda etmemiz isteniyor bizlerden... Böylesi bir iman ve şuurla bir hayvanın kurban edilmesine gelince, o sadece kalpte­ki iman ve teslimiyetin zahire aksetmesidir. [17]



Kurbanın Kişi ve Toplum Açısından Önemi



 Kur’an'ın hedeflediği örnek bir toplumun oluşmasında kur­banın önemi büyüktür. Bilindiği gibi İslam toplumunun en bariz özelliği, temelde tevhid ilkesine bağlı bir kardeşlik toplumu olmasıdır. Böyle bir toplumda insan, insanın kurdu olamayacağından, imani ve insani değerler şer güçlere yaranmak için feda edilmeyecektir. Çünkü kurban, sadece kişilerin ölüm sonrası bağışlanmaları için değil, aynı zamanda dünya hayatında da olgunlaşıp ilerlemeleri için meşru kılınmış mali bir ibadettir. Bunun için kurban, kişiye iradesini hayır yolunda kullanmasını, Allah'ın emrini gönül hoşnutluğu ile karşılamasını, Ona teslimiyetin ve güvenin huzurunu tatmasını sağlarken; iyilik yolunda yardımlaşan, düşman karşısında kuvvetli ve kendi aralarında merhametli olan hayırlı bir toplumun oluşmasına zemin de hazırlar. Ayrıca kurban, kişi ve toplum hayatında imani ve İslami değerleri yaşatmaya yönelik bir ibadettir.



Bayram, tam bir teslimiyetle kesilen kurbanın, Hz. İbrahim gibi şeytanı yenebilmenin ve bizi Allah'tan uzaklaştırıcı engel­leri aşmanın sevincini duymaktır. Bununla beraber şeytanın ye­nildikten sonra da yaşayabileceğini düşünerek salih amellere devam etmenin gereğini idrak etmektir. İnsanlık tarihinde putperestliğe ve zulme karşı büyük bir savaş veren Hz. İbrahim'in yolunda olabilme arzusuyla, zulüm ve cehalet ateşiyle savaş­mak sorumluluğunu hissedebilmektir. Tevhid sorumluluğunu yüklenen her ferdin, kaderinde zulüm ateşinin var olduğuna, ancak İbrahim gibi teslimiyet gösterenlere Allah'ın, Nemrut'ların ateşini bir gül bahçesine çevirebileceğine inanabilmektir. Dinin küfrün merkezinde doğduğunu, tevhidin şirkin içinde çiçek açtığını hatırlayarak ve Allah'a güven duyarak huzura ermektir bayram...



İnsanları Allah'tan ve O'nun dininden uzaklaştıran bütün engelleri aşıp tevhid vadisine erenlerin kurbanları mübarek, bayramları da daim olsun. [18]



--------------------------------------------------------------------------------



[1] Hac: 22/37



[2] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 166.



[3] Bkz. İbn Manzur. Lisani'l Arab. I, 662-669



[4] İslamda kurban kesmenin dini hükmünün vacip veya sünnet olduğu belirtilmiştir (bkz. Seharenfuri Bezlu'l mechud, XII, 8)



[5] Kevser 108/2



[6] Bkz.. Seharenfuri. age, XIII 7



[7] Bkz. Seharenfuri. age, XIII, 7



[8] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 166-167.



[9] Bkz Saffat: 37/103



[10] En'am: 6/



[11] Bkz. Saffat: 37/102



[12] Hac: 22/37



[13] Bkz. Saffat: 37/102-103 Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 167-168.



[14] Bkz. Saffat: 37/106



[15] Bkz. Enfal: 8/28



[16] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 168.



[17] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 168-169.



[18] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 169.