Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 517
Toplam 15283771
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Eti Senin, Kemiði Benim!
01/06/2009 - 15:02
 
Ramazan Kayan
"Rahman, Kur'an'ý öðretti. Ýnsaný yarattý. Ona açýk ve berrak þekilde düþünmeyi ve konuþmayý öðretti." (Rahman . 1-4)
"Ve Adem'e, isimlerin tümünü öðretti…" (Bakara-31)
"O kalem ile öðretendir. O, insana bilmediði þeyleri öðretti." (Alak. 4-5)
"Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitap ve hikmeti ve size bilmediklerinizi öðreten bir Resul gönderdik." (Bakara - 151)
 Kur'an'dan seçtiðimiz bu ayetler, Allah (cc) ýn insanýn eðitim ve öðretimine verdiði önemi ortaya koyuyor. Vahyin amacý, risaletin gayesi insanýn ta'lim ve terbiyesidir. Yani yaratýlýþ amacýna uygun hareket eden mükerrem ve muhterem bir insan modeli… Ýþte bunun için; bir Öðreten var; Allah azze ve celle… Yine gönderilen bir terbiyeci var; Peygamber (sav) … Ayrýca "Rab" kavramýnýn bir anlamý da terbiye eden deðil miydi?
   Varlýðý sonlu ve sýnýrlý olan insan, her halükarda sonsuz ve sýnýrsýz bir güç Sahibi'ne muhtaçtýr. Ýþte o güç Sahibi; Allah (cc)…
   Ýnsan, O'nun ilmine, hükmüne, emrine, nizamýna iman ve itaati oranýnda zaaflarýný, çýkmazlarýný aþabilir… Allah'ýn vahyine ittiba ve inkýyattan sapma ve savsaklamalar ise hüsranla sonlanýr.
   Zalim, cahil, nankör, hýrslý, tartýþmacý, aceleci ve zayýflýk gibi nakýsalarý olan insaný erdeme, onura, ahlâka, adalete, sabra, itidale kim taþýyacak? Nasýl bir eðitimden geçmesi gerekiyor? Ýþte bu sorularý cevaplamak için nübüvvet ve kitaplar devreye giriyor… Hidayet rehberi olan vahyin yol göstericiliði ile insaný esenlik yurduna hazýrlýyor.
   Hz. Adem (as) ile baþlayan bu eðitim süreci nesilden nesile günümüze kadar süregeldi… Tevhidi eðitimin temel deðerlerini, kriterlerini ve müfredatýný belirginleþtiren vahiydi… Bu çizgiden sapma baþladýkça rabbani standartlarý hatýrlatan peygamberler devreye giriyordu… Tur-i Sina'dan, Zeytin Daðýndan, Hira Nur Daðýndan gelen mesaj tevhidi eðitimin ana temasýný sunuyordu…
   Ýnsan yapýsý gereði, takvaya olduðu kadar fücura da yönelebilme özelliði taþýyor…
   Rahman ise þeytanýn ve hevanýn kýþkýrtmasýna karþýn insaný korumasýz býrakmýyor… Tuzak ve tahrikler karþýsýnda hangi dinamiklerle donanýp, nasýl bir direnç göstereceðinin yolunu gösteriyor…
   O (cc), "Yeryüzünde kan dökücü, bozguncu" olma potansiyelini içinde taþýyan insaný "ahseni takvim" sýrrý üzere "halife", "þahit", "varis" olma misyonuna yönlendirdi. Meleklerin merak ve hayreti altýnda insana eþrefi mahlukat olmanýn yolu açýldý. Tabii ki bu rabbani bir eðitimle gerçekleþiyordu. Allah insana eþyanýn isimlerini öðretti… Ýlk günden baþlayan eðitim ve öðretim… Halik-ý zülcelal kullarýný yönlendiriyor ve bilgilendiriyor…
Peygamberler salt ilahi mesajýn aktarýcýsý olmadýlar. Bunun ötesinde bir misyonla geldiler. Muhatap olduklarý toplumu uyarmanýn yanýnda ýslah ve ihya etmenin mücadelesini verdiler. Kullara kulluðun zilletinden kurtarýp Allah'a kulluðun izzetine ulaþmalarý için hayatlarýný ortaya koydular…
   Amaç; erzele deðil eþrefe koþmak… Esfele düþmeden ahsene ulaþmak…
   Son nebi Hz. Muhammed (sav) de de ayný misyonun kemal noktasýný görüyoruz… Rabbi önce onu bu ulvi göreve hazýrladý… Ölü bir toplumdan, diri bir nesil hedeflenecekti… Örtünüp bürünme zamaný deðildi… Silkinip, doðrulacaktý… Kýyama durup, uyaracaktý… Teheccüd, tefekkür, tilavet ve tevekkül ile ruhi takviyesini, nefsi tezkiyesini, kalbi tasfiyesini tamamlayacaktý… Çünkü: Aðýr bir yük yüklenecekti… Cebrail (as)in desteði onunlaydý…
   Allah (cc) önce Habibi'ni en güzel terbiye ile terbiye etti… Artýk O "en büyük ahlâk üzereydi." , "en güzel örneklik" onda tecessüm etmiþti. Allah'ýn ahlaký onun kiþiliðinde temeyyüz buldu. Rahmetin insana dönüþümü onun þahsýnda gerçekleþti ve bu rahmet alemleri kuþattý…
   Bu üstün kimlik, temiz kiþilikle þirk toplumuna uzandý… Cahiliyye bataklýðýndan alýnan insanlar, erdemin, onurun, adaletin, ahlakýn zirvesine týrmandýlar…
Bunlar bir eðitimci olarak Hz. Muhammed'in eli ile Kur'an müfredatý çerçevesinde gerçekleþiyordu…
   Bunu yapan her hangi bir insan deðildi… O, Hz. Muhammed (sav) di…
   Bu eðitim ibadetinde müfredat ve mevzuat ýsmarlama yada ithal bir program deðildi.. O Kuran'dý… Allah'ýn beyaný ve buyruðu idi…
   Kur'an insanlýðý kuþatan cehalete, þirke, zulme ve zulmete bigane kalmadý… Bir "nur", bir "þifa", bir "rahmet", bir "huda", bir "öðüt" olarak tecelli etti… Hidayet rehberi olan bu Kitabý hayatlaþtýran Hz. Muhammed'in hedefinde ve hesabýnda insan vardý… Sermaye insandý… Ýnsanýn "hayvanlaþma" ve "þeytanlaþma" tehlikesine "Kur'an neslinin inþasý" ile karþýlýk veriyordu…
   Kur'an þirk ve zulüm içeren cahili eðitimin sonuçlarýna dikkatimizi çekiyor… Vahiy dýþý bir eðitimden gelen insan figürlerini tanýmlarken þu sýfatlarý okuyoruz:
"Hýmarlaþanlar…" (Cuma- 6) "Kelpleþenler…" (Araf- 176) "Hýnzýrlaþanlar… " (Maide- 60) "Maymunlaþanlar… " (Bakara- 65)
   Kur'an, insanýný bu sonuçlardan koruyor…
   Bu inþa ve oluþum sürecinde ilk aþama fýtratýn hakikatle buluþmasý… Ruhun tevhitle sükun bulmasý… Allah'a yabancýlaþan insanýn vahiyle temasý olarak gerçekleþiyordu… Yani insanýn önce kendini keþfetmesi…
   Bu nebevi eðitimle kullar; hududullahý, hablullahý ve Habibullahý tanýma ve buna göre kendilerini konumlandýrma yolunu seçtiler… Doyumsuz ve kontrolsüz insan nerede durmasý gerektiðini öðrendi… Akýl, irade ve özgürlüðe de bir disiplin gelmiþti…
   Böylesi bir eðitim perspektifi ile necisten nezihe, süfliden ulviye, hevadan takvaya, zandan ilme bir sýçrama gerçekleþti…
   Çünkü tevhidi eðitim temelde bir kelimeden besleniyordu: "Kelime-i tayyibe…"  Kökü saðlam, meyvesi bol saðlam bir aðaç misali… Ýnsanlýðýn hayrýna olan tüm güzellikler, temizlikler bu kelimede saklý…
   Cahili eðitiminde yaslandýðý bir kelime var: "Kelime-i habise…" Kirlilikler, çürüklükler içeren bir kelime…
   Kur'an "oku" çaðrýsý ile mektebi olmayý öne çýkarýyordu. Kuran okulunda "oku" emri ile derse baþlayan mü'minler, zamanla "siz insanlar için çýkarýlmýþ hayýrlý bir ümmetsiniz" bilinci ile evrensel sorumluluklarýný kuþanmýþlardýr… "Emaneti" yüklenme liyakat ve ehliyetini kazanma zemini yakalandý… Bunlar anlýk geliþmeler deðil, uzun bir eðitimin sonuçlarýydý…
   Cahiliyye'ye karþý baþlatýlan bu eðitim seferberliðinin kurumsal adresi ilk etapta Darul Erkam'dý. Allah Resulünün risalet ve riyaseti altýnda gerçekleþen bu çalýþma, geleceðin Medine'sinde, Mescidi Nebevi'de Ashabý Suffe ile daha sistematik bir boyut kazanacaktý…
   Dünün þaþkýn ve azgýn bedevi toplumundan Kur'an'ýn öncülüðünde yeni bir medeniyetin kývýlcýmlarý ýþýldamaya baþlamýþtý… Bu medeniyetin yaslandýðý dinamikler, beslendiði kökler nelerdi?
   Evet, bedeviyi medenileþtiren, Yesrib'i Medineleþtiren ruh nasýl bir ruhtu?
   Bu kokuþmuþ ve çürümüþ toplumu, yýldýzlaþtýran, "adalet ve ahlak toplumuna" dönüþtüren hangi eðitim sistemiydi? Bunu bilelim ki, günümüzde hala bedevilik mantalitesinden kopamayan kimi Müslüman zihinlerin açmaz ve aymazlýklarýný sorgulama imkaný oluþsun… Evet, hala bölgelerimizi, beldelerimizi neden Medineleþtiremiyoruz…? Çünkü: "Darul Erkam" pratiðinden koptuk… Evlerimiz dar geliyor… Evlerimiz Erkamsýz… Suffesiz kalan camilerde, saflarda darmadaðýnýk… Mescidin sýcak ve samimi atmosferinden uzak eðitim seçenekleri ruhsuz, hikmetsiz ve yüzeysel… Müslümanlarýn toplu eðitim alaný olmasý gereken camiler; deruniliðinden yoksun, metruk ve mahzun… "Fahþa" ve "münker" den alýkoyan bir namaz en etkili bir eðitim ve terbiye pratiði deðil midir?
   Medenileþmekten ne anlýyoruz bu gün?
   Çoðunlukla modernleþme hatta batýlýlaþma olarak algýlandý…
    Önce eðitim sekülerleþti… Kendini vahye kapalý tutan resmi eðitim ideolojisi kimliksizleþtirme, ruhsuzlaþtýrma projesinin önemli saç ayaðý oluyordu…
"Allah'ý " hesaba katmayan bir eðitim anlayýþý, "Kur'an'ý" referans almayan bir ahlak arayýþý, "Peygamberi" ýskalayan bir terbiye modeli aydýnlanma adýna dayatýlýyordu…
   Yanlýþ eðitim politikalarý ile akýllarýný, kalplerini ve komple hayatlarýný vahye kapalý tutanlarýn nasýl bir toplumsal çürümeye maruz kaldýklarý saklanmaz bir gerçeklik…
    Eðitimde batý tecrübesini, aklýný ve tekniðini mutlaklaþtýranlarýn yanýlgýsý buradan baþlýyor… Pagan ve profan bir dünyanýn deðer yargýlarýna, düþünce ve kültürüne insanýmýzý zorlamak kültür emperyalizminin somut yansýmasýdýr…
   Batýlý bir düþünür olan Nietzsche' nin þu tesbiti gerçekten düþündürücü: "Büyük devletlerin hükümetleri, insanlarýný kendine baðlamak, onlarý korkutmak ve diledikleri iþe sürmek için iki yola baþvururlar. Biri; kaba bir yol; ordu, öteki daha zekice bir yol; okul" Düzene uygun kafalar yetiþtirmenin yolu buradan geçiyor…
Toplumu tek tipleþtiren, nesneleþtiren ve en son hiçleþtiren mühendisliklere ve dayatmalara teslim olabilir miyiz?
Ahiret penceresinden bakýp hayatý öylece anlamlandýracak; seküler çukurlara düþmeden vahyi, gaybi iletiþimini güçlendirecek bir eðitim yükümlülüðü altýndayýz…
  Zihnimizi, ruhumuzu, kalbimizi kuvvetlendirerek deruni dinamikleri kalýcý kýlýp çözülme ve çürümelere müsaade etmemeliyiz…
   Çaðýn hazcý, fýrsatçý, çýkarcý insanýna karþýn erdem, onur, ahlak timsali özgür insaný hedeflemeliyiz…
   Hayatýmýzda cirit atan batýllarýn, kirlerin, çarpýklýklarýn ve çirkinliklerin sünneti seniyye ve ahlak-ý Muhammediye ile def'i gerekiyor…
   Rahmetin, adaletin, insaniyetin hayatýmýza inmesini bekliyorsak "alemlere rahmet" olanýn örnekliðin de, önderliðinde karar kýlmada mütereddit olamayýz…
   "Siracen münira" ya sýrtlarýný dönüp yaþamýn zulmeti içinde bocalayanlar, Muhammedsiz bir gidiþatýn alaca karanlýðýna gýptayla alkýþ tutuyorlar…
   Eðitimsiz, ufuksuz, idealsiz bir yaþamýn hüsranýna teslim olanlarý; aþaðýlanmanýn, ezilmenin, dýþlanmanýn bir kader olmadýðýna nasýl ikna edebilirsiniz?
   Bir eðitimci, bir mürþit olarak Hz. Muhammed (sav) in bizlere önerdiði ahlak nizamý, eðitim sistemi, terbiye tarzý nedir? Onun iþaret buyurduðu kiþilik ve inþa ettiði toplum modelinin neresinde duruyoruz? Onun "üsve-i hasene" olan özelliðini ve güzelliðini çaðýmýza yansýtma özgüven ve sorumluluðunu taþýyor muyuz?
   Kur'an ve Sünnetle belirginleþen eðitimin özünde; Mürebbiyi Ekber'le barýþýk olmak vardýr… "Rabbim Allah'týr" dediðin anda Rabbin terbiyesine kendini terk etmen gerekiyor…
Bunun Kur'an'daki ifadelendirmesi: "Allah'ýn boyasý ile boyanýn"dýr…
Sünnetteki karþýlýðý ise: "Allah'ýn ahlaký ile ahlaklanýn" þeklindedir…
   Eðitim; Nebiler Nebisinin rahle-i tedrisi önünde diz çökmektir..
   Ýslami eðitim felsefesinde; dünyevi "refah"tan evvel uhrevi "felah" gelir… "Rýza" ve "Rýdvan"a taþýyacak uzun ve yorucu bir eðitim yürüyüþü göðüslenir… Bu eðitim ayný zamanda bir "hikmet" arayýþýdýr…. Hem de "basiret" ve "feraset" üzere bir arayýþ… "Takva" ve "tevhid" ile bu eðitimde olgunlaþanlar, "furkan"la ufuk ve açýlým yakalarlar…
   Bu sistemde idrak, yürek ve bilek bütünlüðünü zedelemeden, uyumunu bozmadan, bu üçlüyü çatýþtýrmadan "kamil insan"ý yetiþtirme esasý vardýr. Ýnsanýn asliyetinden gelen toprak ve ruhun barýþýk olmasý esastýr… Vahyin eðitimine tabi insanýn yolu ne "maðdub" zümresine, ne de "dallin" güruhuna çýkmayacaktýr… Bu yol mahza hidayet yoludur…
   Hedeflenen Ýslami eðitimde insan, ifrat ve tefrite karþý bilinçlidir…
  Sonu þiddet ve militarizme çýkan kaba kuvvet insaný…
   Sonu ruhbanlýða uzanan, izbe ve kuytularda pinekleyen silik ve mistik insaný…
    Sonu rasyonalizme dayanan yüreksiz, ruhsuz kuru akýl insaný… Onayýný Ýslam'dan almýþ deðildir… Hayatý tek boyutlu okuyan, fýtrat ve itidalden uzaklaþan kiþi hayata þaþý bakmaktan kurtulamaz… Bilgi ve kültür hamalý, akedemik dünyanýn uç ve uçuk düþünceleri ile meþbu ve meþgul insaný misyon ve zemin kaybý ile karþýyadýr….
   Ýslam sadece bilgi, kültür ve düþünce yoðunluðu içinde kendini teorik tartýþmalar ile sýnýrlamadý… Bizzat hayata müdahil oldu… Ýnsanýn eðitim, terbiye ve tezkiyesini üstlendi… "Vasat bir ümmet" sundu… "Ýnsanlar için çýkarýlmýþ hayýrlý bir ümmet…" ile yoluna devam etti…
   Müslümanca düþünme, kültürel birikim, ilmi ihtisas, entellektüel derinlik tüm bunlarýn çoðu zaman yeterli olmadýðýný görüyoruz… Kiþiliklerin Ýslam'la þekillenmesi, toplumlarýn Müslümanlaþmasý ne tür ahlaki deðiþimleri, fikri dönüþümleri, fiili oluþumlarý ve eðitimleri gerekli kýlýyor bunu yakalamak lazým…
   Kur'an; israfý, çýkarcýlýðý, zevk düþkünlüðünü, cimriliði, kibri, zulmü, ölçü ve tartýda hileyi, servete aþýrý düþkünlüðü, makam hýrsýný, fitne çýkarmayý, heva ve hevese tabi olmayý toplumsal marazlar olarak görüp bunlara karþý kendi insanýný korumaya alýyor…
   Koruma amaçlý olarak, insanýna takva libasýný giydirdi, tevazu gömleðini önerdi… Çýplaklýklarýný haya ve iffetle giderdi…
  Harama, münkere, baðye, fucura karþý iman, ihlas ve ittika ile kararlý, tutarlý ve kalýcý bir direnci aþýladý… Savrulmalara ve çürümelere karþý sahih bir kimlik, güçlü bir kiþilik için yoðunlaþtý…
   Sahih ve köklü bir eðitim sürecinde oturaklaþmamýþ bireylerin, uzun soluklu bir mücadele vermeleri beklenemez…
   Bir çok Ýslami vecibe ve fariza bireysel ve toplumsal, eðitim ve öðretim amacýna yöneliktir…
   Bu baðlamda hakký tavsiye, cemaatle namaz, hac, teblið, irþad, inzar, had, emri bil ma'ruf nehyi anil münker, cihad eðitim psikolojisi boyutu ile ele alýndýðýnda eðitime verilen önem daha iyi anlaþýlacaktýr…
   Bu çerçevede Kur'an'da bizlere sunulan kimi sahnelerden ve örneklerden çýkaracaðýmýz önemli mesajlarýn belirleyiciliðini ve günümüze yansýmasýný yakalayabilmeliyiz…
   Yusuf (as) dan iffet… Lokman (as) dan hikmet… Ýbrahim (as)dan sehavet… Ýsmail (as)dan sadakat… Meryem'den teslimiyet… Yakub (as)dan metanet… Yunus (as) dan tevekkül dersi olarak eðitimimizi sürdürebilmeliyiz…
   Hz. Ýsa (as) Havarilerini nasýl bir eðitimle "ensarullah" olmaya hazýrladý?...
   Hz. Lokman (as) ýn oðluna olan öðütlerinin eðitim hedeflerimiz ve politikalarýmýz üzerindeki izdüþümü nedir?
    Hz. Muhammed (as) in yýldýzlaþan Ensar ve Muhacirini kendiliðinden, birden bire mi neþvü nema buldu?
   Ebubekir (ra)in sadakat ve ciddiyeti… Ömer (ra)in adalet ve heybeti… Osman (ra)in merhamet ve iffeti… Ali (ra)in cesaret ve þecaati… Ebuzer (ra)in vecd ve verasý… Hüseyin (ra)in izzet ve kýyamý hangi ünitelere öncelik vereceðimizi gösteriyor…
   Onlarýn iklimine uzanarak, o atmosferi teneffüs ederek, o ruhu yakalayarak eðitim ve terbiye sorunumuzu aþma yoluna girebiliriz…
   Görünen o ki; küresel ifsat ve kirlenme karþýsýnda bu gün eðitim oldukça önemli…
   Þu an karþý karþýya olduðumuz gerçek þudur: Resmi ideolojinin eðitim sistemi çökmüþ durumda… Bunu kendileri de itiraf ediyor… Uyuþturucu kullaným yaþý 11e indi… Çocuk pornosu sýnýr, kural, ölçü tanýmýyor… 17 aylýk bebeklerin bile cinsel tacize maruz kaldýðý bir sistemde eðitimin iflasýný kimse yok sayamaz… Oyun çaðýndaki çocuklarýn çeteleþme ve okul içi þiddetle nelere kurban gittikleri gözler önünde… "Beþikten mezara kadar ilmin" taliplisi olanlarýn bugün beþikteki çocuklarý "hollywoyd vahþetleri"nin daimi izleyicileri olarak dünyaya geliyorlar…
   Bunlarý felaket tellallýðý yapmak için söylemiyoruz… Sýzlanmak ve þikayet için de deðil… Sorumluluklarýmýzý hatýrlamak için dile getiriyoruz… Bu sorumluluðu baþkasýna ihale edemeyiz… Bu anýn vacibi olan bu yükümlülüðü abiye, üstada, efendiye, vakfa, derneðe, toplumsal iradeye, siyasal iktidara, seçmene, seçilene havale edecek durumda deðiliz… Ýþ baþa düþmüþtür… O ki "hepimiz çobanýz…" O ki, iman ediyoruz, "yakýtý insanlar ve taþlar olan ateþten kendimizi ve ehlimizi kurtarmak" mecburiyetimiz var…
   Ýslam'la eðitimini itmam ve ikmal etmeyenleri öðütürler… Bitirirler…
Görüldü ki; Ýslam'la yoðrulmadan… Kur'an'la hallu hamur olmadan… Sünneti özümsemeden… Olmuyor…
   Kültürel Ýslam deðil; ete ve kemiðe bürünmüþ Ýslam…
  Ha, gerçekten sormak gerekmiyor mu?
   "Eti senin kemiði benim" mantýðý ile nesiller karþýsýndaki eðitim sorumluluðumuzdan sýyrýlabilir miyiz?

Bu Makale 4870 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 Ýnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleþtirilmiþ anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çýplaklýk

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazýn Altýnda: “AÝLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 Ýnsan, en muhteþem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Deðiþim Ýradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaþmaktýr

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak Ýçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mý, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanýmýza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sýnavý

©

29/05/2017 - 12:26 Ýnsanoðlu Zayýftýr

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliðe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajý

©

03/01/2017 - 14:25 Nasýl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 ÝSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Þahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAÞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUÞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEÐER AÞINMASININ ACI AKIBETÝ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAÞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramýz bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açýn Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENÝDEN KARDEÞLÝK

©

09/04/2014 - 14:14 Ýyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlýðýn Modernizmle Sýnavý

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayý Kuþanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeþlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceði Ýnþa Sorumluluðu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadýn

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fýkýhsýz Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 Ýhtilaf Ahlaký

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aþan zýddýna döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sýcak Sýnav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ýn Ýhsaný, Ýnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlýðýn modernizmle sýnavý

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazý

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BÝR GENÇLÝK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzýn ýslahý için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeþlik Buluþmasý; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlýðý

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ý Rasul’ün Vedasý…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen Ýnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklý Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluþ

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düþmemek

©

18/02/2010 - 12:20 Ýnsan ve Ýnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 Ýlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eðitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKÝYE GÜNLERÝ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman þahýs mýyýz? Müslüman þahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiði Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkýyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal Ýnþa Sorumluluðumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DÝRÝ AY! DÝRÝLT BÝZÝ!
 
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Yapmayacaðýnýz þeyi söylemeniz, Allah katýnda bir gazab (konusu olmasý) bakýmýndan büyüdü (büyük bir suç teþkil etti).

( Saf sûresi - 3)

Bir Hadis

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Haberiniz olsun! Sizden önce Ehl-i Kitap, yetmiþ iki millete (fýrkaya) bölündüler. Bu ümmet ise yetmiþ üç fýrkaya bölünecek.

Bunlardan yetmiþ ikisi ateþte, sadece biri cennettedir.

Bu da Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaattir."


Ebu Davud, Sünnet 1

Bir Dua

“Allah’ým! Senden sana teslim olan bir kalp, doðru sözlü bir dil ve dosdoðru bir ahlak istiyorum.”

(Hâkim, Deavât, No: 1872)

Hikmetli Söz

Bir adam Hz. Aiþe’ye: “Ýyi biri olduðumu nasýl bilebilirim?” diye sordu. Hz. Aiþe: “Günahkâr olduðunu bildiðinde” dedi. Adam: “Günahkâr olduðumu nasýl bilirim?” diye sorunca, Hz. Aiþe: “Kendini iyi biri olarak gördüðünde” cevabýný verdi.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com