Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: Dost edinseydim Ebubekr’i dost edinirdim. O, benim kardeþim ve arkadaþýmdýr. Yeryüzünde dost edinseydim Ebubekr’i dost edinirdim. Ben, sadece Allah’ý dost edindim.
Öncü Kuþak: Sahabe-i Kiram
Sevgili Peygamberimiz’in sevgili dostlarý, þerefli meclisinin gülleri, en hayýrlý nesil, altýn nesil, Muhammed Ümmetinin öncü kuþaðý Sahabe-i Kiram arasýnda ilklerin ilki Hz. Ebubekir (r.a) idi. Hz. Ebubekir (r.a) öncü kuþaðýn öncüsü idi. Her manevî özellikte, her ahlakî güzellikte ilk makamý, ilk dereceyi, ilk sýrayý hep o kazandý. Efendimiz (s.a.v)’in gölgesi gibi yaþadý. Tarihin en mübarek yolculuðu olan Kutlu Hicret yolculuðunda Peygamberimiz’in arkadaþý oldu. Ýman, ihlas, takva, infak, ilim, cihad, ahlak ve diðer konularda Peygamberimiz (s.a.v)’in örnek kiþiliðini hayatýna en güzel þekilde yansýttý. Hz. Ebubekir (r.a), farz ve nafile ibadetlerde, hayýr ve hasenatta, hizmet ve fedakârlýkta, takva ve göz yaþýnda, Kur’an ilimlerinde ve tatbikatýnda, her alanda ve har dalda öncü idi. O, Efendimiz’in ifadesiyle Cennetin bütün kapýlarýndan girmeye lâyýk müstesna þahsiyet idi. O, cennetle müjdelenen on deðerli sahabînin, on deðerli hicret erbabýnýn öncüsü idi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) onun hakkýnda þöyle diyordu: “Ya Ebabekr!.. Sen yeryüzünde Allah’ýn Cehennemden azad ettiði kiþisin.” Hz. Ebubekir, imanda öncü idi: “Muhammed Mustafa ne söylüyorsa, mutlaka doðrudur.” Hz. Ebubekir (r.a), iman ve sadakatte zirve þahsiyet idi. O, hür erkeklerden Peygamberimize ilk iman eden kiþi idi. O’nun imaný tereddütsüz, kuþkusuz, mükemmel bir iman idi. Ýslam’dan önceki otuz sekiz yýllýk hayatýnda hiç puta tapmamýþ, Ýslam’dan önceki hayatýný içki ve kumarla kirletmemiþ, her türlü sapýklýk, bid’at ve hurafeden kaçýnmýþtý. Babasý, annesi ve çocuklarý ve torunlarýyla ailece Müslüman olan, anne-baba ve ailesinin tamamý sahabî olan tek kiþi idi. Sahabe-i Kiramdan hiçbiri bu þeref ve fazilete eriþememiþti. Hz. Ebubekir (r.a): “Muhammed Mustafa ne söylüyorsa, mutlaka doðrudur.” diyordu. O’nun bu güçlü imanýný ve gönül baðlýlýðýný gösteren olaylardan biri Mekke’de yaþandý. Peygamberimiz (s.a.v.) Mirac gecesinde gördüklerini, Kudüs’e gidip geldiðini, o gün Mekkelilere anlattý. Mescid-i Aksa ile ilgili sorularýna cevap verdi. Buna raðmen Mekke müþrikleri Efendimiz’in anlattýklarýný mantýk dýþý bulup kabul etmediler. Bazý müþrikler Hz. Ebubekr’e geldiler. Ona: - “Arkadaþýn bu gece Mescid-i Aksaya gittiðini, orada namaz kýlýp Mekke’ye geri döndüðünü söylüyor. Sen ne dersin? Buna da mý inanacaksýn?” dediler. Hz. Ebubekir (r.a.) hiç tereddüt etmeden, Peygamberimiz’e sorma ihtiyacý hissetmeden: - O söylüyorsa doðrudur, diye cevap verdi. Müþrikler bu iman, teslimiyet ve baðlýlýk karþýsýnda donakalmýþlardý. Efendimiz (s.a.v) bu durumdan memnun kalmýþ, ona “Sýddîk” lakabýný vermiþti. Hz. Ebubekr’i örnek almak, Peygamberimiz’in her emrine gönül vermek, her söylediðini “O söylüyorsa doðrudur” diyerek onaylamaktýr. “O söylüyorsa doðrudur.” diyebilmek güçlü bir iman, teslimiyet, baðlýlýk ve sadakat derecesidir. Bu makam, sýddîkýyet makamýdýr, Bu mertebe rýza ve teslimiyet mertebesidir. O, Ýnfakta Öncü idi: “Ben kendime Allahý ve Rasûlünü býraktým.” Hz. Ebubekir (r.a), Allah yolunda infak konusunda örnek kiþilik sahibi idi. Herkesin güvenini kazanan; hilesiz, dürüst, sâdýk bir tüccar idi. Bütün varýný yoðunu Allah Rasûlü uðrunda harcamýþtý. Allah Rasûlüne gönül baðlýlýðý yanýnda hayatý boyunca verdiði maddî destekle O’na olan derin sevgisini tescil etmiþti. Tebük gazvesi hazýrlýklarýnda cihad ordusuna malî destek konusunda bütün sahabe-i kiram seferber olmuþtu. Hz. Ömer (r.a) cihad ordusuna destek için bu defa malýnýn yarýsýný ayýrmýþtý. “Yarýþmak isteyenler bu konuda –Allah rýzasýný kazanma yolunda- yarýþsýnlar.” ayetine uyarak her konuda Hz. Ebubekir ile yarýþan Hz. Ömer, bu defa Hz Ebubekr’i geçeceðini zannediyordu. Hz. Ebubekir (r.a.) malýnýn tamamýný cihad ordusu için verip sadece bir çula bürününce; maneviyat yarýþýný yine Hz. Ebubekir kazanmýþtý. Allah Rasûlünün: - “Ya Ebabekr!.. Kendine dünyalýk olarak ne býraktýn?” sorusuna Hz. Ebubekir: -“Ben kendime Allah’ý ve Rasûlünü býraktým.” cevabýný vermiþti. Bu nedenle Hz. Ömer onun hakkýnda: “Hayatým boyunca hep Ebubekir ile yarýþtým. Ama O daima beni geçti.” demiþtir. Hz. Ebubekr’i örnek almak, Allah’ýn bize emanet verdiði malý-mülkü Allah yolunda, Cenab-ý Hakk’ýn izin verdiði yerde harcamakla mümkündür. O, cesaret ve kahramanlýkta öncü idi. “Kapýnda ben nöbet bekleyeyim ya Rasûlallah!..” Hz. Ebubekir; korkusuz, yiðit, kahraman bir mücahid idi. En kritik durumlarda, savaþýn en hassas saatlerinde o daima en önde Allah Rasûlü’nün yaný baþýnda yalýn kýlýç savaþýyordu. Onunla beraber olanlar onun bu özelliðine hayran kalmýþlardý. Hz Ali (r.a) bir gün: - Ey insanlar!.. Bana insanlarýn en yiðidini söyler misiniz diye sordu. Halk: - Ey Mü’minlerin Emiri!.. Sensin, dediler. Hz. Ali (r.a): - Ben sadece teke tek savaþtýðým kimseleri yenerdim. Siz bana insanlarýn en kahramanýný söyleyin, dedi. Halk: - “Bilmiyoruz, kimdir?” dediler. Hz. Ali (r.a): - Ýnsanlarýn en kahramaný Ebubekir’dir. Biz, Bedir savaþýnda Allah Rasûlü’ne bir gölgelik yapmýþtýk. Müþriklerden birinin kendisine yaklaþmamasý için kim Allah Rasûlü ile beraber olacak, dediðimizde Allah’a yemin olsun ki Ebubekir’den baþkasý buna yanaþmadý. Kýlýcýný çekip Rasûlullah’ýn baþýnda nöbet tuttu. Allah Rasûlü’ne saldýran her kim olursa olsun kýlýcýný indiriyordu. Ýþte insanlarýn en kahramaný Ebubekir’dir, dedi. Cihadda Öncü: “Namazý kýlýp zekâtý reddedenlerle hayatýmýn sonuna kadar savaþýrým.” Peygamberimiz’in her gazvesinde O’nunla beraber, O’nun hemen yaný baþýnda yer alan Hz. Ebubekir (r.a), cihadda öncü kiþiliði ile temayüz etmiþti. O, mü’min kardeþlerine karþý þefkatli, Allah düþmanlarýna karþý tavizsiz idi. Dün… Allah Rasûlünün vefatýndan sonra dininden dönen, zekâtý reddeden bazý kabileler karþýlarýnda kale gibi Hz. Ebubekr’i bulmuþlardý. Hz. Ebubekir (r.a): “Peygamberimiz zamanýnda zekât olarak verdikleri bir keçi yavrusunu vermeyi reddedenlerle, namazý kýlýp zekâtý reddedenlerle hayatýmýn sonuna kadar savaþýrým.” diyordu. Bugün… yeni bir dinden uzaklaþtýrma, yeni bir dinden dönüþ akýmýyla karþý karþýyayýz. Ýslam Ülkelerinde misyonerler eliyle genç beyinleri Hristiyanlaþtýrma hareketi þeklinde gerçekleþtirilmektedir. Bunun yanýnda ikinci bir akým, Ýslam Dinini içinden çökertme, dinin temel esaslarýný dejenere etme, Kur’an ve Sünnete aykýrý yeni bir din anlayýþý ortaya koyma akýmýdýr. Yurt dýþýnda Ýslam Düþmanlarý tarafýndan hazýrlanan bu hain proje, dini vicdanlara hapsetme ve hayattan uzaklaþtýrma projesidir. Bu proje, “Ilýmlý Ýslam”, “Ýbrâhimî Dinler Arasý Diyalog” gibi cazip isimlerle piyasaya sunulmakta ve toplumun duyarlý kesimlerinin tepkileri test edilmektedir. - Allah’a hamdolsun, dinine samimiyetle gönülden baðlý Müslümanlar, bu çeþit art niyetli, iðrenç ve hain projelere fýrsat vermemektedir ve vermeyecekler, kültürel, sosyal, medyatik, siyasal, ekonomik anlamda bu þerefli mücadele devam edecektir. Ama ne yazýk ki bugün bu hayasýz akýma karþý koyacak, bununla günümüz þartlarýna uygun þekilde amansýz mücadele sergileyecek Hz. Ebubekir’lerden mahrumuz. Günümüzde yaþanan bu dinden uzaklaþmayý Hindistanlý Deðerli Alim Ebu’l-Hasen en-Nedvî (öl.2002), “Riddetün Lâ Ebabekre Lehâ” “Ebubekri olmayan Dinden Dönüþ” diye adlandýrmaktadýr. O, dînî hitabet ve belâgatte öncü idi. Hz. Ebubekir (r.a) gayet güzel konuþurdu. Arap dilinin belâgatini iyi bilir, iyi kullanýrdý. Ashabýn en âlim ve fakîhleri içerisinde yer almýþtý. Peygamberimiz zamanýnda bile fetva verirdi. O’nun hutbeleri derin anlamlý, duygulu, veciz ve özlü idi. Daima ayetleri delil olarak gösterir, ölüm ve ahirete sýk sýk vurgu yapardý. Hutbelerinden biri þu þekilde idi: • “Sizler belirli bir vade için bu dünyaya geldiðinizi, tekrar gideceðinizi bilmiyor musunuz? Kim, bu hayatý Allah için amel ederek tamamlayabilirse buna gayret etsin. Sizler buna ancak Allah’ýn izniyle ve lütfuyla eriþebilirsiniz. • Bir topluluk hayatlarýný Allah’a deðil, fani varlýklara ayýrmýþ, Allah’ý unutmuþlardý. Allah da bunlara benzemenizi yasaklayarak þöyle buyurdu: “Allah’ý unutan, bu yüzden Allah’ýn da onlara kendilerini unutturduðu kimseler gibi olmayýn.” • Hani dün tanýdýðýnýz, tanýþtýðýnýz büyükleriniz, kardeþleriniz? Bugün neredeler? Bugün onlar, geçmiþ günlerinde iþledikleri amelleriyle baþ baþa kaldýlar. Ya mutsuzluk ya da saadet içindeler. • Nerede muazzam þehirler bina eden, þehirleri kalelerle surlarla çeviren eski zalim diktatörler? Bugün yer altýnda, kayalarýn, kuyularýn altýndalar. • Allah’ýn Kitabýnýn esrarý bitmez. Karanlýk günleriniz için Kur’an’ýn nurundan yararlanýn. Kur’an’n aydýnlýðýyla ve açýk beyanýyla nurlanýn. • Allah Teala Zekeriyya (a.s.) ve onun aile halkýný överek þöyle buyurdu: “Onlar hayýrlara koþarlardý. Korku ve ümitle bize yalvarýrlardý. Onlar bize karþý derin saygý duyarlardý.” • Allah rýzasý gözetilmeyen sözde hayýr yoktur. • Allah yoluna harcanmayan malda hayýr yoktur. • Bilgisizliði yumuþak huyluluðuna üstün gelen kimsede hayýr yoktur. • Allah yolunda yürürken, kýnayanlarýn kýnamasýndan korkan kimsede hayýr yoktur.”
Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, önderlerimize ve büyüklerimize tâbi olduk (itaat ettik) de, bizi yoldan saptýrýp dalâlete düþürdüler."
( Ahzâb sûresi - 67)
Bir Hadis
Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Hiçbir kiþi yoktur ki bir serçeyi yahut ondan daha büyük bir canlýyý haksýz yere öldürsün de Yüce Allah ona bunun hesabýný sormasýn!”
(N4354 Nesâî, Sayd, 34)
Bir Dua
“Allah’ým! Dinim, dünyam, ailem ve malým hakkýnda af ve afiyet istiyorum.”
(Hâkim, Deavât, No: 1902, I, 517)
Hikmetli Söz
Kiþinin kendini beðenmesi, aklýnýn zayýf olduðuna dalalet eder.