Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1299
Toplam 15255044
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Evliliðin Ýmanla Kopmaz Baðý
28/07/2009 - 12:43
 
"Allah'ýn emri, Peygamber'in kavli/sünneti" diye baþlanan hayýrlý bir iþ, düðün töreninden baþlayarak yuva ve aileyle ilgili tüm uygulamalarda þeytanýn emrine göre deðil; Allah'ýn emrine, Peygamber'in sünnetine uygun olmalýdýr.

"Allah ve Rasûlü bir iþe hüküm verdiði zaman, mü'min erkek ve mü'mine hanýma o iþi kendi isteklerine göre seçme (özgürce farklý eylem yapma) hakký yoktur. Kim Allah ve Rasülüne karþý gelirse, apaçýk bir sapýklýða düþmüþ olur." (33/Ahzâb, 36)

    Nikâh, bir ibâdettir.  Her ibâdette aranacak ilk þart da imandýr. Müslümanýn evliliði, kâfirlerin yuva kurmalarýndan çok farklý ve Allah'ýn hudûdu çerçevesinde  olacaðý için bir ibâdettir. Eþ seçerken, çeyiz ve düðün masraflarýnda gereksiz harcamalar konusunda, akýl dýþý ve din dýþý örf-âdetlere uymada, ev yönetiminde, eþine davranýþýnda, doðum kontrolü husûsunda, çocuklarýný yetiþtirmede, haramlardan kaçýnýp farzlara riâyette... imanýný ispat edecektir mü'min. Nikâhýn imanla kopmaz bir baðý vardýr. Ýman etmeyen bir kimseyle kýyýlan nikâh geçersiz olduðu gibi, evlendikten sonra aðzýndan çýkan imana zýt bir söz, kafasýnda oluþan bir küfür düþüncesi sebebiyle de nikâh  gidecek, eþler, birbiriyle zinâ yapmýþ olacaktýr. Mü'min olmak, belki o kadar zor deðil; ama mü'min kalmak, müslüman olarak ölmek, bizim gibi Ýslâm'ýn hâkim deðil; mahkûm olduðu topraklarda yaþayanlar için, hiç de kolay deðildir.

    Sözü ve hükmü sadece göklerde geçen, yalnýz tabiat güçlerine karýþan, insaný yarattýktan sonra baþýboþ býrakan, sýnava tâbi tutmayýp her konuda  özgür býrakan Allah inancý, müþriklerin Allah inancýdýr; mü'minlerin deðil. Ýnsanýn iþine, eþine, aþýna, aile yuvasýna, okuluna, mahkemesine, sokaklarýna, medyasýna, meclisine, kanunlarýna, devletine... karýþmayan bir Allah'a inanmak, kiþiyi mü'min yapmaz. Böyle bir yaratýcýya, ama dünyalarýna, yönetimlerine karýþmayan bir Allah'a câhiliyye dönemindeki müþrikler, Ebû Cehil'ler de inanýyordu.

      Günümüzde müslüman olduðunu iddiâ eden, hatta namaz kýlýp oruç tutan nice kimsenin, Allah düþmanlarýna/tâðutlara itaat edip onlarýn hükümlerine rýzâ gösterdikleri, sadece Allah'a mahsus olan sýfatlarý baþkalarýna verdikleri görülmektedir. Yine bazý kimselerin Allah'ý býrakýp birtakým þiar/sloganlarý, iþaretleri, sembol ve bayraklarý, gelenek ve görenekleri, artist ve futbolcularý, liderleri, parti ve gruplarý yücelttikleri ve bu sayýlan (benzerleri de eklenebilecek) deðerler uðruna büyük fedâkârlýklarda bulunduklarý, böylece bu deðerlere kulluk ettikleri ortadadýr. Bu þahýslarýn tâðutun (azýlý kâfir yöneticilerin) ortaya koyduðu nefsânî, þeytanî, indî deðer yargýlarýyla Allah'ýn kanunlarý ve þeriatý çatýþacak olsa, hep Allah'ýn dinini onlarýn istekleri doðrultusunda yontarak þekil verdikleri bir gerçektir.  Putlarýn, putlaþtýrýlanlarýn ve onlarýn arkasýna sýðýnanlarýn emir ve yasaklarýný harfiyyen yerine getirdikleri ve Allah'ýn dinine tümüyle zýt olan sistemleri, ideolojileri kabul ederek onlarýn hükümlerini tatbik ettikleri  gözle görülen bir hakikattir. Bu tür insanlarýn müþrik deðil de; mü'min olduklarýný nasýl kabullenebiliriz? Böyle kimselerin nikâhý ve ibâdeti de geçerli olmayacaktýr.

    Tevhidî iman, dünyada huzur ve mutluluðun, âhirette sonsuz nimetlerin temel sebebi olduðu için, eþlerden biri veya her ikisi, içine þirk karýþtýrýlmamýþ bu imandan yoksun ise, her çeþit felâkete adým atýlmýþ demektir.

    Aile yuvasýnýn âhirette de devam edecek bir huzur ve mutluluk ortamý oluþturmasý, nikâhýn ve karý-koca sevgisinin bir ibâdet/sevap olmasý için Kur'an'ýn istediði tevhidî iman ilk esastýr. Ýmamlarýn/hocalarýn eskiden, 32 farzý bilmeyenlerin nikâhýný kýymamalarý, gerçek anlamda ve saðlam bir þekilde iman edip inancýný yaþamaya çalýþmayanýn nikâhýnýn geçersiz olacaðý gerçeðiyle ilgilidir. Kiþinin, bulunduðu halle ilgili bilgileri öðrenmesi farzdýr. Evlenecek kiþilerin nikâhla, talakla, aile ve evlilik konularýyla ilgili dinî hükümleri; karý-koca ve çocukla ilgili görevleri ve haklarý bilmeleri þarttýr. Ama bütün bu bilgilerden de önce; imanla, irtidatla ilgili konularý ve bu hususlardaki güncel problemleri bilmek ve tevhide inanýp hayata geçirmeye çalýþmak baþta gelir. Çünkü iman gidince nikâh da gider. Evli (zannedilen) karý-kocanýn zinâsý; ef’âl-i küfür, elfâz-ý küfür ve elfâz-ý talâk sebebiyle olmaktadýr. Tevhidi, þirki, kendini, toplumun ve düzenin konumunu, nikâhýn nasýl sahih olacaðýný, mihri, talâký, hayýzý, nifasý… bilmek, büluða ermiþ ve evlenme çaðýna gelmiþ her müslümanýn öncelikli görevidir. Ýslâm’ý, hayatý, geleceði tanýmayan, daha kötüsü yanlýþ tanýyan bugünün genci soracak elbette: “Ýlköðretim temel bilgilerinden, Atatürk’ü tanýyýp tüm hayatýný her yýl döne döne öðrenmekten, Ýngilizce’den, diplomadan, romandan, diziden, popçularýn soy kütüðünden, topçularýn hangi mevkide oynadýklarýndan, iyi sayýlabilecek maaþ ve makamdan, babalarýn hayatî önem atfettiði çok para kazanmaktan, analarýn olmazsa olmaz gördüðü çeyizden de mi önemli?” diye. Elbette en önemli ve öncelikli uðraþ, Ýslâm’ý doðru olarak bilmek ve gereðini yapmaktýr; zâten yaratýlýþ amacý da bu deðil mi insanýn? “Bunca iþ-güç arasýnda (faydasýz bilgi ve davranýþtan) zaman mý kalýyor?” diyen kimse bilsin ki, hayra zaman býrakmayan vakit katili boþ þeyler, faydasýz olmaktan çýkmýþ, en zararlý olmaya baþlamýþtýr.

    Zinâkâr olma ihtimali küçük olmayan ve hangi zihniyete/inanca sahip olduðu meçhul (veya olumsuz olarak mâlum) olanlar, müslüman kýz babasýnýn kapýsýný çalar, dünürcü olur. Kýz babasýnýn ilk sorusu dâmat adayýnýn maddî durumudur, iþidir, maaþýdýr. Saðlam bir akîdeye sahip olup olmadýðýný önemsemez, önemsemiþ olsa bile bunu ortaya çýkaracak araþtýrmalar yapmaz. Tabii, bu erkek tarafý için de geçerlidir; gelin adayý bunca kýz içinde niçin tercih edilmiþtir, bu seçimde dinin tavsiyesine ne kadar uyulmuþtur? Gerçi artýk dünürcülük, görücü usûlü kýz isteme tarihe karýþmak üzere. Artýk gençler (hatta baþörtülü ve namazlý olanlar) sokakta, iþte, okulda, ya da internette tanýþma, hatta çýkma ve flört gibi altyapýyý tamamladýktan sonra ailelerini lütfen haberdar ediyorlar artýk. Bu tavýr da, erkek ya da kýzýn karþý cinste ne aradýðýný zaten tümüyle ortaya koyuyor.

 

     Tevhidî imana sahip olmayan bir erkekle evlenmek, müslüman bir bayan için kesin bir yasak olduðundan cehennemi tercih etmek ve dünya hayatýný da cehenneme çevirmek olduðu kadar, böyle bir evliliðin Ýslâm’da ibâdet kabul edilen geçerli bir nikâh kapsamýna da girmeyeceði unutulmamalýdýr. Müþrik, putperest, ateist ya da Ýslâm düþmaný bir kadýnla evlenmek de erkek için ayný kapýya çýkar. Sýradan herhangi bir hýristiyan ve yahûdi ile, ya da “ben hýristiyaným”, ya da “yahûdiyim” diyenle evlenmek de Ýslâm’ýn onayladýðý bir hüküm deðildir; Ancak bazý þartlara sahip olan ehl-i kitap bir bayanla evlenmek, -tavsiye edilmemekle birlikte- ruhsata baðlanmýþtýr. Öncelikle bilinmelidir ki; Kur’an’daki “ehl-i kitap” ve “kendilerine kitap verilenler” ifâdesi, tahrif edilmiþ de olsa Kitab’a (Tevrat ve Ýncil’e) vurgu yapmaktadýr. Bu da, baþta inanç ve düþünce sistemi olmak üzere hayatýný (atmalar ve katmalarla tahrif edilmiþ ya da þirke götüren yorumlara kurban edilmiþ de olsa) vahyin þu veya bu oranda yönlendirdiði kiþidir. “Ehl-i Kitab” Kitab’ýn dýþýna çýkmayan, ona teslim olan, dünya görüþü ve yaþama biçimini, inandýðý kutsal kitabýnýn yönlendirdiði bir insandýr ki, günümüz Batý dünyasý böyle hýristiyan ve yahûdiler nasýl olmuþ da hâlâ kalabilmiþse dinozor kalýntýsý muâmelesi yapýp müzelere yerleþtiriyor, kendinden saymayýp dýþlýyor. Batýyý yeterince tanýmayanlar için bu deðerlendirme tuhaf gelebilir, ama “elhamdü lillâh müslümaným!” diyen nice insanýn bile bu iddiasýnda yalancý olduðunu, Ýslâm düþmanlarýnýn bile gerektiðinde bu iddianýn arkasýna sýðýndýðýný görmesi ya da Kur’an’ýn þu hükmünü bilmesi, bu karþýlaþtýrmayý yapmasýna yeterli gelir: “Ýnsanlardan bazýlarý vardýr ki, ‘Allah’a ve âhiret gününe iman ettik’ derler, halbuki onlar mü’min deðildir!” (2/Bakara, 8). Elbette “hýristiyaným” diyenlerin de önemli bir kesimi hýristiyan (ehl-i Kitap) deðildir. Gerçekten kutsal kitabýna her þeyiyle teslim olup onu yaþamaya çalýþan Kitap ehli bayanýn, müslüman bir erkekle evlenmesi için ekstra þartlar da vardýr. Bunlarý tahriften tümüyle uzak Kitab’ýmýzdan okuyalým: “…Mü’min kadýnlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine Kitap verilenlerden iffetli kadýnlar da nâmuslu olmak, zinâ etmemek ve gizli dostlar tutmamak üzere, mehirlerini vermeniz þartýyla (onlarý nikâhlamanýz) size helâldir. Kim imaný kabul etmezse onun ameli boþa gitmiþtir. O, âhirette de ziyana uðrayanlardandýr.” (5/Mâide, 5)

     Kur'an'da Rabbimiz þöyle buyurur:  "Tertemiz hanýmlar, tertemiz erkeklere lâyýktýr. Tertemiz erkekler, tertemiz hanýmlara lâyýktýr." (24/Nûr, 26). Yüzünde þeytânî bakýþlarýn izi, lekesi olmayan kýzlarla; gözünde þehevî bakýþlarýn izi ve isi olmayan erkeklerin evliliðinden lekesiz, stressiz, birbirine baðlý, huzurlu yuva oluþur ve nurlu yavrular dünyaya gelir. "Ýman etmedikçe müþrik/putperest kadýnlarla evlenmeyin. Beðenseniz bile, müþrik/putperest bir kadýndan imanlý bir câriye/köle kesinlikle daha iyidir. Ýman etmedikçe müþrik/putperest erkekleri de (kýzlarýnýzla) evlendirmeyin." (2/Bakara, 221). "Zinâ eden erkek, zinâ eden veya müþrik olan bir kadýndan baþkasý ile evlenmez..." (24/Nûr, 3). Sadece evlenecek kýzýn deðil; erkeðin de bekâretinin bozulmamýþ olmasý gerekmektedir. Nâmussuzluk, zinâ ve fâhiþelik sadece bayanlar için bir suç deðil;  bu ayýp ve günahlar, bu rezillikler aynen erkekler için de geçerlidir. Yani zinâ eden bir erkek de orospudur, fâhiþe ve nâmussuzdur. Kýzda aranan iman ve edep/nâmus, damat adayýnda da aranacak ilk vasýf olmalýdýr.  


Bu Makale 4348 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

01/09/2014 - 16:26 KAPÝTALÝZME VE ÖDENMEME RÝSKÝNE RAÐMEN GÜNÜMÜZDE ÝNADINA ALLAH ÝÇÝN BORÇ VERMEK

©

09/06/2014 - 10:58 MÜCAHÝD EYYUB’UN SEYFÝ, YE CAHÝD FAZIL’IN KEYFÝ

©

04/12/2013 - 14:18 Ana Babaya Ýhsan ve Hz. Ýbrâhim’in (a.s.) Örnekliði

©

22/11/2012 - 15:40 Bir Mücâhid, Bir Komutan Olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)

©

25/09/2012 - 15:15 Kur´an Adýna "Sünnet"i Ýnkâr Edenlere Kur´an Karþý Çýkýyor

©

23/07/2012 - 12:04 Boþ Vakit mi Dediniz? O da Ne ki!?

©

04/06/2012 - 12:01 Þehidlik, Ölüm Biçimi Olmaktan Önce, Bir Hayat Tarzýdýr:

©

02/01/2012 - 12:48 Hafýza Duasý

©

06/12/2011 - 11:57 Müslüman Hanýmlarýn Tesettürü

©

03/10/2011 - 12:25 Kadýn-Erkek Eþitliði mi; Yoksa Adâlet, Uyum ve Birbirini Tamamlama mý?

©

05/09/2011 - 14:53 Erkeðin Yöneticiliði ve Dövme Yetkisi

©

03/08/2011 - 11:34 Evlenme Sürecinde ve Aile Hayatýnda Çokça Karþýlaþýlan Yanlýþlar

©

04/07/2011 - 12:12 Kadýn-Erkek Ýliþkileri ve Âilede Geçim

©

03/06/2011 - 14:24 Ana-Babanýn En Büyük, En Kutsal Görevi: Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!

©

09/05/2011 - 12:14 Ana Babanýn Görevleri (Çocuðun Ana Baba Üzerinde Haklarý)

©

07/03/2011 - 14:09 Eþler Arasý Ýliþki

©

14/02/2011 - 13:05 Âilede Saðlýklý Ýletiþim

©

06/01/2011 - 15:30 Çocuk Eðitiminde Dikkat Edilecek Özellikler

©

02/12/2010 - 11:34 Evlenme Sürecinde ve Aile Hayatýnda Çokça Karþýlaþýlan Yanlýþlar

©

15/10/2010 - 19:02 Evlât Ýçin Farz Bir Görev: Ana-Babasýna Ýhsân

©

26/07/2010 - 14:12 Allah’a Ýsyan mý Daha Zordur, Yoksa Yaz Sýcaðýnda Oruç Tutmak mý?

©

22/06/2010 - 12:12 Evlilik ve Aile Hayatý Bir Ýbâdettir

©

18/05/2010 - 11:56 Evliliðin Ýmanla Kopmaz Baðý

©

16/04/2010 - 11:29 Aile ve Geçimle Ýlgili Kulaklara Küpeler

©

22/03/2010 - 16:40 Cennete de Cehenneme de Götüren Füze: ZAMAN

©

21/01/2010 - 11:05 Yalan; Ýman ve Güven Kaybýnýn En Önemli Göstergesi

©

23/10/2009 - 10:08 Ýlim mi, Bilim mi? Vahiy mi, Cahiliyye Kültürü mü?

©

22/08/2009 - 09:55 Karþýlýklý Hak ve Sorumluluklar

©

28/07/2009 - 12:43 Evliliðin Ýmanla Kopmaz Baðý

©

25/06/2009 - 10:37 Evdeki Hayatý, Müslümanýn Ne Kadar Müslüman Olduðunun Göstergesidir

©

01/06/2009 - 15:44 Kimlik ve Vahyin Ýnþa Ettiði Müslüman Kimliði

©

28/04/2009 - 16:45 Mutluluða ve Ahirete Yatýrýmýn Diðer Adý: Ýnfak

©

07/04/2009 - 14:38 Alâk Sûresi Iþýðýnda Hayatýn Allah Ýçin Olmasý

©

09/03/2009 - 16:52 Zulüm; Allah''ýn Hududunu Çiðnemek Demektir

©

03/09/2008 - 21:56 Kur’an’ýn Ýnsaný Güzelleþtirmesi -I-
 
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

De ki: "Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ýndýr."


( En'âm Suresi - 162)

Bir Hadis

Ýbnu Mes'ud (Radiyallahu Anh) anlatýyor: Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) bana:

"Kur'an'ý bana oku!" dedi. Ben (hayretle):

" Sana indirilmiþ bulunan Kur'an'ý mý sana okuyayým?" diye sordum. Bana:

"Evet, ben onu kendimden baþkasýndan dinlemeyi seviyorum!"dedi.

Ben de ona Nisa suresini okumaya baþladým. Ne zaman ki,"Her ümmete bir þahid getirdiðimiz ve ey Muhammed, seni de bunlara þahid getirdiðimiz vakit durumlarý nasýl olacak?" mealindeki ayete (41.ayet) geldim.

" Dur!.." dedi. Durdum ve Resulullah (sav)'a baktým. Bir de ne göreyim, iki gözünden de yaþlar akýyordu."

(Buhari, Fedailu'l-Kur'an 32)

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Bizi doyurup içiren ve bizi Müslümanlardan eyleyen Allah’a hamdolsun.”

(Tirmizî, Deavât, 56)

Hikmetli Söz

Sabýr kara dikeni yutmak, Diken içini parçalayýp geçerken de hiç ses çýkarmamaktýr.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com