Ýnsan aklý ile insandýr...

Akýl yoksa sorumluluk da yoktur...

Akýl fýtrattandýr...

Akýl zaruri bir vasýtadýr... Aklýn vasatý ise vahiydir... Vahiy dýþý aklýn varacaðý son nokta; vahþettir...

Akýl, Allah’ýn insana hem nimeti, hem de emanetidir...

Evet, Allah’tan insana en güzel ödül; akýldýr...

Peki, akýl nedir?

Bilmek, anlamak, þuurlu olmak anlamýna gelen akýl, insaný zararlý fiillerden koruyan bir melekedir... Akýl kalpte bulunan bir nur olarak da tesmiye edilmiþtir...

Teklif akýlla baþlar...

Akýl seçici, tanýyýcý ve taþýyýcýdýr... Akýl ayýraçtýr... Hakla-Batýlý... Güzelle-Çirkini... Doðruyla-Eðriyi... Akýl ile tefrik ederiz...

Dünya ferahý için akýl...

Ahiret felahý için akýl...

Dinin kendisi için akýl...

Akýl ve iman birbirinin lâzýmesidir... Akýl imandan, iman akýldan ayrýlamaz ve düþünülemez...

Ýman, akýl ve ilim birbirini bütünleyendir... Bu üçlünün buluþmasý kulluk merkezli bir yaþamýn gerçekleþmesi demektir... Gerçek hayatýn þifresi budur...

Ýnsanoðlunun mükerrem, muhterem, muhteþem olmasý akýllý olmasý ile baðlantýlýdýr... Ancak bu aklýn vahiyle barýþýk olmasý gerekir...

Evet, aklýn muvazenesi vahye olan mutabakat ve muvafakati ile ilgilidir... Vahye muhalefet aklýn hamakat ve helakine iþarettir...

Aklýn üç ihtiyacý:

1-Ýstikamet

2-Ýtidal

3-Ýhlâs

Ýhtiyacý giderilen akýl hikmet yolcusudur...

Aklýn iki riski:

1- Putlaþtýrýlmasý...

2- Köleleþtirilmesi...

Ýfrat ve tefrit akýl emniyetine vurulmuþ en büyük kelepçedir... Aklýn iþlevini donduran anlayýþ da, aklýn dizginlerini salýveren akýlcý akým da sonuçta akla ihanet etmektedir...

Aklý mutlaklaþtýran anlayýþ aklý þýmartýyor ve taþýyamayacaðý yükler yüklüyor...

Aklý muattal býrakan anlayýþ da aklý köreltiyor ve þartlandýrýyor... Bu da aklýn iptali ya da tatile girmesi anlamýna geliyor... Zihni körelten mitoloji, ideoloji, tabu, totem, dogma, töre, teori, gelenek, asabiyet ve aþýrýlýklar sýnýr tanýmýyor...

Ýnsanlar aklý kullanma beceri ve yetisini yitirmektedir... Aklý yerli yerinde kullanmalarý gerekirken; ya akla aþýrý yükleniyorlar ya da aklýn önünü kesiyorlar... Her iki durum da akla ihanet ve fýtrata muhalefettir...

Aklýn yolu ne cerbeze, ne de hamakattýr...

Ne rasyonalizm, ne de akla tahakküm etmektir...

Bize hikmetin biniti olan bir akýl lazým...

Vahye odaklanmýþ, Allah’a adanmýþ, Ýslam’a formatlanmýþ bir akýl...

Bunun için ise önce aklý vahiyle resetlemek ve rahatlatmak gerekiyor... Ýþte o zaman; haddini, hesabýný, kendini ve Rabbini bilen bir akýlla tanýþýrýz...

Bu akýl hesabi deðil hasbidir... Hilekâr deðil harbidir...

Bu gün aklý kutsayanlarýn aklý nasýl katlettiklerine de tanýklýk etmekteyiz...

Aklý giderici, dondurucu, durdurucu, örtücü yani aklý iþlevsizleþtiren, düþünemez, karar veremez, sorgulayamaz, muhakeme edemez hale getiren tüm oyun, sanat, spor, kültür, töre, gelenek, etkinlik, yasa, müzik, malumat, teferruat, haber, yorum, polemik, görüntü, ses, renk, ýþýk kimin hüneri? Veya kimlerin tuzaðý?

Düzene uygun kafa imalatý için seri operasyonlar devam etmektedir...

Akýl emniyetine vurulan en büyük darbe; genç dimaðlar üzerindeki ideolojik tahakkümdür... Ýnsanlarý tektipleþtirme giriþimleri toplum mühendisleri tarafýndan kesintisiz ve sistematik bir þekilde icra edilmektedir...

Sihirli kutunun sihri ile büyülenen beyinler, sanal âlemde daha bir savruldular...

Resmi ideoloji akla hükmetme, formel eðitim insanlarýn geleceðini bloke etme uygulamalarýndan ödün vermiyor... Yasalara yaslanarak yasaklarla tefekküre açýlan tüm yollarý týkýyor...

Beyin yýkamalar, kafa karýþtýrmalar, çaðdaþ büyüler, modern sihirler, bilimsel kehanetler aklý örtmeye, gerçekleri karartmaya yönelik atraksiyonlardýr...

Þeytan da boþ durmuyor, önü açýldýkça kapsam alanýný geniþletiyor, özellikle insan aklýný perdeleme yoluna gidiyor...

Selim akýl, temiz fýtrat tehdit altýnda... Çünkü beyinsizlere gün doðdu...

Akýl emniyeti deðil ama alkol tüketimi yasalar güvencesinde... Aklý dumura uðratan alkol satýþý rekorlar kýrabiliyor...

Bu durum da akýl; öfkeye, þehvete, arzulara, hevaya, hýrsa, ihtiras, intikam ve isyana yenik ve yitik...

Çare aklýn dizginlerini vahyin eline vermektir...

Rasyonel akýl, seküler akýl, liberal akýl bu sorunu çözmedi ve çözemeyecek...

Tek çözüm; müteal akýldýr...

Bedevilikten medeniliðe... Süfliden ulviye... Esfelden eþrefe insaný taþýyacak olan bu akýldýr...

Ýslam medeniyetinin arka-planýnda müteal deðerlere yaslanan ve üretken olan ortak akýl vardýr... Çünkü Ýslam, aklý güvence altýna alýyor ve koruyor...

Aklý þaþkýnlýktan, sapkýnlýktan, karanlýktan koruyansa vahiydir...

Müslüman, nakli akýlla kavrayandýr... Yine Müslüman aklý nakille dengeleyendir... Yapmamýz gereken vahyin kontrolünde akýllý olmaktýr... Vahiyden ýþýðýný alan bir akýlla akletmektir...

Evet, Müslüman akýllýdýr, akýlcý deðil... Aklý en doðru kullanan Müslümanlardýr...

Akýl terazisinin tartabileceði yük bellidir, zorlamaya gelmez...

Bilinmezlerin zoru içinde bocalayan aklýn elinden tutan peygamberler olmuþtur...

Kur'an; “Ya ulu'l elbab/Ey akýl sahipleri" diye seslenir... Bu çaðrýya kulak týkayanlarý tekrar uyarýr;

"Hala akýllanmayacak mýsýnýz?"

Ve daha önemli bir gerçekle bizi yüzleþtirir:

"Ýnsanlarýn çoðu akýllarýný kullanmazlar."

Ýslam'ýn aklý, selim ve saðlam akýldýr... Þirk ve þüpheye kendini kapatmýþtýr... Cahili atýklardan, þeytani etkilerden arýndýrýlmýþ temiz bir akýldýr...

Ýslam aklý der ki; "Hüküm koyucu Allah’týr."

Bu akýl ýþýðýný vahiyden alýr... Akýl-vahiy iliþkisi týpký göz-ýþýk iliþkisi gibidir... Akýl, gözdür… Vahiy ýþýktýr... Iþýk olmasa göz görebilir miydi? Allah vahiy ýþýðýný gönderdi ki, akýl vahyin aydýnlýðýnda varlýk âlemini görsün diye... Alaca karanlýkta tek baþýna göz ne yapabilir ki?

Akil insanlar için bu yadsýnamaz bir gerçektir...

Vahye yaslanan akýl, hikmet, irfan ve ilhamýn müþterisidir... Ýþte en büyük mazhariyet budur...

Mecnun, meczup ve mahcurlara bunu anlatmak ne mümkün!?

Nadanlara ne söylenirse söylensin onlarýn iþi ukalalýktýr...

Allah Resulü (s.a.v) son noktayý koyuyor;

"Akýllý kiþi nefsine hâkim olan ve ölümden sonrasý için çalýþan kiþidir.

Aciz kiþi de nefsini kendi hevasýna býrakýp da Allah'tan dilekte bulunan kiþidir." (Tirmizi)

Demek ki Müslüman’ýn aklý kuru bir akýl deðildir... Ölüm ötesi yatýrýmlarý önceleyen, hesap günü endiþesi ile hareket eden akýldýr...

Bu akýl iþin kurnazlýðýnda fýrsatçý, çýkarcý, hileci yollar arayýþýnda deðil, bu akýl kalple iþbirliði halinde Allah'ýn nuru ile nurlanmýþ münevver bir akýldýr...

Aklý uçuk ve karýþýklara bunu izah etmek oldukça zor...

Hâsýlý kelam; aklý olmayanýn dini yoktur, dini olmayan beyinsizlerden ise insanlýk az çekmedi...

Aklýnýza mukayyed olunuz...