Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3327
Toplam 15247703
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
SevgÝli Peygamberimizi Üzmeyelim (1)
14/10/2010 - 18:21
 
Allah Rasûlü'nün bütün derdi ve düþüncesi ümmeti idi.

Peygamberi üzen konular(1) Rahmet Peygamberi Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), son derece üstün bir kiþiliðe, hassas bir yapýya, latif bir yaradýlýþa sahipti. Ýbadet ve Kur'an tilâveti esnasýnda gözleri yaþlý ve daima düþünceli idi.

Allah Rasûlü'nün bütün derdi ve düþüncesi ümmeti idi. Bütün gam ve kederi ümmetinin manevî geleceðine yönelikti. O, Ümmetini en güzel þekilde eðitebilmek ve en iyi þekilde yetiþtirebilmek için olaðanüstü bir çaba harcýyordu. O'nun üzüntüsü seviyeli, kaliteli ve derin bir üzüntü idi. O, ümmetin babasý gibiydi. Peygamberimiz'in mübarek þemâilini tavsif edenler, O'nun eþsiz özelliklerini anlatanlar, O'nun gönlündeki sevgi ve yüzündeki tebessümle birlikte, taþýdýðý sorumluluk ve aðýr manevî yük sebebiyle "devamlý düþünceli ve sürekli üzüntülü" olduðunu ifade ediyorlardý.(2) Bu makalede Peygamber Efendimiz'i, çok üzen birkaç konuya temas etmek istiyorum:

 

1.Ýnançsýzlýk ve inkârcýlýk En büyük arzusu, insanlýðýn "iman" nimetiyle buluþmasý ve imanla þereflenmesi olan Allah Rasûlü'nü en çok üzen þey, inançsýzlýk ve inkârcýlýk idi. Ýnançsýzlýk, bir anlamýyla ilahî nimete karþý nankörlük ve yaratýklara karþý acýmasýzlýk demekti.

Akýllý, þuurlu ve bilgili bir insan nasýl imansýz olabilirdi? Gül Peygamber'in, peygamberlik öncesi kýrk yýllýk gül gibi tertemiz, muazzez hayatýný gayet iyi bilen bazý yakýnlarý bile O'na iman etmiyorlar, bizzat amcasý Ebu Leheb O'nu taþlýyor, O'nu tahkir etmeye çalýþýyordu. Bu durum gayet tabii olarak Peygamberimiz'i çok üzüyordu. O'nun üzüntüsü, bizzat Kur'an-ý Kerim tarafýndan tescil edilmiþtir. Kur'an, O'nu teskin ve teselli etmek üzere þöyle buyurmaktadýr: "Ey Rasûl!.. Kalpleri iman etmediði halde aðýzlarýyla "inandýk" diyen kimseler ve yahudiler gibi küfre koþanlar seni üzmesin."(3) "Biz gayet iyi biliyoruz ki, onlarýn söyledikleri Seni gerçekten üzüyor. Onlar gerçekte Seni yalanlamýyorlar. Fakat o zalimler, bile bile Allah'ýn ayetlerini inkâr ediyorlar".(4) "Kim küfre düþerse, onun küfre düþmesi Seni üzmesin".(5) "Onlarýn sözleri, Seni üzmesin."(6) Yine Kur'an-ý Kerim, Peygamberimiz'in imana yönelmeyen insanlar için duyduðu üzüntüden dolayý neredeyse kendini yiyip bitireceðini anlatmaktadýr: "Onlar bu ilâhî söze iman etmezlerse, (ve bunun sonucunda helâk olurlarsa) onlarýn ardýndan Sen de üzüntüden neredeyse kendine kýyacaksýn!.." (7) "Onlar iman etmiyorlar diye, neredeyse Sen kendine kýyacaksýn!.."(8) Allah'ýn Kitabý'nýn Efendimiz'i üzdüðüne tanýklýk ettiði inançsýzlýk hastalýðý, bizi de üzmeli; Allah'a iman etmeyen insanlarý gördükçe "Niçin iman etmiyorlar?" diye cidden üzülmeli ve dertlenmeliyiz. Ýmandan mahrum olanlarý manevî açýdan "hasta" olarak görmeli, onlarýn bu durumlarýna üzülmeli, manevî tedavileri ve Allah'ýn izniyle þifa bulmalarý için yardýmcý olmalýyýz. Hatta sadece üzülmekle kalmamalý, bu kimselerin imanla buluþmalarý için gerekli olan davet ve teblið yanýnda, gönüllerini Ýslâm'a kazanma amacýyla ilgi, anlayýþ ve yakýnlýk göstermeli, henüz imanla tanýþmamýþ olanlara kesinlikle "düþman" muamelesi yapmamalý, insanlýk görevlerini ihmal etmemeliyiz.

 

2.Ýtaatsizlik, emre itaatte aðýr davranýlmasý Peygamberimiz'i üzen bir diðer konu, emrine itaat edilmemesi veya itaatte aðýr davranýlmasýdýr. Zira nebevî emre itaatsizlik, dünya ve ahirette mutsuzluk, huzursuzluk ve felâket sebebidir. O'nun Sünneti Seniyyesinin hafife alýnmasý, O'na uymayý emreden Allah'ýn Kitabýnýn emrini çiðnemek anlamýndadýr. Hicretin 6. yýlý sonlarýnda Peygamberimiz ile Kureyþ temsilcisi Süheyl b. Amr arasýnda Hudeybiye Barýþ Andlaþmasý imzalandýðýnda; andlaþma maddeleri ilk anda ashab-ý kirama aðýr gelmiþti. Andlaþma maddelerinin doðuracaðý kötü sonuçlarý düþündüklerinde müslümanlarý üzüntü ve keder kaplýyordu. Peygamberimiz'in kendilerine Mekke'ye girip tavaf edecekleri müjdesini vermesine raðmen, andlaþmaya uyarak Beytullah'ý tavaf edemeden geri dönecek olmalarý, ayrýca andlaþma maddelerini Kureyþ'in baskýlarýna boyun eðme ve Kureyþ'e taviz vermeye razý olma þeklinde yorumlamalarý sebebiyle Müslümanlarýn maneviyatlarý kýrýlmýþ, son derece üzülmüþlerdi. Andlaþma imzalanýp da Rasûl-ü Ekrem Efendimiz ashabýna: "Kalkýn, týraþ olun, ihramdan çýkýn. Ceza kurbanlarýnýzý kesin." (Yani Mekke'ye girmeden geri dönüyoruz), buyurduðu ve bu emrini üç defa tekrar ettiði halde üzüntülerinden dolayý Ashab-ý Kiram'dan hiçbiri yerlerinden bile kýpýrdamamýþtý. O gün Hudeybiye'de bulunan sahabenin sayýsý 1400 kadardý. Bunun üzerine Peygamberimiz, hanýmý Ümmü Seleme validemizin çadýrýna girdi. Ashabýnýn bu açýk ve net emrine itaat etmemeleri, Efendimiz'i çok üzmüþtü. Ashabýnýn bu durumunu Ümmü Seleme validemize nakletti. Üzüntüsünü: "Ey Ümmü Seleme!.. Ashabým beni dinlemiyorlar", þeklinde ifade etti ve onunla istiþare etti. Ümmü Seleme validemiz: "Ya Rasûlallah!. Onlarýn senin bu emrini yerine getirmelerini mi istiyorsun? O halde dýþarý çýk. Hiç kimseyle tek kelime konuþmadan kurbanýný kes. Saçýný týraþ ettirmek için berberini çaðýr. Onlar senin ashabýn iseler, bu defa mutlaka sana uyacaklardýr" dedi. Peygamberimiz, çadýrdan çýkýp bu þekilde hareket eti. Sahabei Kiram da O'na aynen uydular. Ama üzüntüden neredeyse birbirlerini kýrýp geçireceklerdi. Sahabenin, Allah Rasûlü'nün ilahî vahiyle desteklendiðini bir an için unutarak barýþ andlaþmasýnýn maddelerini olumsuz þekilde yorumlamalarý sebebiyle, nebevî emre itaatte gecikmeleri Peygamberimiz'i üzmüþtü. Oysa Allah Rasûlü'nün nebevî mesajý, bazen ilk planda anlaþýlmasa bile, bu ulvî mesajda ilk anda bilinemeyecek ve fark edilemeyecek bazý hikmet ve incelikler olabileceði düþünülmeli ve Allah'ýn Sevgilisi'ni üzmemek için verilen nebevî mesajý uygulamada asla tereddüt edilmemelidir.

 

3.Bilgisizlik, bilgisizce fetva verilmesi: Ýlme, ihtisasa ve tecrübeye deðer veren Ýslâm; bilgisizliði, bilgisizce fetva vermeyi þiddetle reddetmiþtir. Allah Rasûlü'nü üzen hususlardan biri, ehil olmayan kiþilerin ilmî hiçbir çaba ve gayret göstermeden kulaktan dolma yalan yanlýþ fetva vermeleridir. "Bilmiyorsanýz zikir ehline yani alimlere sorun" ayeti, bilmediðimiz konularda baþvuru mercii olarak "ilim ehli"ni göstermektedir. Hadis-i þerifte "Fetva vermekte cür'etli olanlar manevî sorumluluktan korkmaksýzýn derhal fetva vererek yersiz cesaret gösterenler Cehennem ateþine atýlmakta cür'etli olan kiþiler" olarak nitelendirilmiþtir. Yine Efendimiz, "Gerçek alimlerin vefat edip, insanlarýn cahil kimseleri baþ tacý etmeleri ve bunlarýn da bilgisizce fetva verip, kendileri sapýklýða düþtüðü gibi baþkalarýný da sapýklýða düþürmelerinin yeryüzünden ilmin kaldýrýlmasýna sebep olacaðýný" bildirmiþtir.(12) Genç sahabî Cabir b. Abdillah anlatýyor: "Biz bir yolculuða çýkmýþtýk. Bir arkadaþýmýza bir taþ isabet edip baþýný yardý. Yaralý arkadaþ ihtilam olmuþ, gusletmesi gerekmiþti. Arkadaþlarýna: Teyemmüm etmem için bir ruhsat ve izin biliyor musunuz? diye sordu. Arkadaþlarý: Su varken teyemmüm etmen için herhangi bir ruhsat ve izin bilmiyoruz, dediler. Bunun üzerine arkadaþýmýz su ile gusletti. Oysa gusletmesi derin yarasý için zararlýydý. Su yarayý azdýrdý. Yaralý arkadaþýmýz çok geçmeden de öldü. Bu durum Peygamberimiz'e bildirilince, Efendimiz buna çok üzüldü. Bir müslümaný kaybetmek O'na çok aðýr gelmiþti. Bu durumda çok acý konuþtu. Efendimiz o gün þöyle demiþti: "Onu onlar öldürdüler. Allah cezalarýný versin. Bilmediklerine göre soramazlar mýydý? Bilgisizlik hastalýðýnýn þifasý, bilene sormaktýr. Yarasýnýn üzerini sarýp vücudunun diðer yerlerini yýkamasý ve teyemmüm etmesi onun için yeterli idi."(13) Bu olayda ilim ehline sormadan, bilgisizce verilen yanlýþ fetva, bir mücahidin ölümüyle sonuçlanmýþ, bu duruma çok üzülen Rahmet Peygamberi belki de bir daha benzeri bir olayýn tekrar yaþanmamasý için bu acý ve sert ifadeyi kullanmýþtý.

 

4.Ölçüsüzlük, itidalden ayrýlmak, ifrat veya tefrite düþmek, Ýnsan psikolojisine tam anlamýyla hakim olan Peygamberimiz, daima itidali ve ölçülü davranmayý emretmiþtir. Karþýlýklý iliþkilerde, davet ve tebliðde, dini ve dünyevî her konuda ana ilke ve temel ölçü, þu eþsiz nebevî ifade ile açýklanmýþtýr: "Kolaylaþtýrýnýz.. Zorlaþtýrmayýnýz... Müjdeleyiniz.. Nefret ettirmeyiniz. "(14) Ancak "kolaylaþtýrma" her zaman ve her konuda geçerli genel bir metod deðildir. Allah'a isyan olan bir konuda, kesinlikle haram kesin olan þeylerde kolaylaþtýrma söz konusu deðildir. Hz. Aiþe (r.anha) validemiz anlatýyor: "Allah’ýn Rasûlü iki þey arasýnda serbest býrakýldýðýnda O, "günah olmadýkça" daima kolay olaný tercih ederdi. Eðer o husus günah ise, insanlar arasýnda bundan en uzak olan kiþi Rasûlullah olurdu".(15) Hz Aiþe'nin bu ifadesi günah olan þeylerde kolaylaþtýrma veya kolayý tercih etme hakký bulunmadýðýný göstermektedir. Kur'an âþýký genç sahabî Muaz b. Cebel, kabilesinin mescidinde kýldýrdýðý bir akþam namazýnda kendisini tamamen ilahî huzura verip çok uzun sûreler okumasý sebebiyle Peygamberimiz'e þikâyet edilmiþti. Bunun üzerine Efendimiz bu duruma üzülmüþ, kendisine üç defa: "Sen fitneci misin ey Muaz?!..." (16) diyerek onu uyarmýþtý. Bu uyarýya uyarak namaz kýldýrýrken bile ölçülü davranmalý, arkamýzdaki yaþlý ve hastalarý, çocuklu hanýmlarý ve ihtiyaç sahiplerini düþünmeliyiz. Ýnsanlarý fitneye, sýkýntýya ve huzursuzluða sürükleyecek davranýþlarýn Allah Rasûlünü üzdüðünü iyi bilmeliyiz. Sevgili Peygamberimiz'i üzmeyelim!.. O Yüce Peygamber'in ümmeti olma þerefine nail olanlarýn O'nun mesajýný iyi kavramalarý, O'nu üzecek söz ve davranýþlarda bulunmamalarý gerekir. Ümmeti olarak O'nun huzurunda boynu bükük, mahrum ve mahcup olmamalarý için O'nun Sünnetine tam anlamýyla sarýlmalarý, O'nun hayat anlayýþýný gönülden benimsemeleri gerekir. Gelin Kardeþlerim!.. Rasûlullah'ý üzecek davranýþlar sergilemeyelim. O'nun gönlünü incitecek sözler söylemeyelim. O'nun hayat anlayýþýný baþ tacý edelim. O'nun arzu ettiði Ýslâm kardeþliðini gerçekleþtirelim. Rabbimiz'e O'nun açýkladýðý þekilde "kulluk" edelim. Ümmetini sonsuz sevgiyle kucaklayan Yüce Peygamberimiz'e, O'nun ümmeti olarak sevgi ile karþýlýk verelim.

 

* 1-Geniþ bilgi için bkz. "Hüznü'n-Nebî", Ý. Lütfi Çakan, Altýnoluk dergisi, sayý....

* 2-Tirmizî: Þemail: s.184 No:226; Ýbn Sa'd, Tabakat: 2/128; Taberanî, el-Mu'cemü'l-Kebir: 22/155 No:414; Hakim, Müstedrek: 3/640; Ebu Nuaym, Delâil: No:565; Beyhakî: Delâil: 1/286; Kadý Ýyaz, Þifa: 1/288; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid: 8/273

* 3-Maide: 41

* 4-En'am: 33

* 5-Lokman: 23

* 6-Yunus: 65, Yâ-Sin: 76

* 7-Kehf: 6

* 8-Þuara: 3

* 9-Buharî: Sulh 7; Müslim: Cihad 91; Ebu Davud: Menasik 32; Darimî: Siyer 64; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/86; 4/291; Ýbn Hiþam, Sîret: 3/331; Ýbn Kesîr, Tefsir, Fetih Sûresi: 25

* 10-Nahl: 43; Enbiya: 7

* 11-Darimî: Mukaddime 20

* 12-Buharî: Ýlim 34; Müslim: Ýlim 13; Tirmizî: Ýlim 5; Ýbn Mace: Mukaddime 8; Darimî: Mukaddime 26; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 2/162,190

* 13-Ebu Davud: Taharet 125; Ýbn Mace: Taharet 93; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/370

* 14-Buharî: Ýlim 11, Cihad 164; Müslim: Cihad 5; Ebu Davud: Edeb 17; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/239, 4/399; Tirmizî, Þemail: s. 288 No: 350.

* 15-Buharî: Menakýb 27, Edeb 80, Hudûd 10; Müslim: Fedâil 77, 78; Ebu Davud: Edeb 4; Malik b. Enes, Muvatta: Husnül-Huluk 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 6/85,114, 130.

* 16-Buharî: Edeb 74; Müslim: Salât 178; EbuDavud: Salât 124; Nesaî: Ýmamet 39, Ýftitah 63,70; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 3/124, 299, 300, 301, 369

 

 

[email protected]


Bu Makale 4429 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

04/07/2014 - 16:00 ÝTÝKÂF, MANEVÝYAT KAMPIDIR

©

04/12/2013 - 13:41 CÝHAD VE BARIÞ PEYGAMBERÝ

©

04/10/2013 - 14:33 Asr-ý Saadette Kardeþlik Örnekleri

©

04/06/2012 - 12:14 Sahabe Kardeþliði Nasýl Yaþadý?

©

02/01/2012 - 13:36 EHL-Ý SÜNNET VE HADÝS

©

09/05/2011 - 14:03 Tek Çözüm Yolu Kuran ve Sünnet Yoludur

©

06/01/2011 - 11:19 Peygamberimiz ve genç nesil

©

02/12/2010 - 11:04 Sevgili peygamberimizi üzmeyelim (2)

©

14/10/2010 - 18:21 SevgÝli Peygamberimizi Üzmeyelim (1)

©

24/09/2009 - 11:52 ÝSLÂMÎ DURUÞ

©

24/07/2009 - 12:00 Öncü Kuþaðýn Öncüsü HAZRETÝ EBUBEKÝR SIDDÎK r.a.

©

27/06/2009 - 11:44 Umre Yolcusuna Notlar

©

01/06/2009 - 15:51 MANEVÎ PROGRAM

©

02/05/2009 - 15:11 Ýlim Yolculuðu

©

07/04/2009 - 14:50 Ýslami Ölçülere Uygun Düðün

©

09/03/2009 - 15:38 Onlar, Rasûlullah (sav)’a Âþýk Ýdiler

©

17/11/2008 - 23:37 Kur'an Âyetlerinde seçici Davranma Fitnesi

©

30/05/2008 - 22:54 Gençleri Nasýl Kazanabiliriz.

©

01/03/2008 - 00:58 GERÇEK MÜ’MÝNÝN ÖZELLÝKLERÝ
 
 

Site Ýçi Arama

9 Sevvâl 1445 |  18.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ýn izniyle kendisine itaat edilmesinden baþka bir þeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde þayet sana gelip Allah'tan baðýþlama dileselerdi ve elçi de onlar için baðýþlama dileseydi, elbette Allah'ý tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardý.

( Nisâ sûresi - 64)

Bir Hadis

Hz. Enes (radýyalahu anh) anlatýyor

Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden hiç kimse, maruz kaldýðý bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin.
Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse,
bari þöyle söylesin: "Rabbim, hakkýmda hayat hayýrlý ise yaþat,
ölüm hayýrlý ise canýmý al!"

Buharî, Merdâ 19, Da'avat 30; Müslim, Zikr 10; Tirmizî, Cenâiz 3; Ebu Davud, Cenâiz 13 ; Nesâî, Cenâiz 1

Bir Dua

“Allah’ým! Günahlarýmý kar ve dolu suyu ile yýka ve beyaz elbiseyi kirden temizler
gibi kalbimi hatalardan arýndýr.”

(Buhârî, Deavât, 39)

Hikmetli Söz

Ne beslersin bu teni;
kabirde kuþ, kurt yer
gider.

Cümleler doðrudur sen
doðru isen,

Bulunmaz doðruluk
sen eðriysen.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com