Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2248
Toplam 15267080
En Fazla 20355
Ortalama 2609
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Boþ Vakit mi Dediniz? O da Ne ki!?
23/07/2012 - 12:04
 
Zorluklarýn yerini kolaylýðýn almasý, yorgunluðun giderilmesi için en güzel yol, bir baþka güzel iþe geçip o faâliyetle dinlenmek ve Rabbe raðbet etmektir (bkz. 94/Ýnþirâh, 7-8). Müslüman açýsýndan "boþ kalmak, iþlevsiz olmak" anlamýnda "tatil", sýðýnak deðil; þeytânî bir tuzaktýr. Þuurlu bir mü’min, "din"lenmeden dinlenemeyeceðini bilir.

“Boþ zaman” kavramý, aynen “tatil” gibi, modern çaðýn zihnimize ve oradan da tüm organlarýmýza bulaþtýrdýðý bir virüstür. Ýslâm kültüründe “boþ vakit” kavramýna yer yoktur. Çünkü dinimiz, zamanlarýmýzý her ânýndan hesaba çekileceðimiz bilinciyle hep dolu dolu geçirmemizi ister. Hayatýmýzýn her dakikasýný planlayan Ýslâm adlý bir disiplinden vazgeçmenin acýlarýný her alanda yaþýyoruz. Düðünlerin, programlarýn belirtilen saatte baþladýðý pek nâdirdir. Zamanýnda gelenler, uzunca boþa bekletilerek cezalandýrýlýrken, program geciktirilerek gecikenler ödüllendirilir. Randevu saatlerine pek uyulmaz; beþ-on dakikalýk gecikmenin üzerinde bile durulmaz. Suçlu da bellidir zaten: Trafik ve yoðunluk. Günümüzde roller o kadar deðiþmiþ ki… Batýlýlar bütün zamanlarýný planlarken Doðulu insanlarýn vakitleri hep beklemekle geçer. Batýlý bir üniversitede profesörün biri derste Doðu ile Batýnýn farklarýný uzun uzun anlatýrken, öðrencinin biri soruyor: “Hocam, dünya yuvarlak, kuzeyle güney arasýnda da bir çizgi yok. Neresi Batýdýr, neresi Doðu? Sýnýr nereden baþlar, nerede biter?” Hoca, kýsa bir müddet durup düþündükten sonra cevap veriyor: “Doðuya doðru gidin; otogarlarda, istasyonlarda, hava meydanlarýnda, otobüs duraklarýnda insanlarýn uzun müddet beklediðini gördüðünüz, kahvehane ve benzeri yerlerde saatlerce boþ boþ oturulup vakit öldürüldüðüne þahit olduðunuz yerler Doðudur” diyor. Bu, kendini beðenmiþ Batýlýnýn yanýldýðýný söylemek isterdik, ama günümüz gerçekliðine bakarak söyleyemiyoruz; inþaallah yarýn tam tersini ispatlayacaðýz; boþ vakti hoþ vakte çevirerek. Gelecek, zamanlarýný programlý ve verimli kullananlarýn olacak. Düzenli çalýþan “az”lar, tembel “çok”lara galip gelecek.

Boþvermiþ Ýnsanlarýn Boþluða Atýlýp Boþa Geçirdikleri Kayýp Zaman: Boþ Vakit

Vakit öldürmek ne demektir? Bir þahýs vardýr 40–50 yýllýk ömrüne o kadar çok eser ve güzellikler sýðdýrmýþtýr ki sayamazsýnýz. Bir þahýs da vardýr, hayatý tümüyle boþa geçmiþtir, ot gibi yaþamýþ, ot gibi kuruyup toprak olmuþ, unutulup gitmiþtir. Ýnsan vardýr, 24 saatini dolu dolu deðerlendirir, bir aylýk bereketli netice alýr. Bir insan vardýr, hep vakit yokluðundan, yoðunluktan þikâyet eder, tembelliðine zaman yokluðu bahanesini gerekçe gösterir. Biz hangi insan tipindeniz? Hepimiz bunu vicdanýmýza ve ortaya koyduðumuz eserlere bakarak cevaplayalým. Güzelim vakti, öldürmeye deðil, ihyâ etmeye çalýþalým. Boþ geçmeye ayrýlan ölü vakitleri diriltelim, böylece kendimiz de canlanýp dirilelim.

Helâl iþlemler yapmak üzere kurulmuþ fâizsiz bir Ýslâmî Bankadabir hesap sahibi olduðunuzu düþünün, hesabýnýza her sabah 86.400 lira para yatýrýlýyor, fakat bu paranýn hepsini akþama kadar harcamak zorundasýnýz, ertesi güne transfer edemiyorsunuz. Paranýzý kullansanýz da kullanmasanýz da hesap her akþam sýfýrlanýyor. Ne yaparsýnýz? Tabii ki hepsini harcamaya çalýþýrsýnýz. Hepimiz “zaman” adlý bu bankanýn müþterileriyiz. Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, her akþam, gün boyunca kullanmadýðýmýz saniyelerimiz kadar zarara girmiþ oluyoruz, yarýna transfer edemiyoruz. Her sabah hesabýmýz sonuna kadar eksiksiz dolar, her akþam boþalýr. Geri dönüþ yok, saniyelerimizi “þu ân”ý yaþayarak harcamalýyýz. Hayýr! Ne harcamalý, ne harcanmalýyýz; zamanýmýzý, zamanýn en küçük dilimi olan her âný, en iyi þekilde deðerlendirmeli ve zaman adlý bu zenginlikle deðerlenmeliyiz. Zaman denilen nimeti çok iyi bir yatýrýma dönüþtürebiliriz. Ýbâdet, sâlih amel, cihad ve Allah’a yaklaþma için! Zaman kaçýyor. Her ân Allah’a kulluðun en güzelini sergilemeliyiz. Her gün iþimizin en iyisini yapmalýyýz ki mirasyedi savurganlýðýyla sarhoþ olmayalým, ayýk ve uyanýk olalým. Sermayesi olmadýðýný sanan gâfil insan, ne þikâyet edip duruyorsun? Deðerlendirilecek zamandan daha büyük sermaye mi olur?

Zaman Denilen Hazine

Bu hazineyle neler alýnmaz ki? Saðlýk, mutluluk, baþarý… Bu varlýðýn kýymetini bilmeyenler, en büyük nimetin farkýnda olmayanlardýr. Zaman kaçýyor. Zaman bir av, hepimiz de bir avcýyýz, dünya da bir avlanma alaný. Biz onu avlamazsak o bizi avlayacak. Ne demiþler: “Ava giden avlanýr.” Ya avýný tutarak veya av sandýklarýnýn avý olarak avlanýr. Yani avlanýrken özne olmak da mümkün, nesne olmak da. Bir taraftan “vakit nakittir” derken, yani “deðerlendirilen zaman paradýr, en az para kadar kýymetlidir” demek isterken, diðer taraftan “zaman öldürmek” istiyoruz. Katilliðin (intiharýn mý demeli?) bu kadar trajikomiðine gülünmez, olsa olsa aðlanýr. Ama Mehmed Âkif’in de dediði gibi, “býrakýn gülmeyi, aðlamaya bile vaktimiz yok.” “Felekten bir gün çalmak” da benzer kapýya çýkýyor. Gayrý meþrû eðlenmeye bu ad verilirken, feleðe (daha doðrusu þeytana) gününü çaldýrdýðýný fark etmiyor insan.

Vakit nakittir dense de, zaman nakit deðildir. Öyle olsaydý çarþýda, pazarda alýnýp satýlýrdý. Ama nakit zamandýr, kazandýðýmýz ve harcadýðýmýz her liranýn arkasýnda, onun uðrunda harcanýlan hayatýmýz vardýr. Çarþýdaki her mal ve pazardaki her hizmetin temel ölçüsü, o mal ve hizmet üretilirken harcanan yaþam süreleridir. Nakit/para, o hayat sürelerine biçtiðimiz deðerdir. Ve her þey böyle olunca hayat denilen mûcize ne kadar ucuza gider yâ Rabbi! Bir Arap atasözü þöyledir: Yakutlar vakitlerle satýn alýnabilir, ama vakitler yakutlarla satýn alýnamaz. Diðer bir Arap atasözüne göre, zaman bir kýlýçtýr; kendisini kullanmayý bilmeyeni kesen bir kýlýç...

Aslýnda, ahmaklar zamaný nasýl öldüreceðini, akýllýlar ise nasýl kazanacaðýný düþünür. Ýnsan, zamaný öldürüyorum derken, aslýnda zaman da onu öldürüyor, ölüme yaklaþtýrýyor. Basit bir insan zamanýný nasýl öldüreceðini, deðerli bir insan da nasýl kazanacaðýný düþünür. Evet, zamaný öldürmekten söz ederiz, ama bizi öldüren zamandýr. Onun görevi seni öldürmek diyerek; ondan aceleci davranýp sen de onu öldürme. Çünkü zaman senin katilin olabileceði gibi, seni mânen dirilten de olabilir. Seni ölümsüzleþtirecek de, öldükten sonra güzel yaþatacak da zamandýr. Yeter ki zamane çocuðu olma, zamanýn çocuðu olacaðýna, zaman adlý ele avuca sýðmaz mâcera düþkünü varlýðý iyi yönet, onunla güzel geçin.

Zamaný nasýl kullanmalýyýz? Hayatýmýz boyunca baþucumuzda, daha doðrusu baþýmýzýn içinde duran bir sorumuz olmalý ve davranýþýmýzla vereceðimiz güzel cevabýmýz. Çünkü her nefes alýp verdiðimizde ömür hazinemizden biraz daha kaybediyoruz. Vaktini en güzel þekilde deðerlendiren ashâb-ý kirâmýn hayatlarýnýn en zevkli ve anlamlý anlarý insanlara tevhid mesajýný ilettikleri zamanlar idi… Bizim hayatýmýzýn en zevkli anlarý keyfimiz doðrultusunda oluyorsa, onlarý örnek alamadýðýmýz ortaya çýkar. Hayatý seviyorsak, zamanýmýzý boþ geçirmemek zorundayýz; çünkü zaman, hayatýn ta kendisidir. Sabahleyin kaybedeceðimiz bir saatin, hatta bir dakikanýn bütün gün zararýný çekeriz.

Boþ Vakit de Ne Demek?

Müslüman, her dakikasýna varýncaya dek zamanýný nasýl kullandýðýnýn Allah’ýn huzurunda hesabý sorulacaðýnýn bilinciyle kendisine bir zaman planlamasý yapmalýdýr. Allah’ýn biz Müslümanlardan zaman konusunda istediði nedir? Zaman denilen emaneti bize niçin vermiþtir? Bu emanete ihânet nasýl ortaya çýkýyor? Allah için zamanýmýzý nasýl kullanmalýyýz? Zamanýmýzý boþa harcamanýn bu sorularla ne gibi bir iliþkisi vardýr? Bunlarý iyi deðerlendirmeliyiz.

“Boþ zaman” kavramýnýn açýlýmýný doðru yapmalý, bu ifadeyi kullandýðýmýzda zamana ve dünyaya bakýþ açýmýzý göstermiþ olduðumuzu hatýrdan çýkarmamalýyýz. Gerçekten, nedir boþ zaman? Ekmek parasý için sabahtan akþama kadar uðraþýp akþam evimize geldiðimizde ailemizle dolu dolu geçireceðimiz o güzelim zamanlara mý “boþ” denilir? Ýþten arta kalan zamana “boþ” dersek, sadece iþi dolu kabul eden, hayatý iþten ibaret sayan bir makineden farkýmýz olur mu? Yoksa, hayata, Allah’a kulluk ve ibadet için geldiðimize göre, ibadetlerimizden arta kalan zamana mý demeli boþ zaman diye? Ýyi de, hayatýmýzýn her ânýný ibadet þeklinde geçireceðimize göre, boþa geçen, boþ zaman kalýr mý dersiniz hayatýmýzda? Yoksa “boþ zaman diye bir þey yoktur, boþa geçirilen zaman vardýr” mý demeliyiz? Ya da dünya ve âhirette karþýlýðýný alacaðýmýz bir hayýr için, yani Allah için, O’nun rýzâsýný kazanma amacýyla yaptýklarýmýzýn dýþýndaki her þey midir boþa geçirilen zaman?

Zamanýmýzý Boþ ve Yararsýz Eylemlerden Uzak Tutmalýyýz

Ýçi boþ þeyleri yüceltmenin, boþ þeyler peþinde koþmanýn tipik bir örneðidir futbol. Ve boþ þeylerle avutulup boþluk içinde býrakýlan boþ vermiþlerin afyonudur müzik, eðlence ve her tür tembellik. Her biri usta birer illüzyonist olan egemen güçler; futbol, müzik, chat ve benzeri eðlencelerle halký hipnoz ediyorlar. Gözleri baðlanmýþ, baþka bir þeyi görüp düþünemeyen gençler sürüleþsin, çoban rolündeki kurtlarý fark edemesin diye. Meþhurdur: Ýspanya’yý 1935-1975 yýllarýnda tam 40 yýl yönetmiþ olan General Franco; “bu kadar uzun yýllar iktidarda nasýl kaldýn?” diyenlere bu iþin sýrrýný þöyle açýklamýþtý: “Üç F sayesinde; halký üç F ile meþgul ettim…” Üç F dediði þeyler: Futbol, Fiesta (eðlence), Femenino (kadýn). Evet, çaðdaþ yönetimler iktidarlarýný halký müzikle, sinema ile, TV., internet, atari, playstation türü eðlencelerle gütmenin dayanýlmaz hafifliðini sergiliyor. Bunlara, at yarýþlarý ve baþýna milli kelimesini bile eklemekten çekinmedikleri piyango diye adlandýrdýklarý her çeþit kumarý da eklemek gerekiyor. Bir namaz vaktinde bir büyük câmide kaç kiþi Allah’a ibâdet için toplanabiliyor, bir de maç zamanýnda stadyum denilen bir tapýnakta kaç kiþi bir araya geliyor? Maça gidemeyen yüz binlerin (hayýr, milyonlarýn) TV.lerin içine girecekmiþ gibi kendini kaptýrarak izlemeleri… “Bu nasýl sevgidir, nasýl huþûdur, nasýl gönül verip baðlýlýk sergilemedir?” gibi sorularý “ibâdet/tapýnma” kelimeleriyle ancak açýklayabilirsiniz. Modern gençlik, hayatý bir futbol topunun ya da bilgisayar monitörünün içine sýðdýrmaya çalýþmakta… Oyun ve eðlenceyi en önemli, en hayatî þeyleri de oyun saymakta. Bu tabloda, haklarýný yemeyelim; düzenin ve medyanýn büyük katkýsý var, övünebilirler istedikleri kadar. Ýnsanlarýn acýlarýný geçici olarak dindirir uyuþturucular; ama kalýcý hasarlarý varmýþ, insanýn geleceðini harap edermiþ kimin umurunda? Câmilerden daha büyük müzikhollerde kalabalýklar þarkýlarla, on binlik beþiklerde kitleler futbol ninnisiyle, milyonlar TV. karþýsýnda dizi dizi dizilerle nasýl uyutulmaktadýr, uyumayan insan bunu rahatlýkla görür. “Bütün zamanýný alýp insanýn enerjisini israf ettiren ve boþ þeyler uðruna bu kadar paralar harcatan ne varsa gençlerimiz baþ tacý edinmiþ” dedirtmemeli þuurlu gençler. Delikanlý, delicesine akan kanýný, enerjisini kendini ve toplumunu hayra doðru deðiþtirmeye vermeli. Kendine sahip ve hâkim olamayan genç neye sahip olabilir ki…

Düþünsenize akþam yorgun-argýn evinize gelmiþsiniz. Evinize, mutluluk yuvanýza… Oðlunuz, her akþam, her gece olduðu gibi yine internetin baþýnda kendisine hiçbir fayda vermeyecek boþ bir iþle uðraþýyor. Kýzýnýz kulaðýna aypotunu almýþ bir köþeye çekilmiþ, arada elini oynatarak belini kývýrtarak müzik dinliyor. Eþiniz gün boyunca televizyonun karþýsýndan kalkmamýþ ve hâlâ izlemeye devam ediyor… Siz de sadece geçimi düþünüyor, baþka þeylere önem ver(e)miyorsunuz. Bütün bunlarý ve buna benzer hususlarý “boþ(a geçirilen) zaman” konusuyla beraber deðerlendirin. Ve ülkenin geleceðinin nasýl olacaðýný tahmin edin…

 

Hayatýn Amacý Kulluk, Kulluðun Aracý Zaman

Zaman nimetini bizlere bahþeden Allah: “Ben insanlarý ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattým” (51/Zâriyât, 56) diyor. Yaratýlýþ amacýna ancak zaman adlý araçla ulaþabileceðimizi unutmayalým. Biraz da zaman adlý büyük nimete dikkat çekmek için olacak; dinimizde hemen tüm ibâdetler zamanla baðlantýlý. Ýslâm’da tüm ibâdetler, gün gibi kýsa ve sene gibi uzun zaman dilimlerine göre ayarlanmýþ. Meselâ; yýlda belirli bir ayda tutulan oruca bir-kaç dakika geç baþlayýp orucu birkaç dakika erken açmanýn bu ibadeti bozacaðý bilinir. Bir vaktin zamaný girmeden o vaktin namazýnýn kýlýnmayacaðýný ve vakti çýkýnca sevabýn da kaçýp gideceðini hepimiz biliriz. Ýbadetlerin zamanla baðlantýsýnýn bir amacý da, insanlarýn vakitlerini düzene koymalarýný saðlamak olmalýdýr. Orucu tam vaktinde açan insan bir dakikanýn önemini çok iyi bilir. O yüzden mü’minler boþa geçirdikleri her vakitten, her dakikadan, yani halkýn boþ vakit dediði þeyden hesaba çekileceklerini bilmek zorundadýr: “Onlar ki, laðvdan (boþ ve yararsýz þeylerden) yüz çevirirler.” (23/Mü’minûn, 3). Kurtuluþa erecek mü’minlerin özelliði olarak böyle buyrulur Kur’an’da. Yine, her dakikamýzdan hesap sorulacaðýný unutmamalýyýz: “Kim zerre miktarý hayýr iþlerse onu (karþýlýðýný) görür, kim zerre kadar þer iþlerse onu(n cezasýný) görür.” (99/Zilzâl, 7-8). Ölmeden, o büyük hesaba muhâtap olmadan önce kendimizi hesaba çekmek, zamanýmýzýn kýymetini bilmek zorundayýz. Zamanýmýzý ibadetlerimize göre ayarlamamýz gerekiyorken, namazlarýmýzý iþten veya eðlenceden boþta kalan kýsa sürelere mi sýkýþtýrýyoruz, yoksa baþta namaz olmak üzere tüm ibadetlerimizi her þeyin önüne alarak iþlerimizi ona göre mi ayarlýyoruz? Ölmeden, o büyük hesaba muhâtap olmadan önce kendimizi hesaba çekmek, zamanýmýzýn kýymetini bilmek zorundayýz. Zamanýmýzý ibadetlerimize göre ayarlamamýz gerekiyorken, namazlarýmýzý iþten veya eðlenceden boþta kalan kýsa sürelere mi sýkýþtýrýyoruz, yoksa baþta namaz olmak üzere tüm ibadetlerimizi her þeyin önüne alarak iþlerimizi ona göre mi ayarlýyoruz?

Unutmayalým; faydasýz þey, aslýnda zararlý olan þeydir, kayýptýr. Hayýr için kullanmadýðýmýz zamanlar hayýrsýzdýr, þerle geçmiþtir. 63 yýllýk ömrüne 63 asýrlýk iþ sýðdýran o yüce insan, tek önderimiz Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: “Kýyâmet gününde bir insan, þu dört þeyden sorulmadýkça hiçbir yere gidemez. 1- Ömrünü nerede tükettiðinden, 2- Gençliðini nasýl harcadýðýndan, 3- Malýný nereden kazanýp nereye sarf ettiðinden, 4- Ýlmiyle nasýl amel ettiðinden.” (Tirmizî, Kýyâmet 1). Zamana uymayýp zamanýný Rabbinin ölçülerine uyduran ve bilgisizlik çaðýný her saniyesinin insana huzur verdiði mutluluk çaðýna çeviren Ulu Önderimiz Peygamberimiz, bir baþka hadislerinde âdetâ gâfil insanýn röntgenini çeker: “Ýnsanlarýn çoðu iki büyük nimetten gâfildir 1- Sýhhat, 2- Boþ vakit.” (Buhâri, Rikak 1; Tirmizî, Zühd 1; Ýbn Mace, Zühd 15).

Zamanýmýzý programlamayý, namazlarýmýza göre ayarlamalýyýz. Namaz, zamaný planlama ve doðru kullanma alýþkanlýðý kazandýrýr. Akþam evimize geldiðimizde yemeðimizi ailemizle birlikte yesek, yemekten sonra oturup faydalý konularda sohbet etmeye baþlasak, güzel bir kitap açýp okuyarak beraberce tahliller yapsak... Aynen Peygamber Efendimiz’in o dar zamanda Dâru’l-Erkam’da, ashâbýný yetiþtirdiði gibi, Suffe’de sahabîlerini eðittiði gibi, biz de ehlimizi ateþten koruyacak þekilde yetiþtirmeye çalýþsak ve kendi canlýlýðýmýzý hayat veren mesajla koruyup sürdürsek... Kendimizle, eþimiz ve çocuklarýmýzla, akrabalarýmýzla, komþularýmýzla ilgilensek, dâvâmýza gereði gibi ve gerektiði kadar sahip çýksak, her nefes aldýðýmýzý bizi ölümden kurtaran büyük bir nimet bilerek o oksijeni veren ve bizi ondan yararlandýran Zât’a þükretsek, O’nu tefekkür etsek, O’nun hükmüyle hayat bulsak… Evet, bunlarla vaktimizi deðerlendirsek “boþ zaman” diye bir boþluk kalýr mý hayatýmýzda?

Günümüz insaný, sanki hiç ölmeyecekmiþ ve hesaba çekilmeyecekmiþ gibi yaþýyor. Dünyaya imtihan için deðil, geçim veya seçim için geldiðini sanýyor. Dünyevîleþmenin daha dünyadayken avans cinsinden cezasýný tadýyor. Zamanýn bereketini yok edecek þekilde onu bozuk para gibi harcýyor. Teknolojik aygýtlar, hayatý kolaylaþtýrýp modern insan için bolca boþ vakit ayýrmayý hedeflediði halde modern insan, boþ vakti olmadýðýndan yakýnýyor. Temposu çok arttýðý ve nice araç-gereç kullandýðý halde, insan kendini düþünecek zaman bulamýyor; çevresine, ailesine, çocuklarýna zaman ayýramýyor. Ýbâdete ve okumaya ise zaten hiç vakit bulamayacak hale geliyor. Ýbâdet/kulluk için yaratýlan insan, önem sýrasýný öylesine altüst etmiþ ki, iþinden, gücünden, eðlencesinden vs. vakit kalýrsa, birkaç dakikasýný kulluða ve ibâdete verebiliyorsa veriyor. Kulluktan çok daha önemli sandýðý þeylere öncelik tanýdýðý için, Allah’a ayýracak vakitlerini, olmasa da olabilecek þekilde en gerilere býrakýyor. En verimsiz zamanlarýný, yorgun-argýn þekilde okumaya, sohbete veya ibâdete ayýrabiliyor en iyi ihtimalle. Ha bire koþturup duruyor, ekmek parasý için. Gerçekten ekmek mi bu kadar pahalý ve cennetten daha kýymetli, yoksa ekmeði bu kadar yücelten insan mý (daha doðrusu onu bu hale mecbur eden düzen mi) esas suçlu, tartýþýlmýyor bile. Zaman: Tersten okursanýz dinin direði “Namaz” oluyor. Öyle ise, zaman namaz zamanýdýr, sadece Allah’a kulluk zamanýdýr.

Mutluluk baþarýya, baþarý ise zamaný deðerlendirmeye baðlýdýr. Bak, minarelerden güzel mi güzel bir ses yükseliyor: Hayye ale’s-salâh, hayye ale’l-felâh; Haydi namaza, haydi kurtuluþa!

Zamaný Deðerlendirme

Türkiye’de yaþayan insanlarýn sadece % 4’ü dergi okurken, herhangi bir kitabý halkýn sadece % 4,5’u okuyabilirken, % 94’ü televizyon seyrediyor. Yaþadýðýmýz bu topraklarda her akþam ortalama dört saat televizyon karþýsýnda vakit geçiriliyor. Ýnternet kullananlarýn büyük çoðunluðunun (% 90 civarýnda) Chat, oyun ve porno programlarýyla meþgul olduðu, ancak % 10 civarýnda kullanýcýnýn ticarî, bilimsel, fikir-yorum ve dinî içerikli programlarla ilgilendikleri ifade ediliyor. Spor, televizyon, müzik, derken internet insanlarý kendine tutsak ediyor, baðýmlý yapýyor ve uyuþturucu görevi üstleniyor, insanýmýzýn zamanýný kemiriyor. Ýnsanlarýmýzýn günde ortalama dört saati televizyon veya bilgisayar karþýsýnda geçiyor. Bir iþ günü sekiz saat olarak kabul edildiðine göre, televizyon karþýsýnda kaybedilen saatlerin toplamý bir kiþi için ayda 15 iþ günü.

Erdal Demirkýran’ýn kitabýnýn ismi: “Sadece Aptallar 8 Saat Uyur”. Evet, günde beþ, haydi bilemediniz altý saat uyku yeterken, hatta nice insan 5 saatten daha az uykuya alýþabiliyor ve zinde bir hayat sürebiliyorken, sekiz, on saatini uykuyla geçiren insanýmýz… Günün belki on saatini sigara dumanlarý içinde maddî ve mânevî hastalýklara dâvetiye çýkaracak þekilde kahvehanelerde pis havalarý soluyan Türk halký, emeklisi, iþsizi, iþ arayaný, arar gibi yapaný… bir-iki basit yiyecek veya giyecek almak için, hatta alýþ-veriþ ihtiyacý olmadýðý halde sýrf zevk için maðaza maðaza dolaþmak, pazaryerlerinde, marketlerde gezinen vatandaþlar… Vakit öldürmenin bin bir çeþidini bulmak ve vakti öldürmeyi marifet kabul etmek isteyen zavallýlar…

Basit bir hesap yapalým: Günde yalnýzca altý saat uyumak bile, altmýþ yýllýk bir ömrün 15 yýlýný bilinçsiz þekilde uykuda geçirmek demektir. Bulûð/delikanlýlýk yaþýna kadar 15 seneyi de çocukluk çaðý olarak hayatýn ne olduðunu anlamadan geçirir insan. Temizlik, giyim, kiþisel bakým, ev iþi, eðlenme, dinlenme gibi þeylere ayýrdýðýmýz zamanlar 60 yýllýk ömründe bir insanýn ortalama beþ yýlýný alýr. Beþ yýl da yeme-içmeye ve yiyip içtiðini boþaltmaya ve hastalýða harcanýr. Bir de büyük þehirde yaþýyorsa insan günde iki saatten altmýþ yýlda beþ sene trafik keþmekeþine ayrýlýr (Haydi biz, ortalama 3 yýl diyelim). Bir o kadar da haberleþme araçlarýnda (telefon, internet, mail vs.) tüketilir. Günde 8 saatten, 60 yýllýk bir hayatta 12 yýlý ancak çalýþarak geçirebilir. Yani, 60 senelik ortalama bir ömrün 15 yýlý çocuklukta, en az 15 yýlý uykuda, 5 yýlý giyim-kuþamda ve bakýmda, 5 yýlý yemekte, en az 3 yýlý trafikte, 5 yýlý haberleþmede, 12 yýlý da geçinmek için yapýlan iþlerde geçiyor… Bunlarýn toplamý tam tamýna 60 yýlý buluyor. Geriye yaþamak için, ibâdet için, âhiret için hiç vakit kalmýyor. Sýradan bir insan olursanýz, yukarýdaki hesaba göre okumaya, düþünmeye, yaþamaya, geliþmeye, araþtýrmaya, fikir yürütmeye, Allah’a kulluk ve dâvâ için fedâkârlýk yapmaya hiç mi hiç vaktiniz kalmamýþ olacak, bir ot gibi (ot, Allah’ý zikreder, tesbih eder, insanlara ve hayvanlara hizmet eder; ottan daha aþaðý) yaþamýþ olacaktýr insan. Öyleyse, ortalama insan sýnýfýndan çýkmak, yukarýdaki hesabý alt-üst etmek gerekiyor yaþamak; Rabbimize, kendimize ve sevdiklerimize vakit ayýrmak için. Modern insan, ortalama vatandaþ yukarýdaki hesaptan da anlaþýldýðý üzere “bir gün bile” dolu dolu yaþamamýþ insandýr. Þu âyet meallerini hatýrlayalým: “(Âhirette Allah onlara:) ‘Yeryüzünde kaç yýl kaldýnýz?’ diye sorar. ‘Bir gün veya günün bir kýsmý kadar kaldýk. Ýþte bilenlere sor’ derler. Buyurur: Sadece az bir süre kaldýnýz; keþke siz (bunu dünyadayken) bilmiþ (ve ona göre davranmýþ) olsaydýnýz! Sizi sadece boþ yere yarattýðýmýzý ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceðinizi mi sandýnýz?” (23/Mü’minûn, 112-115 ve yine bk. 20/Tâhâ, 102-104) “Ey iman edenler! Hayat veren þeylere sizi dâvet ettikleri zaman, Allah ve Rasûlüne (onlarýn çaðrýlarýna) uyun…” (8/Enfâl, 24). Allah’ýn ve Rasûlü’nün dâvetleri insana hayat verir. Allah ve Rasûlünün mesajlarýndan uzak þuursuz yaþayýþ, yaþamamak demektir, hayattan uzaklaþmadýr, insanýn bir gününü bile gerçek anlamda yaþayamamasý demektir.

Adam yorgun argýn eve döndüðünde 5 yaþýndaki oðlunu kapýnýn önünde beklerken bulmuþ.

Çocuk babasýna “Baba 1 saatte ne kadar para kazanýyorsun?” diye sormuþ.

Zaten yorgun gelen adam “bu senin iþin deðil”diye cevaplamýþ.

Bunun üzerine çocuk “Babacýðým lütfen bilmek istiyorum” diye ýsrar etmiþ. Adam “Ýllâki bilmek istiyorsan 20 dolar” diye yanýt vermiþ.

Bunun üzerine çocuk “Peki bana 10 dolar borç verir misin?” diye sormuþ.

Adam iyice sinirlenip “Benim senin saçma oyuncaklarýna ve benzeri þeylerine ayýracak param yok, hadi derhal odana git ve kapýný kapat” demiþ.

Çocuk sessizce odasýna çýkýp kapýsýný kapatmýþ.

Adam sinirli sinirli: “Bu çocuk nasýl böyle þeylere cesaret ediyor?” diye düþünmüþ.

Aradan yarým saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleþmiþ ve çocuða parayý neden istediðini bile sormadýðýný düþünmüþ, belki de çok lâzýmdý.

Yukarýya çocuðun odasýna çýkmýþ ve kapýyý açmýþ. Yataðýnda olan çocuða “Uyuyor musun?” diye sormuþ.

Çocuk “Hayýr” diye cevaplamýþ.

“Al bakalým istediðin 10 dolarý, sana az önce sert davrandýðým için üzgünüm, ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim” demiþ.

Çocuk sevinçle haykýrmýþ: “Teþekkür ederim babacýðým.”

Yastýðýn altýnda diðer buruþuk paralarý çýkarmýþ. Babasýnýn yüzüne bakmýþ ve yavaþça paralarý saymýþ.

Bunu gören adam iyice sinirlenerek “Paran olduðu halde neden benden para istiyorsun? Benim senin saçma çocuk oyunlarýna ayýracak vaktim yok” demiþ.

Çocuk “Ama, yeterince param yoktu” demiþ.

Ve paralarý babasýna uzatarak “Ýþte 20 dolar; 1 saatini alabilir miyim?” demiþ.

Bu hafta sonu zamanýnýzýn bir kýsmýný sizin için önemli birilerine ayýrýn, onlarý henüz kaybetmeden!

1000 yýlýn deðerini anlamak için sene deðerini iki hane olarak programlamýþ olan bir programcýya sor.

100 yýlýn deðerini anlamak için El deðiþtirmeye (Handover) tanýk olmuþ bir Hong Kong vatandaþýna sor.

70 yýlýn deðerini anlamak için ölmekte olan bir insana sor.

40 yýlýn deðerini anlamak için çölde yolunu þaþýrýp avare kasnak gibi dolaþmýþ bir Yahûdi'ye sor.

7 yýlýn deðerini anlamak için 7 yýllýk iznini (sabbatical leave) alamamýþ bir profesöre sor.

5 yýlýn deðerini anlamak için bir daha seçilememiþ bir milletvekiline sor.

Bir senenin deðerini anlamak için, sýnýfta kalmýþ bir öðrenciye sor.

Bir ayýn deðerini anlamak için, 8 aylýk bir bebek doðuran anneye sor.

Bir haftanýn deðerini anlamak için, haftalýk dergi çýkaran bir editöre sor.

Bir saatin deðerini anlamak için kavuþmayý bekleyen sevgililere sor.

Bir dakikanýn deðerini anlamak için trenini kaçýran yolcuya sor.

Bir saniyenin deðerini anlamak için bir kazayý önleyemeyen sürücüye sor.

Bir milisaniyenin deðerini anlamak için þehri karanlýða gömen bir elektrik (power) mühendisine sor.

Bir saniyenin yüzde birinin deðerini anlamak için olimpiyatlarda gümüþ madalya kazanan koþucuya sor.

Bir mikrosaniyenin deðerini anlamak için pentium makine almýþ olan birine sor.

Bir nanosaniyenin deðerini anlamak için yeni terfi etmiþ bir dijital devreler tasarýmcýsýna sor.

Bir pikosaniyenin deðerini anlamak için birçok patentin sahibi olan analog devreler tasarýmcýsýna sor.

Bir femtosaniyenin deðerini anlamak için Nobel Ödülü kazanmýþ fizikçiye sor.

Her ânýný deðerlendir, her dakikaný çok özel biriyle paylaþ, her an gözetlendiðini ve her yaptýðýnýn hesabýnýn sorulacaðýný unutma.

Unutma zaman hiç kimse için durmaz.

Geçmiþ zaman tarih, gelecek zaman gizemli, “þu an” ise sana verilen gerçek bir armaðandýr.

Tarih: Erken uyarma sistemi. Geçmiþten þu an aracýlýðýyla geleceðe doðru bir harekettir.

Zaman, iki hareket arasýndaki süredir.

Ahmaklar zamaný nasýl öldüreceðini, akýllýlar ise nasýl kazanacaðýný düþünür.

Suçu zamana atýp, zaman kötü diyemezsin. Ey insan, zaman sensin, sen iyi olursan zaman da iyidir, eðer sen kötü isen zaman da kötüdür.

Hayatýnýzý seviyorsanýz zamanýnýzý boþa harcamayýnýz, çünkü zaman hayatýn kendisidir. Ýki kere yýkanamazsýn ayný ýrmakta; üzerinde akan sular, þimdi yeni sulardýr.

Ýnsanlar, babalarýndan ziyade zamanlarýna benzerler. (Hadis rivâyeti)

Yaptýðýnýz iþin en iyisini, bir de zamanýnda yapýn, o vakit dað baþýnda bile olsanýz insanlar sizi bulur.

Zaman aklý, olgunluðu ve hizmeti artýrmak için bize verilmiþ en deðerli sermayedir.

Zaman, birçok örtüleri kaldýrabilir.

Zaman, kolay elde edilen ve ucuz olan þeyleri siler.

Zaman, sessiz bir testeredir.

Zamanýn azaltamadýðý, yumuþatamadýðý üzüntü yoktur.

Zamanýn kaybolduðunu bilenler, en çok üzüntü duyanlardýr.

Zaman büyük bir öðretmendir, yalnýz ne yazýk ki daima öðrencilerini öldürür.

Zamanýn kime dost, kime düþman olacaðý bilinmez.

Zamanlarýný en kötü þekilde kullananlar, en çok, zamanýn kýsalýðýndan þikâyet ederler.

Zaman, ondan yararlanýlabilecek kadar uzundur.

Zaman hiç kaybolmaz; Kaybolan biziz.

Zaman gerçekleri bulur.

Bir vakt olur ki derler: O da bir zaman imiþ.

Aylar, mevsimler, yýllar / Zaman sanki bir rüzgâr.

Zaman, o hýrsýzlarýn en belâlýsý, / Çalmýþ güzelin nesi var, nesi yoksa.

Ýnsanýn en büyük sanatý zamandýr.

Zamanlarýný kötü kullananlardan çoðu, kendilerinin aceleci olduðunu bilenlerdir.

Zamaný ancak kullanarak unutabiliriz.

Zamanýn özü an'dýr. An'ý anlayamadýðýmýz için o hep tekrarlanýr.

Zaman her þeyi alýr götürür, geçerken hiçbir þeyi unutmaz.

Bir þeye mukavemet edemezsiniz: Zaman'a!..

Kanatsýz uçan þey nedir?: Zaman! Zaman!

Zaman kötü þeyleri olduðu kadar, iyi þeyleri de alýr götürür.

Zamanýn yaraladýðý insan, yine zamana sýðýnýr.

Zaman her adama göre bir baþka hýzla gider. Zaman kimiyle rahvan, kimiyle týrýs, kimiyle dörtnala gider, kimiyle de olduðu yerde durur.

Zaman bir düþ gibidir, gelir geçer ve cihan bir uyku gibidir, kiþi ölünce duyar.

Ne kadar hakîm olursak olalým, insaný yýpratan kederi zamandan daha çok hafifletemeyiz.

Zaman kendi yasasýný birlikte getirir.

Zaman, yaralarý sarar.

Zaman, yumuþak eliyle yaranýn üzerine merhem sürer.

Zaman, dostluklarý unutturmasaydý, düþmanlýklar azalýrdý.

Sadece zaman, zamanýný kaybetmez.

Zaman, büyük bir hekimdir.

Alelâde bir insan zamanýný nasýl sarfedeceðini düþünür, akýllý bir insan nasýl tasarruf edeceðini.

Zaman, en kötü günü de sona erdirir.

Zaman, hangi derde devâ olmaz ki.

Her vakte bir bahane bulur bî-namaz olan (namaz kýlmayan).

Ýnsan zamanla yarýþ edemez.

Zaman, þifa veren bir ilâçtýr.

Zaman, bütün acýlarý dindirir.

Zaman, her þeyi onarýr.

Hatýrla ki zaman muhteris bir kumarbazdýr. Hilesiz kazanýr, bu bir kanun, her koyuþta.

Zaman birçok þeyleri deðiþtirir, ama eski dostlarý deðiþtirmez.

En güzel zamanýmýz; ya hayâlimizde âtiyi kurduðumuz, ya hâfýzamýzda mâziye konduðumuz zamandýr.

Ah, þu zaman perdesinin arkasýnda nelerin uyukladýðýný kim bilebilir ki?

Zaman, birçok örtüleri kaldýrabilir.

En sinsi bir ezâ gibidir geçmeyen zaman.

En müþkül zamanda çalýþmaktan daha aziz bir dost, en müþkül zamanda mânâsýz mânâsýz düþünmekten daha hâin bir düþman görmedim.

Her þeyi yutan zaman.

Zaman yaralar, zaman iyileþtirir.

Vaktin hiç kurumaz mürekkebi / Hiç durmadan yazar güzel kalemi.

Zamanýn, kime dost, kime düþman olacaðý bilinmez.

Zaman her þeyi alýr götürür, geçerken hiçbir þeyi unutmaz.

Ýnsan zamanla yarýþ edemez.

Gençlikte günler çok hýzlý, yýllar çok yavaþ geçer. Ýhtiyarlýkta günler yavaþ, yýllar çok hýzlý geçer.

Gençlik çok çabuk geçer derler, aslýnda ihtiyarlýk da öyle…

Günün her saatini dün olduðundan daha iyi olabilmek için kullanmalýsýn.

Zaman, bir bakýma geçici hâdiseler ýrmaðýdýr ve akýntýsý da pek zorludur.

Bugün dediðimiz þey, sonsuz geçmiþ ve gelecek okyanusunda küçücük bir zaman damlasýdýr.

Zaman, mülâyim eliyle yaranýn üzerine merhem sürer.

Zamanýn azaltamadýðý, yumuþatamadýðý üzüntü yoktur.

Bir safsata yerleþti mi, onu mantýkla yýkmaya çalýþmayýn, çünkü baþaramazsýnýz. Onu zamana terk edin.

Kim kendi zamanýný tam olarak görmek isterse, ona uzaktan bakmalýdýr.

Her gözlemci, zamanýný kendisiyle birlikte taþýr, yani zaman görelidir.

Nerede bir kalp, sevinç ile çarparsa orada zaman iyidir.

Zamaný öldürmekten söz ederiz, ama bizi öldüren zamandýr.

Zamanýn kaybolduðunu bilenler, en çok üzüntü duyanlardýr.

Geçmiþi severim, ama geleceði kýskanýrým.

Siz zamaný deðil, zaman sizi harcar.

Mantýklý adam zamana uyar, olmayan kimseler zamaný kendine uydurmaya çalýþýrlar. Onun için, uygarlýk ve ilerleme onlarýn eseridir.

Gerçek insana, yanlýþlýk zamana aittir.

Önümüzdeki yýllar bize birçok üstünlükler getirecek, zaman geçtikçe bunlarýn çoðunu beraberinde götürecektir.

Baharda ekilmeyen, yazýn olmaz, güzün biçilmez, kýþýn yenilmez.

Zaman, en çelik diþi bir kemiricidir.

Geçen geçmiþtir, geçen saat hiç geri gelmez.

Zamanýný iyi kullanmasýný bilen, arkadaþlarýný da davranýþlarýný da seçmesini bilecektir.

Hiç bir þey, yýllarýmýz kadar çabuk geçmez.

Zaman, kolay elde edilen ve ucuz olan þeyleri siler.

Zaman, bazý anýlarý silerek bazýlarýný düzelterek bazýlarýný da belirterek bir sanatçý gibi çalýþýr.

Vaktinizi çalan adam borcunu tanýmaz, üstelik de hiçbir zaman bu borcu ödeyemez.

Kaybolmuþ þeylerin hiçbiri bir daha geri gelmeyecek ve yarýn, geçmiþ zamanýn sunduðunu getirmeyecek.

Zaman, ancak biz onu yaþadýktan sonra bizim için kutsallaþýr.

Zaman her þeyi deðiþtirmeye yeteneklidir, ama deðiþikliðe karþý ilgi duyan iç duyumuzu deðiþtiremez.

Zamana baðlý kalmak da insanýn yolu üzerindeki birçok güzellikten yararlanmasýný önler.

Zaman kiminde rahat, kiminde orta, kiminde hýzlý gider, kiminde de olduðu yerde kalýr.

Zamanla, korktuklarýmýzdan nefret ederiz.

Zaman acýlarý unutturur, intikam duygusunu söndürür, öfkeleri yatýþtýrýr, kinleri boðar ve geçmiþ, yaþanmamýþ gibi olur.

Zaman aklý, olgunluðu ve hizmeti artýrmak için bize verilmiþ en deðerli sermayedir.

Mutluluk baþarýya, baþarý ise zamaný deðerlendirmeye baðlýdýr.

Dün öldü. Bu gün can veriyor, yarýn ise henüz doðmadý. Zamanýnýzý bu açýdan görün ve yararlý iþ yapýn.

Hiçbir þey hayat ve onu dolduran dakikalar kadar deðerli deðildir.

Budalalar geçmiþten, akýllýlar bugünden, çýlgýnlar da gelecekten söz eder.

Evvelce yaþadýklarý zamaný kötü kullanmalarý, insanlarý geri kalan zamanlarýný daha iyi kullanmaya sevk etmez.

Yaptýðýnýz iþin en iyisini, bir de zamanýnda yapýn. O zaman dað baþýnda bile olsanýz insanlar sizi bulur.

Þimdiki zaman yoktur; þimdi dediðimiz geçmiþle geleceðin baðlantýsý, birleþimidir.

Zaman bütün yeni kuvvetleri eskittiði halde, kendisi yepyeni durmaktadýr.

Dondurmasýný keyifle yemek isteyen, tabaðýnda erimeye býrakmaz.

Geriye bakmayýn. Gelecek için de hayal kurmayýn. Size ne geçmiþi geri verebilirler, ne de gelecek hayallerinizi tatmin edebilirler. Göreviniz, ödülünüz, kaderiniz, burada ve “þimdi”dir.

Dünyanýn en zor þeyi, sýr tutmak, bir hareketi unutmak ve boþ zamaný iyi deðerlendirmektir.

Telaþ etme, ama hazýr bulun. Bugün için hazýr deðilsen, yarýný karþýlamakta geç kalmýþ olursun.

Zamaný kullanmasýný bil, elinden kaçmaya býrakma.

Fýrsatýn güzelliði, harcanmamasýndandýr.

Solup kuruyuverir derlenmezse ânýnda, fýrsatlarý andýran böyle çiçekler vardýr.

Zaman paraya benzer lüzumsuz yere sarf edilmedikçe daima yeter.

Zaman: Tersten okursanýz dinin direði “Namaz”. Öyle ise, zaman namaz zamanýdýr, ibâdet zamanýdýr. Namaz zamaný planlama ve doðru kullanma alýþkanlýðý kazandýrýr.

Mâzi artýk geçti. O ancak ibret almak için düþünülebilir. Geleceðe bel baðlanmaz. Çünkü bundan sonra yaþayacaðýmýz belli deðildir. O halde, kendisine itibar edilecek olan fýrsat zamaný, içinde bulunulan an'dýr. Biz ona sahibiz. Ne yapabilirsek, þimdi yapabiliriz. O da geçip gitmektedir. Yani, kaybedilecek zaman yoktur.

Geçmiþ zaman, istikbâlin tohumlarýnýn mahzeni ve geleceðin aynasý olduðu gibi, istikbâl de mâzinin tarlasý ve hallerinin aynasýdýr.

Zaman doðru bir çizgi üzerinde hareket etmez ki, baþlangýcý ve sonu birbirinden uzaklaþsýn. Dünyanýn hareketi gibi o da bir daire çizerek dönmektedir. (Ýnsan hayatýnda) Zaman bazen yükselme içinde yaz ve bahar mevsimini gösterir, bazen de alçalarak kýþ ve fýrtýna mevsimini.

Bu Makale 4864 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

01/09/2014 - 16:26 KAPÝTALÝZME VE ÖDENMEME RÝSKÝNE RAÐMEN GÜNÜMÜZDE ÝNADINA ALLAH ÝÇÝN BORÇ VERMEK

©

09/06/2014 - 10:58 MÜCAHÝD EYYUB’UN SEYFÝ, YE CAHÝD FAZIL’IN KEYFÝ

©

04/12/2013 - 14:18 Ana Babaya Ýhsan ve Hz. Ýbrâhim’in (a.s.) Örnekliði

©

22/11/2012 - 15:40 Bir Mücâhid, Bir Komutan Olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)

©

25/09/2012 - 15:15 Kur´an Adýna "Sünnet"i Ýnkâr Edenlere Kur´an Karþý Çýkýyor

©

23/07/2012 - 12:04 Boþ Vakit mi Dediniz? O da Ne ki!?

©

04/06/2012 - 12:01 Þehidlik, Ölüm Biçimi Olmaktan Önce, Bir Hayat Tarzýdýr:

©

02/01/2012 - 12:48 Hafýza Duasý

©

06/12/2011 - 11:57 Müslüman Hanýmlarýn Tesettürü

©

03/10/2011 - 12:25 Kadýn-Erkek Eþitliði mi; Yoksa Adâlet, Uyum ve Birbirini Tamamlama mý?

©

05/09/2011 - 14:53 Erkeðin Yöneticiliði ve Dövme Yetkisi

©

03/08/2011 - 11:34 Evlenme Sürecinde ve Aile Hayatýnda Çokça Karþýlaþýlan Yanlýþlar

©

04/07/2011 - 12:12 Kadýn-Erkek Ýliþkileri ve Âilede Geçim

©

03/06/2011 - 14:24 Ana-Babanýn En Büyük, En Kutsal Görevi: Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!

©

09/05/2011 - 12:14 Ana Babanýn Görevleri (Çocuðun Ana Baba Üzerinde Haklarý)

©

07/03/2011 - 14:09 Eþler Arasý Ýliþki

©

14/02/2011 - 13:05 Âilede Saðlýklý Ýletiþim

©

06/01/2011 - 15:30 Çocuk Eðitiminde Dikkat Edilecek Özellikler

©

02/12/2010 - 11:34 Evlenme Sürecinde ve Aile Hayatýnda Çokça Karþýlaþýlan Yanlýþlar

©

15/10/2010 - 19:02 Evlât Ýçin Farz Bir Görev: Ana-Babasýna Ýhsân

©

26/07/2010 - 14:12 Allah’a Ýsyan mý Daha Zordur, Yoksa Yaz Sýcaðýnda Oruç Tutmak mý?

©

22/06/2010 - 12:12 Evlilik ve Aile Hayatý Bir Ýbâdettir

©

18/05/2010 - 11:56 Evliliðin Ýmanla Kopmaz Baðý

©

16/04/2010 - 11:29 Aile ve Geçimle Ýlgili Kulaklara Küpeler

©

22/03/2010 - 16:40 Cennete de Cehenneme de Götüren Füze: ZAMAN

©

21/01/2010 - 11:05 Yalan; Ýman ve Güven Kaybýnýn En Önemli Göstergesi

©

23/10/2009 - 10:08 Ýlim mi, Bilim mi? Vahiy mi, Cahiliyye Kültürü mü?

©

22/08/2009 - 09:55 Karþýlýklý Hak ve Sorumluluklar

©

28/07/2009 - 12:43 Evliliðin Ýmanla Kopmaz Baðý

©

25/06/2009 - 10:37 Evdeki Hayatý, Müslümanýn Ne Kadar Müslüman Olduðunun Göstergesidir

©

01/06/2009 - 15:44 Kimlik ve Vahyin Ýnþa Ettiði Müslüman Kimliði

©

28/04/2009 - 16:45 Mutluluða ve Ahirete Yatýrýmýn Diðer Adý: Ýnfak

©

07/04/2009 - 14:38 Alâk Sûresi Iþýðýnda Hayatýn Allah Ýçin Olmasý

©

09/03/2009 - 16:52 Zulüm; Allah''ýn Hududunu Çiðnemek Demektir

©

03/09/2008 - 21:56 Kur’an’ýn Ýnsaný Güzelleþtirmesi -I-
 
 

Site Ýçi Arama

14 Sevvâl 1445 |  23.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Þüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; biz gerçekten en güzel davranýþta bulunanýn ecrini kayba uðratmayýz.

( Kehf Suresi - 30)

Bir Hadis

Câbir Ýbni Abdullah radýyallahu anhümâ þöyle dedi:
Vefâtýndan üç gün önce Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i þöyle buyururken dinledim:

“Her biriniz (baþka þekilde deðil) ancak Allah’a hüsnü zan ederek ölsün.”


Müslim, Cennet 81,82

Bir Dua

“Allah’ým! Bildiðin günahlarýmý baðýþlamaný istiyorum. Bildiðin her türlü hayýrdan istiyorum. Bildiðin bütün þeylerden sana sýðýnýyorum. Süphesiz sen gaybý/gizli olan þeyleri en iyi bilensin.”


(Hakim, Deavât, No: 1872)

Hikmetli Söz

Allahým, Senin inayetinle sabahladýk, Senin inayetinle ak­þamladýk, Senin inayetinle yaþar Senin izninle ölürüz ve dö­nüþ Sanadýr.

---



Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com