Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3273
Toplam 15252505
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
CEMAAT VE AYRILIK
19/02/2013 - 11:36
 
Abdullah Dai

Ýnkar eden (kâfir)ler birbirlerinin velîleridir. Eðer siz bunu yapmazsanýz (birbirinize yardým etmez, velî-dost olmazsanýz), yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesâd) olur.”1

 
Önce, bu ayet-i kerime hakkýnda müfessir âlimlerimizin neler söylediðine bakalým!..
 
“Safvetü’t-Tefâsîrde”de Muhammed Ali es- Sâbûnî þunlarý kaydeder:
 
“Kâfir olanlar, birbirlerinin dostlarýdýr. Yani onlar, küfür ve sapýklýk konusunda tek bir millettirler. Birbirlerinden baþkasý onlara dost olmaz.
 
Eðer size verilen, mü’minlere dost edinme ve kâfirlerle alâkayý kesme emrini yerine getirmezseniz, yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk meydana gelir. Çünkü bu durumda kâfirler kuvvetli, mü’minler zayýf olur.”2
 
“Zadü’l-Mesir” adlý tefsirinde Ýbnü’lCevzî (rh.a.) þöyle der:
 
“Eðer siz bunu yapmazsanýz” yardýmlaþmazsanýz demektir ki, Ýbn Cüreye’in deðimiyle, eðer dinde yardýmlaþmaz ve birbirinize destek vermezseniz anlamýndadýr.
 
Açýklamasýda þöyledir:
 
Eðer mü’min, mü’mine gerçek þekilde dost olmaz ve kâfirden elini tamamen çekmezse bu, dinde sapýklýða ve fesâda götürür. Eðer müslüman, kâfir akrabalarýný terk eder ve müslümanlara yardým ederse bu, kâfir akrabalarýný Ýslâm’a sevk eder ve þirki terk etmeye daha çabuk götürür.”3
 
“Tefsîr-Kebîr”de Fahruddin er-Râzî (rh.a.), “velâyet” kavramý için þunlarý söyler:
 
“Bu lafýz, bu kitabýn birkaç yerinde de belirttiðimiz gibi, yakýnlýðý ihlâs ettirmektedir. Nitekim ‘Sultan, velîsi olmayan kimsenin velîsidir’ denilmektedir. Amma bu ifadede geçen ‘velâyet’ lafzý, vâriz olmayý ifâde etmez.
 
Allah Teâlâ da:
 
“Haberiniz olsun ki, Allah’ýn velîleri için hiçbir korku yoktur. Onlar, mahzunda olacak deðillerdir.”4 buyurmuþtur ki, buda mirasçý olmayý ifade etmez. Aksine velâyet, yakýnlýðý ifade eder. Binaenaleyh, bu ayetteki velâyet de, vâris olma mânâsýnýn dýþýndaki bir mânâya hamletmek mümkündür ki, bu mânâ da, onlarýn birbirine saygý duymalarý, birbirinin iþleriyle ilgilenmeleri ve birbirlerine muâvenette bulunarak yardýmlaþmalarýdýr ki,  bununda gayesi, onlarýn düþmana karþý tek yumruk gibi olmalarý ve onlardan herbirinin, diðerine karþý duyduðu sevginin, kendisine karþý duyduðu sevginin yerine olmasý yani, onuda kendisi kadar sevmesidir.”5
 
Ýmama Hafýz Ýbn Kesîr (rh.a.) “Tefsiru’l- Kur’âni’l-Azim” eserinde þunu beyan eder:
 
“Allah’ýn: ‘Eðer siz bunu yapmazsanýz, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesâd olur.’ Buyruðunun mânâsý þudur:
 
Müþriklerden uzaklaþmaz ve mü’minlerle dost olmazsanýz, insanlar arasýnda fitne meydana gelir. Fitne ise, gerçeklerin karýþmasý, mü’minle kâfirin içiçe olmasýdýr. Böylece insanlar arasýnda büyük, yaygýn ve geniþ bir fesâd meydana gelir.”6 
 
Ýmam Nesefî (rh.a.), “Medâriku’t- Tenzil” adlý tefsirinde, konuyla ilgili þunlarý dile getirir:
 
“Eðer siz bunu yapmazsanýz” yani size, müslümanlarýn beraber ve birlik içinde hareket etmeleri için (Allah’ýn) verdiði emri yerine getirmez, birbirinizi velî edinmezseniz, hattâ bu iliþkilerinizi mirasta bile öne almazsanýz-ki burada Allah, Ýslâm’a olan mahiyeti, akrabalýk mensubiyetinden üstün kýlmaktadýr. Hiçbir zaman kâfirlerle olan akrabalýðý bir akrabalýk olarak kabul etmemektedir.- Ýþte bu ölçülere uymazsanýz, bu sebeble:
 
“Yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur.”
 
Yeryüzünde bir fitne doðar ve büyük bir kargaþa meydana gelir. Çünkü müslümanlar, þirk ve küfre karþý eðer kendi aralarýnda tek bir el hâline gelmezlerse, bu durumda þirk ve küfür açýkça varlýðýný sergiler, kargaþa ve terör alabildiðince artar.”7
 
Ýslâm Milleti’nin içinde muteber kabul edilen tefsirlerden nakillerden apaçýk anlaþýlan odur ki,  muvahhid mü’min müslümanlar birbirlerinin velîleri olduklarýný asla unutmayacak ve herbir mü’min müslüman þahsiyet üzerine düþen velâyet vazifesini hakkýyla yerine getirmeye gayret edecektir!.. Çünkü Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celler, kendisine katýksýz iman eden ve tam teslimiyetle itaatte bulunana muvahhid kullarýný, birbirlerinin kardeþleri ve velîleri kýlmýþ, böyle olmalarýný emretmiþtir…
 
Ýþte Rabbimiz Allah’ýn emirleri:
 
“Mü’min erkekler ve mü’min kadýnlar, birbirlerinin velîleridirler. Ýyiliði emreder, kötülükten sakýndýrýrlar, namazý dosdoðru kýlar, zekatý verirler ve Allah’a ve Rasulüne itaat ederler.”8
 
“Sizin velîniz, ancak Allah, O’nun Rasulü, rüku’ediciler olarak namaz kýlan ve zekatý veren mü’minlerdir.”9
 
“Mü’minler, ancak kardeþtirler. Öyleyse kardeþlerinizin arasýný bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakýnýn, umulur ki esirgenirsiniz.”10
 
Yegâne Rabbimiz ve Ýlâhýmýz, Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ birbirlerinin kardeþleri ve velîleri olan muvahhid mü’min kullarýnýn her zamanda ve her mekânda birlik ve beraberlik içinde bulunmalarý, cemaat olmalarýný, hep beraber hareket etmelerini, akîde, usûl ve hedef birliðiyle birbirlerine sýmsýký baðlarla baðlanmalarýný emretmektedir:
 
“Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn. Ve Allah’ýn sizin üzerinizdeki nimetini hatýrlayýn. Hani siz, düþmanlar idiniz. O, Kalblerinizin arasýný uzlaþtýrýp ýsýndýrdý ve siz, O’nun nimetiyle kardeþler olarak sabahladýnýz.” 11
 
Emiru’l- mü’minin Ýmam Ömer Ýbnul’l-Hattab (r.a.) þu asla deðiþmez ilkeyi beyan eder:
 
“Ýslâm, Ýslâm olmaz, cemaat olmayýnca.”12
 
Mü’min müslümanlarýn, Ýslâm’ý yaþaya bilmeleri için cemaat olmalarý gerekir… Cemaat, Kur’ân ve Sünnet üzere teþekkül etmeli, mü’minler arasýnda Kur’ân ve Sünnet hakem olmalýdýr… Hayat, her yönüyle Kur’ân ve Sünnet üzere tanzim edilmelidir… Dil, renk, ýrk, soy ve bölge gözetmeksizin dünyanýn neresinde olursa olsunlar, her muvahhid mü’min bir diðer muvahhid mü’min ile kaynaþmalý, uzlaþmalý ve uyum saðlamalýdýr… Çünkü onlar, bir vucûdun organlarý ve bir elin sýkýlýp bir yumruk hâline geldiði gibidirler… Birbirlerinin velîsi yani dostu, yardýmcýsý, destekleyicisi ve kardeþleridir… Bu velâyet ve bu kardeþlik inancýyla bir araya gelmeli, yýkýlmayan kale duvarlarý gibi kenetlenmeli, dolayýsýyla akîdesi bir, hedefi bir, usûlü bir cemaat olmalýdýr… Bu rahmete ve bu bereket kavuþmalarý onlar için ânýn vâcibidir…
 
N’umân b. Beþîr (r.a.)’dan.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
“Cemaatte bereket, ayrýlýkta ise azab vardýr.”13
 
N’umân b. Beþîr (r.a.)’dan rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
“Kim aza þükretmezse, çoða þükretmez. Ýnsanlara þükretmeyen, Allah’a þükretmez. Allah’ýn nimetlerini konuþmak þükür, terki küfürdür.
 
Cemaat rahmettir, ayrýlýk azabdýr.”14
 
Cabir b. Abdullah (r.anhuma)’dan.
 
-Kim aza þükretmezse, çoða þükredemez. Ýnsanlara þükretmeyen, Allah Azze ve Celle’ye þüktermiþ olmaz.
 
Cemaat içinde hoþlanmadýðýnýz þeyler, ayrýlýk içinde hoþlandýðýnýz þeylerden hayýrlýdýr.
 
Cemaatte rahmet ayrýlýkta azab vardýr.15
 
Yegâne hayat nizamý Ýslâm üzere, katýksýz iman ederek, imanlarý sebebiyle bir araya gelen ve bir olan muvahhid mü’minlerin cemaatý!
 
Âlemlerin Rabbi Allah’ýn indirdiði hükümlerle hükmedilen “Daru’l-Ýslâm”da mü’min müslümanlar, Milletiyle, devletiyle, ülkesiyle bir bütündürler… Ýslâm’ýn hakim, her türlü küfür ve þik ideolojileri mahkum, müslümanlarýn hakim, kâfir ve müþrikler olan ðayr-ý müslimlerin mahkum olduðu “Daru’l-Ýslâm”da cemaatlaþmak söz konusu olamaz çünkü Ýslâm devlet olmuþ ve hakim durumdadýr… Çünkü bütün müslümanlar, bey’at ile imama baðlanmýþ, birlik ve beraberlik içinde bir vücûd olmuþlardýr…
 
Ýþgal edilmiþ Ýslâm topraklarýnda, kitablý veya kitabsýz gayr-i müslümler hâkim müslümanlar mahkum, þirk yasalarý egemen Ýslâm’ýn hükümleri geçersiz kýlýndýðý için, mü’min müslümanlarýn cemaatlaþmalarý ânýn vâcibidir…
 
Fatih Sultan Mehmet Han devrinin büyük âlimlerinden Kemâleddin Ýbn Humam (rh.a.) “Hidâye Þerhi” olan meþhur eseri “Fethu’l-Kadir”de þöyle bir soru soruyor:
 
“O bölgelere gayr-i müslimler hakim olmuþlar, müslümanlar bir bakýma azýnlýkta kalmýþlar veya müslümanlar mahkum durumda, gayr-i müslimler hakim durumdadýrlar. Bu durumda ne yapýlmalýdýr?”
 
O devirde gündeme gelen bu soru, yaþadýðýmýz çaðdaþ, içine düþülen felâket ve zilletten dolayý güncelleþmiþ, iþgal edilen Ýslâm topraklarýndaki esaretten dolayý bu gün sorulmuþ gibidir…
 
Allâme Kemâleddin Ýbn Humam (rh.a.) Haçlýlar tarafýndan iþgal edilen “Endülüs”ü ve merkezi olan “Kurtuba” þehrini örnek veriyor…
 
Endülüs iþgal edilmiþ, Kurtuba yýkýlmýþ, yaðmalanmýþ, binlerce müslümanýn kaný akýtýlarak þehadetin öldürülmüþ katliâm yapýlmýþ þehid olanlar olmuþ, geriye binlerce yaralýlarýyla beraber müslümanlar esaret altýna düþmüþlerdir…
 
Müslümanlar, sayýsal olarak çoðunlukta olsalar bile güç-kuvvet ve imkânlarýnýn olmayýþýndan dolayý azýnlýkta kalmýþlardýr… Müslümanlar mahkum, gayr-i müslimler hakim durumda… Müslümanlarýn devleti yýkýlmýþ, iktidar güçlerini yitirmiþ, ülkeleri iþgal edilmiþ, imamesi kopmuþ tesbih taneleri gibi daðýnýk bir hâlde… Birlikleri daðýlmýþ, ne imamlarý var, nede emirleri!..
 
Bu durumda ne yapýlmalýdýr?” Sorusunu þu þekilde cevaplandýrýyor Kemâleddin Ýbn Humam (rh.a.):
 
“Gerekli olan, müslümanlarýn kendi aralarýnda birine bu görevi vermelidirler. Orada iddifak etmeleri vâcibidir. Onu, kendilerine idareci olarak seçerler.”
 
Ülkeleri iþgal edilmiþ, zalim taðutlar, þirk iktidarlarý ve yasalarýyla hâkim, müslümanlar mahkumlaþmýþ, esâret altýna girmiþ bir hâlde olan müslümanlara vâcibdir ki, þirkten arýndýrýlmýþ Tevhid akîdesi ile hedef ve usûl birliðini saðlayarak cemaat olup, daðýlmýþ tesbih tanelerini bir araya getirerek imameye baðlamalýdýrlar… Ýman ve Ýslâm üzere olan bu birlik saðlanýnca, O ân ihtiyaç olân diðer meþru müesseselerin oluþmasý gerekir… Tek bilek, tek yürek, baþlar baþa baðlý, baþ da Allah’ýn hükümlerine baðlanýnca kendi içlerinde ve dýþlarýna karþý Allah’ýn hükümlerine göre hareket edince Rahmete ve berekete kavuþmuþ olurlar…
 
En-Nesefî (rh.a.)’in “Kenzu’d- Dekâik” adlý eserini, “En-Nehru’l-Faik” isimli eseriyle þerh eden Ömer b. Ýbrahim b. Nuceym el-Mýsrî el-Hanefî (rh.a.) bu eserinde, Allâme Kemâleddin ibn Humam (rh.a.)’ýn bu görüþünün en doðru görüþ olduðunu beyanla þunlarý beyan eder:
 
“Ýnsanýn mutmain olduðu, kabul edebileceði görüþte bu olsa gerektir. Bu görüþ istikametinde amel edilmelidir.”
 
“Peygamberlerin vârisleri” olan Ýslâm âlimleri böyle diyorlar ve doðru olaný da budur… Bu görüþleri Ýbn Âbidîn, “Reddü’l-Muhtar” Ale’d-Dürri’l-Muhtar” adlý meþhur eserinde nakletmektedir… 16   
 
Ýman edenlerin velîsi Allah Teâlâ muvahhid mü’min müslüman kullarýný zulümâttan nûra çýkarmasý, kendilerine ayrýlýk azabýndan cemaat rahmetine ve bereketine kavuþturmasý, onlar için büyük bir nimet olmuþtur… Bu nimetin kadri çok iyi bilinmeli ve yerinde deðerlendirmelidir… Asla azýmsanmamalý, devamlý þükredilmelidir… Nimet, þükür ve hamd ile anýlmalý gereði gibi kulluk yapýlarak rahmete ve berekete daimî lâik olmayý saðlamak gerek… Rahmet ve bereket olan cemaatin kýymeti takdir edilecek olunursa Rabbimiz Allah, rahmetini ve bereketini ziyadeleþtirir ve devamlý kýlar…
 
Rabbimiz Allah, iman eden kullarýna sadýk ve salih kullarýyla beraber olmalarýný, hep beraber Allah’ýn ipine sýmsýký sarýlmalarýný emreder:
 
“ Ey iman edenler, Allah’dan sakýnýn ve sadýklarla birlikte olun.”17
 
Sadýklar!.. Allah’a ve Rasulü (s.a.s.)’e katýksýz iman edip itaat eden sadýklar… Mallarýyla ve canlarýyla Allah yolunda cihad eden saðdýklar…18 Egemen zalim taðutlara asla boyun eðmeyen, taðutî düzenleri bütün kurum ve kuruluþlarýyla reddeden, küfür ve þirk olan hiçbir þeyi kabul etmeyen, Tevhîdî dik duruþunun tüm zamanlarda ve mekanlarda gerçekleþtiren sadýklar!.. Ýki güzel þey olan ya þehadet ya zaferden birisine talip olan sadýklar!..
 
Sadýklarla beraber olup sadýklaþan mü’min müslümanlarýn cemaati… “Rabbimiz Allah, dinimiz, yani hayat nizamýmýz Ýslâm ve önderimiz Rasulullah Muhammed (s.a.s.)” inancýyla oluþan Ýslâm Cemaati!..
 
Allah’ýn rahmeti ve bereketi olan Tevhid Cemaatý!.. Muvahhidlerin Cemaatý!..
 
Bu cemaatýn mensubu olan her muvahhid mü’min þahsiyet, iyi bilmelidir ki, böyle bir cemaatýn, gerek insanlardan, gerekse cinlerden düþmanlarý çok olur… Þeytan taraftarý olup þeytanlaþmýþ insanlar ve cinler iman ve Ýslâm üzere dikkatli bir þekilde dosdoðru yolda ilerlemeye devam eden muvahhidleri Tevhid cemaatýna karþý çok kýskanç, çok kindar ve çok düþman olurlar… Birbiriyle kardeþ olmuþ, kalpleri uzlaþmýþ, fikirleri kaynaþmýþ olan mü’min müslümanlarýn bu rahmet olan birlik ve beraberliklerini bozmak, onlarý birbirinden ayýrmak, birbirine düþman etmek, böylece rahmetten uzaklaþtýrýp azaba sokmak isterler…
 
Bu konuda çok uyanýk ve çok dikkatli olmak gerekir… “Cemaat içinde hoþlanmadýðýnýz þeyler ayrýlýk içinde hoþlandýðýnýz þeylerden hayýrlýdýr!” Ýkazýna dikkat!..
 
Ýnsanýn bulunduðu yerde hayýrlý, faydalý ve güzel þeyler olduðu gibi, kiþinin hoþuna gitmeyen, onun þahsî karakterlerine uymayan þeyler de olur… Bunlar görülünce sabretmek ve hatâlarý düzeltmek gerekir… Eðer ortaya çýkan þey, Allah’ýn hükümlerine ve Rasulullah (s.a.s.)’in Sünnetine aykýrý deðilse, uygulamadaki rahatsýz edici þeylerin nasihat ve yumuþak tavýrlarla giderilmesi, birbirine kaþý hayýr iþleyicilerin tavrý olmalýdýr… Hele hele esaret altýnda mahkum olmuþ müslümanlar, daha çok dikkat etmelidirler!.. Ýþgalci taðutî güçlerle mücadele ederken bir karýncaya bile ihtiyaçlarý var iken, nasýl olur ona göre kusurlu kardeþini birden bire terk edip, Ýslâm cemaatinde ayrýlýr, rahmeti býrakýr azabý tercih eder?..
 
Hayýr, hayýr! Hiçbir muvahhid mü’min bu þekilde davranmamalýdýr!.. Mü’min kardeþini býrakmamalý ve Ýslâm üzere devam eden cemaatini terk etmemelidir… Çok sabýrlý ve direnþli olmalýdýr muvahhid mü’min… Kardeþlerinden fenâ bir hareket gördüðünde onlara merhamet ederek nasihat etmeli yanlýþý düzetmeye gayret etmeli, bu konuda bütün imkânlarý kullanmalýdýr…
 
Abdullah ibn Abbas (r.anhuma)’nýn rivayetiyle þöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
 
“Her kim emirinden meydana gelen fenâ bir hareketi görürse, sabretsin! Çünkü her kim sultandan (ona itaattan) bir karýþ dýþarý çýkarsa, cahiliyyet ölümüyle ölür.” 19
 
Emiru’l mü’minin Ýmam Ömer Emiru’l-Hattab (r.a.)’dan.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
“(Ýslâm) cemaat(in)den ayrýlmayýn! Tefrikaya düþmekten sakýnýn! Çünkü þeytan, yalnýz kalanla beraberdir ve (birlik olan) iki kiþiden daha uzaktýr.
 
Her kim cennetin en güzel yerini istiyorsa, cemaatten ayrýlmasýn!”20
 
Aziz Ýslâm Milleti’nin mutlak müþtehidlerinden Ýmam Þâfî (rh.a.), bu hadisle ilgili þunlarý söyler:
 
“ Müslümanlarýn cemaatýnýn benimsediði görüþe katýlan kimse, onlarýn cemaatlarýndan ayrýlmamýþ olurlar.
 
Müslümanlarýn cemaatýnýn benimsediði görüþe karþý çýkan kimse ise, ayrýlmamakla emrolunduðu müslümanlarýn cemaatlarýna muhalefet etmiþ olur. Gaflet de ayrýlýktan kaynaklanýr. Cemaatýn ise, toptan, Kitap, Sünnet ve kýyasýn mânâsýnda gaflete düþmesi mümkün deðildir.”21
 
Usâme b. Þerik (r.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
“Allah’ýn eli, cemaatýn üzerindedir. Cemaatten biri ayrýldýðý zaman, sürüden ayrýlan koyunu kurt kaptýðý gibi, þeytan hemen onu kapar.”22
 
Þeytan ve þeytaniler, Ýslâm cemaatýnda yer alan mü’min müslümanlarýn, azab olan ayrýlýk hatâsýný yapmalarýný gözleyip durmaktadýrlar… Bir mü’min hatâ etmeye görsün, o mü’minin ayrýlýðýný onun gözünde öyle büyütür, vesveselerle, yaldýzlý “haklýsýn” sözleriyle öyle süsler ki, mü’min müslümaný, cemaatýndan, kardeþlerinden ve dostlarýndan alabildiðince uzaklaþtýrýr, bir daha bir araya gelmemeleri için ne tuzaklar kurar, ne hileler gündeme getirirler!.. Kadýn olsun, erkek olsun, birbirlerinin velîleri ve kardeþleri olan muvahhid mü’minler, kitap ve Sünnet üzere oluþmuþ, cemaatlarýndan ayrýlmamalý, ayrýlýðý gündeme getirmemeli ve kardeþleriyle birlikte kurtuluþ için sabretmeler…
 
Yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)’in beyan buyurduðu hayýrlý ve sevablý yolu tercih etmelidirler…
 
Ýbn Ömer (r.anhuma)’dan.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
“Halk arasýna giripte eziyetlerine sabreden mü’minin sevabý, halk arasýna girmeyen ve onlarýn eziyetlerine sabretmeyen mü’minin sevabýndan daha fazladýr.” 23
 
“Ýþittik ve itaat ettik.”24  
 
 
Dipnot
 
1- Enfâl, 8/73.
2- Muhammed Ali es-Sâbûnî, Safevetu’t-Tefâsîr, çev. Prof. Dr. Sadreddin Gümüþ - Dr. Nedim Yýlmaz, Ýst. 2010, C. 2, Sh. 424. 3. Baský.
3- Ýbnu’l-Cevzî, Zadü’l-Mesir Fi Ýlimi’t-Tefsir, çev. Doç. Dr. Abdulvehhab Öztürk, Ýst. 2009, C. 2, Sh. 499.
4- Yunus, 10/62.
5- Fahruddin er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr, Mefâtih’ul-Gayb, çev. Prof. Dr. Suat Yýldýrým, Vdð. Ank. 1991, C. 11, Sh. 386.
6- Ýmam Hafýz Ýbn Kesîr, Ýbn Kesîr Tefsiri, çev. Dr. Savaþ Kocabaþ, Ýst. 2011, C. 5, Sh. 102.
7- Ýmam Nesefî, Nesefî Tefsiri, çev. Harun Ünal, Ýst. 2007, C. 4, Sh. 484.
8- Tevbe, 9/71.
9- Mâide, 5/55.
10- Hucurat, 49/10.
11- Âl-i Ýmrân, 3/103.
12- Sünen-i Dârimî, Mukaddime, B. 26, Hbr. 257.
13- Ýbn Ebi’d-Dünya, Hadislerde Allah’a Þükür, -eþ-Þükrulillah, çev. Receb Doðru, Ýst. 2007, Sh. 46-47, Hds. 64.
Ýmam Suyûtî, Câmiu’s-Saðýr Tercüme ve Þerhi, çev. Ýsmail Mutlu, Vdð. Ýst. 1996, C. 2, Sh. 241, Hds.1825 (3398). Beyhâkî, Þuabu’l-Ýman, (C. 6, Sh. 242-243, Hds. 4105)’den.
14- Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 4, Sh. 278, 375. Müsned’din Þuayb el-Arnavutî tahkiki, C. 30, Sh. 390, Hds. 18449, C. 32, Sh. 95-96, Hds.19350.
Nûreddin el- Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, çev. Fikret Güneþ, Ýst. 2010, C. 9, Sh. 135, Hds. 9097. Hadisi, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, (Müsned, C. 4, Sh. 277), Bezzâri (Müsned, C. 8, Sh. 226, Hds. 3282) ve Taberânî rivayet etmiþ olup, ravileri güvenilir kimselerdir.
Kuzâî, Þihâbu’l-Ahbâr Tercümesi, çev. Prof. Dr. Ali Yardým, Ýst. 1999, Sh. 35, Hds. 8.
Ýmam Suyûtî, A.g.e. C. 2, Sh. 292, Hds. 1929 (3624).
15- Deylemî, Firdevs, C. 3, Sh. 628, Hds. 5962, Beyrut/Lübnan, 1986/1406. Daru’l-Kutubu’l-Ýlmiye.
Ali el-Muttakî el-Hindî, Kenzu’l-Umman, C. 3, Sh. 109, Hds. 6477. Beyrut/Lübnan, 2004/1424. Daru’l-Kutubu’l-Ýlmiye, 2. Baský.
Aclunî, Keþfu’l-Hafa, C. 1, Sh. 380, Hds. 1074. Deylemî zayýf bir senedle Cabir (r.a.)’dan rivayet eder. Baþka þahidleride vardýr.
Ýmam Sahâvî, el-Makasýdu’l-Hasene, Sh. 204, Hds. 368, Beyrut/Lübnan, 2006/1428. Daru’l-Kutubu’l-Ýlmiye, 2. Baský.
Not: Ýmam Þahâvî (rh.a), Deylemî (rh.a)’in rivayet ettiði hadisi senediyle zikretmiþ ve “an Cabir refeatun” ibaresiyle ref ederek hadisin, Rasulullah (s.a.s.)’den olduðuna iþaret etmiþtir. Nu’mân b. Beþîr (r.a.)’ýn hadiside, bunun þahididir.
16- Ýbn Âbidîn, Reddu’l-Muhtar Ale’d-Dürri’l-Muhtar, çev. Mehmet Savaþ, Ýst. 1985, C. 12, Sh. 145.
17- Tevbe 9/119.
18- Bkz. Hucurat, 49/15.
19- Sahih-i-Buhârî, Kitabu’l-Fiten, B. 2, Hds. 5.
Sahih-i Müslim, Kitabu’l-Ýmâre, B. 13, Hds. 55-56.
20- Sünen-i Tirmizî, Kitabu’l-Fiten, B. 7, Hds. 2254.
Taberânî, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, çev. Ýsmail Mutlu, Ýst. 1996, C. 2, Sh. 256. Hds. 168.
Muhammed b. Ýdris eþ-Þâfiî, er-Risâle, çev. Prof. Dr. Abdulkadir Þener-Prof. Dr. Ýbrahim Çalýþkan, Ank. 1996, Sh. 256, Md. 1315.
Ayrýca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 1, Sh. 18. C. 3, Sh. 446.
21- Muhammed b. Ýdris eþ-Þâfiî, A.g.e. Sh. 256, Md. 1320.
22- Nûreddin el-Heysemî, A.g.e. C. 9. Sh. 136. Hds. 9101. Sh. 139, Hds. 9108. Ýmam Ahmed b. Hanbel’den.
Ýmam er-Rudânî, Büyük Hadis Külliyatý-Cemu’l-Fevâid, çev. Naim Erdoðan, Ýst. 2003, C. 1, Sh. 192, Hds. 1256.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 5, Sh. 233, 243’den.
Ýmam Hafýz el-Munzirî, Hadislerle Ýslâm-Terðib ve Terhib, çev. A. Muhatar Büyükçýnar, Vdð. Ýst. T.Y. C.1, Sh. 334, Hds. 7.
23- Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu’l-Fiten, B. 23, Hds. 4032.
Sünen-i Tirmizî, Kitabu Sýfatu’l-Kýyame, B. 20, Hds. 2625.
Ýmam Buhârî, Edebü’l-Müfred, B. 181, Hds. 388.
Beyhâkî, Kitabu’z-Zühd, çev. Enbiya Yýldýrým, Ýst. 2000, Sh. 213, Hds. 741.
24- Bakara, 2/286. 

Bu Makale 4773 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

10 Sevvâl 1445 |  19.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Rabbinizden olan bir maðfirete ve cennete (kavuþmak için) 'çaba gösterip-yarýþýn,' ki (o cennet) geniþliði gök ile yerin geniþliði gibi olup Allah'a ve Resûlü'ne iman edenler için hazýrlanmýþtýr. Ýþte bu, Allah'ýn fazlýdýr ki, onu dilediðine verir. Allah büyük fazl sahibidir




( Hadid Suresi - 21)

Bir Hadis

Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

Hz. Muâviye Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “Kýyâmet günü insanlarýn en uzun boylusu müezzinlerdir.” buyurduðunu iþittim, dedi.

(Þerîf, Sahîh-i Müslim)

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Bana kendi sevgini ve senin yanýnda sevgisi bana fayda verecek kimsenin sevgisini ver.”

(Tirmizî, Deavât, 73)

Hikmetli Söz

Öfke, tutuþturulmuþ bir ateþgibidir. Her kim ki öfkesine hakim olursa, onu söndürür ve her kim onu salýverirse ilk yanan kendisi olur.




Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com