Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 861
Toplam 15245237
En Fazla 20355
Ortalama 2607
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
BÜYÜK HÝCRETÝN BÜYÜK SONUÇLARI
11/11/2013 - 15:39
 
Hüseyin K.Ece
1- Kelime anlamýyla hicret

Hicret terketmek, þirkten uzaklaþmak, emsalinden üstün olmak mânalarýna gelen ‘he-ce-ra’ fiilinin masdarýdýr. R. Isfehânî’ye göre hicret, kiþi veya kiþilerin bulunduklarý yerden göç yoluyla ayrýlmalarý demektir.(1)

Vusulun (varýmanýn, ulaþmanýn) zýddýdýr. Bir yerden bir yere gitmek, bir þeyi terketmek veya bir þeyden gafil olmak manasýna da gelir.

Ha-ce-ra, aslýnda göç etmek demektir. Araplar bir kimse badiyeyi terkedip þehirlere göçtüðü zaman buna ‘muhacera’ derlerdi. Bunun özne (fail) ismi ‘muhâcir’dir.

Bir seyden veya bir yerden ayrýlma beden ile olabileceði gibi, dil ile veya kalb ile de olabilir. Nitekim bu anlamda Kur’an’da kullanýlýyor.

 “halkýn (senin aleyhinde) söyleyebileceði her þeye sabýrla katlan ve onlardan uygun þekilde uzaklaþ.”(2)

“(Babasý:) Ey Ýbrahim! dedi, sen benim tanrýlarýmdan yüz mü çeviriyorsun? Eðer vazgeçmezsen, andolsun seni taþlarým! Uzun bir zaman benden uzak dur!”(3)

       “Kötü þeyleri terket.”(4)

Þu âyette fiil halinde kullanýlan hicret dönüp gitmek, terketmek, yüz çevirmek demektir.“Size mesajlarým tekrar tekrar okunduðunda, siz (her defasýnda) ökçelerinizin üzerinde dönüveriyordunuz.”(5)

Kur’an’dan yüz cevirmek ayný kökten gelen ‘mehcûr’ kelimesi ile anlatýlýyor.

“Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ý büsbütün terkettiler.”(6)

Ankebût 29. âyette kalbi Allah’ýn dýþýndaki þeylerden ayýrýp yine O’na yönelmek anlamýnda kullanýlmaktadýr ki bu, Allah’a hicret (yönelme) ibadetidir.

Hicretin bir de sembolik anlamý vardýr. Nitekim Peygamber (sav) Allah’ýn haram kýldýðý þeyleri terketmeyi, onlardan uzaklaþmaya ‘hicret’, bunu yapana da ‘muhâcir’  diyor.

“Müslüman, dilinden ve elinden müslümanlarýn zarar görmediði kimsedir. Muhâcir ise, Allah’ýn yasakladýðý þeylerden uzak duran kimsedir.”(7)

Uzun bir hadisin bir bölümü þöyle: Peygamber’e “Hicretin en faziletlisi hangisidir?”

diye soruldu. Rasulüllah (sav)“Allah’ýn ona haram kýldýklarýndan kaçanýn hicretidir” buyurdu.(8)

Fitne zamanlarýnda Allah’a itaat etmekten ayrýlmamak da bir nevi hicrettir. Peygamber (sav) “Fitne zamanýnda ibadet, bana hicret etmek gibidir” buyuruyor.(9)

Zor zamanlarda ibadet etmek müslümana hicret sevabý kazandýrýr. Zaten hicretten amaç da Ýslamý hakkýyla yaþama ortamý aramaktýr.Bu vurguyu hz. Ýbrahim’in “Ben Allah’a doðru bir muhacirim” sözü ile birlikte deðerlendirmek gerekir. Yani her þartta ve her durumda ben Allah’a kulluðu terketmem, benim yürüyüþüm O’na doðrudur, O’nun rýzasýdýr.

Ýslâmýn ilk günlerinden beri hicret terimi, manevi bir muhteva taþýmaktadýr -yani, ‘kötülük ver zulüm diyarýndan uzaklaþmak’ ve Allah’a yönelmek. Ve bu maneví muhteva, hem Ýslâmýn ilk yýllarýndaki tarihí ‘muhacirûn’u (göç edenler), hem de her türlü kötülüðü terk ederek ‘Allah’a hicret eden’ sonraki zamanlarýn bütün mü’minlerini kapsar.(10)

2-Kavram (ýstýlah) anlamýyla hicret

‘Hicret’ tarihsel bir terim olarak Peygamberimizin ve Mekkeli müslümanlarla (muhâcirlerle) birlikte milâdî 22 Temmuz 622 yýlýnda, peygamberliðin onüçüncü yýlýnda Mekke’den Medine’ye göç etmeleridir.

Fýkhî bir terim olarak da hicret, küfür diyarýndan dinî maksat ve gayelerle Ýslâm diyarýna göç etmektir. Bu bazen zorla yurdundan çýkarýlma þeklinde de olabilir.

Kavram olarak muhacir; Peygamberle (sav) birlikte Mekke’den Medine’ye hicret edenlerdir.(11)

Bu hicret, sýradan bir göç, adres deðiþtirme, kaçýþ veya bir baþka ülkeye iltica deðildi. Sonucu, semeresi, etkisi, hikmeti, ibretliði, mesajý kýyamete kadar sürecek olan bir yürüyüþtü.

Tarihe iz býrakan en büyük hicret hz. Muhammed’in hicreti ve en büyük muhâcir de Hz. Muhammed’dir. Zira onun göçü sýradan bir göç deðil, etkisini yüzyýllara yayýlan, günümüze ulaþan ve kýyamete kadar devam edecek olan bir hicretti.

Bu nedenle Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye gidiþine göç etme, taþýnma, kaçma, iltica etme demiyoruz. Hicret diyoruz. Zira baþka hiç bir kelime onun bu eþsiz göçünü asýl manasý ve kapsamýyla ifade edemez.

Kur’an, muhacirleri ve onlara yardým eden Medineli ensar’ý ismen anarak (Tevbe 9/100, 117.Enfal 8/72. Nur 24/22. Ahzab 33/6.Mumtehane 60/10), bazý mü’minlerin iman ettikten sonra hicret ettiklerini ve Allah yolunda yoðun çaba gösterdiklerini söyleyerek (Tevbe 9/20. Bekara 2/218.Enfal 8/74-75. Haþr 59/8), müþriklerin onu kendi evinden çýkarmak için çaba gösterdiklerini söyleyerek (Ýsra 17/76-77), maðara sýðýndýklarý sýrada yol arkadaþýna “üzülme Allah bizimle beraberdir’ deyiþini hatýrlatarak (Tevbe 9/40),  Peygamber’e hicret esnasýnda nasýl dua etmesi gerektiðini öðreterek  (Ýsra 17/80) iþaret ediyor.

Bir kaç âyette hicret Allah yolunda göç etmek manasýnda kullanýlýyor.

“Zulme uðradýktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onlarý dünyada güzel bir þekilde yerleþtireceðiz. Eðer bilirlerse ahiretin mükafatý elbette daha büyüktür.”(12)

3-Genele anlamýyla hicret

Hicret bir yerden baþka bir yere göç ise, hareket ise bütün bir kâinat hicret halindedir. Ýnsan da hicretle içicedir. Önce Adem’le yeryüzüne hicret ettik.

“Ben Âdemle muhacir oldum ata yurdundan

Bir ömür boyu asýl yurdumu arýyorum”

Ýnsan bilinmezlik yurdundan dünyaya hicret eder. Buradan da öbür âleme. Bu mola yeri olan dünyada da sürekli hicret halindedir. Halden hale, mekândan mekâna yürüyüþ.(13)

Bu uzun yürüyüþ mü’min icin suyu arama yürüyüþüdür. Ýmaný ve aþký umutla, umudu iman ve aþkla arayýþ. Su burada umudu sembolize eder. Týpký saý’dan sonra zemzeme kavuþan Hâcer gibi, hacýlar gibi.

Müslümanlar Ýslâmý yaþama konusunda baskýya, iþkenceye, dayatmaya uðradýklarý zaman, Allah’ýn geniþ yeryüzünde Ýslâmý yaþayabilecekleri bir yere göç edebilirler. Bu hicretle beraber güç toplayabilir, hazýrlýk yapabilir ve kendi aleyhlerine olan þartlara karþý mücadele edebilirler.

Hicret bir açýdan ayaða kalkmak, çalýþmaya baþlamak, ciddi bir bir hedef için yola koyulmak, yeni bir strateli için mevzi deðiþtirmektir.

Hicret, imkânlarýn tükendiði yerden imkânlarýn üretildiði yere taþýnmaktýr.

Hicretin korku ile umut, havf ile reca arasýnda harekettir. Hicretin Mekkesi korkudur, Medinesi umut. Umudu olmayanýn eli kolu dökülür, oturduðu yerde kalakalýr. Umudun olduðu yerde hicret, hicretin olduðu yerde umut var demektir.

Hicret medeniyettir. Bedeviyetten medeniyete yürüyüþtür. Medine medeniyetin ana rahmidir. Tohumun kabuðunu çatlatýp filiz vermesidir. Bire bin verecek baþaða durmaktýr.(14)

Hicret yer deðiþtirme, hareket etme, kötülük diyarýndan, kötülüklerden-haramlardan uzaklaþma ise; müslümanlar kendi içlerinde bu hicreti sürekli yaþamalýlar.

Zaten hayat da tekâmüle doðru bir yolculuk (hicret) deðil midir?

Peygamber bir hicretin, yani yer deðiþtirmenin, bir yola koyulmanýn, bir hedefe yönelmenin amacýný þöyle belirliyor:

“Ameller (baþka deðil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resûlü (rýzasý ve hoþnutluklarý) için ise, onun hicreti Allah ve Resûlü’ne müteveccih sayýlýr. Kim de nâil olacaðý bir dünya veya nikahlanacaðý bir kadýndan ötürü hicret etmiþse, onun hicreti de hedeflediði þeye göredir.”(15)

4-Hz. Muhammed’in (sav) hicreti

Tarihe iz býrakan en büyük Hicret hz. Muhammed’in hicreti ve en büyük muhâcir de Hz. Muhammed’dir. Zira onun göçü sýradan bir göç deðil, etkisi yüzyýllara yayýlan, günümüze ulaþan ve kýyamete kadar devam edecek olan bir hicretti. Bu nedenle Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye gidiþine göç etme, taþýnma, kaçma, iltica etme demiyoruz. HÝCRET diyoruz. Zira baþka hic bir kelime onun bu eþsiz göçücü asýl manasý ve kapsamýyla ifade edemez.

Müslümanlar Mekke’de iken, oradaki site devletinin vatandaþlarý idiler. Hukuk yönünden mevcut otoriteye baðlýydýlar. Putperest olan otorite sahipleri ise, atalarý adýna uydurduklarý din ve sistemle insanlara hükmediyorlar, saltanatlarýný sürdürüyorlardý. Peygamberimizin daveti ise, onlarýn izni, kontrolu dýþýnda bir geliþmeydi. Üstelik O’nun davet ettiði Din, atalarýnýn dinini ve ona dine ait hayat anlayýþýný, kurulu düzeni reddediyordu. Peygamber’e ve O’na inananlar Mekkelilerin kontrolünden çýkýyorlardý.

Bu açýdan müslümanlar dinlerini rahatlýkla yaþýyamýyorlar, Ýslamí tebliði baþkalarýna rahatlýkla ulaþtýramýyorlardý. Ýslâmý sosyal ve hükümleri uygulama planýnda topluca yaþamak mümkün deðildi. Onlara göre müslümanlar kendilerinin bir parçasýydý. Dolaysýyla onlardan izinsiz baþka dine inanýp, baþka hayat þekli seçemezlerdi.

Bu hicret aydýnlýða, kurtuluþa, Ýslâmýn nuruna, Ýslâmí tebliði en uzak yerlere kadar götürebilme imkanýna, Allah’a hakkýyla kulluk yapma fýrsatýna uzanan bir yolculuktu.

Hicret, nebeví bir direniþ, toparlanmaya ve organize olmaya kapý açan bir taktik, kitselleþmeyeuzanan güçlü bir siyasetti.

5-Büyük Hicretin  büyük sonuçlarý

Ýslâm tarihinde Mekke’nin fethi önemli bir olaydýr. Zira Mekke Tevhidin baþkenti, þehirlerin anasý (Ummu’l-kura) ve hac mekaný idi. Orayý þirk iþgal etmiþti. Þirkin iþgali tevhide ve gerçek hacca mani idi. Bundan daha da önemlisi, Kâbenin verdiði ruha, mesaja, þuura, etkiye ve diriltici soluða engeldi.

Fetih Kâbe’yi özgürleþtirdi ve görevini yapmasýnýn yolunu açtý.Ama asýl fetih Hudeybiye’dir.(16) Yani Mekke’nin kapýlarýný, o günkü müþriklerin ve daha sonradan gelecek milyarlarca müslümanýn yürek kapýlarýný o açtý.

Rasûlullah’ýn ve muhâcirlerin bu hicretinin pek çok sonuçlarý olmakla birlikte burada öne çýkanlarý hatýrlayalým.

1-Ýslâm, Hicret’le toplumsal planda uygulanma imkaný buldu. Hicret’le devletleþti, kendi hâkimiyetini kurdu, ayrý bir güç ve taraf olarak ortaya çýktý ve Medine’den diðer insanlara rahatlýkla ulaþabilme yollarý açýldý. Bir baþka deyiþle diðer beldelerin insanlarý Hicret’ten sonra Ýslâm nimetiyle ve onun nuruyla tanýþma imkanýna kavuþtular.

2-Mekke site devletinin vatandaþlýðýndan, baðlarýndan, kurallarýndan ve geleneklerinden kurtuldular. Yani özgürlüðe kavuþtular. Zira Mekke’de kaldýklarý sürece onlarý kendi vatandaþlarý gören Mekke yöneticileri onlara karýþma hakkýný kendilerinde görüyorlardý.

3-Hicretle Yesrib Medinetu’n-Nebi, kýsaca Medine oldu. Bu da oranýn, ahalisinin, çevresinin dinle buluþmasý demektir. Bu giderek dinin getirdiði dünya görüþü ile medenileþmeye, medeniyet kurmaya doðru bir baþlangýçtý. Hicretle birlikte müslümanlar Vahiy medeniyetinin temellerini attýlar.

4-Ýlâhî davet çevreye açýlma imkâný buldu. Mekke’de hem Peygamberin hem de sahabelerin hareket alaný dardý. Peygamber (sav), sahebeleri Dâru’l-Erkam gibi yerlerde gizli eðitiyordu. Bazý müþrikler Peygamber’i takip ediyor, davetine engel olmaya çalýþýyor, onu yalancýlýkla ve atalarýn dinine ihanetle suçluyorlardý. Amcasý Ebu Leheb’in bu konudaki çabalarý buna tipik örnektir. Baský ve iþkencelerin þiddetinden dolayý bir kýsmý Habeþistan’a sýðýnmak zorunda kalmýþlardý.

5-Hicretle müslümanlara savunma savaþý (kýtal) izni verildi. Bu da Ýslâmî daveti korumada ve önünü açmada son derece önemli bir merhale idi.

6-Hicret imaný muhalefetten iktidara taþýdý. Bu göçten sonra oluþturulan model toplum sonraki çaðlara etki etti.

7-Hicretle birlikte Ýslami ahkam gelmeye ve uygulanmaya baþlandý. Bu bir yönüyla Vahyin toplumsal hayata müdahalesi idi.

8-Hicret, mü’minleri camiye kavuþturdu. Yani merkeze, birlikteliðe (vahdete), organizeye, toplumsal olmaya.Hicretle Ýslam kitleselleþti, bir vucüd olarak ortaya çýktý.

9-Hicret mü’minlere vatan bilincini öðretti. Bir ülkenin vatan olarak deðeri orada Ýslâmýn gereklerini yapabilmekle, kutsal deðerleri yaþatabilmekle ortaya çýkar. Ýslâmýn yaþanmasýna izin verilmeyen, kutsal deðerlerin ayaklar altýna alýndýðý yerler mü’min için kuru toprak parçasý olmaktan öteye geçmezler.

10-Hicretle müslümanlar yavas yavas fransizca ifade ile “le jura” olmaktan “de facto” konumuna yukseldiler.

10-Hicretle müslümanlar yavaþ yavaþ  ile “de facto” olmaktan “de jura” konumuna yükseldiler. Fiilî durumdan hukukî statü kazandýlar.Nitekim bu Hudeybiye anlaþmasýyla gerçekleçti. Bu yüzden Kur’an bu anlaþmaya Apaçýk bir Fetih diyor. Zira bu anlaþma ile o güne kadar kacak, suçlu, ayrýlýkçý, isyancý sayýlan, hatta ortadan kaldýrmak üzere üç defa Medine’ye kadar gelmek zorunda kaldýklarý müslümanlarý bir taraf, bir muhatap, bir siyasi güç olarak tanýdýlar. Bu da hem Ýslâmî davetin önünü açan bir geliþme idi, hem de müslümanlar için büyük bir diplomatic zafer idi.

11-“Yine onlar, seni yurdundan çýkarmak için nerdeyse dünyayý baþýna dar getirecekler. O takdirde, senin ardýndan kendileri de fazla kalamazlar.”(17)

BuradaPeygamberin yurdunda zorbalýkla çýkarýlacaðý, ardýndan da mucizevî bir þekilde onlarýn da orada fazla kalamayacaklarý söyleniyor.

Bu demektir ki Hicret  þirkin Hicaz’da inkiraz bulacaðýnýn müjdesidir.

12-Hicret sünnetullah’ýn bir hatýrlatmasýdýr. Kazanmak için çalýþmak, varmak için yola koyulmak, kavuþmak için vazgeçebilmek gerekir. Allah’ýn yasasýnda bir deðiþme olmaz. Önceki peygamberlerin bir çoðu davetlerini yaymak için yerlerinden yurtlarýndan edilmiþlerdi.

Bugün de daralan, bunalan, Ýslâmý yaþamada sýkýntý yaþayan, daveti istediði halde yapamayanlara Kur’an diyor ki: “Allah’ýn arzý geniþ deðil miydi; hicret etseydiniz ya.”(18)

13-Hicret samimi olan mü’minler yani sâdýklar ile imana pamuk ipliði ile baðlý olanlarýn sýnandýðý ciddi bir sýnavdý. Nitekim iþini gücü, hatta ailesini ve vatanýný terketmek, azýlý düþmanlarýn içindeki öldürmek üzere saldýracaðý bir yataða yatmak, baþýna ödül konulan birisiyle on günlük yola çýkmak sâdýk iman ister.

14-Hicretle birlikte Ensar ve Muhacir arasýnda tarihte eþine az rastlanan model din kardeþliði kuruldu ve bütün çaðlara örnek yapýldý.

15-Yesrib önceleri Hicaz’da mütevazi bir kasaba iken Hicretle birlikte dünyanýn gidiþatýna etki eden çok önemli bir merkez haline geldi.(19)



(1) R. el-Isfehani, Müfredat, s: 782

(2) Müzemmil 73/10

(3) Meryem 19/46

(4) Müdessir 74/5

(5) Mü’minûn 23/67. Ayrýca bakýnýz: Nisa 4/34

(6) Furkan 25/30

(7) Buhârî, Îmân/4 no: 10, Rikâk/26 no: 6484. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd/2 no: 2481. Nesâî, Îmân/9 no: 4999,

(8) Ebu Dâvûd, Vitir/12 no: 1449

(9) Müslim, Fiten/130 no: 7400. Tirmizî, Fiten/31 no: 2201. Ýbni Mace, Fiten/14 no: 3985

(10) M. Esed, Kur’an Mesajý, 1/63

(11) Ýbni Manzur, Lisânu’l-Arab 15/23

(12) Nahl 16/41

(13) M. Ýslâmoðlu, Hac Risalesi, s: 110

(14) M. Ýslâmoðlu, Sözün Gücü mü Gücün Sözü mü? S: 203-204

(15) Buhârî, B. Vahy/1 no: 1, Ýman/41 no: 54, Itak/6 no: 2529

(18) Fetih 48/1

(17) Ýsra 17/76

(18) Nisa 4/97

(19) A. Demircan, Nebevî Direniþ: HÝcret, s:156


Bu Makale 4813 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

01/02/2019 - 14:41 KUR’AN’DA YOL (SEBÝL) ile YAPILAN TAMLAMALAR 2

©

01/02/2019 - 14:36 KUR’AN’DA YOL (SEBÎL) ile YAPILAN TAMLAMALAR 1

©

01/02/2019 - 14:26 DOÐRU YOL ÝÞTE BUDUR 2

©

01/02/2019 - 14:23 DOÐRU YOL ÝÞTE BUDUR 1

©

01/02/2019 - 14:18 “BEN NEFSÝMÝ TEMÝZE ÇIKARMAM”

©

01/02/2019 - 14:12 YOLUN EN DOÐRUSU YOLUN EN EÐRÝSÝ

©

20/04/2018 - 17:02 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 7

©

23/03/2018 - 15:10 KUR’AN’DA MÜJDE ve EÐÝTÝM ÝLÝÞKÝSÝ

©

19/02/2018 - 12:30 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 6

©

19/01/2018 - 10:43 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 5

©

25/12/2017 - 11:58 SELÂM OLARAK TAHÝYYE

©

20/11/2017 - 10:27 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 4

©

18/10/2017 - 10:33 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 3

©

21/09/2017 - 12:14 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 2

©

28/08/2017 - 09:17 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 1

©

24/06/2017 - 12:14 ÞEHÂDET ÝMAN ÝDDÝASIDIR AMA ÝSBATI GEREKÝR

©

23/05/2017 - 16:44 ORUÇ ÝMSAK (TUTMAK)TIR

©

29/03/2017 - 10:51 BU DEVÝRDE PEYGAMBERÝ ÖRNEK ALMAK 5

©

08/03/2017 - 16:07 BU DEVÝRDE PEYGAMBERÝ ÖRNEK ALMAK 4

©

04/02/2017 - 11:56 BU DEVÝRDE PEYGAMBERÝ ÖRNEK ALMAK 3

©

02/01/2017 - 10:23 BU DEVÝRDE PEYGAMBERÝ ÖRNEK ALMAK 2

©

05/12/2016 - 10:11 BU DEVÝRDE PEYGAMBERÝ ÖRNEK ALMAK 1

©

02/11/2016 - 10:38 KUR’AN’A GÖRE KUR’AN’IN TEMEL ÖZELLÝKLERÝ

©

01/10/2016 - 11:23 SÖZÜN EN GÜZELÝNE UYMAK ÝYÝ SONUCA GÖTÜRÜR

©

08/09/2016 - 09:05 ÝBRAHÝM’ÝN ve HÂCER’ÝN KURBANI

©

31/08/2016 - 10:15 ZALÝMLERE YANAÞMAK TEHLÝKELÝDÝR

©

15/07/2016 - 18:56 BÝRÝLERÝ YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDÝYOR

©

25/06/2016 - 09:34 TEZKÝYE, RAMAZAN ve ORUÇ 5

©

18/06/2016 - 11:00 TEZKÝYE, RAMAZAN ve ORUÇ 4

©

13/06/2016 - 10:16 TEZKÝYE, RAMAZAN ve ORUÇ 3

©

06/06/2016 - 09:53 TEZKÝYE, RAMAZAN ve ORUÇ 2

©

30/05/2016 - 12:45 TEZKÝYE, RAMAZAN ve ORUÇ 1

©

05/05/2016 - 14:03 EN HAYIRLI TOPLULUK 3

©

11/04/2016 - 10:06 EN HAYIRLI TOPLULUK 2

©

14/03/2016 - 12:55 EN HAYIRLI TOPLULUK 1

©

16/02/2016 - 09:58 hz. ÂDEM’ÝN BABASI KÝM

©

26/01/2016 - 18:23 hz. EBU BEKR SÜNNÝ, hz. ALÝ de ÞÝȊ DEÐÝLDÝ

©

26/12/2015 - 15:13 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 10

©

23/11/2015 - 09:48 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 9

©

27/10/2015 - 16:44 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 8

©

28/08/2015 - 19:24 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 7

©

20/07/2015 - 18:04 ALLAHA’ YAKIN OLMA BÝLÝNCÝ

©

30/06/2015 - 16:39 KUR’AN’DA RAMAZAN

©

29/05/2015 - 11:31 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 6

©

23/04/2015 - 12:54 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 5

©

03/04/2015 - 18:21 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 4

©

09/03/2015 - 13:03 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 3

©

03/02/2015 - 14:43 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 2

©

30/12/2014 - 13:11 PEYGAMBERE ÝHTÝYAÇ VAR MI 1

©

27/11/2014 - 17:04 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 5

©

19/11/2014 - 12:19 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 4

©

20/10/2014 - 15:53 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 3

©

27/08/2014 - 13:16 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 2

©

01/08/2014 - 11:04 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 1

©

04/07/2014 - 16:31 BESMELE; ÝMAN ve SAYGI ÝKRARIDIR

©

30/05/2014 - 18:48 ABDEST ALMAK PEYGAMBER’E KARDEÞ OLMAKTIR

©

11/04/2014 - 10:53 AÇLIK ve KORKU UYARISI

©

09/04/2014 - 11:21 ENGELLER ve AYAK BAÐLARI 4

©

03/04/2014 - 14:39 ENGELLER ve AYAK BAÐLARI 3

©

10/01/2014 - 11:15 ENGELLER ve AYAK BAÐLARI 2

©

24/12/2013 - 14:11 ENGELLER ve AYAK BAÐLARI 1

©

11/11/2013 - 15:39 BÜYÜK HÝCRETÝN BÜYÜK SONUÇLARI

©

09/10/2013 - 10:15 PEYGAMBER’E ÝTAAT ÞART MI

©

03/09/2013 - 12:27 KUR’AN’DA AÝLE MODELLERÝ 2

©

12/08/2013 - 08:51 KUR’AN’DA AÝLE MODELLERÝ-1

©

08/07/2013 - 11:36 ORUÇ ve ÖZGÜRLÜK BÝLÝNCÝ

©

17/06/2013 - 15:46 ÝMANIN KAZANIMLARI

©

21/05/2013 - 11:05 ALLAH’IN YARDIMCILARI (Ensâru’llah) 2

©

22/04/2013 - 10:26 ALLAH’IN YARDIMCILARI (Ensâru’llah) 1

©

19/03/2013 - 13:02 ALLAH’A HAKKIYLA SAYGI (Haþyetu’llah)

©

14/02/2013 - 13:37 ALÇAK DÜNYA (MI)

©

24/01/2013 - 14:11 ALLAH’TAN KORKMALI (MIYIZ?) 2

©

27/12/2012 - 10:14 ALLAH’TAN KORKMALI (MIYIZ?) 1

©

20/11/2012 - 10:13 ON MUHARREM’DE NE OLMUÞTU

©

19/10/2012 - 10:58 KURBAN: ALABÝLMEK ÝÇÝN VERMEKTÝR

©

25/09/2012 - 10:56 ALLAH’IN DOSTLARI (Evliyâu’llah) 2

©

27/08/2012 - 15:54 ALLAH’IN DOSTLARI (Evliyâu’llah) 1

©

23/07/2012 - 11:13 RAMAZAN ÝSLÂMIN SEMBOLLERÝNDENDÝR (Þeâiru’llah) 3

©

26/06/2012 - 15:23 ALLAH’IN SEMBOLLERÝ (Þeâiru’llah) 2

©

30/05/2012 - 16:11 ALLAH’IN SEMBOLLERÝ (Þeâiru’llah) 1

©

26/03/2012 - 13:05 MUVAHHÝDLERÝN ÖZELLÝKLERÝ

©

29/02/2012 - 13:29 ALLAH’I UNUTANLAR GÝBÝ OLMAYIN

©

26/01/2012 - 14:37 DÝNLEME AHLÂKI 4

©

28/12/2011 - 11:22 DÝNLEME AHLAKI 3

©

28/11/2011 - 11:10 AZAPLA MÜJDELEME

©

20/10/2011 - 17:42 KURBAN; NE KADAR VAZGEÇEBÝLÝRSEN

©

07/09/2011 - 14:36 DEDÝN KÝ…

©

05/08/2011 - 19:47 ORUÇ TAKVAYI GÜÇLENDÝRÝR

©

04/07/2011 - 14:35 DÝNLEME AHLAKI 2

©

03/06/2011 - 12:02 DÝNLEME AHLÂKI 1

©

09/05/2011 - 13:57 ALLAH’IN ÝPÝ (HABLU’LLAH)

©

18/04/2011 - 14:24 ALLAH’IN BOYASI (Sibðatu’llah)

©

07/03/2011 - 13:00 ALLAH’IN HAKKI (Hakku’llah)

©

14/02/2011 - 12:04 Boþ Ýþlere Müþteri Olmak

©

06/01/2011 - 10:38 ALLAH’IN KULLARI

©

22/11/2010 - 14:56 ALLAH’IN GÜNLERÝ

©

14/10/2010 - 18:51 HARAM KAZANÇ ÝFSAT EDER

©

26/07/2010 - 14:14 Orucu Yürek Ýle Tutmak

©

22/06/2010 - 12:39 Okunmasý Gereken Üç Kitap

©

18/05/2010 - 11:47 Ahirete Ýman : Hesap Verme Bilinci

©

28/04/2010 - 11:02 MÜSRÝF KÝMDÝR

©

22/03/2010 - 15:27 ÝSRAF; ÇAÐDAÞ AÞIRILIK (2)

©

22/02/2010 - 13:23 ÝSRAF; ÇAÐDAÞ AÞIRILIK (1)

©

30/12/2009 - 17:40 ÝSLÂMÎ KAYNAKLAR AÇISINDAN ÞÝÝR

©

23/11/2009 - 16:17 BAYRAMIN BAÐIÞLADIÐIN KADARDIR

©

19/10/2009 - 14:55 Vahiy Karþýsýnda Peygamber

©

24/07/2009 - 11:15 ORUÇ ve DENGE

©

25/06/2009 - 09:29 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGÝSÝ) 4

©

01/06/2009 - 14:57 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGÝSÝ) 3

©

28/04/2009 - 16:06 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGÝSÝ) 2

©

16/02/2009 - 23:26 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGÝSÝ) 1

©

05/01/2009 - 23:03 HÝCRET ÜZERÝNE DÝYALOÐ

©

22/12/2008 - 23:37 KUR’AN’DA KURBAN KAVRAMI (1)

©

17/11/2008 - 23:27 Ýnsaf ve Ahlak Adaletin Kaynaðýdýr

©

03/09/2008 - 22:03 ÝNSANIN GÖREVÝ -2

©

05/06/2008 - 23:35 ÝNSANIN GÖREVÝ -1-

©

18/03/2008 - 01:09 HAYATA DÖNÜÞEN ZÝKÝR
 
 

Site Ýçi Arama

9 Sevvâl 1445 |  18.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarýný iki tam yýl emzirirler. Onlarýn (annelerin) yiyeceði, giyeceði bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceðinin dýþýnda (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuðu, çocuk kendisinin olan baba da çocuðu dolayýsýyla zarara uðratýlmasýn; mirasçý üzerinde (ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eðer (anne ve baba) aralarýnda rýza ile ve danýþarak (çocuðu iki yýl tamamlanmadan) sütten ayýrmayý isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eðer çocuklarýnýzý (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceðinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah'tan korkup-sakýnýn ve bilin ki, Allah yaptýklarýnýzý görendir.

( Bakara sûresi - 233)

Bir Hadis

Ebu Saîd el-Hudrî (radýyallahu anh) anlatýyor:

Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ýki haslet vardýr ki bir mü'minde asla beraber bulunmazlar:
Cimrilik ve kötü ahlâk."

Tirmizî, Bir 41, (1963)

Bir Dua

“Allah’ým! Mal, aile, çocuk olarak insanlara verdiklerinin hayýrlýsýný dilerim, sapýtan ve saptýranlarý deðil.”

(Tirmizi, Deavât, 124)

Hikmetli Söz

Sana söz getiren, senden de söz götürür. Babasýna ve annesine itaatli olan, evladýný kendisine itaatli bulur.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com