Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2088
Toplam 15255833
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR
16/12/2014 - 12:16
 
Abdullah Dai
"Ahidleþtiðiniz zaman, Allah'ýn ahdini yerine getirin. Pekiþtirdikten sonra yeminleri bozmayýn. Çünkü Allah'ý üzerinize kefil kýlmýþsýnýzdýr. Þübhesiz Allah, yaptýklarýnýzý bilir"1 diye buyurur Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ!..
"Ahidleþtiðiniz zaman, Allah'ýn ahdini yerine getirin. Pekiþtirdikten sonra yeminleri bozmayýn. Çünkü Allah'ý üzerinize kefil kýlmýþsýnýzdýr. Þübhesiz Allah, yaptýklarýnýzý bilir"1 diye buyurur Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ!..
 
Ahdetmek: Kesin söz vermek söz konusu olan þeyi korumak, yerine getirmek, yemin etmen ve bu konuda vefâ göstermektir...2
 
Allah'ý kefil kýlarak ahdetmek, ahid konusu olan þeyin sorumluluðunu daha da aðýrlaþtýrýr ve bütün inkânlarý kullanarak gerçekleþtirmeyi daha da þiddetlendirir... Hayatî bir mes'ele, gerçek bir özür gündeme gelmedikçe ahidleþilen ne ise onun yerine gelmesi gerekir... Elbette iman sahibi olan ve salih amel iþlemeye gayret eden her muvahhid mü'min, helâl, temiz, iyi, güzel ve hayýrlý olan þeyler üzere ahidleþir... Haramlarý iþlemek üzere ahidleþmek asla olmaz... Allah'ýn rýzasýna uygun olan þeylerde ahidleþme gündeme gelmelidir ve bu ahid, Allah'a ve Rasulü (s.a.s.) 'e itaat edildikçe devam etmeli, gereði yapýlmalýdýr...
 
Seyyid Þerif Cürcânî (rh.a), "Kitabü't-Ta'rîfât" ta "ahd" i þu þekilde ta'rif eder:
 
"Bir þeyi hýfz etmek ve onu, hâlen ba'de hâl koruyup gözetmektir. Bu ahdin aslýdýr. Sonra koruyup gözetilmesi gereken sözleþme ve andlaþma anlamýnda kullanýlmýþtýr ki, maksad da budur."3
 
Raðýb el- Isfahânî (rh.a.), "Müfredât" isimli meþhur Kur'ân kavramlarý sözlüðünde "ahd" kelimesini ayet-î kerimelerden deliller getirerek þöyle açýklýyor:
 
"Ahd: hâlden hâle bir þeyi koruyup gözetmektir. Uyulmasý gereken anlaþmaya ahd denir.
 
"Ahde vefâ gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur." (Ýsra  17/34)
 
"(Allah:) 'Zalimler, benim ahdime eriþemez.' dedi." (Bakara 2/124) Yani, verdiðim söz zalimleri kapsamaz.
 
"Allah'dan daha çok ahdine vefâ gösterecek olan kimdir?" (Tevbe, 9/111)
 
Falan Kiþi, falan kiþiye bir ahid verdi ve onu korumasýný ona öðütledi.
 
"Andolsun, Biz bundan önce Âdem'e ahid vermiþtik." (Taha, 20/115)
 
" Ey Âdem oðullarý, Ben size ahd vermedim mi?" (Yasin, 36/60)
 
"Allah bize, ateþin yiyeceði bir Kurban getirmedikçe hiç bir Rasul'e inanmamamýz konusunda ahd verdi,diyenler."(Âl-i Ýmrân, 3/183)
 
"Ýbrahim ve Ýsmail'e de: 'Evimi, tavaf edenler, Ý'tikafa çekilenler, ruku' ve secde edenler için temizleyin' diye ahid verdik." (Bakara 2/125) 
 
Allah'ýn ahdi, kimi zaman aklýmýza yerleþtiði þeyle, kimi zaman Kitab/Vahiy ve Rasullerinin diliyle bize emrettikleriyle, kimi zamanda nezir/adak ve benzerleri gibi Þer'de/Dinde gerekli olmayan fakat kendimize gerekli kýldýðýmýz þeylerle olmaktadýr.
 
Þu ayetler bu anlamdadýr:
 
"Onlardan kimi de: 'Andolsun, eðer bize bol ihsânýndan verirse, gerçekten sadaka vereceðiz ve salihlerden olacaðýz' diye Allah'a ahdetmiþtir." (Tevbe 9/75)
 
"Ne zaman bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir bölümü onu bozmadý mý?" (Bakara, 2/100)
 
"Oysa andolsun, daha önce arkalarýný dönüp kaçmayacaklarýna dair Allah'a söz vermemiþlerdi." (Ahzâb, 33/15) 4
 
"Allah'a verilen söz (ahid) ise, (aðýr bir) sorumluluktur."5
 
Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celle, yalnýzca kendisine ibadet etsinler ve asla þirk koþmasýnlar diye yarattýðý insan kullarýndan, kendilerini kendilerine þahidler yaparak "Ahid" almýþ, yegâne Rabbleri olduðunu kabul eden insanlar "Emaneti" yüklenmiþlerdir...
 
Ruhlar âleminde, insanlarýn yegâne Rabbi, Meliki ve Ýlâhý Allah ile insan kullarý arasýndan "Misak Ahdi" gerçekleþmiþtir... Allah Teâlâ, hakikatýn tâ kendisi olan bu Misak Ahdi'nin gerçekleþtiði âný þöyle beyan buyurup hatýrlatmaktadýr:
 
"Hani Rabbin, Âdem oðullarýnýn sýrtlarýndan zürriyetlerini almýþ ve onlarý kendi nefislerine karþý þahidler kýlmýþtý: 'Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?' (demiþti de) onlar: 'Evet (Rabbimizsin), þahid olduk' demiþlerdi. (Bu) kýyamet günü: ' Biz, bundan habersizdik' dememeniz içindir.
 
Ya da: 'Bizden önce ancak atalarýmýz þirk koþmuþtu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuþaðýz. Ýþleri bâtýl olanlarýn yaptýklarýndan dolayý bizi helâk mý edeceksin?' dememeniz için.
 
Ýþte Biz, ayetleri böyle birer birer açýklarýz, umulur ki dönerler."6
 
Âlemlerin Rabbi Allah ile insan kullarý arasýnda mutlaka gerçekleþen "Misak Ahdi" ayet-i kerimelerde böyle apaçýk beyan buyrulmuþtur...
 
Rabbimiz Allah Teâlâ yalnýzca kendisine ibadet, yani itaat etmeleri için yarattýðý insan kullarýndan, yegâne Rabbin kendisi olduðundan dolayý ahid almýþ, bu ahdin kendilerine hatýrlatýlmasý için Rasuller, Nebîler ve Kitablar göndermiþtir... Ýnsan kullarýna, Misak Ahdini hatýrlatarak âhde vefa göstermelerini emretmiþtir...
 
Ebu'l- Âliye, Ubey b. Ka'b (r.a)'dan Azîz ve Celîl olan Allah'ýn:
 
"Hani Rabbin Âdem oðullarýnýn sýrtlarýndan (sulbünden) zürriyetlerini (çýkartýp) almýþ ve onlarý kendilerine þahit tutup (A'râf, 7/172) buyruðundan itibaren: "Þimdi o bâtýla sapanlarýn iþledikleri yüzünden bizi helâk mý edeceksin?" (A'râf 7/173) buyruðuna kadar olanlarla ilgili olarak þunlarý söylediðini nakletmektedir:
 
O gün kýyamet gününe kadar olacaklarýn hepsini bunun için bir araya topladýk. Kendilerini ruhlar halinde yarattýktan sonra onlara suret verdi, onlarý konuþturdu, onlar da konuþtular. Onlar üzerine ahid ve misaký alýp:
 
"Onlarý, kendilerine þahit tutup: 'Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim? (diye sormuþtu).' Onlar: ' Evet (Rabbimizsin), þahit olduk' demiþlerdi. Kýyamet günü, 'bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diye yahut: 'daha önce sadece atalarýmýz Allah'a ortak koþmuþlardý bizde onlardan sonra gelen bir kuþaktýk. Þimdi (atalarýmýz olan) o bâtýla sapanlarýn iþledikleri yüzünden bizi helâk mý edeceksin?' demeyesiniz diye." (A'râf, 7/172-173) (Yüce Allah) böyle buyurdu.
 
- Ben, yedi semâyý ve yedi arzý size karþý þahid tuttuðum gibi, babanýz Âdem'i de size karþý þahid tutuyorum ki, kýyamet günü 'biz bilmiyorduk' demeyesiniz yada 'biz bundan habersizdik' demeyesiniz diye. Bu sebeble sakýn Bana hiç bir þey ortak koþmayýn! Ben sizlere Rasullerimi göndereceðim. Onlar sizlere, Bana verdiðiniz ahdi ve Misaký hatýrlatacaklar. Üzerinize Kitablarýmý da indireceðim.
 
Ýnsanlar:
 
- Senin, bizim Rabbimiz Ýlâhýmýz olduðuna þahidlik ederiz. Bizim Senden baþka bir Rabbimiz, Senden baþka Ýlâhýmýz yoktur, dediler.
 
Onlara babalarý Âdem yükseltildi. Âdem, onlara bakýnca, aralarýndan zengini, fakiri, sureti güzel olaný ve baþka durumdakileri gördü.
 
Âdem:
 
-Rabbim, kullarýn arasýnda eþitlik yapsan (olmaz mý?) dedi.
 
Allah:
 
-Ben, bana þükredilmesini severim, buyurdu."7
 
Rabbimiz ve Ýlâhýmýz Allah Azze ve Celle, insan kullarýndan aldýðý "Misak Ahdi'nde: "Sakýn bana hiç bir þeyi ortak koþmayýn" buyurmuþ, insanlarda, O'nun yegâne Rabb ve Ýlâh olduðunu þehadet ederek kabul etmiþlerdir...
 
Ýnsanýn ahde vefâsý, bu verdiði söze sadýk olmasýna baðlýdýr... Allah'dan baþka Rab ve Ýlâh kabul etmeyecek, Allah'a asla þirk koþmayacak!..
 
Allah Teâlâ, insan kullarý bu ahdi unutmasýnlar, devamlý hatýrlasýnlar ve kulluk görevlerini yerine getirsinler diye onlara Kitablar indirmiþ,Rasul ve Nebîler göndermiþtir... Buna raðmen insanlarýn çoðu ahidlerine ihanet edip geri dönmüþ, vefâsýzlýk yapmýþ, Allah'dan baþka yasa koyuculara yönelip itaat etmiþ, baþka rabler ve ilâhlar edinerek Allah'a þirk koþmuþlardýr...
 
Enes (r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Allah, (kýyamet gününde) cehennemliklerin azabça en hafifi olan birine:
 
- Yeryüzünde mal olarak ne varsa hepsi senin olsa, þu azabdan kurtulmak için onu fedâ eder mi idin? diye soracaktýr.
 
O da:
 
-Evet fedâ ederdim ya Rabbi, diyecek.
 
Bunun üzerine Allah:
 
-Fakat sen, Âdem atanýn sülbünde iken Ben senden (þimdi göze aldýðýn fedâkârlýktan) daha ehven bir þey istemiþtim ki, Bana ortak koþmaman ve nankörlük etmemendi. Fakat sen (dünyaya gelince Tevhid'den) çekinip, müþrikliðe yapýþtýn! diyecekler."8
 
Ýþte ahde vefâsýzlýk bu dur!..
 
Rabbimiz Allah'ýn:
 
"Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?" sorusuna: "Evet (Rabbimizsin), þahid olduk!" diyenler, imtihan yeri olan yeryüzüne indirilince, Allah'dan baþka rab ve yasa koyucu ilâh kabul edip Allah'a þirk koþarak Tevhid'den uzaklaþýp müþrikliðe yapýþmasý en büyük vefâsýzlýktýr... Bu ahde vefâsýzlýk ediþ, o kadar büyük bir suç, o kadar büyük bir günahtýr ki, Allah Azze ve Celle, bu suçu, bu günahý affetmemektedir... En korkunç en büyük zulüm olan þirk suçu ve þirk günahýnýn dýþýndaki suç ve günahlardan dilediðini affeden Rabbimiz Allah Teâlâ, böyle bir vefâsýzlýðý baðýþlamadýðýný beyan buyuruyor:
 
"Þübhesiz þirk, gerçekten büyük bir zulümdür."9
 
"Gerçekten Allah, kendisine þirk koþulmasýný baðýþlamaz. Bunun dýþýnda kalan ise, dilediðini baðýþlar. Kim Allah'a þirk koþarsa, doðrusu büyük bir günahla iftira etmiþ olur."10
 
"Hiç þübhesiz, Allah, kendisine þirk koþanlarý baðýþlamaz. Bunun dýþýnda kalanlar ise (onlardan) dilediðini baðýþlar. Kim Allah'a þirk koþarsa, elbette o, uzak bir sapýklýkla sapmýþtýr."11
 
Ve:
 
"Müþrikler, ancak bir pisliktirler."12 diye buyuran Allah Teâlâ, ahde vefâsýzlýðý yapanlarýn düþtükleri durumun ne kadar kötü olduðunu apaçýk beyan etmektedir...
 
Âlemlerin Rabbi Allah'dan baþka rab ve ilâh kabul etmeyeceklerine ahdedenler, ahidlerine vefâ göstermeyip Allah'a ortaklar edinip þirk koþanlar, yalnýzca Allah'a ibadet etmeleri için, yaný þirk koþmadan yalnýzca Allah'a itaat etmeleri gerekli iken, Allah'dan baþka yasa koyuculara isteyerek itaat etmeleri, emanete ihanet etmekten baþka bir þey deðildir... Emanet teklifini kabul edip yüklenen insanlar, ahde vefâsýzlýk ederek emanete ihaneti güdeme getirmiþlerdir...
 
"Gerçek þu ki, Biz emaneti göklere, yere ve daðlara sunduk da onlar, bunu yüklenmekten kaçýndýlar ve ondan korkuya kapýldýlar. Onu, insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir."13 buyuran Allah Azze ve Celle, emanetin gereðini yerine getirmeyen insanýn çok zalim ve onun kýymetini bilmediði, deðerini takdir etmediði için de çok cahil olduðunu açýklamaktadýr...
 
Emanet, kulun mükellef kýlýndýðý kulluk vazifeleri!.. Gereðini, emrolunduðu gibi dosdoðru yerine getirdiði zaman dünyada izzet, ahirette cennet ile ödüllenmekte ve ona ihanet edip, ahde vefâsýzlýk yaptýðýnda ise, dünyada zillet, ahirette cehennem azabý ile cezalandýrýlmaktadýr...
 
Rabbimiz Allah Teâlâ:
 
"Onlarýn çoðunda verdikleri söze baðlýlýk görmedik, amma onlarýn çoðu fasýklar (yoldan çýkanlar)  olarak gördük."14buyurmaktadýr.
 
Ýnsan kullar, Rabbleri Allah'a verdikleri ahidlerine sadýk kalýrlarsa, Allah Teâlâ da onlara vermeyi va'd ettiði bütün nimetlerini kendilerine baðýþlar, dünyada da, ahirette de izzetli kullarýndan eder...15
 
"(Bu,) Allah'ýn va'didir. Allah, va'dinden geri dönmez. Ancak insanlarýn çoðu bilmezler."16
 
Katýksýz iman edenler, gerek ahidleþtikleri, gerekse akitleþtikleri zaman, ahidlerinin ve akitlerinin gereðini yerine getirirler... Bu, onlarýn katýksýz imanlarýndan kaynaklanýr... Ýmanlarýnýn gereðidir bu!..
 
Rabbimiz Allah þöyle buyurur:
 
"Ey iman edenler, akitleri yerine getirin."17
 
Muvahhid mü'minlerin özelliklerini beyan buyuran Allah þöyle buyurur:
 
"Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riâyet ederler."18
 
"Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleþtirir, iktidar sahibi kýlarsa, dosdoðru namazý kýlarlar, zekatý verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakýndýrýrlar. Bütün iþlerin sonu Allah'a aiddir."19
 
Ýþte bunlar, ahidlerine vefâlý olanlardýr! Çünkü bunlar, Misak ahdi gereði Allah'dan baþka rab ve ilâh kabul etmeyen, Allah'ý Tevhid eden muvahhid mü'min müslümanlardýr...
 
Misak ahdine vefâsýzlýk yapanlar, her çaðda, her zaman ve her mekânda ayný karakterde olup ayný tavrý sergilemiþlerdir... "Evet Rabbimiz Sensin, biz de buna þahidiz" dedikleri hâlde, Allah'ýn kendilerine gönderdiði hidayet rehberi Rasulleri yalanlamýþ, Allah'ýn hükümlerini reddetmiþ, Kitabýný inkâr edip, dinini kabul etmemiþlerdir... Yegâne kanun koyucu Allah'ýn yerine yasa koyucu yasama meclislerini, Ýslâm'ýn yerine demokrasi gibi beþerî düzenleri, Allah'ýn Kitabý Kur'ân yerine anayasalarý, Allah'ýn Rasulü Muhammed (s.a.s.)'in yerine kendilerinin yücelttiði önderleri koyup, inanarak kabul etmiþlerdir... Böylece, Allah'a, Dinine, Kitabýna ve Rasulüne ortaklar edinmiþ, þirk koþarak vefâsýzlýðýn en çirkin örneðini gündeme getirmiþlerdir... Hâlbuki Misak ahdinin gereði olarak, Allah'ýn yerine yasa koyucu diye kabul edilen tüm taðutlarý reddetmek ile emrolunmuþlardý... Bu emri dinlemeyip taðutprest olanlar, ahidlerini bozmuþ ve vefâsýz olmuþlardýr...
 
Allah Azze ve Celle þöyle buyurdu:
 
"Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandýklarýný öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, taðutun önünde muhakeme olmayý istemektedirler, oysa onlar, onu reddetmekle emrolunmuþlardýr. Þeytan da onlarý uzak bir sapýklýkla sapýtmak ister."20
 
Âlemlerin Rabbi Allah, en son Nebî ve en son Rasulü Muhammed (s.a.s.) ile beraber gönderdiði son mesajý Kur'ân-ý Kerim ile bütün insan kullarýný uyarmýþ, onlara hükümlerini beyan buyurmuþ, helâl ve haramlarý açýklamýþ, taðutlarý tüm kurum, kuruluþ ve düzenleriyle reddetmeyi emir buyurmuþtur:
 
"Þübhesiz doðruluk (rüþd) sapýklýktan apaçýk ayrýlmýþtýr. Artýk kim taðutu tanýmayýp Allah'a inanýrsa, o, sapsaðlam bir kulpa yapýþmýþtýr. Bunun kopmasý yoktur. Allah, iþitendir, bilendir."21
 
Taðut, Allah'a baþkaldýran bütün yasa koyucu güç sahibi olanlardýr... Taðut, Allah'ýn indirdikleriyle hükmetmeyen, Allah'ýn hükümlerini yasaklayan, bu hükümlerin yerine ilâhlaþtýrdýklarý hevâlarýnýn hükümleriyle egemen olduklarý halklarý yönetenlerdir... Tarihte Nemrûd, Fir'avn, Ebu Cehl ve benzerleri ya da çaðdaþ küfür ve þirk liderleri ile onlarýn yandaþlarý olan yasama meclisleri birer taðut, düzenleri de taðutî düzenlerdir... Kim bunlarý reddeder de Allah'a iman ederse, kopmasý olmayan sapasaðlam kulpa yapýþmýþ olur...
 
Sapasaðlam Kulp!..
 
Mücahid (rh.a.):
 
-Ýman, demiþ.
 
Süddî (rh.a.):
 
-Ýslâm'dýr, der.
 
Saîd b. Cubeyr ve Dehhak (rh.aleyhim):
 
-Lâilâhe illallah'dýr, derler.
 
Enes b. Mâlik (r.a.):
 
-Kur'ân'dýr, der.22
 
Misak ahdine vefâ gösteren muvahhid mü'minler, her hâlde böyle inanýr, böyle davranýrlar... Bunun, onlarýn üzerindeki Allah'ýn hakký olduðunu bilir ve gereðini yerine getirmeye bütün imkânlarýyla gayret ederler...
 
Muaz b. Cebel (r.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Allah'ýn kullarý üzerinde sabit olan hakký, kullarýn Allah'a itaat ve ibadet etmeleri ve Allah'a hiçbir þeyi ortak kýlmamalýdýr."23
 
Bu ahde, ancak muvahhid mü'min müslümanlar vefâlý davranýr, emanete riâyet ederler.
 
"Hayýr, kim ahdine vefâ eder ve sakýnýrsa, þübhesiz Allah da sakýnanlarý sever."24buyuran Rabbimiz ve Ýlâhýmýz Allah Teâlâ, ahdine vefâsýzlýk yapanlar için þöyle buyurur:
 
"Kim kendisine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra, Rasul'e muhalefet ederse ve mü'minlerin yolundan baþka bir yola uyarsa onu, döndüðü þeyde býrakýrýz ve cehenneme sokarýz. Ne kötü bir yataktýr O!.."25
 
Ve mü'minlerin annesi Âiþe (r.anha)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Þübhesiz vefâkârlýk (ahde vefâ) imandandýr." 26
 
Dipnot
 
1- Nahl, 16/91.
 
2- Ferit Develioðlu, Osmanlýca - Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ank. 2002, Sh. 15.
 
D. Mehmet Doðan, Doðan - Büyük Türkçe Sözlük, Ýst. 2005, Sh. 25.
 
3- Seyyid Þerif Cürcânî, Arabça - Türkçe Terimler Sözlüðü, çev. Arif Erkan, Ýst. 1997, Sh. 158.
 
4- Raðýb es-Isfahânî, Müfredât, çev. Prof. Dr. Abdulbaki Güneþ - Dr. Mehmet Yolcu, Ýst. 2010, Sh. 734.
 
5- Ahzab, 33/15.
 
6- A'râf, 7/172-174.
 
Ýbn Abbas (r. anhuma) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Allah, Na'mân'da, yani Arafat'ta Âdem'in soyundan bir söz (Misak) aldý. O zaman Âdem'in sülbünden tüm soyunu çýkarmýþ ve toz hâlinde Âdem'in önüne saçmýþtý. Sonra onlarla bizzat konuþmaya baþladý:
 
"Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?' (demiþti de) Onlar: ' Evet (Rabbimizsin), þahid olduk' demiþlerdi. (Bu,) Kýyamet günü: 'Biz, bundan habersizdik' dememeniz içindir.
 
Ya da: 'Bizden önce atalarýmýz ancak þirk koþmuþtu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuþaðýz iþleri bâtýl olanlarýn yaptýklarýndan dolayý bizleri helâk mý edeceksin' dememeniz için." (A'râf, 7/ 172-173)
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, çev. Hüseyin Yýldýz, Vdð. Ýst. 2013, C. 1, Sh. 65-66, Hds. 1. Hadis Sahih'dir.
 
Hâkîm en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek Ale's-Sahihayn, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2013, C. 6, Sh. 69, Hds. 4053.
 
Ýmam Nesâî, es-Sünenü'l-Kübrâ, çev. Zekeriya Yýldýz, Ýst. 2011, C. 10, Sh. 186, Hds. 11127.
 
7- Hakim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, C. 5, Sh. 137, Hbr. 3308.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 1, Sh. 66-67, Hbr. 2. 
 
Nûreddin el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, çev. Adem Yerinde, Ýst. 2011, C. 11, Sh. 354, Hbr. 11019. Abdullah b. Hanbel, Müsned, C. 5, Sh. 135'den.   
 
Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr, et-Taberî, Taberî Tefsiri, çev. Hasan Karakaya - Kerim Aytekin, Ýst. 1996, C. 4, Sh. 147.
 
Celâleddin es-Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr, çev. Zekeriya Yýldýz, Ýst. 2012, C. 6, Sh. 612-613. Abd b. Humeyd, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Müsned'in Zevâidi olarak, Ýbn Cerîr, Ýbn Ebî Hâtim, Ebu'þ-Þeyh, Ýbn Mende, er-Reddu Ale'l-Cehmiyye'de, Lâlekâî, Ýbn Merdûye, Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sýfât'ta, Diyâ, el-Muhtâre'de ve Ýbn Asakir, Tarih'te.
 
8- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Enbiya, B. 2, Hds. 9.
 
Sahih-i Müslim, Kitabu Sýfatu'l-Münafikin, B. 10, Hds. 51-53.
 
Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 1, Sh. 68, Hds. 3-4.
 
et-Taberî, A.g.e. C. 4, Sh. 147.
 
9- Lokman, 31/13.
 
10- Nisa, 4/48.
 
11- Nisa, 4/116.
 
12- Tevbe, 9/28.
 
13- Ahzab, 33/72.
 
14- A'râf, 7/102.
 
15- Bkz. Bakara, 2/40.
 
16- Rum, 30/6.
 
17- Mâide, 5/1.
 
18- Mü'minun, 23/8.
 
19- Hacc, 22/41.
 
20- Nisa, 4/60.
 
21- Bakara, 2/256.
 
22- Ýmam Hafýz Ýbn Kesîr, Ýbn Kesîr Tefsiri, çev. Dr. Savaþ Kocabaþ, Ýst. 2010, C. 2, Sh. 282.
 
23- Sahih-i Buhârî, Kitabu'r-Rikak, B. 37, Hds. 87.
 
Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Ýman, B. 10, Hds. 49.
 
Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Ýman, B. 18, Hds. 2781.
 
Sünen-i Ýbn Mace, Kitabü'z-Zühd, B. 35, Hds. 4296.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 1, Sh. 71-74, Hds. 6-14.
 
24- Âl-i Ýmran, 3/76.
 
25- Nisa, 4/115.
 
26- Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, C. 1, Sh. 217-218, Hds. 41.
 
Kuzâî, Þihâbü'l-Ahbâr Tercümesi, çev. Prof. Dr. Ali Yardým, Ýst. 1999, Sh. 190, Hds. 624.

Bu Makale 4787 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillâhirrahmânirrahîm

Cinleri Allah'a ortak koþtular. Oysa onlarý O yaratmýþtýr. Bir de hiç bir bilgiye dayanmaksýzýn O'na oðullar ve kýzlar yakýþtýrýp-uydurdular. O ise nitelendiregeldikleri þeylerden yücedir, uzaktýr.

( En'âm Suresi - 100)

Bir Hadis

Ebu Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor:

Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular:
"Allah'ýn en çok sevdiði yerler mescidlerdir. Allah'ýn en ziyade nefret ettiði yerler de çarþý ve pazarlardýr."



Müslim, Mesâcid 288

Bir Dua

"Rabbim, bana verdiðin nimetler adýna, artýk suçlu günahkarlara destekçi olmayacaðým."

Hz. Musa'nýn Duasý (Kasas Suresi 17)

Hikmetli Söz

Açýk yürekle konuþan düþman, içten pazarlýklý dosttan iyidir.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com