Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1796
Toplam 15255541
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN
01/02/2016 - 10:59
 
Abdullah Dai
Kendisinden baþka hak ilâh olmayan, yegâne hüküm ve hikmet sahibi Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ þöyle buyurur:
"Kim Rasul'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiþ olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onlarýn üzerine koruyucu göndermedik." [1]
 
Kendisine itaatin, Allah'a itaat olduðu beyan edilen Rasulullah Muhammed (s.a.s.), Ebu Hüreyre (r.a.)'ýn rivayetiyle þöyle buyurur:
 
"Her kim bana itaat ederse, Allah'a itaat etmiþtir. Her kim bana isyan ederse, Allah'a isyan etmiþtir."[2]
 
Rabbimiz Allah, son þeriatýný kendisiyle gönderdiði en son Nebî ve en son Rasul olan Muhammed (s.a.s.)'i, Allah'a ve ahiret gününe iman eden, Allah'ý çokça zikreden muvahhid mü'minler için hayatýn bütün yönlerinde örnek ve önder kýldý... Siyaset, ekonomi, hukuk, eðitim, ailevî ve sosyal her alanda mü'min müslümanlarýn itaat edecekleri, tabî olup izleyecekleri yegâne þahsiyet Rasulullah (s.a.s.)'dir...
 
"Andolsun, sizin için, Allah'ý ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ý çokça zikredenler için Allah'ýn Rasulünde güzel bir örnek vardýr." [3] buyurur Âlemlerin Rabbi Allah!..
 
Ve yine þöyle buyurur:
 
"De ki:'Eðer siz Allah'ý seviyorsanýz bana uyun.. Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah baðýþlayandýr, esirgeyendir.'
De ki:'Allah'a ve Rasulüne itaat edin.' Eðer yüz çevirirlerse, þübhesiz Allah, kâfirleri sevmez."[4]
 
Bu Ýlâhî buyruk çok mühim ve imanî bir konuya dikkat çekiyor: Allah'a itaat etmekten yüz çevirirlerse, Þübhesiz Allah, kafirleri sevmez. Rasulullah (s.a.s.)'e itaat etmekten yüz çevirirlerse, þübhesiz Allah, kâfirleri sevmez…  Allah'a ve Rasulü (s.a.s.)'e itaat edilmeli ve eðer itaat etmekten yüz çevirilecek olunursa, Allah, kâfir olanlarý sevmez ikâzý, asla unutulmamalý ve konunun hassasiyetiyle, önemi çok iyi kavranmalýdýr!..
 
Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'in ümmeti olanlar, Onun getirdiði Allah kelâmý olan Kur'ân'dan sorulacak, hesaba çekilecek, O'nun þeriatýndan ve Sünneti'nden sorumlu olacaklardýr...
 
"Ve þübhesiz O (Kur'ân), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (Ondan) sorulacaksýnýz."[5]
 
"Sana da (ey Muhammed), önündeki Kitab(larý) doðrulayýcý ve ona bir þahid-gözetleyici olarak Kitab (Kur'ân)'ý indirdik. Öyleyse aralarýnda Allah'ýn indirdikleriyle hükmet ve sana gelen haktan sapýp onlarýn hevâ (istek ve tutku)larýna uyma. Sizden her biriniz için bir þeriat ve bir yol-yöntem kýldýk. Eðer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet kýlardý. Ancak (bu), verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artýk hayýrlarda yarýþýnýz. Tümünüzün dönüþü Allah'adýr. Hakkýnda anlaþmazlýða düþtüðünüz þeyleri size haber verecektir."[6]
 
"Andolsun, kendilerine (Peygamber) gönderilenlere soracaðýz ve onlara gönderilenlere (Peygamberlere) de elbette soracaðýz."[7]
 
Her ümmet, kendisine gönderilen Rasul'den ve þeriatýndan sorumludur... Kendilerinden önce geçmiþ ümmetlerden ve þeriatlarýndan sorumluluklarý yoktur!..
 
Ýþte, Rabbimiz Allah Teâlâ'nýn beyaný:
 
"Onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Onlarýn kazandýklarý kendilerine, sizin kazandýklarýnýz sizedir. Siz, onlarýn yaptýklarýndan sorumlu deðilsiniz."[8]
 
Yahya b. Ca'de (rh.a.) anlatýyor:
 
(Bir gün) Rasulullah (s.a.s.)'e, üzerinde yazý bulunan bir kürek kemiði getirilmiþ de O, þöyle buyurmuþ:
 
"Bir topluluða, peygamberlerinin getirdiklerini terkedip, kendi peygamberlerinden baþka bir peygamberin veya kendi kitaplarýndan baþka bir kitabýn getirmiþ olduðu þeylere yönelmeleri, sapýklýk olarak yeter!"
 
Bunun üzerine Allah Azze ve Celle þu ayeti indirdi:
 
"Kendilerine okunmakta olan Kitabý sana indirmemiz, onlara yetmiyor mu? Þübhesiz bunda, iman eden bir kavim için rahmet ve bir öðüt (zikir) vardýr."(Ankebut, 29/51)[9]
 
Mu'cem'de el-Ýsmailî ve Ýbn Merdûye, Yahya b. Ca'de vasýtasýyla Ebu Hüreyre (r.a.)'den bildirir:
 
Rasulullah (s.a.s.)'in Ashabý'ndan bazý kiþiler, Tevrat'tan yazýlar yazarlardý.
 
Bunu, Rasulullah (s.a.s.)'e bildirdiklerinde O:
 
"Peygamberlerin kendilerine getirdiklerinden yüz çevirip de baþka peygamberin getirdiklerine ya da baþka bir ümmetin kitabýna yönelmek, ahmaklýðýn ve sapýklýðýn önde gelenidir." buyurdu. 
 
Sonra yüce Allah:
 
"Kendilerine okunmakta olan Kitabý sana indirmemiz, onlara yetmiyor mu? Þübhesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öðüt (zikir) vardýr."(Ankebut, 29/51) ayetini inzâl buyurdu.[10]
 
Yegâne önderimiz ve hayat örneðimiz Rasulullah (s.a.s.), ilk insan, ilk peygamber ve medeniyet kurucusu Âdem (a.s.)'dan kendisine gelene kadar her peygamberin ümmetinden, ümmetinin de ondan sorumlu olduðunu apaçýk beyan buyurmuþ ve bu sorumluluða dikkat edilmesini vurgulamýþtýr!..
 
Abdullah b. Sabit (r.a.) anlatýyor:
 
Ömer ibnu'l-Hattab geldi ve:
 
-Ya Rasulallah, Kureyza Kabilesinden bir kardeþime uðradým. Tevrat'tan bana özlü sözler yazdý. Onlarý sana okuyayým mý? diye sordu.
 
Rasulullah (s.a.s.), bunu duyunca yüzünün rengi deðiþti.
 
Ömer'e:
 
-Rasulullah'ýn yüzünün renginin deðiþtiðini görmüyor musun? dediler.
 
Ömer:
 
-Rab olarak Allah'a, din olarak Ýslâm'a, Rasul olarak da Muhammed'e razý oldum, dedi.
 
Bunun üzerine Rasulullah'ýn öfkesi geçti ve:
 
"Caným elinde olana yemin olsun ki Musa, þu ân aramýzda olsa ve beni býrakýp ona tabi olsanýz, sapýtmýþ olurdunuz.
 
Ümmetler içinde benim payým sizlersiniz. Peygamberler içinden de sizin payýnýz benim!" buyurdu.[11]
 
Cabir b. Abdullah (r. anhuma) anlatýyor:
 
Ömer ibnu'l-Hattab, Ehl-i Kitab'dan birilerinden aldýðý bir yazýyý getirip Rasulullah (s.a.s.)'e okudu:
 
Rasulullah (s.a.s.), bunu duyunca öfkelendi ve þöyle buyurdu:
 
"Ya ibnu'l-Hattab, siz de mi onlar gibi þaþkýnsýnýz? Caným elinde olana yemin olsun ki, size tertemiz ve bembeyaz olan bir þeriat getirdim.
 
Ehl-i Kitab'dan olanlara bir þey sormayýn. Zira size, hak olan bir þey söylerler de onu yalanlarsýnýz veya bâtýl olan bir þey söylerler de ona inanýrsýnýz.
 
Caným elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa hayatta olsaydý, bana tabi olmaktan baþka bir seçeneði olmazdý!"[12]
 
Göklerde de ilâh, yerde de ilâh olan[13], mülkün, yani hakimiyetinin tamamý elinde bulunan[14] Âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ'nýn kulu ve Rasulü Muhammed (s.a.s.) böyle buyurdu hem de yemin ederek:
 
"Caným elinde olana yemin olsun ki Musa, þu ân aranýzda olsa ve beni býrakýp O'na tabi olsanýz, sapmýþ olurdunuz."
 
Ve:
 
"Caným elinde olana yemin olsun ki, Musa hayatta olsaydý, bana tabi olmaktan baþka bir seçeneði olmazdý!"
 
Kendisinden baþka hüküm koyucu hak ilâh olmayan Allah Teâlâ'nýn, "Ulu'l-Azm"[15]diye beyan buyurduðu beþ azim sahibi peygamberlerden[16] biri olan Musa (a.s.)'ýn Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'e tabi olmaktan baþka herhangi bir seçeneðinin olmadýðý gibi, Rasulullah (s.a.s.)'in ümmeti, O'nu býrakýp Musa (a.s.)'a tabi olurlarsa, bu tabi oluþ onlarýn dosdoðru yoldan sapmalarýna vesile olurdu. Ulu'l-azm bir peygamber olan Rasulullah Musa (a.s.)'a tabi olmak bu ise, ya "Ulu'l-Azm" peygamberlerden olmayan diðer peygamberlere ve þeriatlerine tabi olmak nasýl olurdu?..
 
Yegâne Rabbimiz ve Ýlâhýmýz Allah Azze ve Celle insan kullarý için hidayet rehberleri kýlmýþ olduðu Nebî olsun, Rasul olsun bütün peygamberlerinden kesin bir söz, yani misak almýþtý ki, þayet Rasulullah Muhammed (s.a.s.), herhangi birisinin saðlýðýnda vazifeli olarak ortaya çýkarsa, O'na iman edip yardýmcý olacaklardý...
 
Önce, Rabbimiz Allah Teâlâ'nýn beyan buyurduðu ayetine bütün dikkatimizle bakalým:
 
"Hani Allah, peygamberlerden kesin bir söz (misak) almýþtý:'Andolsun, size Kitab ve hikmetten verip, sonra size beraberinizdekini doðrulayan bir Rasul geldiðinde, O'na kesin olarak iman edecek ve ona yardýmcý olacaksýnýz.' demiþti ki:'Bunu ikrar ettiniz ve bu aðýr yükünü aldýnýz mý?' Onlar: 'Ýkrar ettik.' demiþlerdi de:'Öyleyse þahid olun, Ben de  sizinle birlikte þahid olanlardaným' demiþti."[17]
 
Bu ayetin tefsirinde þu görüþ beyan edilmiþtir:
 
"Emiru'l-mü'minin Ýmam Ali b. Ebî Talib (r.a.) ile amcasýnýn oðlu Abdullah b. Abbas (r.anhuma) þöyle derler:
 
-Yüce Allah, gönderdiði her peygamberden;
 
"Þayet Allah, Muhammed (s.a.s.)'i peygamber gönderdiðinde sað olursa, mutlaka iman edeceðine ve O'na yardýmcý olacaðýna" dair söz almýþtýr. Her peygambere de ümmetinden, kendileri hayatta iken Allah, Muhammed (s.a.s.)'i peygamber gönderirse, mutlaka O'na iman edip destek vereceklerine dair söz almalarýný emretmiþtir!
 
Tâvus (rh.a.), Hasan el-Basrî (rh.a.) ve Katâde (rh.a.) ise:
 
-Yüce Allah, peygamberlerden birbirlerini tasdik edeceklerine dair ahid almýþtýr, demiþlerdir.
 
Bunlarýn görüþü, Ýmam Ali (r.a.) ve Ýbn Abbas (r.anhuma)'nýn söyledikleriyle çeliþmez, onu reddetmez. Bilâkis Ýmam Ali (r.a.) ile Ýbn Abbas (r.anhuma)'nýn görüþü, bunlarýn söylediklerini gerektirir. Nitekim, Abdurrezzâk.... Tavus'dan, Ýmam Ali (r.a.) ve Ýbn Abbas (r.anhuma)'nýn sözünün benzerini rivayet etmiþtir."[18]
 
Ýmam Ýbn Kesîr (rh.a.), bu görüþleri kaydettikten sonra þöyle der:
 
"Son peygamber Muhammed (s.a.s.), beþeriyetin en büyük önderidir. O, herhangi bir çaðda yaþamýþ olursa olsun, tüm peygamberlerden önce itaat edilmesi gereken peygamber olurdu."[19]
 
Gecesi, gündüzü kadar apaydýnlýk olan bu hakikatýn beyanýndan sonra, peygamber oðlu peygamber Yusuf (a.s.)'dan bahsedebiliriz!..
 
Yusuf (a.s.):
 
"Dedi ki:'Size rýzýklanacaðýnýz bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka daha size gelmeden önce onun ne olduðunu haber veririm. Bu, Rabbimin bana öðrettiklerindendir. Doðrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanýmayanlarýn tâ kendileri olan bir topluluðun dinini terk ettim.
 
Atalarým Ýbrahim'in, Ýshak'ýn ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiçbir þeyle þirk koþmamýz bizim için olacak þey deðil. Bu, bize ve insanlara Allah'ýn lütuf ve ihsânýndandýr, ancak insanlarýn çoðu þükretmezler.
 
Ey zindan arkadaþlarým, birbirinden ayrý (bir sürü) rabler mi daha hayýrlýdýr, yoksa Kahhar olan bir tek Allah mý?
Sizin Allah'dan baþka taptýklarýnýz, Allah'ýn kendileri hakkýnda hiçbir delil indirmediði, sizin ve atalarýnýzýn ad olarak adlandýrdýðýnýzdan baþkasý deðildir. Hüküm, yalnýzca Allah'ýndýr. O kendisinden baþkasýna kulluk etmemenizi emretmiþtir. Dosdoðru olan din budur, ancak insanlarýn çoðu bilmezler."[20]
 
Gerek zindan da bulunduðu yýllarda, gerekse zindandan çýkýp ömrümün sonuna kadar yaþadýðý hayatta Allah'ýn peygamberi Yusuf (a.s.)'ýn inancý, ameli ve tavrý, bu ayetlerde anlatýldýðý gibi idi!..
 
O günün Mýsýr yönetiminde "Maliye Bakanlýðý"na getirildiðinde ayný akîdede olan Yusuf (a.s.), kendisini görevlendiren Âlemlerin Rabbi Allah'ýn emri ve lütfu ile bu görevi aldý ve Allah, O'nu o bölgede güç ve iktidar sahibi kýldý:
 
"Ýþte böyle, biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkân (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mýsýr'da) dilediði yerde konakladý. Biz kime dilersek, rahmetimizi nâsib ederiz ve iyilik yapanlarýn ecrini kayba uðratmayýz."[21] buyuran Rabbimiz Allah Teâlâ, Yusuf (a.s.)'ýn tamamen vahyin denetiminde olduðunu ve görevinde mevcûd düzenden baðýmsýz bulunduðunu beyan buyurmaktadýr...
 
Ebu Hüreyre (r.a.) anlatýyor:
 
Rasulullah (s.a.s.)'e:
 
-Ýnsanlarýn en kerimi kimdir? diye soruldu.
 
Rasulullah (s.a.s.):
 
"Allah'a en takvalý olanlarýdýr." buyurdu.
 
Sahabîler:
 
-Biz, sana bundan sormuyoruz, dediler.
 
Rasulullah (s.a.s.):
 
"Ýnsanlarýn þerefçe en kerimi, Allah'ýn peygamberi Yusuf'tur. Yusuf, Allah'ýn peygamberi (Yakub'un) oðludur. O da, Allah'ýn peygamberi (Ýshak'ýn) oðludur. O da, Allah'ýn peygamberi Halîlullah'ýn oðludur." buyurdu.[22]
 
Allah'ýn peygamberi Yusuf (a.s.)'ý bu þekilde öven Rasulullah Muhammed (s.a.s.), kendisi var iken, O'nu yani þeriatýný ve Sünneti'ni býrakýp Yusuf (a.s.)'a tabi olmanýn, dosdoðru yoldan ayrýlýp sapmadan baþka bir þey olmadýðýný buyuruyor!..
 
Bu konudaki rivayetleri tek tek kaydedelim:
 
1- Zührî (rh.a.) bildiriyor:
 
(Mü'minlerin annesi) Hafsa, kürek kemiði üzerine yazýlan ve Yusuf (a.s.)'ýn kýssasýný anlatan bir yazýyý getirip Rasulullah (s.a.s.)'e okumaya baþladý. O, okurken, Rasulullah (s.a.s.)'in yüzü renkten renge giriyordu. Sonunda:
"Caným elinde olana yemin olsun ki, ben aranýzdayken Yusuf gelse ve siz beni býrakýp O'na tabi olsaydýnýz, doðru yoldan sapmýþ olurdunuz!" buyurdu.[23]
 
2-Zührî (rh.a.) bildiriyor:
 
Hafsa, kürek kemiði üzerine yazýlan ve Yusuf (a.s.)'ýn kýssasýný anlatan bir yazý getirip Rasulullah (s.a.s.)'e okumaya baþladý. O, okurken Rasulullah (s.a.s.)'in yüzü renkten renge giriyordu. Sonunda:
"Caným elinde olana yemin olsun ki, ben aranýzdayken Yusuf gelse ve siz beni býrakýp O'na tabi olsanýz, doðru yoldan sapmýþ olursunuz!" buyurdu.[24]
 
3-Zührî (rh.a.)'in bildirdiðine göre:
 
Hafsa, Rasulullah (s.a.s.)'e, Yusuf (a.s.)'ýn kýssasýndan bahsederken, kürek kemiði üzerine yazýlmýþ bir kitab/yazý getirerek okumaya baþladý. Rasulullah (s.a.s.)'in yüzünün rengi deðiþti ve:
 
"Nefsim elinde bulunan (Allah)a yemin ederim ki, Yusuf size gelse ve siz, O'na tabi olup beni terketseniz, sapmýþ olursunuz!" buyurdu.[25]
 
4-Meþhur müfessirlerden Elmalýlý M. Hamdi Yazýr (rh.a.) "Hak Dini Kur'ân Dili" adlý tefsirinde ravi adý vermeden ayný hadisi kaydeder. Þöyle ki:
 
"Hazret-i Hafsa (r.anha) da, bir kürek (kemiði) üzerine Yusuf (a.s.)'ýn kýssasýndan bir yazý getirmiþ, Hazret-i peygamber'e okumuþtu. Aleyhi's-Salâtu ve's-Selâm'ýn vechi, renkten renge girerek buyurdu ki:
 
"Caným yed-i Kudretinde olan Zât-ý A'lâ'ya kasem ederim ki, ben aranýzda iken size Yusuf gelse de beni býrakýp, Ona uyacak olsanýz sapmýþ olursunuz. Ben, sizin peygamberlerden nâsibinizim, siz de benim, ümmetlerden nâsibimsiniz!"[26]
 
Allah'ýn indirdikleriyle hükmetmeyen laik-demokratik þirk yönetimlerine Yusuf (a.s.)'ý delil getirenler, bu delillerden sonra çok düþünmelidirler!..
 
Yahya b. Ca'de (rh.a.) anlatýyor:
 
Rasulullah (s.a.s.)'e, kürek kemiði üzerine yazýlmýþ bir kitabe getirildi. Bunun üzerine þöyle buyurdu:
 
"Bir kavim için, peygamberlerinin kendilerine getirdiði þeyden yüz çevirerek, peygamberlerinden baþkasýna yönelmeleri veya kitablarýndan yüz çevirerek, baþka bir kitaba yönelmeleri ahmaklýk -ya da dalâlet- olarak yeter."
 
Bunun üzerine Allah Teâlâ þu ayeti indirdi:
 
"Kendilerine okunmakta olan Kitabý sana indirmemiz, onlara yetmiyor mu? Þübhesiz bunda, iman eden bir kavim için bir rahmet ve bir öðüt (zikir) vardýr."(Ankebut, 29/51)[27]
 
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ tarafýndan bütün insanlýða peygamber gönderilen son Nebî ve son Rasul Muhammed (s.a.s.), bedenen ümmetin arasýndan ayrýldý, fakat Allah'ýn vahiy ile O'na inzâl buyurduðu Kitab, yani Kur'ân-ý Kerim ve Kur'ân'ýn hayata uygulanýþý olan Sünnet, ilk günkü yeniliði ve tazeliði ile ümmet arasýnda yaþamaktadýr... "Allah'ýn Kitabý ve Nebîsinin Sünneti", ümmete miras býrakýlan iki þeydir ki, onlara sýmsýký sarýlmak dosdoðru yol üzerinde olup, asla sapmamak demektir...
 
Ýbn Abbas (r.anhuma) anlatýr:
 
Rasulullah (s.a.s.), Vedâ Haccý'nda insanlara hutbe verip þöyle buyurdu:
 
"Gerçek þu ki ben, aranýzda kendisine sýmsýký sarýlmanýz hâlinde ebediyen asla sapmayacaðýnýz þeyler býraktým:
Allah'ýn Kitabý ve Nebîsinin Sünneti!"[28]
 
Ýmrân b. Hüsayn (r.a.) anlatýr:
 
Kur'ân nâzil oldu. Rasulullah (s.a.s.) Sünnetleri koydu ve sonra:
 
"Bize uyunuz. Vallahi, eðer böyle yapmazsanýz, sapýtýrsýnýz." buyurdu.[29]
 
Yegâne önderimiz ve hayat örneðimiz Rasulullah (s.a.s.), laik-demokratik bir þirk devletinin egemen olduðu Mekke ortamýnda, Nübüvvet ve Risâle, ile görevli kýlýndý. Küfrün ve þirkin egemen olduðu ve Allah'ýn indirdiði hükümlerin dýþlanýp yasaklandýðý bir ortamda Rasulullah (s.a.s.), Allah'ýn muradýna ve rýzasýna uygun hareket etti... O'nun, Kalî, Fiilî ve Takrirî Sünneti, kýyamete kadar bütün ümmetini baðlayýcýdýr... Kur'ân ve Sünnet'e sarýlmak, kurtuluþun tâ kendisidir...
 
Ýmam Hasan el-Basrî (rh.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur: 
 
"Sünnet üzere yapýlan az amel, bid'at üzere yapýlan çok amelden üstündür. Benim Sünnetimi uygulayan bendendir. Sünnetimden yüz çeviren benden deðildir."[30]
 
"Artýk ey basiret sahibleri ibret alýn!"[31]
 
 
Dipnot

[1]- Nisa, 4/80.

[2]- Sahih-i Buhâri, Kitabu'l-Ahkâm, B. 1, Hds. 1.

Kitabu'l-Cihad ve's-Siyer, B. 108, Hds. 164.

Sahih-i Müslim, Kitabu'l Ýmâre, B. 8, Hds. 32-33.

Sünen-i Ýbn Mace, Mukaddime, B. 1, Hds. 3.

Sünen-i Nesâî, Kitabu'l Biat, B. 27, Hds. 4175.

Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, çev. Hüseyin Yýldýz, Vdð. Ýst. 2014, C. 19, Sh. 299-301, Hds. 27198-27204.

Ýmam Nesâî, es-Sünenü'l-Kübrâ, çev. Hasan Yýldýz, Ýst. 2011, C. 8, Sh. 115, Hds. 8674-8675.

[3]- Ahzab, 33/21.

[4]- Âl-i Ýmrân, 3/31-32.

[5]- Zuhruf, 43/44.

[6]- Mâide, 5/48.

[7]- A'râf, 7/6.

[8]- Bakara, 2/134,141.

[9]- Sünen-i Dârimî, Mukaddime, B. 42, Hds. 484.

Celâleddin es-Suyutî, Esbâbu'n-Nüzûl, çev. Abdulcelil Alpkýray, Ýst. 2015, Sh. 401. Ýbn Ebî Hâtim'den.

Ýmam Kurtubî, el-Câmiu Li Ahkâmi'i-Kur'ân, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2002, C. 13, Sh. 418.

Celâleddin es-Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr Fi't-Tefsîr Bi'l-Me'sûr, çev. Hasan Yýldýz, Ýst. 2012, C. 11, Sh. 537. Firyabî ve Ýbn Munzir'den.

Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Ýbn Kayyim Tefsiri-Bedâi'u't-Tefsîr, çev. Dr. Harun Öðmüþ-Dr. Halil Aldemir, Ýst. 2011, C. 3, Sh. 305.

[10]- Celâleddin es-Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr, C.11, Sh. 537.

[11]- Ýmam Ahmed b. Hanbel, A.g.e. C. 1, Sh. 476, Hds. 719.

Abdurrezzâk es-San'ânî, Musannef, çev. Zekeriya Yýldýz, Ýst. 2013, C. 6, Sh. 139, Hds. 10164.

Ahmed b. el-Hüseyin el-Beyhakî, Þuabu'l-Ýman, çev. Hüseyin Yýldýz, Ýst. 2015, C. 5, Sh. 433-434, Hds. 4836.

Ýbn Abdi'l-berr, Câmiu Beyâni'l-Ýlmi ve Fadlihi, çev. Mahmud Varhan-Ali Yücel,Ýst. 2015, Sh. 285, Hds. 952.

Sünen-i Dârimî, Mukaddime, B. 39, Hds. 441.

Nûreddin el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, çev. Adem Yerinde, Ýst. 2007, C. 1, Sh. 473, Hds.806 Taberanî'den. C. 1, Sh. 475, Hds. 810. Taberâni el-Mu'cemu'l-Kebîr'de, Ebu'd-Derdâ (r.a.)'dan.

[12]- Ýmam Ahmed b. Hanbel, A.g.e. C. 1, Sh. 475, Hds. 718.

Ýbn Ebî Þeybe, Musannef, çev. Hüseyin Yýldýz, Vdð. Ýst. 2011, C. 10, Sh. 429, Hds. 26949.

Ýbn Abdi'l-berr, A.g.e. Sh. 286, Hds. 954.

Dârimî, Mukaddime, B. 39, Hds. 441.

Nûreddin el-Heysemî, A.g.e. C. 1, Sh. 474, Hds. 808. Ebu Ya'lâ ve Bezzâr'dan.

[13]- "Göklerde ilâh ve yerde ilâh O'dur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir." Zuhruf, 43/84.

[14]- "Mülk elinde bulunan (Allah) ne yücedir. O, her þeye güç yetirendir." Mülk, 67/1.

[15]- Rabbimiz Allah þöyle buyurdu:

"Artýk sen sabret. Rasullerden azim sahiblerinin (ulu'l-azm) sabrettikleri gibi." Ahkaf, 46/35.

[16]- "Hani Biz, peygamberlerden kesin sözlerini almýþtýk. Senden, Nuh'dan, Ýbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oðlu Ýsa'dan. Biz, onlardan sapasaðlam bir söz almýþtýk." Ahzab, 33/7.

[17]- Âl-i Ýmrân, 3/81.

[18]- Ýmam Hafýz Ýbn Kesîr, Ýbn Kesîr Tefsiri, çev. Dr. Savaþ Kocabaþ, Ýst. 2010, C. 2, Sh. 448.

Ýmam Kurtubî, el-Câmiu Li Ahkâmi'i-Kur'ân, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 1997, C. 4, Sh. 262.

Celâleddin es-Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr, C. 3, Sh. 566-567. Ýbn Cerîr ve Ýbnu'l-Munzir'den.

Fahruddin er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr-Mefâtihu'l-Gayb, çev. Prof. Suat Yýldýrým, Vdð. Ank. 1989, C. 6, Sh. 432.

Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Taberî Tefsiri, çev. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin, Ýst. 1996, C. 2, Sh. 303-304.

[19]- Ýmam Hafýz Ýbn Kesîr, A.g.e. C. 2, Sh. 449.

[20]- Yusuf, 12/37-40.

[21]- Yusuf, 12/56.

[22]- Sahih-i Buhâri, Kitabu'l-Enbiya, B. 21, Hds. 57.

Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fedâil, B. 44, Hds. 168.

Ýmam Buhâri, Edebü'l-Müfred, B. 71, Hds. 129.

Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 17, Sh. 117, Hds. 24636-24637.

Ýmam Nesâî, es-Sünenü'l-Kübra, C. 10, Sh. 233, Hds. 11185.

[23]- Abdurrezzâk es-San'ânî, Musannef, C. 11, Sh. 146, Hds. 20061. C. 6, Sh. 139, Hds. 10165.

Celâleddin es-Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr, C. 11, s. 537.

Not: Ayný sahifenin 5 nolu dipnotunda:

"Elbânî: Ravileri güvenilir kiþilerdir. Ancak munkatý' bir hadistir, dedi." Kaydý yer alýr.

[24]- Ahmed b. el-Hüseyin el-Beyhakî, Þuabu'l-Ýman, C. 5, Sh. 436, Hds. 4840.

Not: Ayný sahifenin 3 nolu dipnotunda, ayný hadisin, "Herevî, Zemmü'l-Kelâm (3/64)1-2) adlý eserinde yer aldýðý ve Ravileri güvenilirdir, ancak Zührî ve Hafsa arasýnda kopukluk vardýr." kaydý yer alýr.

[25]- el-Hafýz Ýbn Hacer el-Askalânî, Metâlibu'l Âliye, çev. Halil Ýbrahim Kaçar-Adem Yerinde, Ýst. 2006, C. 3, Sh. 444, Hds. 3024. Ýshâk b. Rehaveyh'in Müsned'inden.

[26]- Elmalýlý M. Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur'ân Dili, Ýst. T.y. C. 6, Sh. 246. (Yenda Yayýnlarý)

Sadeleþtirilmiþ nüsha: C. 6, Sh. 226. (Azim Yayýnlarý)

[27]- Ýbn Abdi'l-berr, A.g.e. Sh. 284, Hds. 947.

Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, A.g.e. C. 6, Sh. 384-385.

Abdulfettah el-Kadî, Esbab-ý Nüzûl, çev. Doç. Dr. Salih Akdemir, Ank. 1986, Sh. 296

Ýmam Ebu'l-Ferec Cemâleddin Abdurrahman Ali b. Muhammed Cevzî, Zadu'l-Mesir Fi Ýlmi't-Tefsîr, çev. Doç. Dr. Abdulvehhab Öztürk, Ýst. 2009, C. 4, Sh. 586.

Prof. Dr. Vehbe Zuhaylî, Tefsiru'l-Münir, çev. Hamdi Arslan, Vdð. Ýst. 2003, C. 11, Sh. 17-18.

[28]- Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek Ale's-Sahihayn, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2013, C. 1, Sh. 469-470, Hds. 323-324.

Ýmam Mâlik, Muvatta', Kitabu'l-Kader, Hds. 3.

[29]- Ýmam Ahmed b. Hanbel, A.g.e. C. 1, Sh. 509, Hds. 792.

Nûreddin el-Heysemî, A.g.e. C. 1, Sh. 471, Hds. 803.

[30]-  Abdurrezzâk es-San'ânî, A.g.e. C. 11, Sh. 358, Hds. 20568.

[31]- Haþr, 59/2.


Bu Makale 4805 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Þüphesiz kendi emeði (veya çabasý) görülecektir.

( Necm Suresi - 40)

Bir Hadis

Enes (r.a) ’in belirttiðine göre:

Hz. Peygamber (s.a.v.) sözünün iyi anlaþýlmasý için konuþmasýný üç defa tekrarlardý. Bir topluluðun yanýna varýp onlarý selâmlayacaðý zaman üç defa selâm verirdi.



Buhârî, Ýlim 30, Ýsti’zân 13. Ayrýca bk. Tirmizî, Ýsti’zân 28

Bir Dua

“…Allah’ým, nefsime takvasýný ver, onu temizle, onu temizleyenlerin en hayýrlýsý sensin.
Onun velisi (sahibi) ve mevlâsý (efendisi) sensin.”

(Müslim, Zikir, Dua, Tevbe ve Ýstiðfar, 73)

Hikmetli Söz

Ýnsanýn üç dostu vardýr: 1. Þahsi dostu, 2. Dostunun dostu, 3. Düþmanýnýn düþmaný. Hz. Ali (r.a) 

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com