Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2351
Toplam 15246727
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Anne ve Babalara Üç Nasihat
09/03/2009 - 15:10
 
Dr Þerafeddin Kalay
Hakký bilip, hissedip de ondan uzak duruþ, ona sýrt çeviriþ, ona karþý duruþ Allah'ýn gazabý çeken bir tavýrdýr. Bu gün bir çok yolunu þaþýrmýþlarýn yakýn ilgisini çekse de, uzattýklarý yaðlý dilimlerin peþinden sürüklenir hale gelseler de yer yüzünü ifsad emek için çalýþan Yahudîler, yer yüzünde harp ateþinin fitilleyicisi, fesad yayýcýlar ve Allah'ýn gazabýný, zilleti, meskeneti hak edenler olarak vasýflanmýþlardýr. (1)
   Bu gün yeryüzünün hangi alanlarda nasýl ifsad edildiði, bunda kimlerin daha çok parmaðýnýn olduðu konusunda yapýlacak araþtýrmalar, gözler önüne dehþetli manzaralar, ibretli sahneler serecektir.
   Süslü kelimelerle dile getirilen hak, hukuk, hürriyet ve adalet sözlerinin gerisinde dünyada nelerin yaþandýðý, nelerin cereyan ettiði artýk saklanamaz hale gelmiþtir. Kelimeler, vahþetleri örtmeye þimdiden yetmiyor…
   Rabbimizin sayýsýz nimetlerle donatýp hizmetimize sunduðu dünyanýn kendisinin bile nasýl bir çýlgýnlýða, zulme kurban gitmenin eþiðine geldiði de gözler önündedir. Geline nokta bu gün zalimleri bile korkutur, ürkütür hale gelmiþtir.    
   Çevre kirliliðinin dillerde dolaþýr hale geldiðini bir gerçektir. Ancak ondan daha tehlikeli noktalara yükselen bilgi, duygu, ölçü kirliliði üzerinde fazla durulmadýðý, düþünülmediði, dillendirilmediði de bir baþka gerçektir…
   Konuya bu kadar geniþ bir açýdan girmeyi tercih ediþim kýsa bir hatýrlatýþla da olsa zihinlerimizin bu alanda tefekkür ufuklarýnda dolaþmasý arzusudur.
Bizim bu satýrlarda asýl söylemek istediðimiz ise yuvalarýmýzla ilgili birkaç kelime, üç nasihattir:  
   1 - Anne ve babalar evinizin, kendinizin ve çocuklarýnýzýn maddî, manevî temizliðine dikkat edininiz.
   Rabbimizin, Rasûlü'ne ilk emirlerinden olan þu emirleri ibret ve tefekkürle deðerlendiriniz:
"Ey örtüsüne bürünen! 
Kalk ve insanlarý hakka uyandýr.
Sadece Rabbini yüce taný.
Temiz tut elbiselerini.
Yüz çevir, uzak dur, terk et putlarý, bütün kötülükleri ve bâtýl zihniyetleri.
Çok görüp baþa kakma yaptýðýn iyilikleri!
Ve Rabb'in için sabret, göster sebatýný …"  (Müddesir  74/ 1-7)
   Bu âyetlerde teblið emri var, tevhid vurgusu var, dýþ temizlik var, iç temizlik var, güzel ahlâka irþad var ve inanýlýp gönül verilen davada sabr ve sebat var…
   Hýra Daðý'nda nazil olan âyet-i kerîmeler "Yaratan Rabb'inin adýyla oku!" emriyle baþlýyordu. Bunu "Ýslâm' ýn ilk emri Oku! emridir," diye biraz eksiðiyle sýk sýk tekrarlýyoruz.
   Ancak bilmemiz gereken bir gerçek daha vardýr. Hýra'da nazil olan bu ilk âyet-i kerimelerden sonra bir süre vahyin geliþi durmuþ, daha sonra yukarýda zikredilen Müddesir Sûresinin ilk âyetleri nazil olmuþtur. Yeni emirler ve irþad gelmiþtir. Bir baþka ifadeyle söylemek gerekirse "Yaratan Rabb'inin adýyla oku!" emrinden sonra hak davayý teblið ve maddî-manevî temizlik emirleri nazil olmuþtur. Dolayýsýyla iç ve dýþ temizlik Ýslâm'ýn ilk emirlerindendir.
   Tevhid inancýnýn safiyet ve berraklýðýnýn, ona zarar verecek kirlerden, bulanýklýklardan uzak olmasýnýn son derece mühim olduðunda þüphe yoktur. Ýki cihan saadeti temelde buna baðlýdýr.
   Onunla iç içe zikredilen dýþ temizliðin ehemmiyeti de gözlerden ve gönüllerden kaçamamalý, ihmale uðramamalýdýr. Bedenimizin, elbiselerimizin, evimizin, eþyamýzýn temizliði de bu temizlik çerçevesindedir. Bu âile fertlerimizin saðlýk ve sýhhati, huzur ve saadetimiz için de son derece lüzumludur.
   Kýsaca mü'minin bedeni, elbisesi, evi, iþ yeri, bulunduðu ortam temiz olmalýdýr. Görenin gönlüne ferahlýk verecek derecede temiz…
   Elbise veya ev temizliði denilince de lüks ve pahalýlýk anlaþýlmamalýdýr. Sadeliðin kendine ait bir güzelliði ve olgunluðu vardýr. Temizlik, pahalýlýk ve lüksten çok farklý bir þeydir. Temizlik mü'minin þi'ârý olmalýdýr. Ýslâm’ýn emri budur.
   Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin çevresinde bulunan ashabýna söylediði þu sözler bizleri dýþ görünüþe dikkat, tertip, düzen ve temizlik konusunda irþad edicidir:
"Siz kardeþlerinizin yanýna geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyin. Binekleriniz, üzerlerindeki eðerleriniz, semerleriniz, yükleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diðer insanlarýn içinde vücuttaki güzel ben gibi göze çarpýcý ve güzel olun. Þüphesiz Allah çirkinliði, kötülüðü sevmez; çirkinleþmeyi de sevmez."  (2)
   Bir mü'min her zaman ve her yerde, giyiminin düzgünlüðü, endamýnýn uyumluluðu ve davranýþlarýnýn olgunluðu takdir toplamalýdýr.
   Esasen mü'min her þeyiyle güzel olmalýdýr. Davranýþlarýyla, cana yakýnlýðýyla, kullandýðý kelimelerle, ifade gücüyle, taþýdýðý niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle… Sadelikte güzelliði yakalayýþýyla, zevk anlayýþýyla, fýtrata güzel gelen þeyleri seçiciliðiyle, yakalayýþlarý ve vurgularýyla takdir edilir, dostluðu istenilir ve arzu edilir bir insan olmalýdýr.
   Ayný þey evi için de geçerlidir. Evler düzenli, temiz ve hijyenik olmalýdýr. Elbette çocuklarýn hali ve çocuklu evlerin durumu bilinir. Ancak bu ihmale sebep gösterilmemeli, evde sýhhatli bir ortamýn daima varlýðý korunmaya çalýþýlmalýdýr. Bu, kendimiz ve çocuklarýmýz için son derece lüzumludur.
*
   "Temizlik Ýslâm’ýn þi'ârýdýr," dedik. Abdesti düþününüz, deðiþik vesilelerle emredilen guslü, diðer taharet emirlerini, hele de diþlerin temizlenmesini, yani misvaðý ve misvak ile ilgili teþvik edici hadisleri, Efendimizin diþlerini misvak kullanmadaki devamlýlýk ve dikkatini, ümmetini bu yönde ýsrarlý teþvikini düþününüz.
   Bir þeyi daha düþününüz. Daha dün temizlik nedir bilmeyen, taharet nedir anlamayan, halen de asýl ruhunu yakalayamayan batýlýlardan temizlik ve düzenlilik dersi alýr, onlara imrenir hale geldiðimizi… Daha doðrusu neler kaybettiðimizi ve ne hale geldiðimizi…
   Evlerimiz bizim ve çocuklarýmýzýn en çok vakit geçirdiði, oturduðu, yattýðý, kalktýðý, gülüp oynadýðý, yuvarlandýðý, namaz kýldýðý, yemek yediði yerdir. Yuva bizim yuvamýzdýr. O, bizlere yakýþýr þekilde olmalýdýr. Bu eþyanýn varlýðýyla deðil bizim duygu ve hassasiyetimizle ilgili bir konudur. 
*
   2 - Babalar, âilenizin nafakasýný helal yoldan temin ediniz ve bunun da bir ibadet, bir ecir ve mükafat yolu olduðunu biliniz.
   Allah Rasûlü'nün hizmetinde bulunan Sevbân (r.a.) rivâyet ediyor: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu:
   "En fazîletli dinar, bir insanýn kendi âilesinin nafakasý için sarf ettiði dinardýr. Allah yolunda cihad için bineðine sarf ettiði dinardýr.  Allah yolunda cihad eden arkadaþlarýna sunduðu dinardýr." (3)
   Bir insanýn helalinden rýzk kazanarak evine getirmesi, hanýmýnýn ve çocuklarýnýn nafakasýný Allah rýzasýna uygun bir þekilde temin etmesi, onlara izzetli ve þerefli bir hayat sunmasý elbette ecri hak eden bir davranýþtýr. Bu asil ve nezih davranýþ asla hafife alýnmamalý, küçümsenmemelidir.
   Nitekim hadisin rivâyet zincirinde yer alan Ebu Kýlâbe (rh.a.) þöyle der: "Küçük çocuklarýn nafakasýný temin eden, onlarý baþkalarýna muhtaç olmaktan, baþkalarýnýn mallarýna göz dikmekten kurtaran, onlarý koruyan, onlarýn yetiþip faydalý insanlar olmalarý için Allah'ýn vesile kýldýðý, çocuklarýnýn ihtiyacýný gideren bir insanýn ecrinden daha büyük bir ecir nasýl olur ki?" (4)   
   Ýnsan yavrusu diðer canlýlarýn yavrularýndan farklýdýr. Onun anne ve babaya diðer canlýlarýn anne ve baba ihtiyacýndan daha fazladýr. Belli bir çaða erinceye kadar anne ve babasýnýn nafaka teminine, sevgi ve sýcaklýðýna ihtiyacý vardýr. Onlar olmadan hayat basamaklarýný týrmanamaz.
   Bir geyik yavrusu doðduðundan birkaç dakika sonra ayaða kalkar, yürümeye, çok geçmeden de koþmaya baþlar. Bir ördek yavrusu doðuþtan yüzmeyi bilir. Onlarýn anneye ihtiyacý olsa bile bu ihtiyaç fazla deðildir. Babaya ise hiç ihtiyaç duymazlar. Kuþ yavrularýnýn çoðu gýda ve korunma için anne ve babaya muhtaçtýrlar. Balýk yavrularý çok defa anne, babasýný görmezler. Hayatýný devam ettirmek için onlara ihtiyaçlarý yoktur. Fakat insan yavrusunun anne ve baba ihtiyacý gerçekten büyüktür. Yaratýlýþlarý da buna uygundur...
   Ayrýca evin hanýmýnýn da erkeðinin sunacaðý nafakaya ihtiyacý vardýr. O, bu sayede üzerine düþen annelik ve hanýmlýk görevlerini tam yapabilir. Elbette ki ona gönül huzuru ve sevgiyle sunulacak nafaka kiþiye ecir kazandýrýr.
   Allah Rasûlü (s.a.v.); "Bir Müslüman âilesi için nafaka temin eder ve Allah katýnda sevab ümid ederek bunu âilesine sunarsa, sunduðu nafaka sadakadýr, onun gibi ecir alýr," (5) buyurur. 
   Sa'd Ýbn Ebî Vakkas'tan (r.a.) gelen bir rivâyet daha geniþ mânâlýdýr ve hanýmlarýn nafakasýyla ilgili daha net vurgu taþýr:
   "Bir mü'min Allah rýzasýný arzulayarak sarf ettiði her nafakadan ecir alýr. Hatta hanýmýnýn aðzýna koyduðu lokmadan bile ecir alýrsýn." (6)
   Âile sorumluluðunu yüklenmiþ bir insanýn hanýmýna ve çocuklarýna üzerinde baþkalarýnýn hakký olan haram para, haram parayla alýnmýþ gýda götürmesi büyük bir þuursuzluk, gerçek bir nankörlüktür. Baþkalarýnýn acý ve sýkýntýlarýnýn, göz yaþlarý ve bedduâlarýnýn üzerine saadet kurulmaz.
   Kumardan gelen paralar, nice hanelerin yýkýlmasýna, nice insanlarýn nafakasýzlýk çekmesine sebep olan paralardýr. Alýn teri, göz nuru taþýmayan paralardýr.
   Ýçki satýþýndan gelen paralar nice yuvalarýn içini huzursuzlukla dolduran, nice küfür, isyan ve çirkin sözlerin dile gelmesine sebep olan paradýr. Nice yuvalarda zulüm ve baskýnýn sebebi olan paradýr. Nice suçlarýn, iðrençliklerin kaynaðý olan paradýr.
   Âilesinin ve çocuklarýnýn nafaka hakký olan bir parayý içkiye, kumara, haram yollara veren insanlar da bunun hem dünyada, hem de mîzan gününde acý ve azabýný göreceklerdir.
   Bar, pavyon, meyhane açanlarýn, kötülük ve çirkeflik için merkezler kuranlarýn, içki büfelerini, kumarhaneleri kazanç kaynaðý kabul edenlerin nasýl bir duygu, nasýl bir þuur taþýdýklarý üzerinde düþünülmesi gereken bir konudur.
   Fakirlikten dem vurup evine, çocuklarýna bir kilo elma götürmeyen nice insanlarýn parklarda aðaç ve çalý diplerine oturup bir taraftan sigara dumanladýðýný, diðer taraftan raký, bira içtiðini az görmüyoruz.
   Ev mahremiyetlerini de hiçe sayarak evlere sýzan ve baþkalarýnýn can ve mal emniyetini tehdit eden hýrsýzlar, her gün yeni bir saldýrýsý dile getirilen kapkaççýlar, cepçiler ve çantacýlar bunu nasýl bir kazanç kabul ediyorlar?.. Nasýl bir kalp, nasýl bir vicdan taþýyorlar, hangi duygularla ve nasýl yetiþtiler, âkýbetleri ve âhiretleri hakkýnda ne düþünüyorlar?.. Yoksa bütün duygularý bastýrýp þeytanlýklarý hakkýnda hiçbir þey düþünmek istemiyorlar, düþünmekten kaçýyorlar mý?
   Elbette þu dile getirilenlerden daha iðrenç, daha zalimce ve daha büyük kazanç yollarý da var. Tasvirinden bile hoþlanmadýðýmýz yollar. Kazançlarýný çirkin temeller üzerine oturtanlarýn, binlerce insaný günaha sürükleyerek bundan kazanç temin edenlerin ve itibar görenlerin varlýðý bilinen bir gerçek…
   Bunlarý birkaç saniyeliðine de olsa gözlerinizin önünden geçirin. Yuvalara helal kazanç taþýmanýn nasýl bir nimet olduðu üzerinde tefekkür edin, kire, pasa, çamurlara ve necasete bulaþmamak için gayret edin, helal kazanç için çýrpýnýn, veren Allah'a hamd edin, þükredin, bereketi için duâ edin…
   Çocuklarýnýza az da olsa helal lokma getirmenin gururunu ve þuurunu yaþayýn. Onlara da bu þuuru aþýlayýn.
 *
3 - Kanaatkâr olunuz.
   "Kanaat tükenmez bir hazinedir" denilir. O gerçekten tükenmez bir hazinedir. Bunun içindir ki Allah Rasûlü (s.a.v.); "Gerçek zenginlik mal çokluðundan kaynaklanan zenginlik deðil, insanýn gönül zenginliðidir,"  (7) buyurur
   Abdullah Ýbn Amr Ýbn Âs'ýn (r.a.) naklettiði bir hadiste:
   "Müslüman olan, yetecek derecede rýzýklandýrýlan ve Allah tarafýndan kendisine verilen nimetlere kanaatkâr kýlýnan kimse felaha ermiþtir," (8) buyrulur.
Dünyalýk ve makam hýrsý insaný bir çok hatalarýn içine sürükler ve dostlarýndan eder. Âile yuvalarýndaki kanaatsizlik yuvalarý huzursuz, âile fertlerini tedirgin, güneþli günleri bile karanlýk eder. Gönüllerde yeþeren birçok güzel duyguyu siler, hissedilemez hale getirir. Birçok yuvanýn daðýlma sebebidir. Allah Rasûlü (s.a.v.);
    "Yazýklar olsun altýna, gümüþe, kadifeye, ipekli kumaþlara kul olanlara! Onlarý elde edince hoþlanýp, elde edemeyince razý olmayanlara!" (9) buyurur.
   Bütün bunlara raðmen dünyalýk ve makam hýrsýnýn günümüzde giderek arttýðýný, kanaatsizliðin gönülleri kapladýðýný, bir çok huzursuzluðun ve geçimsizliðin kaynaðý haline geldiðini, insanlarý heves ve arzularý peþinde sürüklemeye baþladýðýný görüyoruz.
   Hýrs kolay kolay aþýlmaz bir çöldür, içinde tedbirsiz ilerledikçe susuzluk ve ihtiyaç artar, susuzluk ilerledikçe seraplar görülür ve peþinden koþulur, koþular susuzluðu artýrýr… Sinirler gerilir, zayýf iradeler çözülür…
   Var olana rýza göstermek, alýn teriyle kazanmak, helal lokma yemek, helal giyinmek, barýnacak bir yeri olmak, elde edilen nimetlere þükretmek dünyanýn daha güzel görünmesine, saadet duygusunun gönle yayýlmasýna vesiledir. Bu insanlarýn âile yuvalarýna giren her yeni eþya sevinç kaynaðý olur…
   Bu gün evleri doldurup neredeyse ev içinde ev sakinlerine yer býrakmayan eþyanýn çeþnisini düþününüz. Onlar için yapýlan masraflarý, edinilen borçlarý, çekilen sýkýntýlarý… Rahat ve konfor için sýkýntý, tedirginlik ve sýhhat kayýplarýný… Hiç de bir birine uygun olmayan duygu ve arzularýn yan yana geliþi, iç içe yaþayýþý…
   Yeni kurulan yuvalar için artýk gerekli kabul edilen, olmazsa olmazlardan sayýlan eþyanýn bir listesi yapýlsa kaç kalem tutar dersiniz?! Oturma odasý takýmý, yatak odasý takýmý, koltuk takýmý, mutfak eþyasý, bardak, tabak, fincan, tencere takýmlarý, çamaþýr, bulaþýk makinesi, buzdolabý, ocak, fýrýn, ütü, televizyon, dolaplar ve daha neler neler… Sonunda düðün borçlarý ve bu kadar eþyanýn bedelini ödemek için çekilen sýkýntýlar… Bu yüzden zorlaþan evlilikler… Eþya alýnýrken yapýlan kavgalar, gönül kýrgýnlýklarý ve küskünlükler…
   Bunlarý tenkitten çok üzerinde biraz durup düþünmemiz için dile getirmeyi tercih ettik. Çok derinlere dalýp gitmeden bir þey hatýrlatmak istiyoruz:
   Yeryüzünde kurulan yuvalarýn en güzellerinden biri Hz. Ali ile Hz. Fatýma' nýn kurduðu yuvadýr. Þimdi Hz. Ali'yi dinliyoruz:
   "Rasûlullah'ýn (s.a.v.), Fâtýma (r.a.)'ya hazýrladýðý çeyiz, bir elbise bohçasý, bir su kýrbasý ve içi izhir otuyla doldurulmuþ bir yastýktan ibaretti."  (10)
   Bu çeyiz listesi elbette ki baðlayýcý deðildir. Ancak bizlere çok þey anlatýyor olmalýdýr. Biz onun ifade ettiði mânâ üzerine ayrýca söz söylemek istemiyoruz. Bilinmesini, üzerinde düþünülmesini ve içinde bulunduðumuz kanaatsizliðin, aþýrý taleplerin bir muhasebeden geçirilmesini arzu ediyoruz. 
*
   Bir insan dünyalýk konusunda kendisinden daha zor durumda olan insanlara, amel ve takvâ konusunda daha iyi durumda olanlara bakmalýdýr. Aþaðýya bakýp þükretmeli, muhtaçlara yardým elini uzatarak sýkýntýlarýný azaltmaya çalýþmalý, üste bakarak gýpta etmeli, manevî duygular, takvâ ve güzel hasletler konusunda kendisinden daha iyi olan insanlarla salih amellerde, Allah'ýn rýzasýný, af ve maðfiretini elde etmede tatlý bir yarýþa girmelidir. Bu kendisini, kendisiyle beraber bu yarýþa ortak olan âilesini de yüceltir, onlara da deðer kazandýrýr.
   Zikr-i Hakîm'in irþadýna kulak veriniz:
  "Rabbinizin maðfiretine ve takvâ sahipleri için hazýrladýðý geniþliði gökler ve yer kadar olan Cennete koþun.
   O takvâ ehli insanlar ki, bollukta da, darlýkta da infakta bulunurlar, öfkelerine hakim olurlar, insanlarý affedicidirler.
   Allah güzel ameller ve davranýþlarda bulunanlarý sever." (Âl-i Ýmrân 3/ 133-134)
   Dünya fânîdir. Her nefis ölümü tadacaktýr. Ýnsan bu hayattan gelip geçen bir yolcu gibidir. Üstelik o geçtiði saatlerden, dakikalardan, aylardan, yýllardan bir daha geçmesi mümkün olmayan bir yolcudur.
   Dünyaya ve dünyalýða tutulma, heva ve heveslere, hýrslara ve iþtahlara esir olma, bütün emel ve ümitleri dünyaya baðlama fanîlik açýsýndan bakýldýðýnda kadar mânâsýzdýr…
   Ancak dünyada hayat yolculuðu yapan bir insan ayný zamanda bu yolculuðuyla ebedî saadeti kazanan veya kaybeden bir yolcudur. Bu üzerinde derin derin düþünülmesi gereken bir bakýþ açýsýdýr. Hayat yolculuðuna bu açýdan bakýldýðýnda o ne kadar kýymetli, ne kadar büyük bir fýrsattýr. Çünkü âhiret hayatý bu hayata baðlýdýr. Her saati, her günü, her yýlý ayrý bir kýymet taþýr. Boþa harcanmasý gerçekten büyük bir kayýptýr. Batýla harcanmasý ise gerçekten büyük bir aldanýþ, gaflet ve düþüncesizliktir.
   Bütün insanlara yöneltilen þu ilahî ikazý tekrar tekrar okuyunuz ve tefekkür ufuklarýnda dolaþýnýz:
   "Ey Ýnsanlar! Allah'ýn vaadi haktýr, mutlaka gerçekleþecektir. Dünya hayatý sizleri aldatmasýn. Görevi aldatmak olan Þeytan da Allah yolunda sizleri kandýrmasýn.
   O, sizin düþmanýnýzdýr. Siz de onu düþman olarak bilin ve öyle tanýyýn. O, kendi peþine düþenleri, onun safýnda yer alanlarý sonuçta çýlgýn alevlerle kaynayan Cehennem ehlinden olmaya çaðýrýr.
   Ýnkar eden, küfür bataklýðýný tercih edenler için þüphesiz þiddetli bir azab, iman edip, salih ameller iþleyenler için de Allah'ýn maðfireti ve büyük bir mükafat vardýr. (Fâtýr - 35/ 5-7)
   Dünyanýn fanîliðini biliniz, kýymetini idrak ediniz. Zamanýnýzý boþ þeyler uðruna harcamayýnýz. Hayatta ve âile yuvanýzda kanaatkâr olunuz. Ömrünüzü, dostluðunuzu, âilenizi, akrabalýk baðlarýnýzý dünya ve âhiret saadetinizi hýrslar, nefis arzularý peþinde koþarak heba etmeyiniz. Sadeliðin, tabiîliðin, Rabbimize teslimiyetin, gönle yerleþen manevî duygularýn ve yeþeren ümitlerin güzelliðini yaþayýnýz.
   Dünyalýk içinde yaþayanlarýn çoðunun daha fazlasýna ihtiyaç duyarak yaþadýklarýný, muhtaçlýk hissini kalplerinden silemediklerini, gerçek zenginliðin gönül zenginliði olduðunu unutmayýnýz.
   Rabbimizin bahþettiði imkânlara þükrediniz ve onlarý Allah'ýn helal çizgileri içinde deðerlendirerek daha kýymetli bir kazanç elde ediniz. Teslimiyetinizin huzur, þükrünüzün bereket, azminizin muvaffakiyet getireceðini unutmayýnýz…
   Ýç dünyamýzýn saðlamlýðý dýþ dünyayý saðlamlaþtýracak, âile yuvalarýnýn saðlamlýðý cemiyeti ve milleti canlandýracak, güçlendirecek, hedef ve gayesi ifsad olanlarýn emellerini boþa çýkaracaktýr.
 *
1-Bak: Fatiha Sûresi, Âyet 7, Bakara, Sûresi, Âyet 61, 90, Âl-i Ýmrân, Sûresi, Âyet 112, Mâide Sûresi, Âyet 60, 64. 2-Bu hadisi Ebu Dâvud Sünen'inde, Libas (4/ 349-350), Ýmam Ahmet, Müsned'inde (4/ 180), Hâkim, Müstedrek'te, Libâs (4/ 183) rivâyet eder. 3- Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 691- 692, Hadis No: 994) 4-Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 692) 5- Sahih-i Buhârî, Ýman (1/ 362), Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 695, Hadis No: 1002) Hadisi Ebu Mes'ûd el-Bedrî (ra) rivâyet eder. 6-Hadis müttefekun aleyh olan bir hadistir. Sahih-i Buhârî, Ýman (1/ 365), Sahih-i Müslim, Vasýyye (3/ 1251) 7-Hadis müttefekun aleyhtir. Sahih-i Buharî, Rikak (19/ 11), Sahih-i Müslim, Zekât (2/ 726) 8-Sahih-i Müslim, Zekât (2/ 730) 9-Sahih-i Buhârî, Cihad (11/ 419-420) 10-Sünen-i Nesâî, Nikah (6/ 135)

Bu Makale 4771 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/06/2015 - 14:19 Oruçla Ýlgili Kýsa Bilgiler

©

10/03/2015 - 11:06 Kendinizi ve Ailenizi, Ateþten ve Hüsrandan Koruyunuz

©

23/10/2014 - 17:41 NAFÝLE NAMAZLAR

©

01/09/2014 - 14:50 BORÇ ve KARZ-I HASEN

©

04/08/2014 - 13:11 Uhud Gazvesi

©

30/06/2014 - 14:18 Ramazan Ayýný Karþýlarken

©

09/06/2014 - 10:44 Kur’ân-ý Kerîm’de Gençlik

©

05/05/2014 - 12:25 Genç Anne (Hâcer) ve Mekke Þehrinin Kuruluþu

©

07/04/2014 - 15:46 Putlar ve Putçuluk Zihniyetiyle Mücâdele Eden Genç

©

01/02/2014 - 13:26 Vahyin Geliþi

©

04/12/2013 - 13:20 Güçlü ve Güvenilir Genç

©

16/07/2013 - 12:45 Eþinizin ve çocuklarýnýzýn duygularýný anlayýnýz, zaman zaman kendinizi onlarýn yerine koyunuz ve olumlu yönde adýmlar atýnýz.

©

19/06/2013 - 16:14 Âile sýrlarýnýzý dýþarýya vermeyiniz

©

20/05/2013 - 11:57 Çocuklarýnýzý açýk sözlü yetiþtiriniz

©

18/04/2013 - 10:40 Çocuklarýnýzý kendi cinslerine uygun olarak yetiþtiriniz.

©

19/03/2013 - 13:48 Çocuklarýnýzýn yanlýþ alýþkanlýklar edinmesine fýrsat vermeyiniz.

©

19/02/2013 - 11:12 Çocuklarýnýzýn iyi arkadaþlar edinmelerine dikkat ediniz.

©

17/01/2013 - 12:09 Evinizin, kendinizin ve çocuklarýnýzýn maddî, manevî temizliðine dikkat edininiz.

©

24/12/2012 - 11:09 Kanaatkâr olunuz.

©

21/11/2012 - 13:38 Âile yuvanýzda israftan uzak durunuz

©

25/09/2012 - 10:36 Asýl gayenin ve hedefin ne olduðu âile yuvanýzda bulunan her fert tarafýndan bilinmelidir. Bu þuuru yuvanýzda filizlendiriniz.

©

27/08/2012 - 12:08 Büyüklerinize hürmet, küçüklerinize þefkat ve merhamet gösteriniz.

©

23/07/2012 - 11:24 Âilenize ve çocuklarýnýza zaman ayýrýnýz.

©

28/06/2012 - 12:29 Çocuklarýnýza þahsiyetli olmayý, baþka zihniyetleri taklit etmemeyi, olduðu gibi görünmeyi öðretiniz.

©

04/06/2012 - 11:28 Akrabalarýnýzla baðlarýnýzý koruyunuz.

©

25/04/2012 - 14:48 Anne ve babanýz için hayýrlý evlâd olunuz, çocuklarýnýza da güzel örnek

©

26/03/2012 - 11:16 Âile içindeki mesuliyetlerinizi biliniz ve çocuklarýnýza yaþ ve durumlarýna uygun mesuliyet veriniz.

©

27/02/2012 - 15:26 Ýlmi seviniz ve çocuklarýnýza ilim sevgisi aþýlayýnýz.

©

30/01/2012 - 11:23 Çocuklarýnýza ev içi adabý ile ilgili bilgiler veriniz, onlarý eðiterek güzel alýþkanlýklar kazandýrýnýz.

©

02/01/2012 - 11:49 Çocuklarýnýza güzel hasletler aþýlayýnýz.

©

28/11/2011 - 11:18 Çocuklarýnýza ibadet duygusu aþýlayýnýz. Onlara nasýl namaz kýlacaklarýný, nasýl oruç tutacaklarýný öðretiniz.

©

03/10/2011 - 11:46 Çocuklarýnýza Kur’ân öðretiniz.

©

05/09/2011 - 14:31 Çocuklarýnýza güzel sözler ve iman esaslarýný öðretiniz.

©

01/08/2011 - 11:54 Çocuklarla latifeleþiniz. Çocuklarýnýza güzel örnek olunuz

©

04/07/2011 - 12:24 Çocukluktan kaynaklanan hatalarýný hoþ görünüz.

©

03/06/2011 - 11:59 Çocuklarýnýza duâ ediniz, onlara bedduâ veya lânet etmeyiniz.

©

09/05/2011 - 11:58 Çocuklarýnýza adaletli davranýnýz.

©

11/04/2011 - 13:54 Yuvanýzýn içinde güzel dil kullanýnýz.

©

07/03/2011 - 12:34 Çocuklarýnýzý güzel ahlâkla yetiþtiriniz, onlarý þýmartmayýnýz.

©

14/02/2011 - 11:38 Çocuklarýnýzý seviniz ve onlara sevginizi belli ediniz.

©

06/01/2011 - 10:54 Yuvanýza Girerken Selâm Veriniz ve Çocuklarýnýza da Selâmý Alýþtýrýnýz.

©

02/12/2010 - 11:18 Asr-ý Saadet’ten Bir Genç Selâme Ýbn Ekva’-radýyallâhu anh-(Yorulmayan Ayaklar, Bitmeyen Azim)(I)

©

14/10/2010 - 17:45 Çocuklarla Þakalaþmak

©

27/07/2010 - 13:44 Varlýðýn Ýmtihaný

©

22/06/2010 - 12:34 Bilmek, yaþamak ve güzel üslupla aktarmak

©

17/05/2010 - 16:38 Yuvanýzý kaerþýlýklý sevgi, rahmet ve þefkat temelleri üzerne kurunuz. Yuvanýzdan sevgi ve rahmeti eksik etmeyiniz.

©

16/04/2010 - 11:22 Ýmanýnýzý hayýrlý, güzel amlellerle dýþ dünyaya aksettiriniz.

©

24/09/2009 - 10:59 SÜNNETÝ HAKKA GÝDEN YOL BÝLMEK

©

22/08/2009 - 09:43 Mukaddes Diyâr’a

©

24/07/2009 - 11:06 Yeni Bir Ramazan Yaþarken

©

25/06/2009 - 09:20 Çocuklarýmýz filizlenip büyürken

©

01/06/2009 - 14:54 Hissedilen Güç, Engin Basîret

©

28/04/2009 - 16:03 Vahy Safiyeti ve Bulandýrma Gayretleri

©

07/04/2009 - 13:17 Ýç Dünyamýzýn Dýþ Dünyaya Aksi Edep ve Ahlâk

©

09/03/2009 - 15:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat

©

17/11/2008 - 23:48 Selim Fýtrat, Kötü Alýþkanlýk ve Çocuklar

©

30/05/2008 - 23:02 Âile Yuvasýnda Sevgi ve Rahmet

©

13/03/2008 - 23:57 Orta Yol Ýfrat ve Tefrite (Aþýrýlýklara Düþmemek)
 
 

Site Ýçi Arama

9 Sevvâl 1445 |  18.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Allah'ýn, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattýðýný görmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.Bu, Allah'a hiç de güç gelmez. (19-20

( Ýbrâhim sûresi - 0)

Bir Hadis

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

“Bir adam Allah’ýn rýzasýný umarak ailesinin geçimini saðlarsa, harcadýklarý onun için birer sadaka olur.”


Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur

“Allah’ým! Biz sadece sana ibadet ederiz. Senin için namaz kýlar, sana secde ederiz. Senin rýzaný ve kulluðunu elde etmek için çalýþýr çabalarýz. Rahmetini umar, azabýndan korkarýz. Senin azabýn kâfirleri yakalayacaktýr.”

(Ýbn Ebû Þeybe, Salavât, 579)

Hikmetli Söz

Tam otuz yýl
saatim iþlemiþ,
ben durmuþum;
Gökyüzünden habersiz,
uçurtma uçurmuþum.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com