TELEVİZYON, BİLGİSAYAR VE İNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

Televizyon Karşısında Çocuk
16/07/2013


Televizyon, 20. yüzyılın en etkili iletişim aracı olarak kendini göstermiştir. Evimizin başköşesine yerleşen televizyonun eğitici, öğretici ve eğlendirici bir araç olduğunu inkâr etmek mümkün değil. Eğitim, sanat ve iletişim alanlarında faydası var, şüphesiz.1 Televizyon dünyaya açılan bir penceredir. Televizyon dünyada olup bitenleri anında evimize getirmektedir. Televizyonun çocuk açısından da hem yararlı, hem de zararlı etkileri söz konusudur. 


 


Doğru kullanıldığı takdirde televizyon, çocuğun zihinsel gelişimine ve dil gelişimine olumlu katkılar sağlayan, eğlendirirken öğreten önemli bir araçtır. Doğru zamanda, doğru programlar, aşırı izlememek kaydıyla çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlar. Televizyonda seyredeceği programlarda seçici davranmak ve televizyon izleme süresini sınırlı tutmak, uyulması gereken ana ilkelerdir. Televizyonu bir araç olarak düşünürsek, önemli olanın bu aracı kendimize iyi hizmet eder duruma getirmek olduğu unutulmamalıdır. Bunun için hem program yapımcılarının hem de izleyicilerin dikkatli davranması özel bir önem taşır. Televizyon sürekli izlendiği takdirde, çocuğun akranlarıyla olan ilişkilerini, buna bağlı olarak da sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Ayrıca sürekli ekrana bakan çocuğun, başta gözleri olmak üzere çeşitli organlarına zarar verir. Okul öncesi çocuklar için en fazla bir saat, okul çağı çocukları için ise iki saatin altında bir süre, televizyon seyretmek için yeterlidir.2 


 


Televizyonun zararları yanında birçok faydaları da vardır diyoruz. Önemli olan çocuğumuzu, bu cazip aygıttan yararlanırken dikkatlice yönlendirmektir. Güçlü ve müspet yayın yapan TV kanallarının tercih edilmesini sağlamaktır.3   


 


TV bir vasıtadır. Bu sihirli kutu yerinde kullanılmazsa çocuklarımız üzerinde olumsuz etkileri ile karşılaşırız. Buna bağlı olarak da gençliğimizi ve bütün insanlarımızı tehdit eder hâle gelir.


 


Televizyonda yer alan istenmeyen programların olumsuz etkilerini şöyle sıralayabiliriz:


 


- Televizyonda yer alan bazı filmler, çocukları ve gençleri şiddete yönlendirmektedir.


 


- Televizyon bağımlılığı, çocuklarda ruhsal bozukluklara sebep olmaktadır.


 


- Bazı TV filmleri çocukları cinsel sapıklıklara itmektedir.


 


- Batı kaynaklı filmler Hıristiyanlık propagandası yapabilmektedir. 4              


 


- Özellikle çizgi filmlerin yüzde 80’i şiddete dayanmaktadır. Bu nedenle çocuk saldırganlaşabilmektedir.


 


- Televizyon, çocuğun okul başarısında düşüşe yol açar.


 


- Çok televizyon izleme, kitap okuma alışkanlığını yok eder.


 


- Reklamlardan etkilenen çocukta, tüketim ve marka düşkünlüğü görülebilmektedir.


 


- Televizyonda rol gereği söylenen yalanlar, filmlerde dönen entrikalar, aldatma ve hileler çocukları etkileyebilir. Çocuklar bunları denemek, taklit etmek isteyebilir.


 


- Televizyon, çocuğu arkadaşlarından alıkoyar, sosyalleşmeden uzak tutar. Spor, oyun, çalışma, ödev gibi çocuğun yapması gereken faaliyetlere zaman bırakmaz. 


 


Bu ve benzeri sebeplerle anne-baba olarak öncelikle televizyonu fazla seyretmeyerek çocuklarımıza örnek olabiliriz. Ancak kontrollü ve sınırlı olarak seyretmelerine izin vermeliyiz. Televizyonu kesinlikle çocuk bakıcısı ve avutucusu olarak kullanmamalıyız. 5    


 


Çocuğun televizyonu dengeli seyredebilmesi, ona ev içinde ve ev dışında başka seçenekler sunmakla mümkündür. Televizyonun doğru kullanıldığı takdirde çok tesirli bir eğitim aracı olduğu unutulmamalıdır. 


 


Bilgisayar ve İnternet Karşısında Çocuk


 


Yirminci yüzyılın önemli buluşlarından biri olan bilgisayar, insan yaşamında giderek önemli bir yer almaya başlamıştır. Çocuk ve genç için düşünürsek, iyi değerlendirildiği takdirde bilgisayarın, onların eğitim ve gelişimine olumlu katkılarının olacağı bir gerçektir.


 


Bilgisayarın çocuk ve genç üzerindeki olumlu etkilerini kısaca şöyle özetlemek mümkündür.


 


* Bilgisayar, kolaylığı nedeniyle küçük çocuklar arasında da yaygın şekilde kullanılabilir ve bu sayede çocuk öğrenmeyi eğlenceli kılar.


 


*Çocuğu merak ve rekabet duygusuyla cesaretlendirir.


 


*Bilgisayar, çocuğun dikkatini yoğunlaştırmayı öğrenmesini sağlar. Bilişsel gelişimine   katkıda bulunur. Gençlerin planlama ve problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı   olur.


 


* Bilgisayar, yazma ve iletişim becerilerinin gelişmesine katkı sağlar.6Bunların dışında, internetin daha birçok faydaları vardır. 


 


Tüm bunlara karşın, kullanımı belirli bir süreyi aştığı takdirde, bilgisayar çocuğu olumsuz olarak etkileyebilir. 


 


Bilgisayar kullanmanın olumsuz yönleri ise, kısaca şu şekilde özetlenebilir: 


 


*Öğrenci merkezli eğitimde birey baz alınırken, bilgisayar merkezli eğitimde sosyallikten uzaklaşılmaktadır. 


 


* Programlı yaşama alışkanlığı olmayan çocuklar, bilgisayar kullanımında sınırı aşarak ekran bağımlısı olabilmektedirler. Bu da çocuğun sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. 


 


*Her çocuk bir bilgisayara sahip olabilecek maddî güce sahip olmadığından, çocuklar arasında eşitsizliğe neden olabilmektedir.7   


 


 * Sosyallikten uzak bir gençliğin yetişmesi, 


 


* Dilimizin bozulması. Türkçenin yerini garip kısaltmaların alması,


 


* Mânevî duyguların körelmesi, 


 


* Reklamlar sebebiyle marka bağımlısı bir toplumun oluşması, 


 


* Kitap okuma alışkanlığını yok etmesi, 


 


* Zaman israfına sebep olması, 


 


* İnsanları tembelleştirmesi, 


 


* Okul dönemi çocuklarında ders başarısızlığı, gözlere zarar vermesi, depresyon, hareketsiz kalma sonucu baş, boyun ve sırt ağrıları, şiddet eğilimli agresif davranışlara yol açması, 


 


* Çocukların, gelişimlerine faydalı oyunlar oynamak yerine bilgisayar oyunlarına mahkûm olmaları, 


 


* İnternetin, çocuk ve ergenlerin kötü içerikli sitelere erişimini kolaylaştırması, 


 


* İnternet kötü ahlâka sebep olur, aileden uzak tutar, obez yapar.  


 


Bu sayılanların dışında, internetin daha birçok zararları da vardır. Alkol, sigara, kumar bağımlılığı gibi, internet bağımlılığının da psikolojik ve fiziksel zararları vardır. Ancak internetin bağımlılık riskinin göz ardı edilmesi ve kişinin ‘bağımlı’ olduğunun farkına varmaması, onu diğer bağımlılıklara oranla daha gizli bir tehlikeye dönüştürür.8 


 


 


Çocuk ve gençlerin bilgisayar ve internetle olan ilişkisi, çağımızın gereği olarak, kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu sebeple hem kendinizi, hem de çocuğunuzu bilgisayar kullanımı konusunda disipline etmek ve yapılacakları planlamak gerekir. Cansız hiçbir şey kendi başına ne faydalıdır ne de zararlı. Fayda veya zararı sizin onu nasıl kullandığınıza bağlıdır. Dolayısıyla internet kullanımına çok dikkat etmeliyiz. Bilgisayar, internet, twitter, messenger ve facebook bağımlılığı, televizyon ve cep telefonu, günümüz gençliğinin temel sorunları olarak görülmektedir.


 


 


Günümüzde çocukların ve gençlerin elinden cep telefonu düşmüyor. Evde, sokakta, yolda ve arabada, yani her yerde cep telefonuyla sürekli konuşuyorlar yâda durmadan bir yerlere mesaj çekiyorlar. Çocuklar ve gençler için ev; internet demek, televizyon demektir, hayat oyun alanıdır. Bu bağlamda gençlik; televizyonsuz, müziksiz, filmsiz, internetsiz, chatsiz ve cepsiz bir yaşantıyı artık düşünemiyor. Gençlerin aşırı ve uygunsuz teknolojik aygıtları kullanımına karşı bilgilendirilmesi, oluşması muhtemel sorunları azaltacaktır.


 


 


Anne-babaların, çocuk ve gençlerin sağlığını korumak, onların sorumluluk duygularını ve öz güvenlerini geliştirmek, boş zamanlarının olumlu yönde değerlendirmesini sağlamak, kendilerini yönetebilmelerini sağlamak, uyumlu, başarılı ve ahlâklı birer birey olmalarına yardımcı olmak gibi çok önemli bir yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu konuda ciddi bir hassasiyet gösterilmeli ve kontrol müspet çizgilerin dışına kesinlikle bırakılmamalıdır. 


 


Dipnot 


 


1- İbrahim Ünal, Çocuk ve Biz, Nesil Yay., 2010,  s. 144.


2- Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Çocuğu Tanımak ve Anlamak, Remzi Kitapevi, İst., 2007, s. 76-77.


 


3- Mine İzgi, Oğlumu Yetiştiriyorum, Elit Yay., İst. 2008, s. 294.


 


4- Şükrü Özüdoğru, Çocuk Eğitimi, Konya. 2005, s. 117-118.


5- Prof. Dr. Sefa Saygılı, Ruhen ve Bedenen  Sağlıklı Çocuk Yetiştirmek, Hayat Yay., İst. 2011, s. 100-101.


 


6- Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Çocuk Psikolojisi,  Remzi Kitabevi, 31. Baskı, İst.,2008, s.220.


7- Haluk Yavuzer, Çocuğu Tanımak ve Anlamak, s.78.


 


8- Abdullah Purtaş, Çocuğum ve Ben, Timaş Yay., İst. 2008, s. 92.


 


(Süleyman GÜLEK )