Allah'a ortak koşanlar, dediler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık, O'nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
( Nahl Suresi - 35)
Bir Hadis
Übey İbni Kâ’b (r.a) şöyle dedi:
Gecenin üçte biri geçince, Hz. Peygamber (s.a.v.) uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu:
İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak.
Übey diyor ki, Hz. Peygamber’e:
- Yâ Resûlallah! Ben sana çok salavât-i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? diye sordum.
- Dilediğin kadar, buyurdu.
- Dualarımın dörtte birini salavât-i şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum.
- Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur, buyurdu.
- Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur, buyurdu.
Ben yine:
- Şu halde üçte ikisi yeter mi? diye sordum.
- İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur, buyurdu.
- Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince:
- O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar buyurdu.
Tirmizî, Kıyamet 23
Bir Dua
Peygamberimiz (s.a.s.)'e salavat getirmek sünnet; vesile duasını yapmak menduptur (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, I, 398).
"Ezan ile kamet arasında dua reddolunmaz." (Tirmizî, Salât, 158) hadisi gereği vesile duasının ardından başka dualar da yapılabilir (Nevevî, el-Mecmu', III, 116-117).