Sizden önceki nesillerde yeryüzündeki fesattan (insanları) alıkoyacak fazilet sahibi kimseler bulunmalı değil miydi?
Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız çok azı hariç (bunu yapmadılar). Zulmedenler ise içinde bulundukları refahın peşine düştüler ve mücrim (suçlu) kimseler oldular.
( Hûd sûresi - 116)
Bir Hadis
Ebu Mûsâ el-Eş’ârî (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Yüce Allah, meleklerine ‘Kulumun çocuğunun ruhunu mu kabzettiniz?’ buyurur. Melekler: ‘Evet’ derler. Allah: ‘Kulumun gönlünün meyvesini/ciğerparesini mi kopardınız?’ buyurur. Melekler: ‘Evet’ derler. Allah: ‘(Bu durum karşısında) kulum ne dedi?’ Melekler: ‘Sana hamdetti ve «İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn» (Biz, Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz) dedi’ derler. Bunun üzerine Allah: ‘O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da «hamd evi» koyun’ buyurur.”
Tirmizî, Cenaiz 36 (1021)
Bir Dua
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’ım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.”
(İbn Mâce, Edeb, 57)
Hikmetli Söz
Başlangıçta her şey
hayaldir. Süleymaniye
kubbeleri yeryüzünü
örtmeden evvel,
Selimiye minareleri
gökyüzüne set
çekmeden evvel birer
hayaldiler!