Sizleri en kalbi duygularımla ve hürmetle selâmlıyorum. Sizler bu ülkeye mânen çok büyük katkısı ve etkisi olan insanlarsınız.
Sizlerin hakkı ödenmez. Eyvallah, ancak şimdi tarihin gördüğü en büyük deprem fekâketi ile karşı karşıyayız.
Yaklaşık 13 milyon insanı etkileyen, âdeta bir ülke büyüklüğündeki bir coğrafyayı içine alan, çok büyük bir deprem âfeti içindeyiz. Bu büyük deprem sâdece o bölgeyi vurmadı aslında. Tüm ülkeyi kalbinden yaralandı ve bu deprem bize eğer okuyabilirsek çok şey söyledi..
Deprem bölgesinden yeni gelmiş bir kardeşiniz ve bir dost olarak söylüyorum:
Bölge insanı her yönden mâğdur ve muhtaç bir durumda. Bir insan nasıl ki sâdece et ve kemikten oluşmuyorsa, nasıl ki sâdece maddi yönü yoksa, asıl önemli olan mânevi tarafı da aslâ ihmâl edilmemelidir.
Bu konuda siz değerli hocalarımıza ve dâvetçilerimize çok iş düşmektedir.
Zaman, elimizdeki tüm işimizi gücümüzü bir kenara bırakarak, olağanüstü bir durum olan deprem bölgelerine koşarak, insanların 'yüreklerine' dokunmak, acılarını paylaşmak ve onlarla kucaklaşma zamanıdır!
Değerli Hocalarım,
Bölgedeki insanların sizlere çok ihtiyâcı vardır. Biliyorum yapılmış onca programınız var. Ancak inanın onların şimdi pek bir önemi yok. Çünkü ortada âcil durum ve büyük bir ihtiyaç var..
Deprem bölgelerindeki saha çok karışık, yıkık ve insanımız yaralı. Oradaki kardeşlerimizin mânevî olarak yardıma çok ihtiyacı var ve onlar sizi bekliyorlar..
Nasıl ki,
Deprem olduğu andan itibâren insanlar tüm işini gücünü bırakıp deprem bölgelerine koştular ve yardımlar götürdülerse, siz değerli hocalarımız da âcilen (hiç zaman kaybetmeden) mevcut tüm programlarını ileriki bir târihe erteleyerek bölgeye koşmaları gerekmektedir.
Bölgeden daha yeni gelen bir kardeşiniz olarak söylüyorum;
Deprem bölgelerindeki durum, televizyon ekranlarından görüldüğü gibi değil! İnanın durum hiç iyi değil ve insanlar sizi bekliyorlar.. Şunda o bölgelerde maddi yardımdan çok mânevî yardıma ihtiyaç var..
Bölgede olmadığımız, insanların yüreğine dokunmadığımız, insanlara güler yüzümüzü, sevgimizi ve kalbimizi sunmadığımız her gün büyük bir vebaldir. Bilginize..
Son olarak,
Sizlerin olmadığınız yeri doldurmak için enkazın arkasına saklanmış, fırsat kollayan, insanların arasında çoktan dolaşmaya başlamış, misyonerleri de unutmamak gerekir.
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
( Maide Suresi - 54)
Bir Hadis
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre,
Hz. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün pazar yerine uğradı. Etrafında ashâbı da vardı. Resûlullah, küçük kulaklı bir oğlak ölüsüne rastladı. Onun kulağından tutarak:
– “Hanginiz bunu bir dirheme satın almak ister?” buyurdu. Ashâb:
– Daha az para ile de olsa biz almayız, onu ne yapalım ki, dediler!. Sonra Resûl-i Ekrem:
– “Size bedava verilse ister misiniz?” diye sordu. Onlar:
– Allah’a yemin ederiz ki, o diri bile olsa, kulaksız olduğu için kusurludur. Ölüsünü ne yapalım? diye cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah:
– “Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre dünya, önünüzdeki şu ölü oğlaktan daha değersizdir” buyurdu.
Müslim, Zühd 2
Bir Dua
“Allah’ım! Sevgini, seni seven kimsenin sevgisini ve sevgine ulaştıracak ameli istiyorum. Allah’ım! Sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle.”
(Tirmizi, Deavât, 74)
Hikmetli Söz
Can saatini Rahman ezelde kuruvermiş.
Bir gün göreceksin ki o saat duruvermiş.