Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6167
Toplam 17255600
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161597
Bugün Üye Olan 247
Online Ziyaretci
 

 
MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 1
16/02/2009 - 23:26
 
Hüseyin K.Ece
“Ger ejderhâst der reh/ Aşk-est çun zümurrûd/
Ez berk-ı in zümurrûd hîn def'-i ejderhâ kon!
(Yolu ejderha kesti ise, aşk zümrüt gibidir/
Zümrüdün ışıltısını ejderhânın gözüne yönelt!
Zümrüdün parıltısı ile ejderhayı def'et!)
 

Muhebbet ne demektir?

‘Hubb’ kökünden gelen bu kelime genellikle ‘buğz’un zıddıdır. (İbni Manzur, Lisanü’l-Arab, 4/6) ‘Meveddeh ve vûdd’ gibi ‘sevgi’ anlamında kullanılmaktadır.

Muhabbet, seveni kendinden geçirecek ölçüde ileri seviyede sevgidir. Kişini iyi ve güzel bildiği şeye karşı olan meylidir.

Muhabbetin gerek insanlar arasında, gerek Allah’a karşı, gerekse dinî emir ve yasaklardın yerine getirilmesinde önemli bir rolü vardır.

Bundan dolayı Kur’an’da üzerinde durulan bir konudur.

Sevgi olmazsa, ilgi olmaz. Sevgi olmazsa sorumluluk olmaz. Sevgi olmazsa hurmet (saygı) ihtiyacı duyulmaz. Sevgi olmazsa fedakârlık, iyilik, ihsan etme, merhamet, yardım, affetme, diğergâmlık (kendine tercih etme), itibar etme, değer verme olmaz.

Muhabbet Kur’an’da bir âyette geçiyor:

“Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

Musa'yı sandığa koy; sonra onu denize (Nil'e) bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim.” (Tâhâ, 20/38-39)

Seksenbir âyette ise ‘hub/sevgi’ ve bu kökten türeyen isim ve fiiller yer almaktadır. Mesela;

Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi" ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Âli İmran, 3/92)

O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Âli İmran, 3/134)

“Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” (Âli İmran, 3/140)

Aynı kökten gelen ‘habîb’ sevilen kişi, dost, sevgili, meyledilen kimse; ‘ahbab’ ise çoğul olup sevilen insanlar, dostlar demektir.

Yine aynı kökten gelen ‘habbe’ tohum, tane demektir. Kur’an’da beş yerde geçmektedir.

“Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane (tohum) gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfu geniştir, O herşeyi bilir.” (Bakara 2/261)

Muhabbet kelimesinin ‘habbe’ tohum ile aynı kökten gelmesi de sevginin tohum gibi üretilebilir, çoğaltılabilir, ürüne dönüştürülebilir olduğuna işaret olabilir. Tohumlardan sonsuz bitkiler, meyveler ve yeniden tohumlar üretilebilir. Tohumlara ve onların sonuçlarına sınır konulamaycağı gibi, sevgiye de sınır çizilemez.

Hele bu sevgiye âlemlerin Rabbine karşı ise bunun sınırı yoktur.

 

Allah (cc) Sevilmeye layık olandır

el-Esmâu’l-Hüsnâ (Allah’ın güzel isimleri) sevgi, korku, lütuf ve kahır açısından incelendiği zaman görülecektir ki çoğuna yakın kısmı sevgi ve lütufa işaret etmektedir. Esmau’l-Hüsnâ’dan sadece dört beş tanesi sevgi ve lütufla yorumlanmaya müsait değildir. Bunlar da zıdlarıyla kullanılarak denge sağlanmaya çalışılmıştır.

Meselâ Kâbız, canlıların ruhunu alan manasına geldiği gibi, onların rızkını daraltan manasına da gelir. Ancak Kur’an’da ve hadislerde Bast kelimesiyle birlikte gelmiştir. Bast ise genişleten, genişlik ve refahlık veren demektir.

Zararlı şeylerin yanında  faydalı olanları da etkili hâle getiren ‘Dâr-Nâfi’ ile, alçaltan ve yükselten manasında ‘Muiz-Müzil’, ‘Râfi’-Hâfız’ da aynı dengeyi ifade ederler.

Ayıplamak ve hoş karşılamamak manasındaki ‘nakm’ kökünden gelen Müntakim; kötülüğe mukabele eden, suçluya gereken cezayı veren demektir. Şüphesiz Allah’ın cezası Türkçedeki intikam manasında değil, dünyada ıslah ahirette ise karşılık anlamındadır. Bu ismin, Tevvâb, Afüvv ve Raûf isimleri arasında gelişi de dikkat çekicidir.

Kâhır ve Kahhar isimleri ise, Tükçedeki yok etmek, ezmek manasında değil, yenilmeyen, daima galip gelen demektir.

Diğer isimlerin hepsi de bünyesinde Allah sevgisini, Allah’ın lütuf ve bağışlarını, Allah’ın af ve merhametini anlatırlar. Sevginin kaynağı O olduğuna göre, O sevilir, sevilmeye layıktır.

Nitekim, Vedûd ismi bunu daha açık ifade eder. O hem sevendir, hem de ziyadesiyle sevilendir. Bunun anlamı, Allah kullarını çok sever; öyleyse kulların görevi de Rablerini çok sevmektir. Allah’ın Vedûd ismi bunu  ifade eder.

“Haydi, günahlarınız için Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra bilinçlerinizi yenileyerek O’na yönelin. Unutmayın ki benim Rabbim çok merhametli davranır: O Vedû’tur (hem sever hemde sevilmeyi ister).”  (Hûd, 11/90)

“Ve mutlak bağış sahibi, hep seven ve sınırsızca sevilmeye layık olan O’dur.” (85/14)

O Vedûd olduğu için Ğâfur’dur. Yani sonsuzca seven ve sevilen olduğu için çok bağışlayandır. Bağışlması sevgisinin sonucudur. (M. İslamoğlu, Meal, 2/1241)

Allah’ın ‘Veli’ ismi O’nun yarattıklarına karşı olan sevgisini, kulları tarafından da sevilmeye layık olduğunu anlatır. Çünkü veli olmak, eli altındakine ilgi, merhamet, iyilik etmeyi, yardım etmeyi, görüp-gözetmeyi, ihtiyacını gidermeyi, her açıdan sahip olmayı gerektirir.

Bütün bunların da sevgisiz olmayacağı açıktır.

 

3- Allah sevgisi nasıl anlaşılmalı:

Muhabbetullah; nef­sin, zât ve sıfatlarıyla mükemmel olan Allah'a meyletmesidir.

İnsan ruhunu yücelişi en Yüce Yaratıcı ile sevgi münasebeti kurmak yoluyla gerçekleşir.

Sevginin mey­dana gelmesinde ön şart, sevilen var­lığın tanınmasıdır. Allah'ın künhünü (nitelik ve niceliğini) akıl ile idrak mümkün değil ise de zâtının kendini vasıflandırdığı kadarıyla da olsa O'nu tanımak mümkündür. Buna ma’rifetullah denir. Bu ma’rifetullah da O'na inanmayı ve sevmeyi gerektirir.

İslâm düşünürü İmam Ga­zalî, kişiyi Allah sevgisine götüren beş sebepten bahseder:

* a-İnsan kendi varlığını, varlığının kemâlini ve devamını sever; yokluğu­nu, kemâlinin azlığını ise sevmez.

Bu durum insanı Al­lah'ı sevmeye götürür. Çünkü kendi­sini ve Rabb'ını bilen, varlığının de­vam ve kemâlinin kendinden değil, Allah'tan olduğunu bilir. İnsanı yok­tan var eden, yaşatan, kemâl sıfatla­rını yaratmakla kendisini olgunluğa ulaştıran ve olgunluğa ulaşma sebep­lerini yaratan, bu sebepleri kullanma­ya hidâyet eden Allah'tır. Yoksa in­sanın kendi başına ne varlığı, ne de de­vam ve kemâli olabilir.

Bir kimsenin O'nu sevmemesi, kendine ve Rabb'ına olan cehâletinden ileri gelir. İnsanlardan bir kısmı Allah’ı hakkıyla takdir edemezler. (En’am, 6/91) Bundan dolayı da O’na karşı göstermeleri gereken tavrı gösteremezler. Allah’ı hakkıyla takdir eden O’nu gerektiği gibi sever.

 

* b-İnsan, malını koruyan, kendisiy­le tatlı konuşan, yardımda bulunan, düşmanlarına karşı savunan, kendisi­ne, ailesine, çoluk-çocuğuna iyilik ya­pan ve ihsanda bulunanı sever.

Onu sevmesi, Allah'ı sevmeyi gerektirir. Çünkü bütün bu iyilikleri kendisine yapan ve yaptıran Allah'tır. Bunlara ilâveten insana her çeşit nimetleri veren yine Allah'tır.

"Allah'ın verdiği nimetleri sayacak olsanız, bitiremez­siniz. " (Nahl, 16/18).

Çok kere Al­lah'ın nimetleri bir insan kanalıyla di­ğerine intikal eder. Nimetin gerçek sa­hibi ise Allah'tır. Ayrıca iyilik eden adamı, iyilik olarak kullanılan malı yaratan, o maldaki tasarrufun kudret ve irâdesini o adama nasib eden, ki­şiyi nimet verene karşı sevdiren, O'nu da diğerine karşı meylettiren muhak­kak ki yine Allah'tır.

Demek ki; ki­şinin kendisine iyilik edeni sevmesi, o adamı iyiliğe muvaffak kılan Allah'ı sevmeyi gerektirir.

 

* c-İnsan, yapılan iyilikten şahsî bir faydası olmazsa bile iyiliği yapanı sever, yapmayandan nefret eder.

Ken­disi ile ilgili olmazsa bile adaleti ve in­sanlara merhamet ve yumuşaklıkla muamele etmesiyle tanınan bir idare­ci sevgimizi kazanırken, bunun zıddı­na zulmü ve acımasızlığıyla tanınan bir idareci de nefretimizi kazanır.

Bu, ihsanda bulunan kimseyi sırf ihsanı yüzünden sevmektir. Bu sevgi ihsan­dan bir fayda görenlerde görülür.

Bu üçüncü sebep de yalnız Allah'ı sevme­yi gerektirir.

Zira o kendi fazlından önce bütün mahlukâtı yarattı. Onla­rın zarurî ihtiyaçları olan azalarını ta­mamladığı gibi, zarurî olmadığı hal­de ihtiyaç olduğu sanılan sebepleri ya­ratmakla onları nimet ve refaha ka­vuşturdu. Sonra ihtiyaçlarından faz­la olan bir takım süs ve ziynetlerle on­ları güzelleştirdi. İnsan hayatı için za­rurî olmayan gerek fizikî güzellikleri ve gerekse tabiatta olan dış güzellik­leri yaratan Allah, bu yönüyle de se­vilmeye en lâyık olandır.

 

* d-Sevmenin dördüncü sebebi, bir fayda ummak için değil, yalnız güzel­liğinden ve kemâlinden ötürüdür.

Al­lah zât ve sıfatları itibariyle güzeldir. Çirkinlik bir noksanlıktır. Noksanlık ise Allah'a yakışmaz. Allah'ın her sı­fatı kemâl noktasındadır. Âlim, bil­gili, kudretli, cömert insan; şahsî men­faati olmasa bile diğer insanlar tara­fından sevilir. Kişileri sevdiren, onlar­daki bu güzel sıfatlardır.

Oysa sevgi sebebi olan bu sıfatlar, Allah'ın, aynı kemâl sıfatlarıyla mukayese dahi edi­lebilecek olgunlukta değildir. Bu sıfatları da insana bahşeden yine Allah'tır. Eksik güzelliklerle sevilmeye hak kazanan bir varlığa mukabil Al­lah'ın daha çok sevilmesi gerekir. Çünkü Allah daha âlim, daha kudret­li, daha cömerttir.

Şayet ilminden dolayı; bir âlimin, kudretinden dolayı; bir kadirin, olgunluğundan dolayı; bir kâmilin, ba­ğışlayıcılığından dolayı; bir bağışlaya­nın, ihsanından dolayı; bir varlığın se­vilmesi gerekiyorsa; bütün bu sıfatlar en kâmil derecede Allah'ta vardır.

Dolayısıyla bu yönü itibariyle de en çok sevilmeye lâyık olan yine Allah'­tır.

 

* e-İki kişi arasındaki münâsebet ve benzerlik, sevginin sebebidir.

Aynı cinsler birbirleriyle münasebet kurar­lar. Bu münasebet zamanla sevgiye dönüşür. Her ne kadar cins şekil ve sûret söz konusu değilse de, kul ile Al­lah arasında gizli bir münâsebet var­dır.

İnsanın, Allah'ın güzel vasıflarıy­la vasıflanması emredilir. "Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanın. "gibi. Bu ahlâk da ilim, iyilik, ihsan, lütuf, hayırda bulunmak, insanlara merhametli olmak ve benzeri dînî faziletlerdir.

Allah ile kul arasında, anlaşılması güç olan özel münasebetler de vardır. "Onu yapıp ruhumdan üflediğimde..." (Hicr, 15/29). Bu üstün münasebetten dolayı melekler bile insana secde etmekle em-rolunmuşlardır. Yine insan özel mü­nasebet neticesi Allah'ın yeryüzündeki halifesi (Bakara, 2/30) olarak ya­ratılmıştır.

Bu tür münasebetler de in­sanın Allah'ı sevmesini gerektiren se­beplerdir. (Ş.İ. Ansiklopedisi Allah mad. 1/120)

            (Devamı gelecek sayıda)

Hüseyin K. Ece

7.2.2009 Zaandam/Hollanda


Bu Makale 5318 defa okunmuştur

 

Yazdır

YAZARIN DİĞER YAZILARI

©

01/02/2019 - 14:41 KUR’AN’DA YOL (SEBİL) ile YAPILAN TAMLAMALAR 2

©

01/02/2019 - 14:36 KUR’AN’DA YOL (SEBÎL) ile YAPILAN TAMLAMALAR 1

©

01/02/2019 - 14:26 DOĞRU YOL İŞTE BUDUR 2

©

01/02/2019 - 14:23 DOĞRU YOL İŞTE BUDUR 1

©

01/02/2019 - 14:18 “BEN NEFSİMİ TEMİZE ÇIKARMAM”

©

01/02/2019 - 14:12 YOLUN EN DOĞRUSU YOLUN EN EĞRİSİ

©

20/04/2018 - 17:02 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 7

©

23/03/2018 - 15:10 KUR’AN’DA MÜJDE ve EĞİTİM İLİŞKİSİ

©

19/02/2018 - 12:30 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 6

©

19/01/2018 - 10:43 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 5

©

25/12/2017 - 11:58 SELÂM OLARAK TAHİYYE

©

20/11/2017 - 10:27 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 4

©

18/10/2017 - 10:33 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 3

©

21/09/2017 - 12:14 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 2

©

28/08/2017 - 09:17 KUR’ANDA SEBÎL (YOL) KAVRAMI 1

©

24/06/2017 - 12:14 ŞEHÂDET İMAN İDDİASIDIR AMA İSBATI GEREKİR

©

23/05/2017 - 16:44 ORUÇ İMSAK (TUTMAK)TIR

©

29/03/2017 - 10:51 BU DEVİRDE PEYGAMBERİ ÖRNEK ALMAK 5

©

08/03/2017 - 16:07 BU DEVİRDE PEYGAMBERİ ÖRNEK ALMAK 4

©

04/02/2017 - 11:56 BU DEVİRDE PEYGAMBERİ ÖRNEK ALMAK 3

©

02/01/2017 - 10:23 BU DEVİRDE PEYGAMBERİ ÖRNEK ALMAK 2

©

05/12/2016 - 10:11 BU DEVİRDE PEYGAMBERİ ÖRNEK ALMAK 1

©

02/11/2016 - 10:38 KUR’AN’A GÖRE KUR’AN’IN TEMEL ÖZELLİKLERİ

©

01/10/2016 - 11:23 SÖZÜN EN GÜZELİNE UYMAK İYİ SONUCA GÖTÜRÜR

©

08/09/2016 - 09:05 İBRAHİM’İN ve HÂCER’İN KURBANI

©

31/08/2016 - 10:15 ZALİMLERE YANAŞMAK TEHLİKELİDİR

©

15/07/2016 - 18:56 BİRİLERİ YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDİYOR

©

25/06/2016 - 09:34 TEZKİYE, RAMAZAN ve ORUÇ 5

©

18/06/2016 - 11:00 TEZKİYE, RAMAZAN ve ORUÇ 4

©

13/06/2016 - 10:16 TEZKİYE, RAMAZAN ve ORUÇ 3

©

06/06/2016 - 09:53 TEZKİYE, RAMAZAN ve ORUÇ 2

©

30/05/2016 - 12:45 TEZKİYE, RAMAZAN ve ORUÇ 1

©

05/05/2016 - 14:03 EN HAYIRLI TOPLULUK 3

©

11/04/2016 - 10:06 EN HAYIRLI TOPLULUK 2

©

14/03/2016 - 12:55 EN HAYIRLI TOPLULUK 1

©

16/02/2016 - 09:58 hz. ÂDEM’İN BABASI KİM

©

26/01/2016 - 18:23 hz. EBU BEKR SÜNNİ, hz. ALİ de ŞİȊ DEĞİLDİ

©

26/12/2015 - 15:13 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 10

©

23/11/2015 - 09:48 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 9

©

27/10/2015 - 16:44 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 8

©

28/08/2015 - 19:24 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 7

©

20/07/2015 - 18:04 ALLAHA’ YAKIN OLMA BİLİNCİ

©

30/06/2015 - 16:39 KUR’AN’DA RAMAZAN

©

29/05/2015 - 11:31 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 6

©

23/04/2015 - 12:54 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 5

©

03/04/2015 - 18:21 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 4

©

09/03/2015 - 13:03 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 3

©

03/02/2015 - 14:43 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 2

©

30/12/2014 - 13:11 PEYGAMBERE İHTİYAÇ VAR MI 1

©

27/11/2014 - 17:04 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 5

©

19/11/2014 - 12:19 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 4

©

20/10/2014 - 15:53 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 3

©

27/08/2014 - 13:16 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 2

©

01/08/2014 - 11:04 ALLAH’IN SELÂMINA LAYIK OLMAK 1

©

04/07/2014 - 16:31 BESMELE; İMAN ve SAYGI İKRARIDIR

©

30/05/2014 - 18:48 ABDEST ALMAK PEYGAMBER’E KARDEŞ OLMAKTIR

©

11/04/2014 - 10:53 AÇLIK ve KORKU UYARISI

©

09/04/2014 - 11:21 ENGELLER ve AYAK BAĞLARI 4

©

03/04/2014 - 14:39 ENGELLER ve AYAK BAĞLARI 3

©

10/01/2014 - 11:15 ENGELLER ve AYAK BAĞLARI 2

©

24/12/2013 - 14:11 ENGELLER ve AYAK BAĞLARI 1

©

11/11/2013 - 15:39 BÜYÜK HİCRETİN BÜYÜK SONUÇLARI

©

09/10/2013 - 10:15 PEYGAMBER’E İTAAT ŞART MI

©

03/09/2013 - 12:27 KUR’AN’DA AİLE MODELLERİ 2

©

12/08/2013 - 08:51 KUR’AN’DA AİLE MODELLERİ-1

©

08/07/2013 - 11:36 ORUÇ ve ÖZGÜRLÜK BİLİNCİ

©

17/06/2013 - 15:46 İMANIN KAZANIMLARI

©

21/05/2013 - 11:05 ALLAH’IN YARDIMCILARI (Ensâru’llah) 2

©

22/04/2013 - 10:26 ALLAH’IN YARDIMCILARI (Ensâru’llah) 1

©

19/03/2013 - 13:02 ALLAH’A HAKKIYLA SAYGI (Haşyetu’llah)

©

14/02/2013 - 13:37 ALÇAK DÜNYA (MI)

©

24/01/2013 - 14:11 ALLAH’TAN KORKMALI (MIYIZ?) 2

©

27/12/2012 - 10:14 ALLAH’TAN KORKMALI (MIYIZ?) 1

©

20/11/2012 - 10:13 ON MUHARREM’DE NE OLMUŞTU

©

19/10/2012 - 10:58 KURBAN: ALABİLMEK İÇİN VERMEKTİR

©

25/09/2012 - 10:56 ALLAH’IN DOSTLARI (Evliyâu’llah) 2

©

27/08/2012 - 15:54 ALLAH’IN DOSTLARI (Evliyâu’llah) 1

©

23/07/2012 - 11:13 RAMAZAN İSLÂMIN SEMBOLLERİNDENDİR (Şeâiru’llah) 3

©

26/06/2012 - 15:23 ALLAH’IN SEMBOLLERİ (Şeâiru’llah) 2

©

30/05/2012 - 16:11 ALLAH’IN SEMBOLLERİ (Şeâiru’llah) 1

©

26/03/2012 - 13:05 MUVAHHİDLERİN ÖZELLİKLERİ

©

29/02/2012 - 13:29 ALLAH’I UNUTANLAR GİBİ OLMAYIN

©

26/01/2012 - 14:37 DİNLEME AHLÂKI 4

©

28/12/2011 - 11:22 DİNLEME AHLAKI 3

©

28/11/2011 - 11:10 AZAPLA MÜJDELEME

©

20/10/2011 - 17:42 KURBAN; NE KADAR VAZGEÇEBİLİRSEN

©

07/09/2011 - 14:36 DEDİN Kİ…

©

05/08/2011 - 19:47 ORUÇ TAKVAYI GÜÇLENDİRİR

©

04/07/2011 - 14:35 DİNLEME AHLAKI 2

©

03/06/2011 - 12:02 DİNLEME AHLÂKI 1

©

09/05/2011 - 13:57 ALLAH’IN İPİ (HABLU’LLAH)

©

18/04/2011 - 14:24 ALLAH’IN BOYASI (Sibğatu’llah)

©

07/03/2011 - 13:00 ALLAH’IN HAKKI (Hakku’llah)

©

14/02/2011 - 12:04 Boş İşlere Müşteri Olmak

©

06/01/2011 - 10:38 ALLAH’IN KULLARI

©

22/11/2010 - 14:56 ALLAH’IN GÜNLERİ

©

14/10/2010 - 18:51 HARAM KAZANÇ İFSAT EDER

©

26/07/2010 - 14:14 Orucu Yürek İle Tutmak

©

22/06/2010 - 12:39 Okunması Gereken Üç Kitap

©

18/05/2010 - 11:47 Ahirete İman : Hesap Verme Bilinci

©

28/04/2010 - 11:02 MÜSRİF KİMDİR

©

22/03/2010 - 15:27 İSRAF; ÇAĞDAŞ AŞIRILIK (2)

©

22/02/2010 - 13:23 İSRAF; ÇAĞDAŞ AŞIRILIK (1)

©

30/12/2009 - 17:40 İSLÂMÎ KAYNAKLAR AÇISINDAN ŞİİR

©

23/11/2009 - 16:17 BAYRAMIN BAĞIŞLADIĞIN KADARDIR

©

19/10/2009 - 14:55 Vahiy Karşısında Peygamber

©

24/07/2009 - 11:15 ORUÇ ve DENGE

©

25/06/2009 - 09:29 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 4

©

01/06/2009 - 14:57 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 3

©

28/04/2009 - 16:06 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 2

©

16/02/2009 - 23:26 MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 1

©

05/01/2009 - 23:03 HİCRET ÜZERİNE DİYALOĞ

©

22/12/2008 - 23:37 KUR’AN’DA KURBAN KAVRAMI (1)

©

17/11/2008 - 23:27 İnsaf ve Ahlak Adaletin Kaynağıdır

©

03/09/2008 - 22:03 İNSANIN GÖREVİ -2

©

05/06/2008 - 23:35 İNSANIN GÖREVİ -1-

©

18/03/2008 - 01:09 HAYATA DÖNÜŞEN ZİKİR
 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl,"

( Şura Suresi - 85)

Bir Hadis

Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

“Kim, malâyânî konuşmaların çok olduğu bir yere oturur da, oradan kalkmazdan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan hâsıl olan günahından arınmış olur:

«Sübhâneke allâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke»

Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim. Senden mağfiret diliyorum,

Sana tevbe ediyorum.”

Tirmizî, Daavât 39, (2329) Kütüb-i Sitte, C. 7, s. 59.

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey Rabbimiz! Biz gerçekten iman ettik, günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından
koru…”

Âl-i İmrân Suresi-16

Hikmetli Söz

Çok konuşan çok hata yapar. Çok hata yapanın hayası azalır. Hayası azalanın takvası azalır. Takvası azalanın kalbi ölür. Kalbi ölen de cehenneme girer.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com