Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4819
Toplam 15280968
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Yoksullukla Mücadele ve Güçsüzleri, Kimsesizleri Koruyup Gözetmek

Ýnsanýn temel niteliklerinden biri de onun bir sosyal varlýk oluþudur. Hayatýný tek baþýna sürdürmesi hemen hemen imkansýzdýr. Sosyal hayatýn temel kuralý ise yardýmlaþmadýr.
25/03/2010

Ancak bu yardýmlaþma çeþitli biçim ve görüntülerde gerçekleþebilir. Üstlendiði görev karþýlýðýnda ücretini alan bir kimse aslýnda topluma bir þekilde yardým etmektedir. Çeþitli mesleklerin her biri geniþ anlamýyla birer toplumsal yardým birimi gibi rol üstlenmektedirler. Ancak sergilenen yardýmlaþmalar her zaman toplumun genel yararýna olmamakta, çoðunluðun zararýna olacak þekilde, küçük bir azýnlýðýn, ya da sayýlý kiþilerin yararýný hedefleyebilmektedir. Ýþte Ýslâm bu sosyal gerçekten hareketle "Ýyilik ve takvâ (Allah’a karþý gelmekten sakýnma) üzere yardýmlaþýn. Ama, günah ve düþmanlýk üzere yardýmlaþmayýn."(1) genel kuralýný getirmiþtir. Yardým kavramý geniþ bir muhtevaya sahip olmakla birlikte, esas îtibâriyle ihtiyaç içinde olanlarýn bu ihtiyacýnýn karþýlýksýz olarak giderilmesi anlamýnda kullanýlýr. Ýhtiyaçlar çok kere maddî imkanlarla karþýlandýðý için yardým denince akla ilk gelen maddî yardým olur. Bu da genellikle yoksullarý ve düþkünleri akla getirir. Biz bu yazýmýzda Ýslâm’ýn, yoksulluðu kaldýrmak ve düþkünleri topluma kazandýrmak, onlarýn hayata tutunmalarýný saðlamak amacýyla getirdiði yaklaþýmlarý, Kur'an ve sünnet çerçevesinde belirlemeye çalýþacaðýz.

1. MÜ’MÝNÝN MAL VE SERVET KARÞISINDAKÝ KONUMU
Ýnsan sahip olduðu yüksek deðere ve üstün yeteneklere raðmen esas olarak zayýf bir varlýktýr. Bu zayýflýk hem ruh dünyasý, hem fiziki yapýsý itibarý ile söz konusudur. Kur’an bu gerçeði þu genelleme ile ortaya koyar: "Ýnsan zayýf olarak yaratýlmýþtýr."(2) Bu "açýðýný" kapamak için kendini güçlü hissedebileceði ortamý hazýrlamak onun temel eðilimi olmuþtur. Mal, servet ve maddî güç elde etme çabasý bu eðilimin en açýk göstergesidir. Bu çaba aþýrý hýrs ve cimrilik þeklindeki yansýmasý ile, insan ruhunun derinliklerinde yatmaktadýr. "Zâten nefislerde kýskançlýk hazýrdýr."(3) Bu ruh yapýsý zaman zaman onu hiç ölmeyecekmiþ gibi davranmaya, hayata maddeci ve dünyevî gözle bakmaya sevk eder. "Malýnýn kendisini ebedi kýldýðýný sanýr."(4) "Fakat o hep dünyaya sarýldý ve kendi nefsinin arzusuna uydu."(5) "Gerçek þu ki, insan tatminsiz bir tabiatta yaratýlmýþtýr."(6) Ýslâm insanýn bu yanlýþ yöneliþini önleyecek bir dünyâ görüþü sunar. Buna göre Bütün kainat Allah’a aittir. "Göklerdeki, yerdeki, bu ikisi arasýndaki ve topraðýn altýndaki her þey yalnýzca O’nundur."(7) Ýnsanýn mal ve maddî imkanlar karþýsýndaki konumu ise tasarruf yetkisinden ibarettir. Þu âyet bu gerçeði dile getirmektedir: "Allah’a ve Resûlüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kýldýðý mallardan (Allah yolunda) harcayýn."(8) Ýnsan, Allah’ýn kendisine emanet ettiði mallarý, O’na kulluk yolunda kullanacaktýr. Sonunda da, bu tasarrufu nasýl gerçekleþtirdiði konusunda hesaba çekilecektir. "Andolsun mallarýnýz ve canlarýnýz konusunda imtihana çekileceksiniz."(9) "Bilin ki mallarýnýz ve çoluk çocuðunuz birer deneme aracýdýr."(10) Kur’an bu ve benzeri ayetlerle dünyanýn geçici olduðu, esas amacýn geçici hayat deðil, ebedî olan ölüm ötesi hayat olduðu mesajýný vermektedir. Müslümanýn dünyâ görüþü bu çerçevede þekillenir. Ýþte, kültürümüzde, mal sahibinin kendisini "emanetçi" diye tanýmlamasý bu dünyâ görüþünün yansýmasýd

2. EKONOMÝK GÜCÜN TABÝÎ DAÐILIM DÜZENÝ
Ýnsan yer yüzünün en þerefli ve deðerli varlýðý olarak yaratýlmýþtýr. Çünkü onun Allah’a kulluk gibi temel bir görevi vardýr. Bu görevi yerine getirebilmesi için kendisine sayýsýz nimetler verilmiþ ve her ihtiyacý karþýlanmýþtýr. "Andolsun, biz insanoðlunu þerefli kýldýk. Onlarý karada ve denizde taþýdýk. Kendilerini en güzel ve en temiz þeylerden rýzýklandýrdýk ve onlarý yarattýklarýmýzýn bir çoðundan üstün kýldýk."(11) "Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ýn sizin hizmetinize verdiðini ve açýkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladýðýný görmediniz mi?"(12) Ancak rýzkýn ve diðer nimetlerin insanlara bol bol verilmiþ olmasý, bütün insanlarýn rýzýk ve nimetler konusunda eþit imkanlara sahip olduðu anlamýna gelmemektedir. Ýlâhî hikmet gereði olarak insanlar mal ve maddi imkanlar bakýmýndan farklý konumlara sahiptirler: "Allah, rýzýk konusunda kiminizi kiminize üstün kýldý."(13) "Dünyâ hayatýnda onlarýn geçimliklerini aralarýnda biz paylaþtýrdýk. Birbirlerine iþ gördürmeleri için, (çeþitli alanlarda) kimini kimine derece derece üstün kýldýk."(14) Dünyâ hayatýnda rýzýk ve geçimlikler prensip olarak fertlerin kendi kapasitelerine topluma, çaða, sisteme, genel hayat þartlarýna ve sosyal iliþkilere baðlý olarak deðiþir. Ýþte bu farklýlýklarý gerekli kýlan þartlar içinde hayatýný sürdürebilmesi için insan çeþitli zorluklara katlanmak durumundadýr. Kur’an, bu gerçeði þöyle dile getirmektedir: "Andolsun biz insaný çeþitli meþakkat ve zorluklar içinde (olacak ve bunlara göðüs gerecek þekilde) yarattýk.”(15) Ýnsan, hayatýný sürdürebilmek için çalýþmak, çabalamak, üretmek zorundadýr. Ancak bazen bütün bunlar da normal bir hayat sürebilecek maddî imkaný elde etmeye yetmemekte, çeþitli sebeplerle bâzý bireyler ya da kesimler, ekonomik olarak zayýf kalabilmektedir. Bu durum bir yerde iþin kader boyutu ile de ilgilidir. Ekonomik gücü, toplumun asgari geçim düzeyinin altýnda olan kimseler "fakir" diye nitelenen kesimi oluþturmaktadýr. "Fakir" kelimesi Arapça’da, "delmek", "kazmak", "kýrmak" manalarýna gelen "fakr" kökünden sýfat olup asýl anlamý "omurgasý (fakar) kýrýlmýþ kimse"dir. Bu durumdaki insan gibi, bir iþe güç yetirememesi, baþkasýna muhtaç olmasý sebebiyle maddî bakýmdan sýkýntý içinde olan kimseye de fakir denildiði ifâde edilir."(16)

3. ÝSLÂM’IN FAKÝRLÝK PROBLEMÝNE YAKLAÞIMI
Fakirlik tarih boyunca insanlýðýn önemli problemlerinden biri olmuþtur. Her devlet, bu problemin üstesinden gelmeyi temel hedefleri arasýnda görür. Ýnsanlýða iki dünyâ mutluluðu saðlamayý amaçlayan Ýslâm da elbette ki fakirlik probleminin ortadan kaldýrýlmasýnda yardýmcý olacak, bu konuda yol gösterecek bâzý prensipler getirmiþ ve önlemler almýþtýr. Bu prensipleri þöyle sýralayabiliriz:
a) TEMEL PRENSÝP: ÇALIÞMAK
Allah’ýn kendisi için takdir ettiði rýzýklara ulaþmasý için uyulmasý gereken temel prensip çalýþmaktýr: "De ki, çalýþýn. Yaptýklarýnýzý Allah da, Resulü de, müminler de görecektir."(17) Hz. Peygamber, tembellikten Allah’a sýðýnmýþtýr.(18) Çalýþmadan baþkalarýnýn yardýmýný beklemek onurlu müslümana yakýþmayan bir tutumdur. Bir hadis-i þerifte þöyle buyurulmuþtur: "Sizden birinizin ipini alýp daða gitmesi ve arkasýna odun demeti yüklenip getirerek onu satmasý ve Cenab-ý Hakk’ýn bu suretle o kimsenin yüzsuyunu korumasý, istediði verilse de verilmese de, halktan dilenmesinden daha hayýrlýdýr."(19) Yine Resûlüllah, "Hiç kimse elinin emeðinden daha hayýrlý bir yemek yememiþtir. Allah’ýn nebisi Davud (a.s.) da elinin emeðinden yerdi."(20) "Zekeriyya (a.s.) marangozdu"(21) buyurarak çalýþýp üretmeyi, kendi kazancýyla geçinmeyi teþvik etmiþtir.
b) ÝSRAFTAN KAÇINMAK
Ýhtiyaçtan fazla olarak, gereksiz harcama yapmak israftýr. Ýsraf ise Ýslâm’da haramdýr. Bu, ele geçirilen ekonomik deðerler için olduðu kadar tabiatta potansiyel halde bulunan deðerler için de böyledir. Sahip olduðumuz maddî imkanlar bizim emeðimizin, alýn terimizin ürünü olsa da, o deðerler sonuçta, toplumun ortak varlýðýnýn bir eseridir. Ayrýca, içinde yaþadýðýmýz tabiî ortamýn bize sunduðu imkanlar sonsuz deðildir. Ýnsan bunlarý hýzla tüketmektedir. Nasýl birey, kazandýðýný ölçülü kullanarak çocuklarýna ekonomik imkanlar býrakmak isterse, toplum da daha sonraki nesilleri bu açýdan gözetmek durumundadýr. Ýþte israf, bu realiteye aykýrý olduðu için haram kýlýnmýþtýr. Bu sebeple tüketim esasýna dayalý bir ekonomik anlayýþý da Ýslâm onaylamaz. Kur’an, Ýslâm toplumunu orta halli, dengeli bir toplum olarak niteler, müslümanlarýn bu halleriyle baþka toplumlara örnek teþkil ettiðini belirtir(22) ve hayatýn kaçýnýlmaz bir olgusu olan tüketim konusunda da müslümanýn ayný dengeyi koruduðunu vurgular: "Onlar, harcadýklarýnda ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onlarýn harcamalarý bu ikisi arasý dengeli bir harcamadýr."(23) Þu âyet de konuyu güzel bir benzetme ile gündeme getirmektedir: "Eli sýký olma, büsbütün eli açýk da olma sonra kýnanýr ve çaresiz kalýrsýn."(24) Açýkça görüldüðü üzere Kur’an; israfý, fakirliðin, çaresizliðin sebeplerinden biri olarak ilân etmektedir. Ekonomik deðerlerin ölçüsüzce yok edilmesinin, Allah-kul iliþkisinin sevgi boyutunu olumsuz yönde nasýl etkilediðini þu ayetten açýkça öðreniyoruz: "Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez."(25) Kur’an’da israf için bir de "saçmak", "malý ölçüsüzce daðýtmak" anlamlarýna gelen "tebzir" kelimesi kullanýlmýþtýr: "Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkýný ver, tebzir etme. Çünkü tebzir edenler þeytanýn kardeþleridir. Þeytan ise Rabbine karþý nankördür.”(26) Tefsir bilginlerinin çoðu, ayetteki "tebzir"i, "malý Allah’ýn razý olmadýðý (gayri meþru) yerlere harcamak" diye yorumlamýþlardýr.(27) Mülkiyet hakký, bir açýdan toplumun ortak deðeri olan ekonomik kaynaklarýn istendiði gibi, ölçüsüzce harcanmasýný meþrulaþtýrmaz.. Hele harcama kalemi meþru bir iþ deðilse, ölçülü de olsa Ýslâm nazarýnda israftýr. Çünkü meþru olmayan iþler prensip itibarý ile yararsýzdýr. Yararsýz harcamalar da israf kavramý içinde yer alýr.
c) PSÝKOLOJÝK YAKLAÞIM
Her þeye raðmen hayat istendiði kadar rahat ve kolay olmayabilir. Bütün çabalara raðmen insan darda kalabilir, yoksulluðun yahut kýt imkanlarýn baskýsýndan kurtulamaz.Bu sebeple de bir ümitsizlik hali hâkim olabilir. Hayata küsme ve çaresizlik duygusu yaþanabilir. Bu durumda insan, kendisini yeniden hayata baðlayacak manevî bir desteðe ihtiyaç duyar. Ýþte Kur'an bu desteði insana saðlamaktadýr. Çünkü o, Yaratan’ýn mesajlarýný içermektedir. Yaratan ise yarattýðý insaný ve onun ihtiyaçlarýný çok iyi bilmektedir.(28) Her þeyden önce Ýslâm, dünyanýn asýl hedef olmadýðýný, gerçek hayatýn ahirette yaþanacaðýný ýsrarla telkin eder. Hz. Peygamber, "Dünyada garip bir kimse gibi, yahut bir yolcu gibi ol"(29) buyurmuþtur. Bu yaklaþýmýn temelinde, insanlarý iyi kul olmaya, iyi iþler yapmaya teþvik amacý yatmakta ise de dolaylý yoldan dünyâlýklarýn da asýl hedef olmadýðý, iyi kul olmak kaydýyla, çekilen zorluklarýn öbür dünyada güzelliklere, nimetlere dönüþeceði duygusunun geliþmesini saðlar. Bu da insanda bir direnme gücü meydana getirir. Pek çok âyet ve hadiste, takvâ (Allah’a karþý gelmekten sakýnma) kulluk þuurunun gerçek göstergesi olarak önemle vurgulanýr. Ayrýca Kur’an’ýn, takvanýn, dar boðazdan çýkmada, rýzkýn saðlanmasýnda da etkili olduðunun bildirilmesi gerçekten ilgi çekicidir: "...Kim Allah’a karþý gelmekten sakýnýrsa, Allah ona bir çýkýþ yolu açar, onu beklemediði yerden rýzýklandýrýr. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter."(30) Tüm çabalarý gösterdikten sonra iþi Allah’a býrakmak anlamýna gelen tevekkül de, fakirlik problemi karþýsýnda önemli bir psikolojik direnç kaynaðý oluþturmaktadýr. "Nice canlýlar vardýr ki rýzýklarýný taþýmazlar (yiyecek biriktirmezler). Onlarý da, sizi de Allah rýzýklandýrýr"(31) ayeti de gerçek tevekkül sahiplerine iyi bir psikolojik destek saðlamaktadýr. Hz. Peygamber’in, "Biriniz, mal ve yaratýlýþça kendinden daha üstün kýlýnan birine baktýðý zaman, bir de kendinden daha aþaðý durumda olana baksýn"(32) hadisinde, maddî imkansýzlýklar karþýsýnda takýnýlacak temel tavrýn nasýl olmasý gerektiðini göstermiþtir.
d) ZEKAT VE SADAKA YAHUT ÝNFAK YÖNTEMÝ
Ýslâm’ýn fakirlik problemi karþýsýnda getirdiði pratik yöntem fakirin maddî olarak desteklemesidir. Bireyler arasýnda ekonomik farklýlýklarýn bulunmasý kaçýnýlmaz olmakla birlikte, bu farklýlaþmanýn aþýrý boyutlara ulaþmasý da saðlýksýz bir toplum yapýsýnýn göstergesidir. Bu gösterge ayný zamanda insanýn yapýsýnda var olan mal tutkunluðu ve hýrsýn, toplumun önemli bir kesimine hâkim olduðuna da iþaret eder. Kur’an, bütün insanlarý "Rahman’ýn kullarý"(33) nitelemesi ile bir bütün olarak ele alýr ve Allah’ýn nimetlerinden herkesin, insanca yaþayabilecekleri ölçüde yararlanmasýný öngörür. Bu amacý gerçekleþtirmek üzere çalýþmayý ön þart olarak ortaya koyar.Bununla birlikte her nasýlsa maddi imkanlardan yoksun kalmýþ, güçsüz düþmüþ kimselerin çaresiz ve desteksiz kalmalarýný önlemek için de infak mekanizmasýný insan-servet iliþkisinin temel unsuru olarak sunar: "Sevdiðiniz mallardan infak etmedikçe, iyiliðe asla ulaþamazsýnýz."(34) "Ey iman edenler! Hiçbir alýþ-veriþin, hiçbir dostluðun ve hiçbir þefaatin olmadýðý kýyamet günü gelmeden önce, size rýzýk olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayýn inkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir."(35) "Sana, neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Fazla olaný."(36) Þu ayette de infak edenlerin manevi kazançlarý, harika bir benzetme ile dile getirilmektedir: "Mallarýný Allah yolunda infak edenlerin durumlarý, her birinde yüz buðday tanesi bulunan yedi baþak bitiren bir tek buðday tanesi gibidir. Allah dilediðine (mükafatý) kat kat verir. Allah lütfu geniþ olandýr, hakkýyla bilendir."(37) Ýnfak sözlük anlamýyla, malýn elden çýkarýlmasý, harcanmasý, sarf edilmesi demektir. Terim olarak infak ise, bu harcamanýn, Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak amacýyla, O’nun istediði, gösterdiði yerlere harcanmasý anlamýný ifâde eder. Kur’an, takvâ sahiplerinin temel nitelikleri arasýnda, Allah yolunda infaký da zikreder.(38) Ýnfakýn temel hedefi, ihtiyaç sahiplerini, düþkünleri, yetimleri, kýsaca toplumun darda kalmýþ bireylerini zor durumdan kurtarmaktýr. Mekke döneminde müslümanlar sosyal, psikolojik,ekonomik ve fiziki olarak aðýr baskýlara maruz kalmýþlardý. Özellikle, maddi gücü olmayanlar, korumasýz bulunan köleler, yetimler ve fakirler daha aðýr þartlar içinde yaþýyorlardý. Hicretten sonra Müslümanlarýn bir devlet düzeni içinde organize olmalarý üzerine kýsa zamanda hem sosyal hem ekonomik alanda güçlendiler. Ýþte Mekke döneminde gönüllü baðýþlar niteliðinde olan sadaka bu dönemde, ayrýca düzenli bir þekilde ödemek durumunda olduklarý yükümlülük (zekat) haline getirilmiþtir: "Onlarýn mallarýndan sadaka (zekat) al ki, bununla onlarý (günahlardan) temizleyesin, onlarý arýndýrasýn."(39) Zekat emri doðrudan Hz. Peygamber’e hitap eten bu ayetten baþka daha bir çok ayette namaz ile birlikte ve mü’minlere yönelik olarak tekrar edilmektedir. Biz bu ayetlerden birini örnek olarak zikredeceðiz: "Namazý kýlýn, zekatý verin, Allah’a ve Resûlüne itaat edin."(40) Bu âyette ve benzerlerinde zekatýn, defalarca namazla birlikte yan yana zikredilmesinin özel bir anlamý vardýr, o da þudur: Namaz kiþisel bir ibadettir. Doðrudan Allah’a karþý yerine getirilmesi gerekir. Zekat ise toplumsal bir ibadettir. Allah’ýn emriyle kullara karþý yerine getirilir. Namaz Allah’ýn hakký olduðu için, bu konuda meydana gelecek eksiklikleri Allah’ýn affetmesi söz konusudur. Zekat ise, fakirin, toplumun hakký olduðu ve bu konuda sergilenecek kusur ve ihmallerin telafisi kul hakkýnýn ödenmesi ile kayýtlý bulunduðu için, durum daha ciddi ve önemlidir. Yukarýda zikrettiðimiz ayetler ve benzerlerinde yalnýzca zekat yükümlülüðü getirilmekte fakat, zekatýn kimlere verileceði belirtilmemektedir. Zekatýn kimlere verileceði aþaðýdaki Tevbe süresinin 60. ayetinde düzenlenmiþtir: "Sadakalar (zekatlar), Allah’tan bir farz olarak fakirlere, düþkünlere, zekat görevlilerine, kalpleri müslümanlýða ýsýndýrýlacak kimselere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara, yolda kalmýþlara mahsustur."(41) Hz. Peygamberin saðlýðýnda, "sadaka" kelimesi, "insanýn Allah rýzasýný kazanmak üzere malýndan ayýrýp fakirlere verdiði meblað" anlamýnda kullanýlýyordu. Bu anlamda sadaka, verenin durumuna göre ya farz olur (zekat) ya vacip olur (fýtýr sadakasý) ve ya nafile olur. Daha sonralarý farz olan sadaka için "zekat" kelimesinin kullanýlmasý yaygýnlaþmýþtýr.Yukarýda zikrettiðimiz ayette sadaka, zekat anlamýna kullanýlmýþtýr. Ayetin zikrettiði bu sekiz grup incelendiðinde, zekatýn (dolayýsýyla sadakanýn) iki ana amacýnýn olduðu görülür: a. Toplum içinde ekonomik dar boðazda kalan, fakirliðin ve çaresizliðin pençesinde kývranan insanlarýn problemlerine çözüm getirmek, b. Ýslâm’ýn var oluþ amacýnýn gerçekleþmesine katkýda bulunmak.


1- Nisâ, 2.
2- Nisâ, 28.
3- Nisâ, 128.
4- Hümeze, 3.
5- A’raf, 176.
6- Me âric, 19-20.
7- Ta-Hâ, 6.
8- Hadid, 7.
9- Âl-i Ýmran, 186.
10- Enfal, 28.
11- Ýsra, 70.
12- Lokman, 20.
13- Nahl, 71.
14- Zuhruf, 32.
15- Beled, 4.
16- Osman Eskicioðlu, Fakir, TDV Ýslâm Ansiklopedisi.
17- Tevbe, 105.
18- Ahmed Ýbn Hanbel, el-Müsned, II, 185.
19- Buhârî, Zekat, 10.
20- Buhârî, Büyû’, 15. 21- Müslim, Fedail, 169.
22- Bakara, 143.
23- Furkan, 67.
24- Ýsra, 29.
25- A’raf, 31.
26- Ýsra, 27.
27- Bak, Þevkânî, Fethü’l-Kadir, Daru’l-Ma’rife, Beyrut, tarihsiz, I-V III, 221.
28- Bak. Mülk, 14.
29- Buhârî, Sahih, Rikak, 3; Tirmizi, Sünen, 35.
30- Talak , 2-3.
31- Ankebut, 60.
32- Buhârî, Sahih, Rikak, 30.
33- Furkan, 63.
34- Âl-i Ýmran, 92.
35- Bakara, 254.
36- Bakara, 219.
37- Bakara, 2-262.
38- Bakara, 3.
39- Tevbe, 103.
40- Nur, 56.
41- Tevbe, 60.
 

 

Bu yazý 2368 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

16 Sevvâl 1445 |  25.04.2024

Bir Ayet

Bismillâhirrahmânirrahîm

Mal ve çocuklar, dünya hayatýnýn çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranýþlar' ise, Rabbinin katýnda sevap bakýmýndan daha hayýrlýdýr, umut etmek bakýmýndan da daha hayýrlýdýr.

( Kehf sûresi - 46)

Bir Hadis

Ebû Musâ radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

“Azîz ve celîl olan Allah, gündüz günah iþleyenin tövbesini kabul etmek için gece rahmet kapýsýný açýk tutar; gece günah iþleyenin tövbesini kabul etmek için gündüz rahmet kapýsýný açýk tutar. Bu uygulama güneþ batýdan doðuncaya kadar böylece devam eder.”


Müslim, Tevbe 31

Bir Dua

“Allah’ým, beni güzel bir iþ yaptýklarý zaman mutlu olan, günah iþledikleri zaman
da baðýþlanma dileyen kullarýndan eyle.”

(Ýbn Mâce, Edeb, 57)

Hikmetli Söz

Kardeþin senden alakasýný kestiðinde ziyareti; yüz çevirdiðinde lütuf ve yakýnlýðý; cimrileþtiðinde cömertçe harcamayý; uzaklaþtýðýnda yakýnlaþmayý; sert tavýr takýndýðýnda yumuþak davranmayý; suç iþlediðinde özrü kabul etmeyi üstlen.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com