Yüce Allah, Kur’an’da yetimlerin korunup kollanmasýna çok önem vermiþ, mallarýnýn israf edilmemesini ve haksýz yere yenilmemesini, bunun büyük günah olduðunu bildirmiþ, yetimlerin mallarýný haksýz yere yiyenlerin, ateþ yemiþ olacaklarýný bildirerek yetim haklarýna gereken özenin ve önemin gösterilmesini emretmiþtir: “Yetimlere (buluða erdiklerinde) mallarýný verin. Temizi pis olanla deðiþmeyin. Onlarýn mallarýný kendi mallarýnýza katýp (haksýz yere) yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtýr.”(Nisa, 2)
Sahabeden varlýklý bir Müslüman ölür. Yetim bir çocuk býrakýr. Bu yetimin velayetini amcasý üstlenir. Yetim buluð çaðýna erince amcasýndan malýný ister, ancak amcasý vermek istemez. Bunun üzerine bu ayet iner. Adam yeðeninin malýný derhal kendisine teslim eder.
“Temizi pis olanla deðiþmeyin” demek, helal malýnýza haram olaný karýþtýrmayýn demektir.“Tayyib” kelimesi helal,“habis” kelimesi ise haram malý ifade eder. Kiþinin meþru yollarla elde ettiði malý temizdir, haram yollarla elde ettiði malý mülkü ise pistir. Yetimin malýný haksýz yere yemek veya vermemek haramdýr.
Tahlil etmeye çalýþtýðýmýz ayetin inmesinden sonra Müslümanlar, yetimlerin mallarýnýn kendi mallarýna karýþmamasýna dikkat etmeye baþlarlar. O kadar dikkat ederler ki, yetimin önünden artan yemeði bile yemekten çekinirler. Yetimlerin yiyecek ve içeceðini ayýrýrlar, onlara ayrý oda ev tahsis ederler. Bu durum, yetimlere de velilere de zor gelir. Abdullah b. Revâha Hz. Peygamber'e gelerek, "Yâ Rasûlellah! Hepimiz yetimleri oturtacak ayrý bir eve, onlara ayrý yiyecek ve içecek verecek güce sahip deðiliz" diye yakýnýr. Bunun üzerine “(Ey Peygamberim!) Sana yetimleri soruyorlar. De ki: “Onlarýn durumlarýný düzeltmek hayýrlýdýr. Eðer onlara karýþýrsanýz (onlarla birlikte yaþar, yer içerseniz bunda bir sakýncasý yoktur.) Onlar sizin kardeþlerinizdir.” (Bakara, 220) anlamýndaki ayet iner.
Bu ayete göre önemli olan, yetimi güzel yetiþtirmek, onun malýný haksýz yere yememektir. Çünkü, “Yetimlerin mallarýný haksýz yere yiyenler, ancak karýnlarýný doldurasýya ateþ yemiþ olurlar.” (Nisa, 10) Bu nedenle Peygamberimiz (a.s.),yetim malýný koruyacak kapasiteye sahip olmayanlarýn bu iþi üstlenmelerini istememiþ, bu sebeple Ebû Zer el-Gýfârî'ye yetim malýnýn velâyetini üzerine almamasýný tembih etmiþtir. (Nesâî, Vesaya,10, VI, 255) Peygamberimiz (a.s.),haksýz yere yetim malý yemenin sakýnýlmasý gereken helâk adici yedi günahtan biri olduðunu bildirmiþtir. (Müslim, Ýman,145)
Ensardan Evs b. Sabit ölür. Geriye dul bir eþ ve üç yetim kýz býrakýr. Amcaoðullarý, Sabit’in malýnýn tamamýný alýrlar. Kadýn, durumu Hz. Peygamber'e þikâyet eder.Peygamberimiz onlara adam gönderir. Vârisler, malýn kendilerine ait olduðunu söylerler. Çünkü Arap âdetine göre, mirasa yalnýz ölenin erkek akrabasý vâris olurdu. Bu olay üzerine, "Anne babanýn ve yakýnlarýn býraktýklarýndan erkeklere de kadýnlara da bir pay vardýr." (Nisa, 7) anlamýndaki ayet iner. Peygamberimiz hemen onlara haber gönderip, Allah'ýn kadýnlara da mirastan pay ayýrdýðýný bildirir. “Yetimin malýný israf etmeden yiyin.” (Ýbn Mâce, Vasaya, 9) buyurmuþtur.
Veli, yetim rüþtüne eriþinceye kadar onun malýný mülkünü koruyup kollamak, emeðinin karþýlýðý bir harcama yapacaksa israf etmeden ve saçýp savurmadan yapmakla yükümlüdür. Bu husus Kur’ân’da þöyle ifade edilmektedir: “Rüþtüne eriþinceye kadar yetimin malýna ancak en güzel þekilde yaklaþýn.”(En’âm, 152)
Velinin yetim malýný yetime ne zaman teslim edeceði ve yetim malýndan nasýl harcama yapabileceði þu ayette açýk-seçik anlatýlmýþtýr: “Yetimleri deneyin. Evlenme çaðýna (buluða) erdiklerinde, eðer reþit olduklarýný görürseniz, mallarýný kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarýný geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarýný yemeyin.(Velilerden) kim zengin ise (yetim malýndan yemeðe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklýn ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karþýlýðý kadar) yesin. Mallarýný kendilerine geri verdiðiniz zaman da yanlarýnda þahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.” (Nisa, 6) Veli, yetim malýný hem koruyacak hem deðerlendirecektir. Peygamberimiz bu hususu,“Kim malý bulunan bir yetimin velisi olursa onun malýný ticaret, (üretim ve benzeri yollarla) artýrsýn, zekât ile eksilmesine imkân vermesin.”(Ebu Dâvud, Zekât, 15) sözleriyle dile getirmiþtir.
Zikrettiðimiz ayet ve hadisler, yüce dinimizin emeðe, insan haklarýna, hak ve hukuka, özellikle zayýf, güçsüz ve aciz insanlarýn haklarýna, haklarýn korunup kollanmasýna ne kadar önem verdiðini ifade etmektedir. Dinimiz, Kur’an’ýn indiði toplumda var olan hak ve hukuk ihlâllerini önlemiþ, yetim, dul, yaþlý, engelli, hasta ve zayýf insanlarýn haklarýný koruma ve güvence altýna almýþtýr.(bk. Nisa, 127) Öte yandan ölen birisinin geride býraktýðý malýn varisler arasýnda ne oranda bölüþeceði detaylý olarak beyan edilmiþtir. (Nisa, 11, 12,176) Bu güvencenin ihlal edilmesi suç, isyan ve büyük günahtýr.
Dinimiz sadece yetimin malýnýn, hak ve hukukunun korunmasýný deðil; onlara iyilik yapýlmasýný, iyi davranýlmasýný, görüp gözetilmesini ve yardýmcý olunmasýný istemektedir. Dinimizin bu isteklerini þöylece özetleyebiliriz:
1. Yetime ve yoksula iyilik etmek, yardým etmek:Nisa suresinin 36.ayetinde, Allah’a ibadet etme ve O’na hiçbir þeyi ortak koþmama emrinden sonra, birinci sýrada anne-babaya, ikinci sýra-da yakýn akrabaya, üçüncü sýrada yetimlere, dördüncü sýrada yoksullara iyilik yapýlmasý, iyi davranýlmasý ve onlara ikram edilmesi emredilmektedir. Bakara suresinin 83. ayetinde Ýsrail oðullarýndan sadece Allah’a ibadet edilmesi, anne-babaya, yakýn akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyi davranýlmasý konusunda Allah’ýn söz aldýðý bildirilmektedir. Bakara suresinin 177. ayetinde özünde, sözlerinde ve iþlerinde sadýk olan insanlar ile muttakilerin özellikleri arasýnda Allah’a, ahret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere imandan sonra, birinci sýrada yakýn akrabaya, ikinci sýrada yetimlere, üçüncü sýrada yoksullara yardým etmek zikredilmiþtir. Ýnsan suresinin 6-10. ayetlerinde ise, cennet nimetlerinden istifa-de edecek olan “iyi insanlarýn” özelliklerinin baþýnda, onlarýn adaklarýný yerine getiren, ahret gününden korkan, isteyerek Allah rýzasý için yoksula, yetime ve esire yedirip içiren kimseler olduðu bildirilmiþtir.
2. Yetime ve yoksula infak etmek:Bakara suresinin 215. Ayetinde Allah yolunda ne harcayacaklarýný soran müminlere verilen cevapta yetimler de zikredilmektedir:“(Ey Peygamberim!) Deki: “Hayýr olarak ne harcarsanýz o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmýþlar içindir.”
Nisa suresinin 3. ayetinde miras taksim edilirken, yetimlerin de görüp gözetilmesi emredilmektedir: “Miras taksiminde (kendilerine pay düþmeyen) akrabalar, yetimler ve fakirler hazýr bulunurlarsa, onlara da maldan bir þeyler verin ve onlara(gönüllerini alacak) güzel sözler söyleyin.” Beled suresinin 16. ayetinde ise yetimleri yedirip içirenler övülmektedir.
Peygamberimiz, yetime, yoksula ve yolcuya infakta bulunan zengini övmüþ; onlarýn hakkýný yiyeni ise kötülemiþ (Ne-sâî, Zekât, 81, V, 91), “Kim bir yetimin yiyeceðini ve içeceðini üstlenirse, affedilmeyecek günah iþlemedikçe, Allah onu cennete yerleþtirir.” (Tirmizî,Birr, 14, IV, 320) buyurmuþtur. 3. Devletin yetimlere bakma ve yetiþme görevi vardýr: Peygamberimizin.“Bir kimse ölürken mal býrakýrsa, o mal kendi yakýnlarýna aittir. Fakat borç veya yetimler býrakýrsa, o borç bana aittir; yetimlere bakmak da benim görevimdir.” (Müslim,Cuma 43; bk. Ýbni Mâce, Mu-kaddime, 7) anlamýndaki sözü bu görevi ifade etmektedir. Bu görevin yerine getirilebilmesi için savaþta elde edilen ganimetin beþte birinin harcanmasý gereken gruplar arasýnda yetimler de zikredilmiþtir. (bk. Enfâl, 41;Haþr, 7) Ecdadýmýz, yetimhane ve çocuk esirgeme kurumu ve benzeri kuruluþlarla bu görevi yerine getirmeye çalýþmýþ, milletimiz yetimlere daima kol kanat germiþ, onlarý korumuþ ve kollamýþtýr. Bu davranýþ bir milletin dindarlýðýnýn göstergesidir.
4. Yetimlere bakmak, ibadet etmek ve Allah yolunda cihat yapmak gibi sevaptýr:Þu hadis bu hususu ifade etmektedir: “Kim üç yetimi himaye ederse, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçirmiþ, Allah yolunda cihad etmiþ gibi olur. Ben ve o, yani yetimleri koruyan, cennette þu ikisi gibi kardeþiz.” buyurmuþ ve elinin iki parmaðýný birbirine bitiþtirmiþtir. (Ýbn Mâce, Edeb, 6, II,1213)
5. Yetime bakana, onu kollayýp gözetene cennet vaat edilmektedir:Þu hadisler bu hususu açýkça ifade etmektedir: “Baþ ve orta parmaðý ile iþaret ederek, ben ve yetimi himaye eden kimse cennette þöylece beraber bulunacaðýz.” (Tirmizî,Birr, 14; Buhârî, Edeb, 24)“Kendi yetimini veya baþkasýna ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette þöyle yan yana bulunacaðýz.” (Müs-lim, Zühd, 42) “Kim Allah rýzasý için bir yetimin baþýný okþarsa, elinin dokunduðu saç sayýsýnca kendisine iyilik yazýlýr.”(Ahmed, V, 250)
Ayet ve hadislerde yetimlere karþý iyi davrananlarýn övülmesine karþýlýk onlarla ilgilenmeyenler ve onlarý itip kakanlar;“Hayýr, hayýr! Yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teþvik etmiyorsunuz.” (Fecr, 17-18),“Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayaný! Ýþte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. Ýþte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.” (Ma-un, 2, 3) anlamýndaki ayetlerle yerilmekte ve kýnanmaktadýr.
Sonuç olarak; Yüce Rabb’imiz yetimlerin korunup kollanmasýný, görüp gözetilmesini, kendilerine haksýzlýk yapýlmamasýný, babasýndan miras kalan malýnýn buluða eriþince kendisine teslim edilmesini, yetimlerin ezilmemesini (Duha, 9) istemekte, yetimlerin mallarýný haksýz yere yemenin büyük günah olduðunu bildirmektedir.
Cahiliye döneminde ölümler ve savaþlar nedeniyle toplumda yetim sayýsý çoktu. Yetimlerin haklarý gözetilmez, mallarý korunmaz, haksýz yere harcanýrdý. Kur'an'da ve hadislerde bu kötü muameleler yerilmiþ ve yetim haklarý korunarak himaye altýna alýnmýþtýr. Kendisi de yetim olarak büyüyen (Duha, 6) Peygamberimiz, yetimlerin üzerinde titizlikle durmuþ, onlara kol kanat germiþtir. Ýçinde yetim barýndýrýlan ve yetime iyi davranýlan eve büyük önem vermiþtir. “Müslümanlarýn evleri arasýnda en iyisi içinde kendisine iyi davranýlan yetim bulunan evdir. En kötüsü de, içinde yetim bulunup da kendisine kötü davranýlan evdir” (Ýbn Mâce,Edeb, 6, II, 1213) sözü ile yetimleri görüp gözetmeyi teþvik etmiþtir.
Kalbi katýlaþan, Allah’ýn rýzasýný, yardýmýný ve cennetini isteyen yetimlere merhamet etmeli, onlarýn baþýný okþamalý, onlara yardým etmeli, ihtiyaçlarýný karþýlamalý ki kalbi yumuþasýn.
|