Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3026
Toplam 15286280
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Keþfedilmeyi Bekleyen Kaþif: Bediüzzaman

Cemil Meriç’in ifadesiyle, “asýrlarý kucaklayan bir tefekkürün yaralanan ve yabancýlaþmýþ idrakler tarafýndan anlaþýlmasý kolay deðil.
23/03/2010

“Risâle-i Nur'u anlamýyorlar, yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolastik (ortaçað felsefesi) bataklýðý içinde saplanmýþ bir medrese hocasý zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle (pozitif bilimler), asr-ý hâzýr fen ve felsefesiyle meþgul oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim. Hattâ bu hususta da bâzý eserler telif eyledim.” Bediüzzaman, 1952 yýlýnda Eþref Edip’e verdiði mülakatýnda, klasik medrese hocalarýndan farklý olduðunu bu þekilde beyan etmiþti. Ancak, eserlerinin anlaþýlmadýðýndan þikayet etmiþti. Aradan yarým asýr geçti. Bediüzzaman hakkýnda uluslararasý konferanslar tertip edildi. Makaleler yayýnlandý. Kitaplar yazýldý. Üniversitelerde adýna kürsüler açýldý. Ancak, yine de onun yeterince anlaþýldýðý söylenemez. Çünkü, Cemil Meriç’in ifadesiyle, “asýrlarý kucaklayan bir tefekkürün” yaralanan ve yabancýlaþmýþ idrakler tarafýndan anlaþýlmasý kolay deðil. Bu yazýda, Bediüzzaman’ýn günümüzde bir kýsým dostlarý tarafýndan eksik anlaþýlan ve düþmanlarýnca da tenkit konusu olan bir yönünden bahsedeceðim. O da þudur: bazý sevenleri onu yüceltmek için eserlerinin ilhamla gelen yepyeni hakikatler içerdiðini söylerken, bazý sevmeyenleri ise, Bediüzzaman’ýn kendini öne çýkardýðýný ve Kur’ana perde yaptýðýný iddia ediyorlar. Oysa, böyle bir eleþtiri, Bediüzzaman’a yapýlacak en büyük haksýzlýktýr. Çünkü, Bediüzzaman asýrlarca evlerin duvarlarýnda örümcek aðý baðlayan Kur’an hazinelerini keþfedip, ondaki hakikatleri bütün insanlýðýn istifadesine sunan bir “Kur’an kaþifi”dir. Mehmet Akif’in deyimiyle, doðrudan doðruya Kur’an’dan ilham alarak, asrýn idrakine Ýslamý sunan bir mütefekkirdir. Kur’andan keþfettiði tevhid hakikatleri, sadece Anadolu’nun deðil, bütün Ýslam aleminin, hatta bütün insanlýðýn imanýný kurtaracak kýymettedir. Vefatýnýn yýldönümünde, onu rahmetle anarken, keþfettiði Kur’an hakikatlerinden birkaçýný misal vererek, bir nebze anlamaya çalýþacaðýz.

Üç Kitabýn Kaþifi



Bediüzzaman, üç kitaptaki ilahi ayetleri keþfedip, okumayý öðreten bir mualimdir. Ona göre, okumayý öðrenen biri üç þekilde alemlerin Rabbini tanýyabilir. Birincisi, kâinat “kitab-ý kebiri”ndeki kudret ayetlerini okuyarak. Ýkincisi, kâinat kitabýnýn tercümaný olan "Kur’an-ý Kerim”deki kelam ayetlerini okuyarak. Üçüncüsü, yaþayan Kur’an olan “Ýnsan-ý Kamil”in (a.s.m.) hayatýný okuyarak. Çünkü, Bediüzzaman’a göre, her üç kitap da ayný þeyleri anlatýyor. Birincisi, Sonsuz Kudret Sahibi’nin “element alfabesi”ni kullanarak kudret kalemiyle kendini bildirmesidir. Ýkincisi, Sonsuz Ýlim Sahibi’nin “Arap alfabesi”ni kullanarak kelamýyla kendini tarif etmesidir. Üçüncüsü ise, Sonsuz Rahmet Sahibi’nin, “gen alfabesi”ni kullanarak en kâmil bir insaný alemlere rahmet yapýp onunla kendini tanýtýp sevdirmesidir. Hasýlý, her üç kitap da Âlemlerin Rabbinden bahsediyor. O’nu tarif ediyor. O’nu tanýtýyor. O’nu sevdiriyor.

Bediüzzaman’a göre, bu kitaplarýn yazarý ayný olduðu için aralarýnda bir çeliþki olamaz. Üçü de birbirini teyit eder. Birbirine destek verir. Birbirini tefsir eder. Bu sýrdandýr ki, “Mualimlerimiz bize Allah’tan bahsetmiyorlar” diye þikayete gelen öðrencilere, "Sizin okuduðunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ý mahsusiyle, mütemadiyen(devamlý) Allah'tan bahsedip Hâlýký tanýttýrýyorlar. Muallimleri deðil, onlarý dinleyiniz." diyerek, gerçek bilimin Allah’ý anlattýðýný söyler. Çünkü, Bediüzzaman’a göre, gerçek bilim Allah’ýn kainat kitabýndaki kudret ayetlerini keþfediyor. Onlarý su yüzüne çýkarýyor. Seküler bilim adamý keþfettiði ayetleri okumasýný bilmediði için manasýz, tesadüfi þekillerden ibaret sanýyor. Onlarý yazan, ilim, kudret ve sanat sahibi katibi inkar ediyor. Týpký, Çince yazýlmýþ harikulade bir kitabý, okumasýný bilmediði için, manasýz bir karalama düþünüp, yazarýný inkar eden biri gibi. Oysa, okumasýný bilen için, üç kitap da çok yüksek hakikatlerden haber verir. Çok derin manalar içerir. Çok güzel müjdeler verir.

Bediüzzaman, seküler bilim adamlarýnýn, kainat kitabýndaki kudret ayetlerini “sebepler”, “tabiat” ve “tesadüf” perdeleriyle örttüðünü düþünür. Eserlerinde, bu perdeleri yýrtýp, herþeydeki ilahi ayetleri okur ve okutur. Örneðin, Tabiat Risalesi adlý eserinde, sebepler, tabiat ve tesadüf perdelerini param parça eder. Otuz Üçüncü Söz’de her bir þeyde alemlerin Rabbini gösteren pencereler açar. Âyetü’l-Kübra’da, muhatabýný otuz üç mertebeden geçirerek, imanî bir miraçla, Rabbininin huzuruna kavuþturur. Yirmi Dördüncü Söz’de ise Allah’ýn fiillerinden, isimlerine; isimlerinden sýfatlarýna; sýfatlarýndan þuunatýna ve Zatýna kadar yükselmenin yolunu gösterir.

Bediüzzaman’ýn öðretisiyle üç kitabý okuyan biri için, din ile bilim birbiriyle çeliþmez. Akýl ile kalp birbiriyle çatýþmaz. Birbiriyle savaþan iki düþman olmaz, birbirine dost iki kardeþ olur. Birbirini teyit eder. Birbirine kuvvet verir. Birbirine destek verir. Böyle biri için, Kur’an, kainat kitabýný okumayý talim ederken, kainat da Kur’aný tefsir eder. Esasen, Kur’an ile kainatý okumak arasýnda bir fark yoktur. Çünkü, ikisi de ayný mesajý verir. Ýkisi de birbirini gösterir. Birbirine iþaret eder. Kur’aný okuyan, kainatý içinde gördüðü gibi, kainatý okuyan da Kur’aný içinde görür. Onun içindir ki, Bediüzzaman, kainattan Halýkýný soran seyyahý, Ayet-ül Kübra isimli eserinde, semavattan baþlayarak, bütün alemleri dolaþtýrýr. Kainat kitabýný sayfa sayfa okutur. Onlardaki Rabbani ayetleri ders verir. Otuz Üçüncü Söz’de ise, Allah’a þirk koþan birini, zerrelerden galaktik sistemlere kadar uzanan bir seyahate çýkarýp, hiçbir þeyde zerre kadar þirk olamayacaðýný gösterir.

Bediüzzaman’ý okuyan biri için din dogma olmaktan çýkar, üç kitaptaki sayýsýz ayetlerle teyit edilen en yüksek hakikat olur. Dindar olmak ayýp deðil, iftihar vesilesi olur. Din ve bilimin ittifakýyla hakikat ortaya çýkar. Çünkü, Bediüzzaman’ýn tabiriyle, "Aklýn nuru funun-u medeniyedir (fen bilimleridir); vicdanýn ziyasý(ýþýðý) ulumu diniyedir (din ilimleridir). Ýkisinin imtizacýyla (birleþmesiyle) hakikat tecellî eder(ortaya çýkar). O iki cenah(kanat) ile talebenin himmeti pervaz eder(kanatlanýr). Ýftirak ettikleri (ayrýldýklarý) vakit birinden taassup, diðerinden hile ve þüphe tevellüd eder(doðar)". Dolayýsýyla, gerçek bilim ve din birbirini tekzip deðil, tasdik eder. Birbirini tenkit deðil, takdir eder. Birbirini ikame deðil, tamim eder.

Kur’an Hazinelerinin Kaþifi



Bediüzzaman, ayný zamanda, Kur’an hazinelerindeki cevherleri keþfeden bir kaþiftir. Onun nazarýnda, Kur’an, içinde elmas ve altýn gibi deðerli mücevherlerin dolu olduðu benzersiz bir “hazine”dir. Hatta, Kur’an’ýn her bir ayeti böyle bir hazinedir. Hem de dünyanýn bütün hazinelerinden daha kýymetli olan eþsiz bir hazine. Çünkü dünyanýn hazineleri, insanýn þu kýsa dünya hayatýndaki arzu ve ihtiyaçlarýný kýsmen karþýlamak için kâfi olabilir. Oysa kabirden sonra, elmasla kömürün hiçbir farký yoktur. Ýkisi de geçersiz akçedir. Kur’an hazineleri ise, hem dünyada hem de ahirette insanýn ihtiyaçlarýný karþýlayan tükenmez bir hazinedir. Bediüzzaman’a göre, çoðu insan paha biçilmez Kur’an hazinesinden habersiz olduðundan veya gafletle kýymetini tam takdir edemediðinden istifade edemiyor. Baþka hazineler peþinde koþturuyor. Týpký evindeki hazineden haberi olmayan birini baþkasýndan beþ kuruþ dilenmesi gibi.

Bediüzzaman, eserlerinde, Kur’an hazinelerinden çýkardýðý cevherleri paylaþýr. O hazineleri açacak anahtarlarý takdim eder. Ancak, o cevherleri kendine mal etmez. Onlarýn yegane kaynaðý olarak Kur’aný gösterir. Kendi ifadesiyle “tevazu suretinde demiyorum; belki bir hakikati beyan etmek için derim ki: “Sözlerdeki hakaik(hakikatler) ve kemâlât(faziletler) benim deðil, Kur'ân'ýndýr ve Kur'ân'dan tereþþuh etmiþtir (süzülmüþtür).”


Bediüzzaman, hayatýný Kur’an’ý anlamaya ve anlatmaya vakfetmiþti. Kur’an’ý kendine kýble etmiþ ve tefsirini yazarken yanýnda sadece Kur’an’ý bulundurmuþtu. Kitaplarýndaki hakikatleri doðrudan doðruya Kur’an’dan almýþ ve onlara “Kur’an’ýn malý” demiþti. Kur’an’ýn kuvvetine dayanarak sorulan sorulara cevap vermiþ ve bütün dünyaya meydan okumuþtu. Fred Reed’in tabiriyle, Bediüzzaman “hiçbir kuvvet kullanmamýþ, hiçbir ordu gücüne dayanmamýþ, alnýný secdeye koyacak bir seccade ve çayýný demleyecek eski bir çaydanlýktan öte dünya namýna hiçbir servete sahip olmamýþtý. Ancak, eserlerindeki tevhid hakikatlerinden istifade eden bir topluluk, “tevazunun gurura, hikmetin kuvvete, aczin kudrete karþý zaferine imza atmýþtý.”


Bazýlarýnýn iddia ettiði gibi, Bediüzzaman’a yeni bir hakikat ilham edilmemiþti. Kullaðýna yeni bilgiler üflenmemiþti. Çünkü her þeyi bilen Âlemlerin Rabbinin gönderdiði kitapta “bütün bilgiler” vardý. Bediüzzaman’ýn kulaðýna Kur’an’da var olan bilgileri nasýl keþfedeceði üflenmiþti. Çünkü o Kur’an’ýn önünde eðilmiþ, hayatýný ona feda etmiþti. Kur’an’ý anlamak için her türlü hevesini terk etmiþti. Ömrünü Kur’an’a adamýþ ve ona samimi bir talebe olmuþtu. Kur’an da ona açýlmýþ ve içindeki gizli elmaslarý ona göstermiþti. Onun içindir ki, Bediüzzaman keþfettiði hakikatleri Kur’an’ýn tevhit denizinden bir damla (Katre), bir kabarcýk (Hubab), bir sýzýntý (Reþha) olarak tarif etmiþti. Onlarý Kur’an bahçesinden bir meyvenin çekirdeði (Habbe) ve bir çiçek (Zühre) olarak takdim etmiþti. Onlarý Kur’an’ýn hidayet meltemlerinden bir esinti (Þemme) ve parlak nurlarýndan bir parýltý (Þule) olarak göstermiþti. Onlarý Kur’an’ýn elmas hazinelerini açan birer anahtar olarak görmüþtü. Eserleriyle yüzlerce Kur’an kapýlarýný açmasýna raðmen, daha “pek çok kapýlarý kapalý kalýp, istikbalde geleceklere býrakýlmýþtýr” diyerek, insanlarý Kur’an’ý okumaya teþvik etmiþti.

Kur’an Mutfaðýndaki Gýdalarýn Kaþifi



Bediüzzaman, bir baþka açýdan bakýnca, sonsuz ihtiyaçlar içinde kývranan insaný hem bu dünyada hem de ebedi alemde doyuracak gýdalarý keþfedip Kur’an mutfaðýnda piþiren bir aþçýdýr. Ona göre, Kur’an, insanýn aklýna, kalbine, ruhuna hitap eden gýdalarla dolu büyük bir “semavî sofra”dýr. Hem de bu öyle bir sofradýr ki, “binler muhtelif tabakada olan efkâr (fikirler) ve ukul (akýllar) ve kulub (kalpler) ve ervah (ruhlar), o sofradan gýdalarýný buluyorlar, müþtehiyatýný (hoþuna gidenleri) alýyorlar, arzularý yerine gelir.” Aslýnda en zengin maddi sofralarýn olduðu asýrda insanlarýn “ruhsal kýtlýk” çekmeleri, mutsuz olmalarý, bunalýma / depresyona girmeleri, hata intihar etmeleri bu sofradan istifade etmemelerinden kaynaklanýyor. Bazýsýnýn sofradan haberi yoktur. Bazýsý ise sofrayý bilir, nasýl yiyeceðini bilmez, sadece kokusuyla istifade eder. Bazýsý küçük bir çay kaþýðýyla ruh ve latifelerini doyurmaya çalýþýr. Bazýsý ise, kepçeyle, hatta kazanla yemekleri hem yer hem de baþkalarýna ikram eder. Gerçi, hiç kimse bu semavî sofradan istifadesiz kalmaz. Ancak, herkesin istifadesi kabiliyetinin inkiþafýna baðlýdýr.

Bediüzzaman, körelmiþ kabiliyetlerinden dolayý semavi Kur’an sofrasýndan istifade edemeyenlere, kepçeyle, yemek yedirir. Binlerce aç evlada benzeyen binlerce manevi latifelerini, çay kaþýðý hükmünde olan daracýk aklýyla beslemeye çalýþanlara, kazanla yemekler çýkarýr. Onlarýn binlerce latifelerini doyurmaya çalýþýr. Onlara iman meyvelerini tattýrýr. Helal dairesinin keyfe kafi olduðunu, harama girmeye lüzum olmadýðýný anlatýr. Zehirli sofralardan yemelerine mani olur. Kur’an mutfaðýndan, hakiki, daimi, safi ve halis saadeti saðlayan gýdalar takdim eder. Hem bu dünyada hem de ahirette gerçek huzura ulaþmalarýný temin eder.

Kýsacasý, Bediüzzaman klasik bir medrese hocasý deðildir. Seküler bilim ve dinsiz felsefeden gelen soru ve þüphelere, Kur’andan yaptýðý keþiflerle cevap veriyor. Batýdan gelen inkar karanlýðýný Kur’andan aldýðý iman nuruyla daðýtýyor. Kur’an hazinesinden çýkardýðý cevherler ve Kur’an mutfaðýndan sunduðu gýdalarla, bütün insanlýða hem dünyada hem de ebedi alemde saadete kavuþmanýn yolunu gösteriyor. Anadolu Kavþaðý’nda Bediüzzaman’la tanýþtýktan sonra Ýslam’ý tercih eden Fred Reed’in söylediði gibi, Bediüzzaman “yaþadýðý devrin ve içinde yetiþtiði toplumun evladý olmasýna raðmen, onun Kur’an’dan takdim ettiði evrensel deðerler ne Kürt ve ne de Türk milletiyle sýnýrlý deðildir. Nursi, Anadolu’da yirminci yüzyýlda ortaya çýkmýþ, tüm insanlýða, içinden çýktýðý zamaný ve mekaný aþan evrensel mesajlar getirmiþtir. Bediüzzaman'ý tanýyanlar, onun mesajýný kendi kültürleri ve kýsýtlý idrakleriyle sýnýrlamadan bütün insanlýða ulaþtýrmalýdýr.” Evet, Bediüzzaman’ýn tevhid dersine, Müslümanlar kadar, Hýristiyan ve Yahudiler de muhtaçtýr. Çünkü, Aydýnlanma’dan beri, Avrupa’da hüküm süren inkar felsefesi gittikçe büyüyor. En son araþtýrmalara göre, Fransýzlarýn yüzde 62’si, Ýngilizlerin yüzde 40’ý Allah’ýn varlýðýný inkar ediyor. Bediüzzaman, seküler bilim ve dinsiz felsefeden gelen sorulara verdiði mukni cevaplarla, sadece Müslümanlarýn deðil, bir yaratýcýya inanan herkesin imanýný kurtaracak evrensel bir deðerdir. Bu sýrdandýr ki, Ýslam alemi kadar, bütün insanlýk alemi de bu Kur’an kaþifini keþfetmeye her zamandan daha ziyade muhtaçtýr.

 

Bu yazý 2521 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey Ademoðullarý, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandýracak bir giyim' indirdik (varettik). Takva ile kuþanýp-donanmak ise, bu daha hayýrlýdýr. Bu, Allah'ýn ayetlerindendir. Umulur ki öðüt alýp-düþünürler.

( A’raf sûresi - 26)

Bir Hadis


Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Ýman, yetmiþ küsur þubedir ve haya imandan bir þubedir.”




Buharî, “Ýman”, 3

Bir Dua

“Allah’ým! Bana verdiðin rýzýk konusunda beni kanaat sahibi yap ve rýzkýmý bereketli kýl. Zayi olan her nimetin daha hayýrlýsýný bana ihsan eyle.”


(Hâkim, Deavât, No: 1878)

Hikmetli Söz

Komþuluðu korumak,
ahde uymak, iyiliðe
itaat, kibre karþý
çýkmak, fazileti almak,
aþýrýlýktan sakýnmak,
öldürmeyi büyük
suç olarak görmek,
insanlar için insaflý
olmak, öfkeyi yutmak
ve yeryüzünde fesat
çýkarmaktan sakýnmak
gibi övülecek hasletler
için mutaassýp olun.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com