Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 5912
Toplam 15274128
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Hayrýn anahtarý Tefekkür

Kur’an’da birçok ayette, akýl erdiren, düþünen, bilen insanlar için Ýbretler vardýr denmekte ve tefekkür anlamýný ifade eden pek çok kelime kullanýlmaktadýr.

08/03/2011

Arapçada “fkr” mastarýndan türemiþtir. Herhangi bir mesele hakkýnda düþünme, zihni yorma, derin düþünme ve iþin þuuruna varma manalarýna gelmektedir. Tefekkürün zýddý, fikirsizlik ve düþüncesizlik demektir. Ragýb el-Ýsfehanî’ye göre, bilinenden ilme varma kuvvetine fikr, bu kuvvetin faaliyetine de tefekkür denir. (El-Ýsfehânî, el-Müfredât, Mýsýr 1961, 384.)

 

Felsefi literatürde, tartmak, karþýlaþtýrmak anlamlarýný taþýyan Latincedeki “Pensare” kökünden türetilmiþtir. Düþünceleri ölçerek ve kýyaslayarak incelemek anlamýna gelir.

 

Filozoflarýn geneline göre tefekkür, karþýlaþtýrmalar yapma, ayýrma, birleþtirme, baðlantýlarý ve biçimleri kavrama yetisidir. Aristoteles’e göre düþünme, insaný hayvandan ayýran belirgin bir özniteliktir, aklýn baðýmsýz ve kendine özgü eylemidir. (Aristoteles, Metafizik, çev.: Ahmet Arslan, Ýstanbul 1996, 981b 30.)

 

Ýslam düþüncesinde tefekkür, zihni bir süreç olarak insanýn nasýl bildiðini temellendirmeye yönelik olmuþtur. Yani bilgiye ve bilmeye yönelik bir zihni faaliyet olarak algýlanmýþtýr. (Fârâbî, Ýhsâ’u’l-Ulûm, nþr.: Osman M. Emin, Kahire 1931, s. 12, 20.) Tasavvufta iki türlü tefekkürden söz edilir. Biri iman ve tasdikten doðan istidlal sahiplerinin tefekkürü, diðeri ise, Hakk’ý Hakk vasýtasýyla gören ashab-ý þuhuda mahsus tefekkürdür. (Cebecioðlu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüðü, Ýstanbul 2004, s. 643.) Seyr usüluk ehlinin makam ve menzilleri arasýnda önemli bir yere sahip olan tefekkürü mutasavvýflar, kalbin amellerinden biri olarak aklýn kalbe olan iliþkisi ile gözün can ile olan iliþkisi gibi olduðunu söylerler. Ebu Ýsmail Abdullah Muhammed Ensarî; “Bil ki tefekkür, istenileni idrak etmek için basirete dokunulmasýdýr.” (Gulamhuseyin Ýbrahim Dînânî, Akýl Deftari Aþk Ayeti, (Menazilu’s-Sâirîn isimli eserden naklen), çev.: Talip Çetinkaya Ýstanbul 2008, s. 101.) demektedir. Dolayýsýyla tefekkür en deðerli ibadet ve Cenab-ý Hakk’a yaklaþtýrýcý bir vasýta olarak kabul edilmektedir.

 

Hz. Peygamber’e inen tefekkür ayeti

 

Hz. Muhammed (s.a.s.)’e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. Kur’an-ý Kerim’deki tefekkür ayetleri incelendiðinde evrenin yaratýlýþý, kâinatta oluþturulan sistem ve sistemin iþleyiþ mükemmelliðine vurgu ile Cenab-ý Hakk’ýn kudretine dikkat çekilerek eserden müessire gidiþ formülü üzerinde durulmaktadýr.

 

Ýki kiþi Hz. Aiþe (r.a.)’yi ziyaret etmiþler. Onlardan biri, “Hz. Muhammed (s.a.s.)’de gördüðünüz etkileyici bir þeyi bize anlatýr mýsýnýz?” deyince, Hz. Aiþe (r.a.) þöyle demiþtir: “Rasulüllah (s.a.s.) bir gece kalktý, abdest alýp namaz kýldý. Namazda çok aðladý. Gözlerinden akan yaþlar sakallarýný ve secde esnasýnda yerleri ýslattý. Sabah ezaný için gelen Hz. Bilal (r.a.): “Ya Rasulellah (s.a.s.)! Geçmiþ ve gelecek bütün günahlarýnýz affedildiði halde, sizi aðlatan nedir?” deyince, o: “Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet aðlatmaktadýr.” Dedi ve ayeti okudu: “Göklerin ve yerin yaratýlýþýnda, gece ve gündüzün birbiri arkasýna geliþinde aklý baþýnda olan kimseler için gerçekten açýk ibretler vardýr.” (Âli Ýmran, 190.) Bir sonraki ayet; “Göklerin ve yerin yaratýlýþý hakkýnda derin derin düþünürler (tefekkür ederler) ve Rabbimiz! Sen bunu boþuna yaratmadýn. Seni tesbih ederiz (derler).” (Âl-i Ýmrân, 191.) Ondan sonra Rasulüllah (s.a.s.): “Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düþünmeyen kiþilere yazýklar olsun.” dedi. (Ýbn Hibbân, Sahîh, II, s. 386; Gazâlî, Ýhyâu Ulûmu’d-Dîn, çev.: Mustafa Müftüoðlu, Ýstanbul 1988, I-IV, C. IV, s. 878.)

 

Bu ayette, tefekküre davet edilen akýl sahiplerinin durumunu açýklayan bir sonraki ayetin meali de þöyledir: “Onlar ayakta, oturarak ve yanlarý üzerine yatarken Allah’ý anarlar, göklerin ve yerin yaratýlýþý üzerinde tefekkür ederler (düþünürler). Rabbimiz (derler), bunu boþ yere yaratmadýn, sen yücesin, bizi ateþ azabýndan koru!”

 

Onun için Yüce Allah Kur’an’da çeþitli hususlarý dile getirdikten sonra: “...Þüphesiz bunda tefekkür eden (düþünen) insanlar için ibretler vardýr.” (Nahl, 11.) demektedir. Ýnsanlarý tefekküre davet eden bu ifade Kur’an’da beþ yerde daha geçmektedir. (Ra’d, 3; Nahl, 69; Rûm, 21; Zümer, 42; Casiye, 13.)

 

Kur’an-ý Kerim ve hadislerde tefekkür

 

Tefekkürle ayný kökten meydana gelen kelimeler, Kur’an’da on sekiz yerde geçmektedir. Kur’an’da birçok ayette, akýl erdiren, düþünen, bilen insanlar için ibretler vardýr denmekte ve tefekkür anlamýný ifade eden pek çok kelime kullanýlmaktadýr. Olumlu tefekkür olduðu gibi, olumsuz tefekkür de vardýr. Doðru olmayan tefekkürün neticesi de doðru olmaz. Ancak salim kalbe sahip olan insanlarýn tefekkürü saðlýklý olabilir. Ýslam dininin istediði tefekkür, hiç þüphesiz saðlýklý olanýdýr. Ýnsanlarý bu olumlu tefekküre davet eden bir ayetin meali þöyledir: “Yeryüzünü enine boyuna yayýp döþeyen, onda oturaklý daðlar ve ýrmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O’dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadýr. Düþünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki ibretler vardýr.” (Ra’d, 3.)

 

Allah’ýn azametini tefekkür eden insan; O’nun büyüklüðü karþýsýnda gafletten kurtulur, imaný kuvvetlenir; acz, fakr ve kusurlarýný anlar, Kur’an-ý Kerim’de Allah Teala, kudret-i Rabbaniyenin mucizatýný göstererek, insanlarýn bunlarý düþünerek ibret almalarýný beyan buyurur. Âlemin düzenliliðini, yaratýlýþ gayesini, verilen nimet ve güzellikleri, dünyanýn geçiciliðini, süt veren hayvanlardaki icazý, gece ve gündüzün dönüþümünü düþünen insan, Allah Teala’nýn sonsuz ihsanlarýyla kullarýný nasýl donattýðý karþýsýnda, O’nun büyüklüðünü idrak eder.

 

Hadis-i þeriflerde tefekkür kavramýnýn fazileti yanýnda tefekkür ameliyesinin de bir sýnýrýnýn olduðu ve bu sýnýrlarýn nerelere kadar uzandýðý belirtilmektedir. Bu sýnýr Cenab-ý Hakk’ýn zatýna kadardýr. Zira Efendimiz (s.a.s.): “Allah’ýn yarattýklarý hakkýnda düþünün. Allah’ýn zatýný düþünmeyin. Allah’ýn zatý hakkýnda düþünmeye güç yetiremezsiniz.” (Suyûtî, el Cami’us-Saðîr, Mýsýr ts., C., I, s. 136; Aclûnî, Keþful Hafâ ve Mizanu’l-Ýlbas, Kahire, ts., C. I, s. 371; “Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayýrlýdýr.” Aclûnî, a.g.e. C. I, s. 370.) buyurmuþtur. Burada vurgulanmak istenen þey tefekkürle Hakk’ýn zatýnýn anlaþýlamayacaðý hususudur. Çünkü tefekkürde bir kuþatma ve hakimiyet saðlama vardýr. Ýnsan ne kadar tefekkür ederse etsin, Cenab-ý Hakk’ý kuþatamayacaðýna göre bu konuda düþünülmemesi gerektiðine iþaret edilmiþtir. Ancak bu demek deðildir ki insan, Cenab-ý Hakk’ýn zatýnýn muhatabý olamaz.

 

Tahkiki iman, tefekkür ve zikirle elde edilir. Onun için Kur’an-ý Kerim’in yüzlerce ayetinde zikir ve tefekkür, emir ve tavsiye edilir. Tefekkürün merkezi dimað, zikrin merkezi kalptir. Bu iki ana merkez, irtibatlý olarak þer’i mecralarýnda geliþtirilmezse, insan-ý kâmil ve yakin sahibi olma imkâný yoktur. Fakat imani meselelerde, hakku’l-yakin mertebesine ulaþmak bu dünyada mümkün deðildir. Bu, iman ehli bahtiyarlar için ebedi âlemde gerçekleþecek yüce bir nimettir.

 

Ýslam’ýn bu kadar önem verdiði olumlu tefekkür, insaný taklitçilikten kurtarmaktadýr. Mesela, “Dünya hayatý geçicidir; ahiret hayatý ise ebedidir.Ebedi olan þeyi geçici olan þeyden üstün tutmak daha iyidir.” þeklindeki bir nasihati dinleyip ahiret için çalýþan insan, baþkasýný taklit ederek kendisini iyi yola sevk etmiþ olur. Fakat tefekkürün yani derin bir düþüncenin neticesinde bu kanaate varan ve ona göre bilinçli hareket eden kiþi, her zaman için daha kârlý çýkar. Bilerek kötü þeyden korunmuþ ve iyiyi tercih etmiþ olur. Ayný zamanda baþkalarýný taklit etmekten kurtulur; kendisi baþkalarýna yol gösterir. (Topbaþ, Osman Nuri, Öyle Bir Rahmet ki, Ýstanbul 2007, s. 235 vd.)

 

Ayet-i kerimelerde tefekkürün usulü anlatýlmaktadýr. Ýnsan önce kâinat kitabýna bakmalý, gecenin ve gündüzün peþi sýra geliþini, daðlarýn ve evrenin yaratýlýþýný, her þeyin kendisinin emrine veriliþini tefekkür etmelidir. Peki, tefekkürden sonra ne olmalý? Sonuçta Cenab-ý Hakk’a karþý bir maiyet kesbi söz konusu olmalýdýr. Bir yakýnlýk olmalý, bir muhabbet baþlamalýdýr. Her þeyi bizim için yaratan ve bizim emrimize veren varlýða karþý insan nasýl bir hâl alýr, bunun tarifi olmaz. Ýþte sýfatlarýn tefekkürü sonucu insanda meydana gelen þey zata karþý oluþan muhabbetten baþka bir þey deðildir.

 

Akýl sahibi varlýk olan insana hitap eden Kur’an-ý Kerim, tefekküre çok büyük önem vermiþtir. Düþünmeyen, aklýný ve kalbini kullanmayan gafiller, varlýklar içinde en aþaðý derecede olanlarla bir kabul edilmektedir. (A’raf, 179.) Kur’an-ý Kerim’de tefekkür kavramý, tedebbür, tezekkür, akletme ve nazar etme gibi kavramlarla eþ anlamlý olarak kullanýlmýþtýr. Bir hususta görüþ ileri sürmek ve aklý kullanmak gibi bir manaya gelen tefekkür (Bolay, S. Hayri, Felsefî Doktrinler ve Terimler Sözlüðü, Ank., 1997, s. 129; Hançerlioðlu Orhan, Felsefe SözlüWðü, Ýstanbul 1989, s. 73.) ve yakýn anlamlarý olan diðer kavramlar ile ilgili ayetler Kur’an-ý Kerim’de bir hayli fazladýr. Bir fikir vermesi açýsýndan zikredecek olursak, tefekkür 18, nazar ve müþtaklarý 128, tedebbür 4, ulü’l-elbab 16, akýl ve müþtaklarý 49, ilim ve müþtaklarý ise yüzlerce yerde geçmektedir. Yine bir fikir vermesi açýsýndan fýkýh ve Ýslam hukuku ile ilgili açýk ayetlerin 150 civarýnda olduðu Kur’an-ý Kerim’de, ilim ve düþünceyi teþvik eden ayetlerin 750’yi geçmesi gerçekten düþünen insanlar için önemli bir ipucu olarak karþýmýzda durmaktadýr. (Çetin, a.g.m., s. 45.)

 

Kur’an-ý Kerim, tefekkürü iki önemli noktaya yöneltmektedir. Birincisi; bizzat Kur’an-ý Kerim üzerinde tefekkür, ikincisi; baþka varlýklar üzerinde tefekkürdür. Kur’an-ý Kerim üzerinde tefekkür; Kur’an-ý Kerim’in ifadesiyle onu doðru olarak anlamak, ondan yararlanmak, gösterdiði yoldan gitmek demektir.

 

Baþka varlýklar üzerinde tefekkür konusunda, Kur’an-ý Kerim; Allah’ýn yoktan var ettiði hiçbir þeyi boþuna yaratmadýðýný, (Âl-i Ýmran, 191.) yaratýlanlarýn mutlaka bir sebep ve hikmete mebni olarak yaratýldýðýný, (Mu’minûn, 115.) canlý ve cansýz birçok varlýðýn insanýn hizmetine ve onun emrine verildiðini ifade etmektedir. (Bakara, 29, 266; Rum, 21, 24, 50; Tarýk, 6; Ankebut, 43; bkz.: Çetin a.g.m. s, 45.) Gazzalî’nin düþünce sisteminde hikmet ve tefekkür kavramlarý iç içedir ve bu iki kavram arasýnda çok yakýn bir iliþki vardýr. Bu nedenle bazen bu kavramlarýn birbirinin yerine kullanýldýðý farkedilir.

 

Gazzalî’nin eserlerinde hikmet tefekkürü, tefekkür de hikmeti kapsamakta ve ayrýlmaz bir bütün olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Hikmetin ilk þartý düþünmedir. Bu da temiz bir kalp ve temiz bir akýl ile olur. Allah’ýn verdiði aklý þehvani arzularýn peþinde kullananlar, ne kendi iç dünyalarýndaki ilhamlarý ne de dýþ dünyadaki olup biten ibretli sahneleri düþünüp anlayamazlar, kavrayamazlar. (Yazýr, Elmalýlý Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, sad.; heyet, Ýst., 1992, C. II, s. 204- 205.) Hikmetsiz tefekkürün manasý ve faydasý yoktur. Tefekkür ise, zaten insan zihnini ister istemez varlýðýn hikmetini kavramaya götürür. Yani kýsaca, tefekkür hikmete, hikmet de insaný düþünce, söz ve amelinde isabetli kararlar verip uygulamaya götürür.

 

Gazzalî, tefekkürün iki önemli hususiyeti üzerinde durmaktadýr: Biri; Allah’ýn zatý hakkýnda düþünmenin caiz olmadýðý, diðeri; bir saat tefekkürün bir sene (nafile) ibadetten hayýrlý olduðudur.

 

Gazzalî, tefekkürün meyvesinin ilimler, haller ve ameller olduðunu ifade eder ve ilmin tefekkürün özel meyvesi olduðunu belirtir. Gazzalî’ye göre ilmin kalple iliþkisi ise baþka bir þeydir. Þöyle ki; ilim kalbe gelince kalp deðiþir, kalp deðiþince azalar ve azalarýn davranýþlarý da deðiþir. Böylece davranýþlar kalbe gelen hallere, hal de ilme, ilim de tefekküre tabi olup aralarýnda bir zincirin halkalarý gibi bir iliþki vardýr. O halde tefekkür bütün hayýrlarýn anahtarýdýr. (Gazzâlî, a.g.e., C: IV, s. 881; Ayrýca bkz.: Kýlýç, Cevdet, Gazzâlî’de Tefekkür ve Hikmet Kavramlarý, Tasavvuf Dergisi, 2001, Yýl: 2, sayý 5, 117-141.)

 

Bu yazý 3211 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

15 Sevvâl 1445 |  24.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey iman edenler, Allah'ýn kendilerine gazab ettiði bir kavmi veli (dost ve yönetici) edinmeyin.
Kafirlerin mezar halkýndan umut kestikleri gibi onlarda ahiretten umut kesmiþlerdir.


( Mümtehine sûresi - 13)

Bir Hadis

Yezîd Ýbnu Nu'âme ed-Dabî (radýyallâhuanh) anlatýyor:

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bir kimse, bir baþkasýyla kardeþleþtiði zaman, ilk iþ ismini, babasýnýn ismini ve kimlerden olduðunu sorsun.
Çünkü böyle yapmak, sevginin artmasýna daha uygundur."

Tirmizî, Zühd 54

Bir Dua

Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki:

“Allah’ým! Sen yardým istenilensin, dualar ancak sana ulaþýr, dualarý sen kabul edersin, güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardýr.”

(Tirmizî, Deavât, 94)

Hikmetli Söz

En yüksek sevgi ilahi sevgidir ve bütün sevgilerin kaynaðý da odur.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com