Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 703
Toplam 15283957
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Ýman-amel iliþkisi baðlamýnda ahlak

Allah’a inanma ve bunun uzantýsý olarak ahirete, ahirette hesaba çekilmeye inanmakla bütünleþen iman, bireyin hayatýný yönlendiren en güçlü etmen olmakta, tutum ve davranýþlar olarak açýða çýkmaktadýr.

03/10/2011

Kelam kitaplarýmýzda mutlaka yer verilen ana konulardan biri de amel iman iliþkisidir. Ne var ki, bu iliþki, âdeta külliyet-cüziyyet boyutuna indirgenmiþtir. Temel soru þudur: "Amel imandan bir cüz müdür, deðil midir?" O günkü konjonktür, böyle sýnýrlý açýdan meseleye bakmaya bir bakýma zorlamýþtýr. Çünkü asýl mesele, siyasi mücadeleler içinde gündeme getirilen büyük günah meselesidir. Büyük günah iþleyen kiþi, dinden çýkar mý çýkmaz mý? "Büyük günah iþleyen dinden çýkar" görüþüne ehlisünnet karþý çýkmýþ ve büyük günah iþleyen kiþinin, fasýk/günahkâr olmakla birlikte dinden çýkmayacaðýný söylemiþtir.

Bu iki anlayýþtan birinciler görüþlerini "amel imandan bir cüzdür" kabulüyle temellendirirken ikinciler, tam aksine amelin imandan bir cüz olmadýðý görüþüne dayandýrmýþlardýr. "Amel imandan bir cüz deðildir." yargýsýnýn altýnda þöyle bir açýklama yer almaktadýr: Amel ayrý, iman ayrýdýr. Bunlar arasýnda, külliyet-cüziyyet iliþkisi yoktur. Biri diðerinin cüz’ü deðildir. Dolayýsýyla, inandýðý halde imanýn öngördüðü amelleri yapmayanýn imanýnda bir eksilme olmaz. Yeter ki, iþlediði günahýn, günah olduðunu inkâr etmesin. Söz gelimi, alkollü içki içmenin haram olduðuna inanmakla birlikte içki içen kimse, günahkâr bir mümindir. Ýman, bir bütündür; onda eksilme-artma olmaz. Kur’an’ýn bir ayetini inkâr etmekle bütününü inkâr etme arasýnda fark yoktur.

 "Amel, imandan bir cüz deðildir." görüþü, saðlam delillere dayanmaktadýr: Kýsaca, pek çok ayette yer alan "Ýman eden ve salih amel iþleyenler" ifadesinde (Bakara, 277; Yunus, 9; Hud, 23.) imana amelin "ve" baðlacýyla baðlanmasý, baþka ayet ve hadisler (Bk. Muslim, Ýman, 13.; Malik, Husnu’l-Huluk, 8.) imanýn amelden ayrý bir þey olduðunu ortaya koymaktadýr. Yine, Kur’an’da bireyin amelinin geçerli olmasýnýn imana baðlanmýþ olmasý; (Taha, 112; Maide, 5; A’râf, 147; En’am, 88; Bakara, 217; Kehf, 105.) büyük günahýn imanla birlikte bir kiþide bulunabileceðinin dile getirilmesi (Hucurat, 9. Ayrýca bk. Bakara, 178; Tahrim, 8.) amelin imandan bir cüz olmadýðýný açýkça ortaya koymaktadýr.

Bu konuda asýl altýný çizmek istediðim nokta þudur: Kelam literatüründe iman-amel iliþkisi, genelde cüz’iyyet-külliyet baðlamýnda ele alýnýp bu iliþkiye öylesine odaklanýlmýþtýr ki, iman-amel iliþkisinin diðer boyutlarýyla ele alýnmasý âdeta gölgede kalmýþtýr. Bu yaklaþým, on beþ asýrlýk gelenek içinde varlýðýný sürdürerek günümüze kadar gelmiþtir. Son derece önem arz eden bu meselenin, böylesine indirgemeci bir dille ele alýnmasý, hakikatin bir boyutunu ifade ederken, diðer boyutlarýnýn en azýndan yeterince fark edilmemesine kapý aralamýþtýr.

"Ýman baþka, amel baþka þeydir." sözü, hiç alakasý olmasa da kimilerinin zihninde, âdeta "imanla amel arasýnda bir iliþki yoktur" anlamýný ima edecek þekilde anlaþýlabilmektedir. “Benim kalbim temiz", "Sen kalbime bak" gibi sözlerle, amelsiz imanýn yeterliliðinin altýný çizme, amelsizliði tolere etme, ameli "olmasa da olur" noktasýna çekme çabasý görülmektedir. Bu perspektiften ahlak meselesine bakýnca, onun da imanla baðý koparýlacaktýr. Dolayýsýyla, müminin güzel ahlaki tutum ve davranýþlara sahip olmamasý, sorun olarak görülmeyecektir. Elbette bu anlayýþý Kur’an’a ve sünnete onaylatmak mümkün deðildir ve bu noktada sormak gerekir: O halde iman ne iþe yaramaktadýr?

Amelin imandan bir cüz olmamasý gerçeðinin, bunlar arasýnda baþka tür iliþkinin olmadýðý þeklinde anlamlandýrýlmasý, iman algýsýnýn yanlýþlýðýna iþaret etmektedir. Bu algýya göre iman, bireyin içinde kalan, dýþarýdan görülebilir tezahürleri bulunmayan pasif bir kabulleniþten ibarettir. Ýmaný böyle anlamlandýrma, imaný olduðu kadar, bireyin davranýþlarýnýn nasýl oluþtuðu gerçeðini de tanýmamak demektir.

Þöyle ki, bireyin tutum ve davranýþlarýyla, onun iç dünyasý, yani duygu ve düþünceleri arasýnda organik bað vardýr. Bireyin isteyerek gerçekleþtirdiði tutum ve davranýþlarýnýn arkasýnda, onun beyninin verdiði komutlar yatmaktadýr. Beyin ise, sahip olduðu bilgi, duygu ve düþünceleri kullanarak bireyin biyolojik ve ruhsal taleplerini, dürtülerinden ve dýþ dünyasýndan gelen etkileri deðerlendirip kararlarýný oluþturur. Bu karar verme süreci oldukça karmaþýk bir yapýya sahiptir; zýt güçlerin acýmasýz çatýþmasý/savaþý söz konusudur. Özellikle bilgi ve düþünce düzeyi geliþmiþ bireylerde her bir kararýn arkasýnda çok önemli girift iþlemler yatmaktadýr. Bütün bu iþlemlerde ve kararýn oluþmasýnda bireyin duygu ve düþünce dünyasý, baþat ve baskýn role sahiptir. “Derviþin fikri neyse zikri odur”, “Küp, içindekini sýzdýrýr.” öz deyiþlerimiz de bu gerçekliði dile getirmektedir.

 Gazzalî gibi Ýslam bilgin ve düþünürlerinin ahlak tanýmlarý da, insanýn duygu ve düþünce dünyasýyla davranýþlarý arasýndaki bu organik baða iþaret etmektedir. Onlarýn tanýmýna göre gerçekte ahlak, bireyin dýþarýdan müþahede edilen tutum ve davranýþlarý deðil de, onlarýn kaynaðý, etmeni olan iç dünyasýndaki yetenek haline gelmiþ kanaatleridir, oluþturduðu deðerleridir. Bütün ahlakî tutum ve davranýþlar, bireyin iç dünyasýnda oluþturduðu ve özümseyip benimsediði, içselleþtirip kendi varlýðýnýn unsuru haline dönüþtürdüðü bu deðerlerin dýþa yansýmalarýdýr. Þayet güzel ahlak sayýlacak bir tutum ve davranýþ, bireyin bu iç dünyasýnýn yansýmasý deðil de dürtülerinin veya dýþ etmenlerin eseri ise, o güzel ahlaktan sayýlmamakta, bir deðeri bulunmamaktadýr. “Ameller niyetlere göredir.” (Buharî, Bed’u’l-Vahy, 1.), “Müminin niyeti, amelinden daha hayýrlýdýr.” (Kenzu’l-Ummal, c. 3., s. 419, H.7236, 7237.)ve benzeri hadisler ile birçok ayet, bu gerçeði dile getirmektedir.

Bireyin kafa ve kalp dünyasýndaki bu kanaatler/deðerler, fizik ötesiyle irtibatlý, vahiyle destekli olunca, tutum ve davranýþlarýný belirleme, yönetme/denetleme gücü daha da katmerlenmektedir. Zira söz konusu bu kanaatler, sýradan kararlar olmaktan çýkýp imana dönüþmektedir. Müslüman birey, ahlaki ilkelerini kutsal metnin otoritesi altýnda, vahyin anlam dünyasýndan beslenerek þekillendirme durumundadýr. Tabii ki, o bunu kendi özgür iradesiyle, müktesebatýnýn elverdiði kadar ve içinde olduðu þartlara göre gerçekleþtirebilmektedir. Sonuçta bu ilkeler, mümin bireyin içtenlikle benimseyerek inanýp baðlandýðý deðerlerdir. Bu inanýlan deðerler, artýk müminin varoluþ sürecini, hayatýný ve doðal olarak bu arada ahlaki tutum ve davranýþlarýný yönlendiren, belirleyen unsurlar olmaktadýr. Bu yüzden Ýslam’da iman ile ahlaki amel, farklý þeyler olsalar da, aralarýnda çok sýký bir iliþki ve karþýlýklý etkileþim söz konusudur.

Kur’an’a göre iman, insanýn tüm varlýðýný çok yakýndan ilgilendiren ve onun varoluþunu belirleyecek olan asli bir hadisedir. Ýman, her þeyden önce bireye bir ‘bakýþ açýsý’/‘perspektif’ kazandýrmaktadýr. Ýmanla bir “görme biçimi” kazanan Müslüman birey, bir “hakikati” tasdik ile sorumluluk yüklenmiþ olmaktadýr. Zira Ýslam’da iman, Allah ile doðru bir söze dayalý olarak ahit yapmaktýr. (A’raf, 172; Ahzab, 7-8, 23-24; Fetih, 10.) Herhangi bir zorlamaya maruz kalmaksýzýn gerçekleþen bu antlaþma (Bakara, 256; Þûra, 8; Kafirun, 6.) sayesinde mümin birey, sorumluluk üstlenmektedir. Yapýp ettiklerine göre muamele göreceðine inanmaktadýr. (Tevbe, 94; Yasin, 54; Mümin, 17; Kaf, 29.) Allah’a inanma ve bunun uzantýsý olarak ahirete, ahirette hesaba çekilmeye inanmakla bütünleþen iman, bireyin hayatýný yönlendiren en güçlü etmen olmakta, tutum ve davranýþlar olarak açýða çýkmaktadýr.

Bu yüzden, Müslüman bireyin, imanýn saðladýðý perspektiften kendi dünya görüþünü, hayat anlayýþýný üretmesi ve bu çerçevede kendi ahlaki deðerlerini oluþturmasý beklenir. Bu deðerler, o bireyin ahlaki tutum ve davranýþlarýný belirleyen, yönlendiren, yöneten ilkeler konumundadýr. Sonuçta imanýn gerçek statüsü eylemlerle açýða çýkmaktadýr. Hz. Aiþe’nin Hz. Peygamber’in ahlakýnýn Kur’an olduðuna dair meþhur sözü, (Müslim, “Müsafirîn”, 139.) imanýn perspektifinden hareketle bireyin tutum ve davranýþlarýnýn, bu arada ahlakýnýn þekillenebildiðini açýkça göstermektedir. Kur’an’ýn genelde imanla salih ameli bir arada zikretmesi de, bunlar arasýndaki sýký iliþkiye; ilke olarak birincisi bulununca diðerinin de bulunacaðýna iþaret etmektedir.

Bütün bunlar, imanýn etkin dinamik gücünü ortaya koymaktadýr. Bu dinamizmin düzeyi, imanýn gücüyle paralellik arz etmektedir. Onun için Ýslam, imana “anlamadan gerçekleþen bir kör kabulleniþ” olarak yaklaþmamaktadýr. Taklidî iman zarureten caiz görülmekle birlikte Ýslam, nakli ve akli delillerle temellendirilerek iyice içselleþtirilmiþ tahkiki imaný ön görmektedir. Ýslam’a göre aslolan, her zaman imanýn bilgiyle, “anlama” yeteneði ve faaliyetiyle gerçekleþmesini saðlamaktýr. Bu sayede oluþan iman, zaman içinde farklý boyutlar ve derinlikler (ilme’l-yakîn, ayne’l-yakin, hakka’l-yakin), kazanmaktadýr. Ýman güçlendikçe, bireyin tutum ve davranýþlarýný belirleme/yönlendirme/yönetme gücü de artmaktadýr. Birilerinin empozesi veya sýradan bir alýþkanlýk þeklinde ortaya çýkmýþ bir imanýn etkinliði ise, çok zayýf kalmaktadýr. Ahlaken yetkinlik, imani yetkinliðin sonucudur. Nitekim, Efendimiz, ahlakça insanlarýn en güzeliydi. (Müslim, Mesacid, 267; Ebû Davud, Edeb, 1.) “Sizin en iyiniz, ahlaký en güzel olanýnýzdýr.” (Buharî, Edeb, 39; Tirmizî, Birr, 47. Ayrýca bk. Ebû Davud, Sünnet, 14. Tirmizî, Radâ, 11.)

 Evet, imanýn muhtevasýnda artma ve eksilme olmaz. Bu yönüyle iman bir bütündür parçalanamaz. “Bir kýsmýna inanýrýz, bir kýsmýný inkâr ederiz” tavrýný Kur’an asla onaylamamaktadýr (Nisa, 150.)Ayetlerde dile getirilen artma ve eksilme, (Bk. Enfal, 2; Fetih, 4.)imanýn gücüyle ilgilidir. Ýlgili bilgi artýp tefekkürde derinleþme ilerledikçe iman farklý boyutlar kazanýr, gücü artar. Ýman güçlendikçe, müminin hayatýný/tutum ve davranýþlarýný etkileyici, yönlendirici ve yönetici gücü artar. Ýþlevsellik düzeyi artan iman, etkin gücünü daha da artýrmýþ olur. Bu daire, böyle çevrilip durur. Bunun aksi de söz konusudur: Ýman zayýf kaldýkça, etkileme gücü zayýflar. Müminin hayatýnda imanýn etkili olamadýðý durumlarda, onun dürtüleri, dýþ faktörler etkin konuma geçerler; bunlar müminin hayatýný/tutum ve davranýþlarýný, ahlakýný yönlendirir ve yönetirler. Ýman edilgen duruma itildikçe git gide zayýflar, zamanla yok olma tehlikesiyle karþý karþýya kalabilir.

Kimse doðruluðuna kani olmadýðý bir þeyi kolay kolay yap(a)maz. Çünkü nefsanî eðilimlerinin ve dýþ faktörlerin baskýlarý sonucunda bireyin imanýnýn onaylamadýðý ameli yapmasý, kiþinin kendi varlýðýna karþý çýkmasý demektir. Böyle bir davranýþ, kiþinin kendi varlýk bütünlüðünün parçalanmasýna, dengenin bozulmasýna; dolayýsýyla çeliþkiyi bünyesinde taþýmasýna yol açar. Hiç kimse, bu iç çeliþkiye, varoluþsal bütünlüðün parçalanmasýna tahammül edemez; vicdanen müthiþ rahatsýz olur. Mümin birey, kalp ve kafa dünyasýyla eylemleri arasýnda oluþan çeliþkinin/ varlýk bölünmesinin neden olduðu bu tahammül edilemez varoluþsal rahatsýzlýðý hemen giderip dengeye kavuþturmak (tevbe) ve bu suretle rahatlamak için çabalar. Amelini imanýna uygun hale getirme kararý alarak kýsa bir süreliðine maruz kaldýðý çeliþkiyi giderip yeniden denge haline kavuþur (Bk. Aydýn, Kasým, 2010.)

Ýmanýyla çeliþen amel karþýsýnda vicdani rahatsýzlýk duymasýný saðlayacak kadar imaný güçlü deðilse o mümin, bu yanlýþ ameli devam ettirebilir. Baþlangýçta yaptýðý þeyin doðru olmadýðýný düþünse bile, bu mümin birey onu yapmaya devam ettiðinde yaþadýðý gibi inanmanýn kaçýnýlmaz sonucu olarak- “kabul ettikleri”nin deðil de artýk “yaptýklarý”nýn doðru olduðunu söylemeye, kabul etmeye baþlar ki bu süreç, imaný deðiþtirmekle/kaybetmekle de sonuçlanabilir. Demek ki, iman bireyin tutum ve davranýþlarýný belirleyip yönlendiren bir kaynak olmakla birlikte onlarla geliþip güçlenmektedir de. Meselenin bu boyutunu da ayrýca ele almak gerekir.

Kaynak:Aydýn, M. Þevki, “Biliyor Ama Yapmýyor mu”, Diyanet Aylýk Dergi, Kasým, 2010

 

Bu yazý 3439 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoðunu þaþýrtýp-saptýrdý. Bundan böyle kim bana uyarsa, artýk o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, baðýþlayansýn, esirgeyensin."

( Ýbrâhim sûresi - 36)

Bir Hadis

Ebu Berze (ra)’tan rivayet edilmiþtir:

“Resulullah (sav) yatsý namazýndan önce uyumayý ve ondan (yatsýdan) sonra ise konuþmayý hoþ karþýlamazdý.”



Buhârî, 568; Müslim, Mesacid 235-236 (647); Ebu Davud, Salât 3 (398), Nesâî, Mevâkît 2, 16, 20; Ýbn Mâce, Salât 3 (674)

Bir Dua

"Rabbim, beni ve kardeþimi baðýþla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanýsýn."

Hz Musanýn duasý (Araf Suresi 151)

Hikmetli Söz

Gýybet ve koðuculuktan sakýn ki, bunlar insaný halktan ve Haktan uzak ederler.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com