Sen zemmilüni, zemmilüni diye gelip kendini Ha-tice’ nin o þefkatli kollarýna atarken, vahyin o aðýr yükü altýnda iki büklüm olup inlerken, yükünü taþýyacak biri de biz olamadýk.
Çaðrýný kabul edip imanlarýnýn bedellerini ödeyen Yasir Ailesine “Sabredin Ey Yasir Ailesi vuslatýmýz cen-nette” diye müjde verirken, o müjdenin muhataplarýn-dan biri de biz olamadýk.
Taif’te neye ve kime taþ attýklarýný bilmeyen o gü-nünün kalbi kararmýþ insanlarýnýn önünde sana karþý siper olanlardan biri de biz olamadýk.
Kabe’de namaz kýlarken üzerine atýlan iþkembeyi temizlemeye koþan, senin içinden bir parça olan azize kýzýn Fatýma’ya yardým eli uzatanlardan biri de biz ola-madýk.
Kudüs’de tüm peygamberlere namaz kýldýrýrken; o yüce merasimi izleyen gözlerden bir göz de biz ola-madýk.
Miraçtan sonra seni doðrulayan Sýddýk gibi duy-madan sana olan sadakatini dile getirenlerden biri de biz olamadýk.
Medine’de seni karþýlamak için heyecandan yanýp tutuþan, sað salim yolculuðunu tamamlamak için dua-larýný eksik etmeyen ve seni; “Tala el-bedru aleyna” di-ye karþýlayan ensar ve mucahirler arasýnda bu coþkuyu dile getiren biri de biz olamadýk.
Medine’de mescidin temellerini atarken, Hendek’-de çukurlarý kazarken açlýktan karnýna baðlayan o eli-nin altýndaki yiðitlerden biri de biz olamadýk.
Bedir’de; “Ya Rab þu gördüðün bir avuç insaný za-fere kavuþturmazsan senin adýný yeryüzünde anacak insan kalmayacak” diye dua ettiðin o 313 kiþiden biri de biz olamadýk.
Uhud’da oklarýn hedefi olurken Talha ve Nesibe gibi bedenimizi sana siper edemedik. Enes b. Nadir gi-bi; “Muhammedsiz bir dünyada yaþamaktansa ölmeye tercih ederim” diye haykýran o seslerden birine biz de ortak olamadýk.
Oðlun Ýbrahim’ in vefatýnda “Ey Uhud! bana inen hüzün bugün sana inseydi sen bile dayanamaz bu hü-zünle darmadaðýn olurdun” diye üzüntünü dile getirir-ken, senin o aðýr matemine ortak olamadýk.
Ýfk hadisesinde Hümeyran Aiþe’ ye atýlan iftiralara karþý, onun iffetini tasdik edenler arasýnda yer alan sadýklardan biri de biz olamadýk.
Sahaben ile son buluþman olan Veda Haccýnda se-ni dinleyen ve senin görevini yaptýðýna dair þehadet e-den binlerce insandan biride biz olamadýk.
Hiçbir þeyine ortak olamadýk Ey Efendimiz! (a.s.) Ama senin bir müjdenin muhatabý olduk ki; O müjde bizlerin yüreðini sulayan bir Kevser oldu. Hani Sen Medine’de sahabenin yanýnda, “Kardeþlerimi ne kadar-da özledim, onlara selam söyleyin” diye haykýrmýþtýn. Sahabe böyle bir selamlamaya þaþýrmýþ; “Ya Resulullah kardeþlerin bizler deðil miyiz?” diye sormuþlardý. Sen onlara demiþtin ki; “Hayýr sizler benim ashabýmsýnýz.” Sahabe daha da meraklanmýþ, “Peki ya Resulullah! Kim bu kardeþlerin?” demiþlerdi. Sen demiþtin ki; “Kardeþ-lerim onlardýr ki, beni görmedikleri halde bana iman e-denler, çaðrýma birebir muhatap olmadýklarý halde da-vetime icabet edenlerdir.” Bu tarifi yaptýktan sonra bir de müjde verip demiþtin ki; “Ya Rab! Sen onlarýn yap-týklarý bir salih ameli yapmadýklarý on þeyin yerine say”
Ey Efendimiz! Tek dilek ve arzumuz odur ki bu müjdenin muhataplarýndan biri de biz olalým... Gerçi biz bir tek þeyi dahi tam yaptýðýmýzý söyleyemiyoruz, ama Ýmam Busiri’nin þu dizelerinde dile getirdiði te-menniye katýlmaktan da kendimizi alamýyoruz.
Gün olur bir olay gelirse baþa
Kesip ümidi düþme telaþa
Kereminden mahrum eder mi haþa
Resul’ un yaktýðý meþ’ ale sönmez
O kapýyý çalan eli boþ dönmez. [1]Çaldýk o kapýyý Ey Efendim! Belki üslubumuz ve usulümüz hatalý, amellerimiz ise yetersiz ama yine de o kapýyý çalanlardanýz.
Ya Rabbi! Ne olur bu çaðrýlarýmýzý kabul et ve biz-leri o yüce ruha layýk ümmet et.
(Amin)
|