Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3847
Toplam 15299256
En Fazla 20355
Ortalama 2612
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Meyveye Durmanýn ya da Kaybolan Yýllarýn Adý: Gençlik
14/10/2010 - 19:02
 

Evet, týpký bir aðacýn meyvelerinin toplanmasýndan önceki filizlenme, çiçek açma, tomurcuklanma ve meyveye durma süreci gibidir gençlik yýllarý… Bazen de hayatta bir daha ele geçmeyecek deðerde, “kaybolan yýllar”dýr gençlik… Genç ve gençlik çaðý pek çok farklý tanýmla tanýmlanabilir. Sözgelimi, Birleþmiþ Milletler Örgütü’ne göre genç, “15-25 yýllarý arasýnda olan, okuyan, çalýþmayan ve kendisine ait bir evi olmayan kiþi”dir. Yüzeysel ve eleþtirilebilecek ifadelerle örülü bir taným olsa da genel kanaat böyledir. Ýslam bilginlerine göre ise gençlik çaðý, büluð dönemi ile baþlayýp kýrk yaþýna kadar süren dönemin adýdýr. Görüldüðü üzere, Ýslam bilginleri gençlik çaðýný daha uzun bir dönem olarak kabul etmektedirler

 

Gençlik çaðý, birtakým psikolojik ve fizyolojik, bir baþka ifadeyle ruhsal ve bedende gözlenebilen deðiþikliklere sahne olur. Ruhsal deðiþiklikler, gençlerin zaman zaman iniþ çýkýþlar yaþamalarýnda rol oynar. Biraz önce aðlayan genç, bir süre sonra gülmeye baþlayabilir. Hormonal deðiþiklikler onun böylesi farklý ve birbirine zýt duygularý birlikte yaþamasýna zemin hazýrlar. Bu özellikleri yanýnda gençler, iyilikseverdirler ve baþkalarýna yardýmcý olmaktan mutlu olurlar. Haksýzlýklara ve düzensizliklere karþýdýrlar. Adaletsizliðe tahammülleri yoktur. Arzu ettikleri þeyin gerçekleþmesinde sabýrsýzdýrlar ve biraz da acelecidirler. Kendi kiþiliklerini kanýtlama ve baðýmsýzlýklarýný kazanma çabasý içindedirler. Bir amaca yönelmek, yeni deðerlere baðlanmak isterler. Ýnançlarý uðruna mücadele eder ve her türlü fedakârlýða katlanýrlar.

 

Eðitimciler, gençlik çaðýný hayatýn þekil almaya en müsait dönemi olarak görürler. Özellikle merhum Ali Fuat Baþgil, bu konuya geniþ yer verdiði “Gençlerle Baþbaþa”adlý eserinde gençlik çaðý için “hayatýn en plastik dönemi” benzetmesini yapar. Gerçekten hayatýmýzýn þekil almaya en müsait dönemidir diyebiliriz gençlik çaðý için…Her ne kadar, insanýn kiþilik ve karakterin2/3 oranýndaki önemli kýsmý çocukluk çaðýnda þekillenirken,geriye kalan 1/3 oranýndaki küçük parça, gençlik çaðýnda kiþinin bilerek ve isteyerek bu deðiþim süreci Ýnsanoðlunu yaratan ve onun ruh ve beden yapýsýný en iyi þekilde bilen Allah Teâlâ, gönderdiði kutsal kitaplarda gerek peygamberlerin ve gerekse kendisine iman eden kiþilerin gençlik dönemlerinde baþlarýndan geçen ibretli hadiseleri anlatarak sonraki müminlere çarpýcý örnekler vermiþtir.

 

Kýymetli okuyucum.

 

Ýnsanoðlunu yaratan ve onun ruh ve beden yapýsýný en iyi þekilde bilen Allah Teâlâ, gönderdiði kutsal kitaplarda gerek peygamberlerin ve gerekse kendisine iman eden kiþilerin gençlik dönemlerinde baþlarýndan geçen ibretli hadiseleri anlatarak sonraki müminlere çarpýcý örnekler vermiþtir. Gerçekten de ayetlere bu açýdan bakýldýðýnda, Hz.Adem’in oðullarýndan baþlayarak aktarýlan genç þahsiyetlerin ibretli hikayelerinde, Habil ve Kabil adlý iki kardeþin trajik öyküsünü, Hz.Ýbrahim’in sarsýlmaz imanýyla bütünleþmiþ tevhid mücadelesini, Hz.Yusuf’un iffetini ve sabrýný, Hz.Musa’nýn delikanlý tavýrlarýný, Ashab-ý Kehf’in inançlarýndaki samimiyetlerini ve nihayet Hz.Meryem’in, ibadet aþkýyla örülü teslimiyetini son derece net bir þekilde görmek mümkündür.

 

Detaylarý bizzat ilgili ayetlere býrakarak, gençlik döneminde daha bir belirgin halde ortaya çýkan ve ayetlerde dikkat çekilen bazý hususlarý ve bunlarýn yer aldýðý kýssalarý makalemizin sýnýrlarýnýn elverdiði ölçüde ele alalým.

 

HASED (ÇEKEMEMEZLÝK)

 

Hz. Adem’in iki oðlu arasýnda geçen hadiseye Kur’an-ý Kerim’de geniþçe yer verilmektedir. (Bkz.Maide 27-30) Ayetlerden çýkarýlabilecek bir takým sonuçlar vardýr. Buna göre, Habil, kendisinden istenen kurbaný, kulluk bilinciyle yerine getirmiþ, Kabil ise bu emri önemsemeyerek üstün körü bir anlayýþla yapmaya kalkmýþtýr. Neticede Habil’in kurbaný kabul görmüþ ve bu sebeple aðabey Kabil, çekememezlik duygularý ve kýskançlýkla kardeþini öldürmeye karar vermiþ, þeytan ve içindeki gizli düþman (nefs) ona bu kötü fiili “güzel” ve bu zor iþi “kolay” bir þey gibi göstermiþ ve sonuçta Kabil, kardeþi Habil’i öldürerek, yeryüzünde ilk kan döken kiþi olmuþtur.

 

Burada, sebebi ne olursa olsun, hased (kýskançlýk) duygusunun insan davranýþlarý üzerinde ne denli belirleyici bir rol oynadýðý ve bu duygu sâikiyle insanýn cinayet bile iþleyebileceði ortaya çýkmaktadýr. Bu cinayetin iki kardeþ arasýnda yaþanmýþ olmasý ise, hased duygusunun sýnýr tanýmaz bir tahribata sebebiyet vereceðini de anlamamýza imkân tanýmaktadýr.

 

Hz. Peygamber’in “Hasedden sakýnýn!. Çünkü o, ateþin odunu harcayýp tükettiði gibi, güzel davranýþlarý yer bitirir.” þeklindeki uyarýsý, hased duygusunun ne denli yýkýcý bir kiþilik problemi oluþuna dikkat çekmektedir. Ýnsan benliðinde gizlenmiþ bir halde duran ve zaman zaman gün yüzüne çýkan bu duygu, kimliðin kazanýlmaya baþlandýðý gençlik çaðýnda karþýlaþýlmasý kuvvetle muhtemel bir kiþilik problemidir.

 

Ýþte Kur’an, bu duygunun yol açtýðý trajedinin iki kardeþ arasýnda cereyan ettiðine vurgu yaparak meselenin ehemmiyetini ortaya koymuþ olmaktadýr Bu kýssa, gençlik yýllarýnýn Allah’a karþý kulluk bilinci (takva) ve teslimiyetle güzelleþtiðini, kýskançlýk ve çekememezlik duygularýyla kirlendiðini ve bu kirliliðe eþlik eden nefis aldatmalarýyla insan hayatýnýn baharý sayýlan bu en güzel çaðýn, mahvolup gittiðini ortaya koymaktadýr.

 

Özellikle gençlik yýllarýnda, duygularý sâikiyle sonu nereye varacaðý belli olmayan birtakým davranýþlarda bulunan insanlar, bunun cezasýný ya hayatýyla ya da hayatý boyunca çekeceði ceza ve vicdan azabýyla ödemektedirler. Tarihin sayfalarý, mazlum olarak katledilen nice Habil’ler ve Kabil misali nice zalimlerle doludur.

 

SÖYLENEN SÖZLERE HEMEN KANMAK

 

Kendisine söylenen sözlere hemen inanmak, daha ziyade hayat tecrübesi az olan kiþilerde görülür. Gençler de bu tecrübeye yeterince sahip olamadýklarý için, çoðu zaman çocuksu bir saflýkla kendilerine söylenen sözlere hemen kanýverirler. Bu ise neticeleri itibariyle çoðu kez olumsuz sonuçlar doðurur. Hz. Musa’nýn baþýndan geçen olay bu konuda ibretli bir hadisedir.

 

Delikanlýlýk psikolojisinin tipik bir örneði olduðuna inandýðýmýz

Hz. Musa (as) çocukluk yýllarýný Firavun’un sarayýnda geçirmiþti. Ergenlik çaðýna erip olgunlaþýnca Allah Teâlâ ona ilim ve hikmet verdi. Ayetlerde, henüz genç bir delikanlý iken, Mýsýr’da, kendi kabilesinden birinin onu aldatarak yönlendirmesiyle bir baþkasýný öldürdüðünden, ancak hemen sonrasýnda, kazâen gerçekleþen bu öldürme olayýndan dolayý piþman olarak Allah’tan af dilediðinden ve hatasýný anlayarak O’na tevbe ettiðinden bahsedilir. Onun bu piþmanlýðý ve tevbesi, Allah’ýn onu affetmesiyle karþýlýk bulmuþtur (Bkz. Kasas,14-19).

 

Bu ayetlerde, gençlerin hayat tecrübelerinin az olmasý sebebiyle kendilerine söylenen her söze, hemen kanývereceklerine bir iþaret söz konusudur. Yine bu ayetlerden, insanýn gençlik çaðýnda, tecrübesizliði ve bilgisizliði sebebiyle iþlediði hatalar sonucunda, yine Allah’a yönelerek O’ndan af ve baðýþlanma dilemesi gerektiðini, böyle yapmasý durumunda Allah’ýn onu affedeceðini anlayabiliriz.

 

ACELECÝLÝK

 

Gençlik döneminin özelliklerinden birinin de acelecilik olduðundan söz etmiþtik. Hz. Musa’nýn, Hýzýr (as) ile aralarýnda geçen hadiseden çýkarýlabilecek sonuçlardan biri de insanýn sabretme hususunda baþarýsýzlýðý ve aceleciliði sebebiyle elde edeceði kazançtan mahrumiyettir. Hz. Musa (as) yaþadýklarý maceranýn her safhasýnda sabretme baþarýsýný gösterememiþ ve bu sebeple yaþayabileceði birçok ibretli hadiseden mahrum kalmýþtý.

 

Detaylarýný Kehf suresinden ve tefsirlerden okumamýzýn mümkün olacaðýný ifade ederek, yaþadýklarý üç hadisenin bile ne denli farklý arka planýnýn bulunduðunu ancak Hýzýr (as) açýkladýðý zaman öðrenebilen Hz.Musa, acele ettiði için diðer hadiseleri ve hikmetlerini öðrenmeye muvaffak olamamýþtý. Bu konuda Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmaktadýr: “Allah, kardeþim Musa’nýn iyiliðini versin. Þayet acele etmeyip de sabretseydi, daha nice ibretli hadislere þahid olacaklar biz de bu vesileyle onlarý öðrenecektik.”

 

Sevgili Peygamberimizin (sav) “Acelecilik þeytandan gelen, þeytanýn özelliklerinden bir þeydir.” uyarýsý, kanaatimizce en çok gençlik çaðýnda bizleri ilgilendiren bir husustur. Ve gerek sabýr eðitimi gerekse iradeye hükmetme konusunda oruç çok deðerli bir ibadet ve terbiye aracýdýr. Sözlerimizi, en güzel terbiye ile eðitilen ve en önemli vasfý el-Muallim (öðretmen) olan Sevgili Peygamberimizin gençlere yönelik þu tavsiyesiyle bitirelim: “Gençler! Ýçinizde evlenme imkanýna sahip olanlar evlensinler. Buna imkaný olmayanlar ise oruç tutmaya özen göstersinler. Çünkü oruç, insaný koruyan bir kalkandýr, duygularýný dizginleyen bir özelliðe sahiptir.”

 

Saðlýcakla kalýnýz efendim.


Bu Makale 4330 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

11/05/2011 - 16:50 Bir merhamet mürebbisi: Hz. Muhammed (s.a.s.)

©

02/12/2010 - 12:09 SON ELÇÝ VE SON MESAJ HZ. MUHAMMED VE KUR’ÂN-I KERÝM

©

14/10/2010 - 19:02 Meyveye Durmanýn ya da Kaybolan Yýllarýn Adý: Gençlik

©

24/09/2009 - 11:47 Düþmekte Olan Uçakta Ateist Bulamazsýnýz.

©

24/07/2009 - 12:06 ÝFFET VE HAYA TÝMSALÝ GENÇ KIZLAR

©

27/06/2009 - 11:55 AÝLE ÝÇÝ ÝLETÝÞÝMDE SEVGÝNÝN YERÝ

©

01/06/2009 - 16:16 KUR'AN'DA PEYGAMBERLER VE GENÇLÝK DEÐERLERÝ

©

02/05/2009 - 15:24 Babalarýn En Güzeli (s.a.v.)

©

07/04/2009 - 15:40 Çocuðun Din Eðitiminde Ailenin Yeri ve Önemi

©

09/03/2009 - 16:09 FITRAT KAVRAMI ÜZERÝNE DÜÞÜNCELER

©

17/11/2008 - 23:34 Kur’an-ý Kerim ve Biz

©

09/09/2008 - 12:48 Peygamber Efendimiz(s.a.v.) Nasýl Bir Babaydý?

©

30/05/2008 - 22:49 Bir Evlat Olarak Peygamberimiz (s.a.v.)

©

01/03/2008 - 00:50 Kur'an-ý Kerim ve Biz
 
 

Site Ýçi Arama

20 Sevvâl 1445 |  29.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ona: "Allah'tan kork" denildiðinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuþatýr. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktýr o.


( Bakara Suresi - 206)

Bir Hadis

Ýbnu Mes'ud (r.a.) anlatýyor;

Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Þu iki kiþi dýþýnda hiç kimseye gýbta etmek caiz deðildir:

Biri Allah (c.c.)'ýn kendisine verdiði ilim ve hikmetle hükmeden ve bunu baþkasýna da öðreten ilim ve hikmet sahibi kimse.

Diðeri de Allah (c.c.)' ýn kendisine verdiði malý Hakk yolda sarfeden zengin kimse."

Buhari, Ýlm 15

Bir Dua

“Allah’ým! Bütün iþlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret
azabýndan bizi koru.”

(Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/181)

Hikmetli Söz

Tatlý söz söyleyen, hiç kimseden kötü iþitmez.

(Firdevs) 

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com