Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4737
Toplam 15300146
En Fazla 20355
Ortalama 2612
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
FITRAT KAVRAMI ÜZERÝNE DÜÞÜNCELER
09/03/2009 - 16:09
 
Deðerli okuyucularým. Beþ yazý dizisi çerçevesinde, Ýslâm’da Fýtrat kavramý üzerine özellikle ünlü þair, mütefekkir ve mutasavvýf Ý.Hakký Bursevî’nin görüþlerine yer vererek incelediðimiz konumuzun son merhalesine gelmiþ bulunuyoruz. Bu yazýmýzda, Ý.Hakký Bursevî’nin konuþma çaðýnýn önemine iliþkin görüþlerini aktarmak suretiyle konuyu toparlamaya çalýþalým.

   

   Konuþma Çaðýnýn Önemi Konuþma çaðý ile anne babanýn, kiþinin sahip olduðu dinî anlayýþ üzerinde ne denli rol oynadýðýný bundan önceki yazýmýzda belirlemeye çalýþmýþtýk. Þimdi ise, yine, kiþinin tutacaðý yolda söz sahibi olan diðer bir kesimden, yöneticilerden bahsedeceðiz. Bursevî bu konuda Keþfu’l-Esrâr adlý eserden naklettiði ifadelerde aynen þöyle demektedir:

   “Hükümdar iyi olursa halk da iyi olur. Eðer o, kötü olursa halk da kötü olur. Eðer o, zalim olursa halk da zalim olur. Eðer o zahid olursa, halk da zahid olur. Eðer o hakîm [bilge] olursa, halk da hakîm olur. Eðer o, hanefi olursa halk da hanefi olur. Eðer o, þafii olursa halk da þafii olur. Bunun sebebi þudur ki, insanlar idarecilerine [hükümdarlarýna] yakýn olmak ve onlarýn sevgisini kazanmak isterler. Nitekim Hz.Peygamber de “en-Nâsu alâ dîn-i mülûkihim” diye buyurmaktadýr.”

   Gerçekten, insanýn kiþiliðinin þekil kazanmasýnda, kiþilik bütünlüðü içinde mevcut olan karakter ve mizacýn oluþumunda, “çevre” faktörü önemli bir rol oynamaktadýr. Fertler, önce anne babalarýndan, sonra arkadaþ çevresinden ve daha sonra da -özellikle yetiþkinlik dönemlerinde-, kendisini yöneten insanlarýn tavýr ve davranýþlarýndan önemli derecede etkilenmekte ve kiþiliðinde onlarýn izlerini taþýmaktadýr. Bursevî bu etkiyi, “idarecinin zahid, hakîm, hanefi, þafii... olmasýyla halkýn da bu özellikleri benimseyeceðini” ifade ederek ortaya koymaktadýr. Ayrýca o, Hz. Peygamber’e atfen bir hadis de naklederek “Ýnsanlarýn hükümdarlarýnýn dini üzere olduðunu” söylemektedir[1]. Özellikle, günümüzde kitle ileti-þim araçlarý (medya) sebebiyle yöneticilerin (liderlerin) yaþantý tarzlarý halk üzerinde, iyi-den iyiye söz sahibi olmaya baþlamýþtýr. Yönetim kademesindeki insanlarýn sahip olduðu karizmatik güç, insanlarýn duygu ve düþüncelerinde, tavýr ve davranýþlarýnda önemli derecede rol oynamaktadýr. Halk, idarecisinin iyi ya da kötü yönde örnek olmasýndan doðrudan etkilenmektedir. Bunun günlük hayatýmýzda pek çok örneði mevcuttur. Bu se-beple, Bursevî’nin konuyu ele alýþ tarzý isabetlidir ve önemsenerek üzerinde durulmalýdýr.

   Son olarak ele alacaðýmýz husus, Bursevî’nin, kiþinin yakýn arkadaþýndan etkilenmesini konu alan sözleridir. Hatýrlanacaðý üzere, Bursevî arkadaþ faktörüne þöyle yaklaþmaktaydý:

   “Üçüncüsü ise: Sevdiði kimselerin yoludur. Çünkü, kiþi kiminle dostluðu ve birlikteliði tercih ederse, onun gidiþatýna uyar. Arkadaþlýðýn iki þartý vardýr. Bunlar: Dýþ görünüþü itibariyle onu taklit etmek ve iç yaþantý itibariyle de sevdiðiyle uyumlu olmaktýr, içte ve dýþta arkadaþýna benzemektir. Hz. Peygamber de “El-Mer’u alâ dîn-i halîlihi” demektedir. “Kiþiye bir þey sorma, onun arkadaþýna bak / Çünkü her arkadaþ, arkadaþlýk ettiðine uyar.” Ne güzel söylemiþler: Ýnsan, yakýn arkadaþýndan huy kapar. Aman kötü arkadaþtan sakýn. Çünkü esinti (rüzgar) hep kötü iklimlerde dolaþacak olursa, havasý kötü olan yerlerden kötü kokular kapar.”

   Gerek bir hadis, gerekse anlamlý bir söz ve þiirle delillendirilen bu görüþler de yine konumuz açýsýndan önem taþýmaktadýr. Buna göre, Bursevî, kiþinin tavýr ve davranýþlarýnda yakýn arkadaþýn da önemli derecede rol oynadýðýný düþünmektedir. Çünkü arkadaþlýðýn gereklerinden birisi de iç ve dýþ görünümü itibariyle arkadaþýyla benzeþmesi, aynîleþmesi ve özdeþleþmesidir. Bursevî buna “içte ve dýþta uyum” demektedir. Onun, Hz. Peygam-ber’den rivayet ettiði hadis[2] de arkadaþýn önemini ortaya koymasý bakýmýndan dikkat çekicidir. Yine, Bursevî’nin aktardýðý, “Kiþiye bir þey sorma, onun arkadaþýna bak / Çünkü her arkadaþ, arkadaþlýk ettiðine uyar” anlamýndaki arapça özdeyiþe, “Ýnsan, yakýn arkada-þýndan huy kapar. Aman kötü arkadaþtan sakýn. Çünkü esinti (rüzgar) hep kötü iklimlerde dolaþacak olursa, havasý kötü olan yerlerden kötü kokular kapar” anlamýndaki farsça beyti de ekleyerek þunu ifade edebiliriz ki, “arkadaþ” faktörü, kiþinin sahip olacaðý duygu ve düþüncelerde belirleyici bir role sahip olduðu gibi, hayat tarzý ve hayata bakýþ açýsýnda da önemli derecede söz sahibidir. Bu hususta Hz. Peygamber’in bir baþka hadisiyle konumuzu tamamlamak istiyoruz.     

“Ýyi arkadaþ ile kötü arkadaþýn misali, misk taþýyan kimse ile körük üfleyen kimse gibidir. Misk taþýyan ya sana ondan verir, (ikram eder) yahut satýn alýrsýn. (Neticede) o miskten dolayý kendinde güzel bir koku duyarsýn. Körük üfleyen kiþiye gelince, ya bir kývýlcýmla elbiseni yakar, ya da o körükten dolayý üzerinde kötü bir koku hissedersin” [3]

Sonuç
 Birçok araþtýrýcýnýn da ayný kanaati paylaþtýðý üzere, Ýsmail Hakký Bursevî, klasik bir Osmanlý âlimi olmasýnýn yanýnda, verdiði yüzü aþkýn eser ve görüþlerindeki çeþitlilik ve orijinallik özelliðiyle, adýndan sýkça bahsedilen bir entelektüeldir. Özellikle Rûhu’l-Beyân adlý tefsiri, önceki müfessir ve sûfilerde rastlanmayan ilginç yorumlarýn yer aldýðý önemli bir tasavvufî tefsirdir. Ýlgili eserde, Bursevî’nin “fýtrat” kavramýna nasýl bir içinde olduðu, elinizdeki incelemenin konusu olmuþtur.

    Fýtrat kavramýný ihtiva eden Rûm sûresi’nin 30. ayetine yaklaþýk iki sayfalýk bir yorum getiren Bursevî, konuya bazen geleneksel anlayýþla, bazen de orijinal bakýþ açýsýyla yaklaþabilmiþ ve ilgi çekici hususlarý dile getirmiþtir.

   Bursevî, ayette geçen “fýtrat” kavramýný “herhangi bir zorlama olmaksýzýn tevhid’e ve Ýslam dinine karþý bir kaabiliyet” olarak anlamaktadýr. Ancak, fýtrat’ýn etimo-filolojik yapýsý üzerine yapmýþ olduðumuz incelemelerde, bu kavramýn, Allah’ýn varlýðý ve birliðine (tevhid) inanmak yönünde bir kaabiliyet olduðu gibi, sadece Ýslam’a deðil, bütün dinlere ve inançlara da yatkýnlýk anlamýna geldiði anlaþýlmaktadýr. Denilebilir ki fýtrat, insanýn doðuþtan, tabii olarak Allah’a inanmaya yetenekli ve dinî inancý kabul etmeye elveriþli bir yaratýlýþta olduðu anlamýna gelmektedir. Zira çocuk iyiliðe ve kötülüðe meyyal olduðu gibi, doðruya ve yanlýþa inanmaya da yetenekli bir tabiate sahiptir. Onun bu yeteneði, çevresi ve özellikle ailesinin etkisiyle iyiye ya da kötüye doðru yöneleceði gibi, doðruya veya yanlýþa da yönelebilir. Dolayýsýyla, Bursevî’nin, fýtrat kavramýný, sadece Ýslam dinini kabullenmeye yönelik bir kaabiliyet olarak görmesi isabetli bir görüþ deðildir. Öte yandan, Bursevî’nin, “fýtrat, hakký kabul etmek ve Ýslam dininin gereklerini yerine getirmek ve ona sarýlmak düþüncesidir ki, Allah bütün insanlarý bu hal üzere yaratmýþtýr” görüþü üzerinde de söylenmesi gereken þeyler vardýr. Gerek Ýmam Kurtubî gibi geçmiþte yaþamýþ, gerekse Cevdet Said ve Malik B.Bedri gibi çaðdaþ düþünürlerin görüþleri çerçevesinde, biz fýtrat’ý bir “cevher” olarak kabul etmemizin; ancak bu cevherin her türlü þekli almaya müsait bir yapýda olduðunu da göz önünde tutmamýzýn doðru olacaðýný düþünüyoruz.

    Bursevî’nin, diðer Ýslam bilginlerinde var olan geleneði devam ettirerek, fýtrat hadislerini bir bütün olarak ele almayýp, hadisin sadece bir kýsmý üzerinde yorum yapmasý da bir eksiklik olarak göze çarpmaktadýr. Zira söz konusu hadisler, diðer varyantlarý ile birlikte ele alýnacak olursa, fýtrat kavramýný anlamak ve anlatmak daha kolay olacaktýr. Öte yandan, hadislerin bir bütün olarak ele alýnmasý, “çevre” faktörünü çok bariz bir þekilde ortaya çýkaracaktýr.

    Bursevî’nin, ilgili ayet ve hadisler üzerine söylediði sözler ve getirdiði deliller, orijinalitesi olan görüþlerdir. Özellikle aktardýðý bazý þiirler, pedagojik açýdan gerçekten dikkate þayan niteliktedir. Yine onun, aktardýðý hadisler ve þiirler çerçevesinde, insandaki “taklit duygusu” ve “çevre” faktörlerine vurgu yapmasý, bu arada “arkadaþ” ve “yöneticiler” konusuna da deðinmesi, fýtrat kavramýný anlama çabasý içinde olan bizlere yeni ufuklar açmaktadýr. Özellikle bugün, çocuk üzerindeki etkisi asýrlardýr vazgeçilmez bir öneme sahipken, artýk sosyal çevrenin birden bire geniþlemesi sebebiyle arkadaþ gruplarýnýn, anne babalardan daha etkili bir hal aldýðýný görmekteyiz. Anne babanýn etkisi, çocuklarý üzerinde sýnýrlý bir etkiye sahip iken, arkadaþ çevresinin ise etki alaný gittikçe artmaktadýr. Dolayýsýyla, Bursevî’nin, görüþlerine delil olarak getirdiði “Kiþi arkadaþýnýn dini (tavýr ve davranýþlarý) üzeredir” hadisini bir kez de bu gözle deðerlendirmek gerekecektir. Ancak çevre faktörü içinde “ebeveyn” unsuruna ve “aile ortamý”nýn önemine; yine, hadislerde vurgu yapýlan “konuþma çaðý”nýn ehemmiyetine, Bursevî’nin yeterince yer ayýrmadýðýný da burada eklemeliyiz.

    Son olarak þunu ifade etmeliyiz ki, -bazen diðer eserlerindeki görüþleriyle çeliþen hususlar olmasýna raðmen- fýtrat üzerine söylediði sözlerde orijinallik bulunan Bursevî, renkli anlatým tarzýyla, okuyucuya, konuyu anlayabileceði bir ortam hazýrlamýþ ve yaþadýðý zaman dilimi içinde söylenebilecek olan þeyleri veciz bir þekilde ifade edebilmiþtir. Üzülerek belirtmemiz gereken realite ise, Rûhu’l-Beyân adlý tefsirin dilimize kazandýrýlan tercümesinde, konuyla ilgili hemen hiç bir aktarýma yer verilmemiþ olmasýdýr. Bunun sebepleri ve sonuçlarý mevzuu ise bu incelemenin konusu deðildir.

    Ýsmail Hakký Bursevî’yi rahmetle anýyor, sizlere de Ýslâm Fýtratý üzere yaþayarak fani alemden ebedi aleme göçebilme bahtiyarlýðýna eriþmenizi Yüce Mevla’mýzdan niyaz ediyorum.

[1] Bursevî’nin hadis olarak zikrettiði bu rivayet üzerine söylenebilecek bazý þeyler vardýr. Sözgelimi, Ýmam Sehavî, “Senedine hadis olarak rastlamadým” derken, el-Aclûnî ise hadisi uzunca bir tahkike tabi tuttuktan sonra Taberânî’nin Evsat’ýnda, Ebû Emâme’den rivayet edilen “Ýdarecilerinize sövmeyiniz. Onlar için hayýr duada bulununuz. Çünkü onlarý iyi olmasý, sizin iyi olmanýz demektir” anlamýndaki bir baþka hadisi delil getirerek mana bakýmýndan söz konusu hadisin doðru olduðunu söylemektedir. Hadis için bkz. Aclûnî, Keþfu’l-Hafâ, II,311

[2] Hadisi, Bursevî’nin naklettiði þekilde deðil de “er-Reculü alâ dîn-i halîlihi fe’l-yenzur eyyüküm men yuhâlil” þeklinde, Ebû Dâvûd, Edeb, 16; Tirmizî, Zühd 45‘te tespit ettiðimizi belirtelim.
[3] Müslim, Birr, 45


Bu Makale 4341 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

11/05/2011 - 16:50 Bir merhamet mürebbisi: Hz. Muhammed (s.a.s.)

©

02/12/2010 - 12:09 SON ELÇÝ VE SON MESAJ HZ. MUHAMMED VE KUR’ÂN-I KERÝM

©

14/10/2010 - 19:02 Meyveye Durmanýn ya da Kaybolan Yýllarýn Adý: Gençlik

©

24/09/2009 - 11:47 Düþmekte Olan Uçakta Ateist Bulamazsýnýz.

©

24/07/2009 - 12:06 ÝFFET VE HAYA TÝMSALÝ GENÇ KIZLAR

©

27/06/2009 - 11:55 AÝLE ÝÇÝ ÝLETÝÞÝMDE SEVGÝNÝN YERÝ

©

01/06/2009 - 16:16 KUR'AN'DA PEYGAMBERLER VE GENÇLÝK DEÐERLERÝ

©

02/05/2009 - 15:24 Babalarýn En Güzeli (s.a.v.)

©

07/04/2009 - 15:40 Çocuðun Din Eðitiminde Ailenin Yeri ve Önemi

©

09/03/2009 - 16:09 FITRAT KAVRAMI ÜZERÝNE DÜÞÜNCELER

©

17/11/2008 - 23:34 Kur’an-ý Kerim ve Biz

©

09/09/2008 - 12:48 Peygamber Efendimiz(s.a.v.) Nasýl Bir Babaydý?

©

30/05/2008 - 22:49 Bir Evlat Olarak Peygamberimiz (s.a.v.)

©

01/03/2008 - 00:50 Kur'an-ý Kerim ve Biz
 
 

Site Ýçi Arama

20 Sevvâl 1445 |  29.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Âyetlerimiz kendilerine apaçýk birer delil olarak okunduðunda, (öldükten sonra) bize kavuþmayý ummayanlar, "Ya (bize) bundan baþka bir Kur'an getir veya onu deðiþtir" dediler. De ki: "Onu kendiliðimden deðiþtirmem benim için olacak þey deðildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarým. Eðer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabýndan korkarým."



( Yunus Suresi - 15)

Bir Hadis

Enes Ýbni Mâlik radýyallahu anh,
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i þöyle buyururken dinlediðini söylemiþtir:

“Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Kulumu, iki gözünü kör etmekle imtihan ettiðim zaman sabrederse, gözlerine karþýlýk olarak cenneti veririm.”


Buhârî, Merdâ 7

Bir Dua

“Allah’ým! Bize imaný sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itatsizliði ve isyaný sevdirme, kerih göster, bizi doðru yolu bulanlardan eyle.”

(Hâkim, Deavât, No: 1868)

Hikmetli Söz

Yeþillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akýllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeþil ve güzeldir.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com