Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6524
Toplam 17255957
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161626
Bugün Üye Olan 276
Online Ziyaretci
 
 

Adanmışlık Ruhu ve Gençlik

"Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı ve ’Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa erişmeyi nasip eyle‘ demişlerdi." (Kehf, 10.)
20/06/2011

Kur’an’da yer alan surelerden biri de Kehf (mağara) suresidir. Surenin girişinde “Ashab-ı Kehf/Mağara Arkadaşları”ndan bahsedilir. Diğer kıssalarda olduğu gibi burada da olayın nerede ve ne zaman gerçekleştiği konularında herhangi bir bilgi verilmez. Neden? Çünkü Kur’an’ın amacı tarih bilgisi vermek değildir; aksine evrensel insani ve dinî özü, gerçekliği ortaya koymaktır. Başka bir ifadeyle insanın insanlığına ve manevi yücelişine katkı sağlamaktır.

Kıssayla Kur’an, muhataplarına konuşma ve sohbet adabını da öğretir. Çünkü o, insanlar arasında çokça yapıldığı gibi, lüzumsuz tartışmalara girmeyi, insana faydası olmayan yahut delilsiz ve mesnetsiz polemiklere dalmayı uygun bulmaz. (İsrâ, 36.)Nitekim bu gençlerin mağarada ne kadar kaldıkları ve sayılarının kaç kişi olduğu konularına girilmesi hoş karşılanmaz. (Kehf, 19, 22.)Aslında insanın dünya ve ahiretine faydası olmayan konulara girmesi, bir anlamda onun kendi kendisiyle yüzleşmeden kaçması anlamını da ifade eder. Oysa Kur’an konuyu hep “insan”a getirir; iman ve ahlâk konusunda onun yaşadığı zaaflara, sapma ve çelişkilere dikkat çeker.

Kıssaya göre, bahsedilen bu gençler bir mağaraya sığınmışlar ve Allah’a şöyle yalvarmışlardı: “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa erişmeyi nasip eyle.”(Kehf, 10.)Bu yakarışlarına karşılık Allah da onların maneviyatlarını desteklemiş ve hidayetlerini artırmıştı. (Kehf, 13, 14.)

Yapılan tefsirlerden, bu gençlerin baskı ve zulmün egemen olduğu, inananların bin bir çile ve ıstıraba maruz bırakıldığı putperest bir toplumda yaşadıkları anlaşılmaktadır. (Kurtubî, el-Cami’ li Akâmi’l-Kur’an, 1.bs. Beyrut 1408/1988, V, 233.)Onlar küfrün tasallutundan kendilerini koruyabilmek için bir mağaraya sığınır ve Allah’ın engin rahmetine iltica ederler. Tıpkı Firavun’un korkunç tehditleri karşısında Allah’ın af ve bağışına sığınan iman erleri gibi. (Taha, 72.)

Mağara Arkadaşları, şeref ve izzetin, yücelik ve kudretin mal makam, para pul, şan ve şöhrette değil; yürekten Mevla’ya bağlanmakla gerçekleşeceğine inananlardı. Bu sebeple onlar, gönüllerindeki iman meşalesinin sönmesine razı olmadılar, üç günlük dünya sevdasına sonsuz cennetleri feda etmediler. Onlar peygamber değillerdi, ancak peygamber tavırlı aydınlık insanlardı, peygamberin tutuşturduğu tevhit ateşini gönüllerinde bütün sıcaklığı ile yaşayan kimselerdi. Kaldı ki, yıldırma ve saptırmalara karşı soylu bir duruş sergileyebilmek için illa da peygamber olmak gerekmiyordu; sadece hak ve hakikate bağlı onurlu bir insan olmak yeterliydi.

İşte bunun için Mağara Arkadaşları, aile, akraba, eş dost hepsini terk ettiler, küfrün cehenneminden mağaranın cennetine sığındılar. Mağaranın darlığında ve karanlığında imanın genişliği ve aydınlığını buldular. Bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar, bütün darlığına rağmen mağara onlara geniş ve ferah geldi. Küfrün sıkıntılı ve zor yaşamından imanın huzur ve ferahlatıcı iklimine koştular.

Seyyid Kutub’un ifadeleriyle, bu iman sayesinde “Dar sınırlar hemen kalkar ortadan, sert duvarlar çabucak incelir ve yumuşar. İnsanın içini sıkan yalnızlık birden bire yumuşar ve hafifler. Ve bir de bakarsınız ki her yanda rahmet, her yanda incelik, her yanda huzur ve her yanda rahatlık. İşte iman budur. Dış görünüşlerin ne önemi var? Şu insanların yeryüzündeki hayatlarında aşina oldukları değerlerin, durumların ve mefhumların ne değeri var? Bütün bunların ötesinde imanla dolan, Rahman’la dost olan gönüllerde başka bir âlem daha vardır. Rahmetin, inceliğin, huzurun ve memnuniyetin gölge gölge serildiği bir başka âlem daha.” (Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’an, 17. bs., 1412/1992, IV, 2262.)

Adanmışlık ruhu, aslında genç-yaşlı, kadın-erkek demeden nasibi olan herkes için bir şanstı, ancak gençlerde bir başka şekilde tezahür ettiği de bir gerçekti. Çünkü gençlik, hayallerin, tutkuların ve idealizmin yeşerip geliştiği bir çağdır. Yeniliğe ve ileriye doğru atılımların yapıldığı, hayatın gerçek anlamının peşine düşüldüğü ve kendi kimliğini arayıp bulma çabalarının yoğunlaştığı bir dönemdir. Gençler iyilikseverdir; çünkü kötülükleri tanımamışlardır. Çabuk güvenip çabuk bağlanırlar; çünkü aldatılmamışlardır. Yüksek amaç ve hayalleri vardır; çünkü koşulların sınırlayıcı etkisini öğrenmemişlerdir. (Atalay Yörükoğlu, Gençlik Çağı, 10. bs., İstanbul 1998, 20.)

Kur’an, peygamberlerle beraber hak yolunda mücadele eden nice Allah dostu bulunduğunu bizlere haber verir. (Âl-i İmrân, 146.)İşte bunlardan birisi de, Son Nebi’nin Medine’ye İslam’ı öğretmek üzere gönderdiği genç muallim Mus’ab b. Umeyr’di. Aslında o, şanslı bir gençti, çünkü birçok gence nasip olmayacak zengin bir aileye mensuptu. Ancak Hz. Peygamberle tanışması onun hayatında dönüm noktası oldu. Fakat bu, o kadar kolay da gerçekleşmedi; çünkü babası ve annesi Müslüman olduğu için onu hapsettiler, dönmesi için baskılara maruz bıraktılar. Ancak o, davasından vazgeçmedi; kendisini bekleyen debdebe ve şatafatlı hayatı elinin tersiyle itti ve bütün gönlüyle Son Nebi’ye bağlandı. Çünkü aradığını onda bulmuş, âdeta kendisine yeni bir hayat bahşedilmişti. Artık uğrunda nefes tüketilecek, hatta hayat feda edilecek yüce bir davanın mensubuydu. O, Medine’de kaldığı sürece hep kendisi gibi hak ve hakikate sevdalı gönüller aradı, durdu. Sabrını ve merhametini bütünüyle onlar için harcadı. Kapı kapı dolaştı, kovuldu, azarlandı ama hiçbir zaman pes etmedi. Böylece Medine’de İslam’a gönül verenlerin, Son Nebi’ye kucak açanların sayısı hızla çoğaldı. Neticede hicret gerçekleşti. Ardından Bedir ve Uhud savaşları geldi. Mus’ab b. Umeyr hep öndeydi, her iki savaşta da sancaktardı. Uhud’da şehit olup muradına erdi. Savaştan sonra şehitler defnedilirken, Son Nebi, yoksul bir kıyafet içindeki Mus’ab’ı yanındakilere göstererek, onun bir zamanlar en güzel elbiseleri giydiğini, en güzel yemekleri yediğini fakat Allah ve resulü-nün sevgisini her şeye tercih ettiği söyledi. Nitekim Uhud’da şehit düştüğü gün, bu genç için kendisini saracak bir kefen dahi bulunamamıştı. Bedenini hırkasıyla örtmeye çalıştıklarında, başına çekince ayaklarının, ayaklarına çekince başının açıldığını, sonunda başını örttüklerini ayaklarının üstüne de kokulu bir ot demeti konulduğu rivayet edilir. O, sonraları ashap arasında hep bu dünyanın cazibesini terk edip Allah yoluna kendini adamanın sembol ismi olarak hatırlandı. (Buhârî, “Cenâiz”, 27; “Meğâzî”, 17, 26; Müslim, “Cenâiz”, 44.)

Mağara Arkadaşları ve Mus’ab belirli zaman ve mekânda yaşamış olabilirler; ancak onlar bütün zaman ve mekânların insanlarıydı. Çünkü onlar, bu âlem var oldukça devam edecek olan ölmez bir ruhu, rabbanileşme ruhunu temsil ediyorlardı. Çağ ve coğrafyalar değişse de, hepsinde ortak, değişmeyen bir öz vardı: O da, kişinin bütün benliği ile azamet ve kerem sahibi olan Allah’a bağlanması, O’nun yoluna kendini adaması, hoşnutluğunu kazanmak için çalışıp çabalamasıdır.

 

Bu yazı 3929 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  İHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLİLİKTE AİLE İÇİ SAĞLIKLI İLETİŞİM

n

19/04/2017 - 03:19 NESİL EMNİYETİ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLİLİKTE GEÇİMSİZLİĞİN NEDENLERİ

n

18/10/2016 - 02:12 EŞLER ARASINDAKİ GÜZEL GEÇİMİN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDİLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AİLENİN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boş Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AŞINDIRILAN DEĞERLERİMİZ: ÂİLE MÜESSESESİ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLİLİK ÖNCESİ VE NİŞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLİLİK AKDİ: NİKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AİlEDE Merhamet ve Merhametsizliğin Yansımaları

n

04/01/2016 - 11:53 EVLİLİK ANLAYIŞI VE EVLİLİĞİN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeş kıskançlığı

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eğitiminde Anne ve Baba Nasıl Davranmalı

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’İN (s.a.s.) GÖNDERİLDİĞİ TOPLUMDA AİLE

n

16/12/2014 - 02:10 AİLEDE ÇOCUĞA DİN EĞİTİMİ VERİLMESİ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUĞA YAKLAŞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 İSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETİŞTİRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENİ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmış  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVİZYON, BİLGİSAYAR VE İNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocukların Din Eğitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ŞİFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eğitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuğunu televizyon eğler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsılmakta olan bir sığınak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 İslâm’da Anne hakkı

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ı Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i şeriflerden kültürümüze yansıyan komşuluk öğretileri

n

13/07/2011 - 11:10 İletişimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmışlık Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Şahsiyet/kişilik inşası ve değerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile İçindeki Örnek Davranışı  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle İlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlılık ve Sorumluluk Anlayışının İslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan değerlerimizden SILA-İRAHİM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatı Bir İbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküşte Kötü Ahlâkın Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliğe verdiği önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düğün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile İlişkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliği

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluğu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile İçi İletişimde Altın Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliği
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ancak iman edip, salih ameller işleyenler ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uğradıktan sonra (birleşip) intikamlarını alanlar başka. Zulmedenler ise, yakında nasıl bir inkilâb ile devrileceklerini bileceklerdir.

( Şu’arâ sûresi - 227)

Bir Hadis

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Bir düşünün bakalım.” dedi. “Evinizin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o suya girip çıksanız üzerinizde kir diye bir şey kalır mı?” Onun sözlerini pür dikkat dinleyenler için cevap çok kolaydı: “Hayır, ya Rasûlallah, onun kirinden hiç iz kalmaz.” Beklediği cevabı alan Hz. Peygamber, maksadını hemen aktardı: “İşte beş vakit namaz da böyledir; Allah onunla hataları silip süpürür.”

(Buhârî, Mevâkîtü’s-salât, 6)

Bir Dua

“Allah’ım, dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında senden af ve afiyet istiyorum.

(Ebû Dâvûd, Edeb, 100,101)

Hikmetli Söz

Açlık sonu toklukdur
Tokluk sonu yoklukdur
Bu yollar korkulukdur
Allah görelim neyler

Gündüz olalım sâim
Gece olalım kâim
Allah diyelim dâim
Allah görelim neyler

Adı sanı dillerde
Sevgisi gönüllerde
Şol korkulu yollarda
Allah görelim neyler




Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com