Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3561
Toplam 15286815
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’ÝN (s.a.s.) GÖNDERÝLDÝÐÝ TOPLUMDA AÝLE

Ýlahî mesajýn son elçisinin gönderildiði toplumda aile yapýsý ve aile iliþkileri önemliydi. Zira Cahiliye Araplarýnda insanlar, akraba dayanýþmasý çerçevesinde þekillenen kabile kimliðiyle yaþayabiliyorlardý. Kadýnlar erkeklere denk görülmese de aile anne, baba, çocuklar ve hatta dede ve nineden meydana geliyordu.
08/06/2015

Aile ve akrabalýk iliþkileri çok önemli olmasýna raðmen, -Allah’ýn akrabalýk iliþkilerine dair vurgularý-, Araplarýn hepsinin buna yeterince dikkat etmediklerini söylememize imkân vermektedir. Dikkat edilmesi istenen görevlerden biri, anne babaya karþý saygýdýr: “Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir þeyi ortak koþmayýn. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakýn komþuya, uzak komþuya, yanýnýzdaki arkadaþa, yolcuya, elinizin altýndakilere iyilik edin. Þüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”[1]

“Rabbin, kendisinden baþkasýna asla ibadet etmemenizi, anneye-babaya iyi davranmanýzý kesin olarak emretti. Eðer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanýnda ihtiyarlýk çaðýna ulaþýrsa, sakýn onlara "öf!" bile deme; onlarý azarlama; onlara tatlý ve güzel söz söyle.”[2]

“De ki: Gelin, Rabbinizin size haram kýldýðý þeyleri okuyayým: Ona hiçbir þeyi ortak koþmayýn. Anneye babaya iyi davranýn. Fakirlik endiþesiyle çocuklarýnýzý öldürmeyin. Sizi de onlarý da biz rýzýklandýrýrýz. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunlarýn açýðýna da gizlisine de yaklaþmayýn. Meþru bir hak karþýlýðý olmadýkça Allah'ýn haram (dokunulmaz) kýldýðý caný öldürmeyin. Ýþte size Allah bunu emretti ki aklýnýzý kullanasýnýz.”[3]

Bununla birlikte anne babaya saygý, kiþiyi Allah’a itaatten alýkoymamalýdýr. Ýslâmî tebliðin ilk yýllarýnda Müslüman olanlara yönelik ebeveynlerinden,yeni dinlerini terk etmeleri için baskýlar olduðunu biliyoruz:“Ýnsana da, anne babasýna iyi davranmasýný emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düþerek karnýnda taþýmýþtýr. Onun sütten kesilmesi de iki yýl içinde olur. (Ýþte onun için) insana þöyle emrettik: Bana ve anne babana þükret. Dönüþ banadýr. Eðer, hakkýnda hiçbir bilgi sahibi olmadýðýn bir þeyi bana ortak koþman için seninle uðraþýrlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüþünüz ancak banadýr. Ben de size yapmakta olduðunuz þeyleri haber vereceðim.”[4]

“Biz insana, anne-babasýna iyilik etmesini emrettik. Þayet onlar seni, hakkýnda hiçbir bilgin olmayan þeyi bana ortak koþman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüþünüz ancak bana olacaktýr ve ben yapmakta olduklarýnýzý size haber vereceðim.”[5]

Ýnkâr eden ebeveynin veli (dost) edinilmesi de yasaklanmýþtýr: “Ey iman edenler! Eðer küfrü imana tercih ederlerse, babalarýnýzý ve kardeþlerinizi bile dost edinmeyin. Ýçinizden kim onlarý dost edinirse, iþte onlar, zalimlerin ta kendileridir.”[6]

Ailenin kurulmasý ve aile bireylerinin birbirleriyle iliþkileri, bireylere bazý sorumluluklar yüklemektedir. Ýslâm’dan önce de bununla ilgili bir gelenek vardý. Ýslâm, Cahiliye döneminde mevcut olan uygulamalarýn bir kýsmýný kaldýrmýþ; bazýlarý ile ilgili düzenlemeler yapmýþ, bir kýsmýný ise olduðu gibi kabul etmiþtir. Müslüman olan Araplar, geçmiþte mevcut olan uygulamalar hakkýnda sorular sorarak Ýslâm’ýn düzenlemelerini öðrenebildikleri gibi bazý yeni düzenlemeler vahiyle doðrudan bildirilebiliyordu. Aile bireyleri arasýndaki iliþkiler ve haklar hususunda önemli düzenlemeler yapýlmýþ olup nikâh, boþanma ve mirasla ilgili olanlar, bunlardan bazýlarýdýr.

Çocuklar

Araplar, erkek çocuklarýný kýz çocuklarýndan üstün gören bir anlayýþa sahiplerdi. Yüce Allah, erkek ve kýz çocuðu vermenin onun iradesine baðlý olduðunu hatýrlatmaktadýr: “Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlýðý) Allah'ýndýr. O, dilediðini yaratýr. Dilediðine kýz çocuklarý, dilediðine erkek çocuklarý verir. Yahut o çocuklarý erkekler, diþiler olmak üzere çift verir, dilediði kimseyi de kýsýr yapar. Þüphesiz O, her þeyi hakkýyla bilendir, hakkýyla gücü yetendir.”[7]Kaldý ki, “Yakýnlarýnýz ve çocuklarýnýz size asla fayda vermeyecektir. Kýyamet günü Allah aranýzý ayýracaktýr. Allah, yaptýklarýnýzý hakkýyla görendir.”[8]

Erkek çocuðu, güç demekti. Bununla birlikte Kur’ân’da Araplarýn yoksulluk korkusuyla çocuk öldürdüklerinden de söz edilir: “Yoksulluk korkusuyla çocuklarýnýzý öldürmeyin. Onlarý da, sizi de biz rýzýklandýrýrýz. Onlarý öldürmek gerçekten büyük bir günahtýr.”[9] Ancak daha çok yoksulluk sebebiyle ya da kendilerine utanç kaynaðý olabileceðini düþündükleri kýzlarý öldürüyorlardý. Hem de canlý canlý topraða gömerek… “Diri diri gömülen kýz çocuðunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüðü sorulduðu zaman…”[10] Yine de bu âdetin Araplar arasýnda çok yaygýn olduðunu düþünmemek gerekir.

Arap toplumunda gerek savaþlar sebebiyle, gerekse hastalýklardan dolayý birçok yetim mevcuttu. Yetimlerin zaman zaman onlarý velayetlerine alan kiþiler tarafýndan maðdur edildikleri anlaþýlmaktadýr. Kur’ân, bununla ilgili düzenlemeler ve uyarýlar ihtiva etmektedir: “Yetimlere mallarýný verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) deðiþmeyin. Onlarýn mallarýný kendi mallarýnýza katýp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtýr. Eðer, (velisi olduðunuz) yetim kýzlar (ile evlenip onlar) hakkýnda adaletsizlik etmekten korkarsanýz, (onlarý deðil), size helâl olan (baþka) kadýnlardan ikiþer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayýn. Eðer (o kadýnlar arasýnda da) adaletli davranmayacaðýnýzdan korkarsanýz o takdirde bir tane alýn veya sahip olduðunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrýlmamanýz için daha uygundur. Kadýnlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoþluðuyla verin. Eðer kendi istekleriyle o mehrin bir kýsmýný size baðýþlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.  Allah'ýn, sizin için geçim kaynaðý yaptýðý mallarýnýzý aklý ermezlere vermeyin. O mallarla onlarý besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. Yetimleri deneyin. Evlenme çaðýna (buluða) erdiklerinde, eðer reþit olduklarýný görürseniz, mallarýný kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarýný geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarýný yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malýndan yemeðe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklýn ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karþýlýðý kadar) yesin. Mallarýný kendilerine geri verdiðiniz zaman da yanlarýnda þahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.”[11]

“Kendileri, geriye zayýf çocuklar býraktýklarý takdirde, onlar hakkýnda endiþeye kapýlanlar, (yetimler hakkýnda da) ürperip korksunlar. Allah'a karþý gelmekten sakýnsýnlar ve doðru söz söylesinler. Yetimlerin mallarýný haksýz yere yiyenler, ancak ve ancak karýnlarýný doldurasýya ateþ yemiþ olurlar ve zaten onlar çýlgýn bir ateþe (cehenneme) gireceklerdir.”[12]

Miras

Kadýnlarýn maðdur olduðu alanlardan biri, miras ya da kadýnlarýn sahip olduklarý mallarý koruyamamalarýydý. Kur’ân, bu maðduriyeti gidermeye yönelik emirler ihtiva etmektedir: “Ey iman edenler! Kadýnlara zorla mirasçý olmanýz size helal deðildir. Açýk bir hayâsýzlýk yapmýþ olmalarý dýþýnda, kendilerine verdiklerinizin bir kýsmýný onlardan geri almak için onlarý sýkýþtýrmayýn. Onlarla iyi geçinin. Eðer onlardan hoþlanmadýysanýz, olabilir ki, siz bir þeyden hoþlanmazsýnýz da Allah onda pek çok hayýr yaratmýþ olur. Eðer bir eþin yerine baþka bir eþ almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiþ olsanýz dahi ondan hiçbir þeyi geri almayýn. Ýftira ederek ve açýk günaha girerek mi verdiðinizi geri alacaksýnýz? Hem, siz eþlerinizle birleþmiþ ve onlar da sizden saðlam bir söz almýþ iken, onu nasýl (geri) alýrsýnýz?”[13]

Evlilik

Nikâh ve evlilik hukukuyla ilgili Kur’ân’da yer alan önemli düzenlemeler, Arap toplumunun evlilikle ilgili âdetleri hakkýnda bize fikir vermektedir. Örneðin Ýslâm’ýn yasaklamasýyla Cahiliye Araplarý arasýnda üvey anneyle evlilik yapýlabildiðinin öðreniyoruz: “Geçmiþte olanlar hariç, artýk babalarýnýzýn evlendiði kadýnlarla evlenmeyin. Çünkü bu bir hayâsýzlýk, öfke ve nefret gerektiren bir iþtir. Bu ne kötü bir yoldur.”[14]

Evlenilmesi haram olanlar sayýlýrken Cahiliye döneminde iki kýz kardeþin ayný zamanda bir kiþinin nikâhý altýnda bulunabildiklerini de öðreniyoruz: “Size þunlarla evlenmek haram kýlýndý: Anneleriniz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz, halalarýnýz, teyzeleriniz, erkek kardeþ kýzlarý, kýz kardeþ kýzlarý, sizi emziren sütanneleriniz, sütkýz kardeþleriniz, karýlarýnýzýn anneleri, kendileriyle zifafa girdiðiniz karýlarýnýzdan olup evlerinizde bulunan üvey kýzlarýnýz, -eðer anneleri ile zifafa girmemiþseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oðullarýnýzýn karýlarý, iki kýz kardeþi (nikâh altýnda) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapýlan bu tür evlilikler) baþka. Þüphesiz Allah çok baðýþlayýcýdýr, çok merhamet edicidir.”[15]

Ayrýca Ýslâm’dan önce Araplar, üvey evlatlarýný öz oðullarý gibi sayarlar; onlarýn boþadýklarý hanýmlarýyla evlenmezlerdi: “Onlarý (evlât edindiklerinizi) babalarýna nispet ederek çaðýrýn. Allah yanýnda en doðrusu budur. Eðer babalarýnýn kim olduðunu bilmiyorsanýz, bu takdirde onlarý din kardeþleriniz ve görüp gözettiðiniz kimseler olarak kabul edin. Yanýlarak yaptýklarýnýzda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiðinde günah vardýr. Allah baðýþlayandýr, esirgeyendir.”[16]

Hz. Peygamber (s.a.s.), Cahiliye döneminde evlat edindiði Zeyd b. Hârise’yi halasýnýn kýzý Zeynebbt. Cahþ’la evlendirmiþti. Zeyd’in Zeyneb’i boþamasýndan sonra, Allah’ýn Elçisi (s.a.s.) Zeyneb ile evlendirilmesi suretiyle bu uygulamaya son verilmiþtir: “Hani Allah'ýn nimet verdiði, senin de kendisine iyilik ettiðin kimseye,‘Eþini yanýnda tut, Allah'tan kork!’ diyordun. Allah'ýn açýða vuracaðý þeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asýl korkmana lâyýk olan Allah'týr. Zeyd, o kadýndan iliþiðini kesince biz onu sana nikâhladýk ki evlâtlýklarý, karýlarýyla iliþkilerini kestiklerinde (o kadýnlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasýn. Allah'ýn emri yerine getirilmiþtir.”[17]

Boþanma

Cahiliye’de evlilik nikâhla gerçekleþtiði gibi boþanma da vardý. Kabileler arasýnda boþanmayla ilgili farklý uygulamalar mevcuttu. Kur’ân’ýn ele aldýðý uygulamalar, daha çok Mekke ve Medine’de yaþayan Araplarýn uygulamalarý olmak üzere Hicâz bölgesine aittir. Kur’ân’da Arap toplumundaki boþama uygulamasý hakkýnda bize ýþýk tutacak birçok bilgi mevcuttur: “Ey peygamber! Kadýnlarý boþamak istediðinizde onlarý iddetlerini dikkate alarak (temizlik halinde) boþayýn ve iddeti sayýn. Rabbiniz olan Allah'a karþý gelmekten sakýnýn. Apaçýk bir hayâsýzlýk yapmalarý dýþýnda onlarý (bekleme süresince) evlerinden çýkarmayýn, kendileri de çýkmasýnlar. Bunlar Allah'ýn sýnýrlarýdýr. Kim Allah'ýn sýnýrlarýný aþarsa, þüphesiz kendine zulmetmiþ olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çýkarýr.  Boþanan kadýnlar iddetlerinin sonuna varýnca onlarý güzelce tutun yahut onlardan güzelce ayrýlýn. Ýçinizden iki âdil kimseyi þahit tutun. Þahitliði Allah için dosdoðru yapýn. Ýþte bununla Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öðüt verilmektedir. Kim Allah'a karþý gelmekten sakýnýrsa Allah ona bir çýkýþ yolu açar. Onu beklemediði yerden rýzýklandýrýr. Kim Allah'a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Þüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her þeye bir ölçü koymuþtur. Kadýnlarýnýzdan âdetten kesilmiþ olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onlarýn bekleme süresi üç aydýr. Hamile olanlarýn bekleme süresi ise, doðum yapmalarýyla sona erer. Kim Allah'a karþý gelmekten sakýnýrsa, Allah ona iþinde bir kolaylýk verir. Ýþte bu, Allah'ýn size indirdiði emridir. Kim Allah'a karþý gelmekten sakýnýrsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükâfatýný büyütür. Onlarý (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduðunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onlarý sýkýntýya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkýþmayýn. Eðer hamile iseler, doðum yapýncaya kadar nafakalarýný verin. Sizin için (çocuðu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranýzda uygun bir þekilde anlaþýn. Eðer anlaþamazsanýz, çocuðu baba hesabýna baþka bir kadýn emzirecektir. ”[18]

Cahiliyedeki boþama þekillerinden biri zýhârdýr. Erkeðin eþinin sýrtýný kendisine haram olan annesinin sýrtýna benzetmesi suretiyle gerçekleþirdi. Medine döneminde bir sahabînin zihâr uygulamasý sebebiyle bununla ilgili bir düzenleme yapýlmýþtýr: “Allah, kocasý hakkýnda seninle tartýþan ve Allah'a þikâyette bulunan kadýnýn sözünü iþitmiþtir. Allah, sizin sürdürdüðünüz konuþmayý (zaten) iþitmekteydi. Þüphesiz Allah hakkýyla iþitendir, hakkýyla bilendir.  Ýçinizden kadýnlarýna zýhâr yapanlar bilsinler ki, o kadýnlar onlarýn anneleri deðildir. Onlarýn anneleri ancak, kendilerini doðuran kadýnlardýr. Þüphesiz onlar (zýhâr yaparlarken) hoþ karþýlanmayan ve yalan bir söz söylüyorlar. Þüphesiz Allah çok affedicidir, çok baðýþlayýcýdýr.  Kadýnlarýndan zýhâr yaparak ayrýlýp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eþleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. Ýþte bu hüküm ile size öðüt veriliyor. Allah yaptýklarýnýzdan hakkýyla haberdardýr. Kim (köle azat etme imkâný) bulamazsa, eþine dokunmadan önce ardarda iki ay oruç tutmalýdýr. Kimin de buna gücü yetmezse altmýþ fakiri doyurmalýdýr. Bunlar Allah'a ve Resûlü’ne hakkýyla iman edesiniz diyedir. Ýþte bunlar Allah'ýn sýnýrlarýdýr. Kâfirler için elem dolu bir azap vardýr.”[19]

Böylece Yüce Allah, Cahiliyede mevcut olan bazý olumlu uygulamalarý muhafaza ederek,olumsuz uygulamalarý ise düzelterek ya da kaldýrarak Müslümanlarýn, yeni teþekkül eden ümmetin bireyleri olarak rýzasýna uygun bir hayat yaþamalarýna imkân verecek yolu göstermiþtir.

Dipnot


(1)- Nisâ 4/36.
(2)- Ýsrâ 17/23-24.
(3)- Enʻâm 6/151.
(4)- Lokman 31/14-15.
(5)- Ankebût 29/8.
(6)- Tevbe 9/23.
(7)- Þurâ 42/49-50.
(8)- Mümtehine 60/3.
(9)- Ýsrâ 17/31.
(10)- Tekvîr 81/8-9.
(11)- Nisâ 4/2-6.
(12)- Nisâ 4/9-10.
(13)- Nisâ 4/19-21.
(14)- Nisâ 4/22.
(15)- Nisâ 4/23.
(16)- Ahzâb 33/5.
(17)- Ahzâb 33/37.
(18)- Talâk65/1-6.
(19)- Mücâdele 58/1.

Yazar:Prof.Dr. Adnan Demircan

 

Bu yazý 2690 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  ÝHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLÝLÝKTE AÝLE ÝÇÝ SAÐLIKLI ÝLETÝÞÝM

n

19/04/2017 - 03:19 NESÝL EMNÝYETÝ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLÝLÝKTE GEÇÝMSÝZLÝÐÝN NEDENLERÝ

n

18/10/2016 - 02:12 EÞLER ARASINDAKÝ GÜZEL GEÇÝMÝN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDÝLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AÝLENÝN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AÞINDIRILAN DEÐERLERÝMÝZ: ÂÝLE MÜESSESESÝ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLÝLÝK ÖNCESÝ VE NÝÞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLÝLÝK AKDÝ: NÝKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AÝlEDE Merhamet ve Merhametsizliðin Yansýmalarý

n

04/01/2016 - 11:53 EVLÝLÝK ANLAYIÞI VE EVLÝLÝÐÝN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeþ kýskançlýðý

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eðitiminde Anne ve Baba Nasýl Davranmalý

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’ÝN (s.a.s.) GÖNDERÝLDÝÐÝ TOPLUMDA AÝLE

n

16/12/2014 - 02:10 AÝLEDE ÇOCUÐA DÝN EÐÝTÝMÝ VERÝLMESÝ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUÐA YAKLAÞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 ÝSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETÝÞTÝRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENÝ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmýþ  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVÝZYON, BÝLGÝSAYAR VE ÝNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocuklarýn Din Eðitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ÞÝFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eðitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuðunu televizyon eðler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsýlmakta olan bir sýðýnak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 Ýslâm’da Anne hakký

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ý Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i þeriflerden kültürümüze yansýyan komþuluk öðretileri

n

13/07/2011 - 11:10 Ýletiþimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmýþlýk Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Þahsiyet/kiþilik inþasý ve deðerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile Ýçindeki Örnek Davranýþý  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle Ýlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlýlýk ve Sorumluluk Anlayýþýnýn Ýslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan deðerlerimizden SILA-ÝRAHÝM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatý Bir Ýbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküþte Kötü Ahlâkýn Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliðe verdiði önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düðün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile Ýliþkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliði

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluðu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile Ýçi Ýletiþimde Altýn Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliði
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Rabbiniz dedi ki: "Bana duâ edin, size icabet edeyim. Doðrusu Bana ibadet etmekten müstekbir olanlar, cehenneme boyun bükmüþ kimseler olarak gireceklerdir.

( Mü’min sûresi - 60)

Bir Hadis

Ebû Berze Nadle Ýbni Ubeyd el-Eslemî (ra)'dan rivayet edildiðine göre,

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:
“Hiçbir kul, kýyamet gününde, ömrünü nerede tükettiðinden, ilmiyle ne gibi iþler yaptýðýndan, malýný nereden kazanýp nerede harcadýðýndan, vücudunu nerede yýprattýðýndan sorulmadýkça bulunduðu yerden kýpýrdayamaz.”


Tirmizî, Kýyamet 1

Bir Dua

“Allah’ým, cimrilikten sana sýðýnýrým, korkaklýktan sana sýðýnýrým, ömrün en rezil
zamanýna kalmaktan sana sýðýnýrým.”

(Buhârî, Deavât, 37)

Hikmetli Söz

Dilini tut ve bil ki, dil yarasý býçak yarasýndan daha vahimdir.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com