Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6230
Toplam 17255663
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161600
Bugün Üye Olan 250
Online Ziyaretci
 
 

Aile Sorumluluğu

Sahabi, Numan b. Beşir’in naklettiğine göre, Hz.Ebubekir birgün Hz. Peygamber (s.a.s.)’in yanına girmek için izin istedi.
04/05/2009

Bu arada (kızı) Hz. Âişe’nin yükselen sesini işitti. İçeri girince, tedip etme niyetiyle onu yakaladı ve “bir daha Rasûlüllah’a karşı sesini yükselttiğini görmeyeyim" dedi. Allah Rasûlü onun vurmasına engel oldu. Hz. Ebubekir öfkeli bir şekilde oradan ayrıldı. O dışarı çıkarken Hz. Peygamber eşine hitaben, “Adamın elinden seni nasıl kurtardığımı gördün mü."diye takıldı.Hz. Ebubekir günler sonra tekrar Rasulüllah’ın yanına girmek için izin istedi. İçeri girdiğinde onları barışmış halde buldu ve “Beni kavganıza dahil ettiğiniz gibi, barışınıza da dahil edin" dedi. Onlarda “tamam öyle olsun" dediler." (Ebu Davud,Edeb, 84)

    Sevgili Peygamberimizin aile hayatından bir kesiti yansıtan bu haber, onun eşlerine nasıl davrandığı konusunda bir fikir verirken, aynı zamanda ağırbaşlı ve yumuşak karakterine de işaret etmektedir. Burada, muhtemelen, her aile içinde görülebilecek türden bir tartışma veya Hz. Âişe’nin bir itirazı yada şikayeti söz konusudur. Allah elçisi, genç yaştaki eşinin sitemlerini olgunlukla karşıladığı gibi buna muttali olan babası Hz. Ebubekir’in, ona karşı sert davranışına da engel olmuş ve ardından da şaka yaparak aradaki soğukluğu gidermek istemiştir.Hz. Ebubekir’in, o esnada kızına karşı takındığı sert tavır, hiç şüphesiz, onun Hz. Peygamber’e duyduğu derin sevgi ve saygısının bir sonucudur ve Hz.Âişe’nin, Allah Rasûlünü üzmüş olabileceği endişesine dayanmaktadır.

    Bilindiği gibi Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınlarına karşı oldukça sert davranan bir toplum içinde yetişmiştir. Cahiliye dönemi bir tarafa, İslâmî dönemde bile bu sertliğin bazı örneklerine rastlamak mümkündür. Hz. Ebubekir ve Hz.Ömer’in, Allah Rasûlü’nün eşleri olan kızlarına karşı, onu üzdükleri düşüncesiyle zaman zaman takındıkları sert tutum (Müslim, Talak, 4)bunun basitbir tezahürü sayılabilir. Peygamber Efendimiz, bu konuda da müstesna bir tavra sahiptir. Başta hadise serleri olmak üzere İslâmî kaynaklar, hayatıyla ilgili bütün bilgileri en ince detayına kadar verdikleri halde, Hz. Peygamber’in eşlerine karşı şiddet uygulamak bir yana en küçük bir hakaret ve yakırıcı bir sözünden bahsetmemişlerdir. Bu da ancak, Allah tarafından seçilip, “yüce ahlâk sahibi olduğu" bildirilen (Kalem, 4)Bir Peygamberin her konuda olduğu gibi, bu konuda da insanlara örnek olmasıyla açıklanabilecek bir husustur.

    Rivayetin yer aldığı kaynakta bu habere, Hz.Peygamber’in şakaları bölümünde yer verilmiştir.Ancak olayın aile hayatına bakan yönü oldukça önemlidir. Dikkat edileceği üzere Hz. Peygamber,aile içi bir meselede eşi Hz. Aişe’ye, babasının müdahalesini bile uygun bulmamış ve onun kızına karşı sert davranışına engel olmuştur. Çünkü aile, kişilerin hür iradeleriyle kurulmuş meşru bir beraberliktir ve aile içinde ortaya çıkan problemlerin çözümü ilk önce eşlere düşen bir görevdir.   

    Başkalarından yardım talep etmedikleri ve acil müdahaleyi de gerektiren bir durum olmadığı sürece, aile içi problemlere dışarıdan karışmak doğru değildir. Ülkemizde görülen ailevî huzursuzlukların önemli bir kısmında, eşlerin anne-babalarının, evli çocuklarına müdahale ve yönlendirme arzuları rol oynamaktadır. Örneğin bir annenin evli kızına veya oğluna, “şöyle şöyle yaparsan sana hakkımı/sütümü helal etmem" gibi manevî baskı uygulaması çok görülen bir olgudur.Bu baskı, her zaman, evlâdın bir harama /günaha düşmesi veya yanlış bir yola gitmesinden dolayı değil, bazen de, onların meşru talepleriyle ilgilidir.Örneğin, “eşini, anne-babasına göndermeyeceksin" veya “dışarı çıkartmayacaksın" gibi, evli bir erkeğe yapılan ebeveyn telkini gayrı meşrudur. Böyle bir talepte bulunan ebeveyn günahkâr olduğu gibi bunu yerine getiren evlat ta günahkar olur. Böyle meşru isteklere karşı çıkıp, oğullarını, kızlarını, gelinlerini huzursuz eden anne-babaların, onlara haklarını helâl etmemelerinin de bir önemi yoktur.Çünkü ana-babasının isteği de olsa, hiç kimsenin yanlışa ve günaha boyun eğmesi doğru değildir.(Lokman, 15)Dinimize göre ergenlik çağına gelen herkes kendi yaptığından sorumlu olduğu için,böyle bir durumla karşılaşan kişi, vebali ana babasına yüklemekle sorumluluktan kurtulamaz.

    Bazı anne babalar, çocuklarının büyüdüklerini kabul etmemekte ve onları her zaman kendilerine bağımlı görmek istemektedirler. Bağımlılık, ebeveyne her zaman gösterilmesi gereken sevgi, saygı, bağlılık ve hizmetten farklıdır. Bağımlı olmak, insanın kişilik gelişimine engel olur. Onun hür iradesiyle ve sorumluluğunu üstlenerek yapmak istediklerine ket vurur. Hayatta, kendi ayakları üzerinde durarak başarıya ulaşmasını zorlaştırır. Aile hayatında, eşi ve çocuklarıyla ilişkisinde, genellikle ebeveynin telkin ve baskıları belirleyici olur. Geleneksel aile yapımızda, geçmişten tevarüs ede geldiğimiz çok güzel âdetlerimizin yanı sıra, dine, akla ve vicdana uymayan adetlerimiz de bulunduğu için bu telkin ve manevi baskı bazen olumsuz sonuçlara yol açar.

     İslâm dini birey, aile ve toplum hayatında meşru olanla olmayanın sınırlarını net olarak belirlemiştir.Bu noktadan itibaren her müminin diğerine, “iyiliği tavsiye ve kötülükten sakındırma" (emr-i bi’l-ma’ruf,nehy-i ani’l-münker)ilkesi gereğince yardımcı olması esastır. Ebeveynlerin yetişkin evlâtlarına yapacakları manevi katkı da bu çerçevede olmalıdır. Anne-baba yakınlığının bu konuda başkalarına göre bir öncelik hakkı doğurduğu şüphesizdir. Ancak, “iyiliği tavsiye ve kötülükten sakındırma" görevinde en belirleyici unsur, iman, amel ve bilgi üçlüsü olduğu için, bu süreç her zaman ebeveynden evlatlara doğru değil, bazen evlâtlardan ebeveynlere doğruda işleyebilir. Örneğin, eğitimsiz ve dinî yönden bilgisiz birçok anne-babanın, doğru olanla olmayan konusunda, sahip oldukları hayat tecrübesi dışında, çocuklarına verebilecekleri fazla bir şey yoktur.Dolayısıyla onların da, eğitimli ve bilgili evlâtlarından yararlanmaları, “emr-i bi’l-ma’ruf…" ilkesinin bir gereğidir. Bu idrak içinde olmayan ebeveynlerin, evlâtları tarafından incitilmeden uyarılmaları, sonuç alınamadığı takdirde, saygıda ve hizmette kusur etmeden, onlardan gelebilecek yanlış telkin ve yönlendirmelerden uzak durulması gerekir. Bu olgunluk içinde davranabilen evlatlar, onların rızasınıda kazanmış olarak, hem kendi aile düzenlerine zarar verebilecek makul olmayan bazı telkinlerinden korunmuş, hem de hayatın zorlukları karşısında onların sahip oldukları tecrübelerden yararlanmış olurlar.

 

Bu yazı 5704 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  İHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLİLİKTE AİLE İÇİ SAĞLIKLI İLETİŞİM

n

19/04/2017 - 03:19 NESİL EMNİYETİ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLİLİKTE GEÇİMSİZLİĞİN NEDENLERİ

n

18/10/2016 - 02:12 EŞLER ARASINDAKİ GÜZEL GEÇİMİN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDİLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AİLENİN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boş Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AŞINDIRILAN DEĞERLERİMİZ: ÂİLE MÜESSESESİ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLİLİK ÖNCESİ VE NİŞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLİLİK AKDİ: NİKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AİlEDE Merhamet ve Merhametsizliğin Yansımaları

n

04/01/2016 - 11:53 EVLİLİK ANLAYIŞI VE EVLİLİĞİN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeş kıskançlığı

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eğitiminde Anne ve Baba Nasıl Davranmalı

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’İN (s.a.s.) GÖNDERİLDİĞİ TOPLUMDA AİLE

n

16/12/2014 - 02:10 AİLEDE ÇOCUĞA DİN EĞİTİMİ VERİLMESİ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUĞA YAKLAŞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 İSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETİŞTİRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENİ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmış  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVİZYON, BİLGİSAYAR VE İNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocukların Din Eğitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ŞİFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eğitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuğunu televizyon eğler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsılmakta olan bir sığınak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 İslâm’da Anne hakkı

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ı Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i şeriflerden kültürümüze yansıyan komşuluk öğretileri

n

13/07/2011 - 11:10 İletişimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmışlık Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Şahsiyet/kişilik inşası ve değerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile İçindeki Örnek Davranışı  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle İlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlılık ve Sorumluluk Anlayışının İslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan değerlerimizden SILA-İRAHİM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatı Bir İbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküşte Kötü Ahlâkın Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliğe verdiği önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düğün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile İlişkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliği

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluğu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile İçi İletişimde Altın Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliği
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır.

( Nisa Suresi - 139)

Bir Hadis

İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:

Hz. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın."


Buhârî, Nikâh 111, Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 140, 181; Müslim Hacc 424

Bir Dua

“Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle.”


(Hâkim, Deavât, No: 1868)

Hikmetli Söz

Tevazu ilmin meyvesidir. Tevazu şeref süsüdür. Tevazuun meyvesi yükselmektir. Kanaatin meyvesi azizliktir.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com