Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6470
Toplam 17255903
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161624
Bugün Üye Olan 274
Online Ziyaretci
 
 

Anne baba neyler, çocuğunu televizyon eğler

Televizyonun ne olduğuna karar vermemiz lazım; eğlence ve eğitim aracı mı, çocuk bakıcısı mı? Televizyon çocuk bakıcısı değildir. Çocuğun en çok kucaklanmaya, okşanmaya, konuşmaya kısaca sevildiğini hissetmeye ihtiyacı olan zaman, okul öncesi zamandır.
05/10/2012

Hemen hemen hepimizin evinde televizyon kendine bir yer buldu, hatta birçoğumuzun evinde birden çok yeri var. Oturma odasında bulunması yetmez, babaların maç, tartışma vb. programları izlemesi için salonlarda, annelerin yemek yaparken dizi, kılık kıyafet, yemek programları izleyebilmesi için de mutfaklarda televizyon neredeyse olmazsa olmazların arasına girdi.

Peki, televizyonun varlığından hatta enflasyonundan çocuklar nasıl etkilenmektedir? İşte bu soruya vereceğimiz cevap televizyonu kullanma becerimize göre değişiklik gösterebilir. Televizyon zararsız hatta eğlenceli ve öğreticidir diyebilmemiz için anne ve baba olarak bilmemiz ve yapmamız gereken ya da yapmamamız gereken birtakım tutum ve davranışlar vardır. Bunların bir kısmını “kelin ilacı” varsayarak yani kendi tecrübelerimden de yararlanarak aktarmak gerekirse:

Her şeyden önce televizyonun ne olduğuna karar vermemiz lazım; eğlence ve eğitim aracı mı, çocuk bakıcısı mı? Televizyon çocuk bakıcısı değildir. Çocuğun en çok kucaklanmaya, okşanmaya, konuşmaya kısaca sevildiğini hissetmeye ihtiyacı olan zaman, okul öncesi zamandır. Tabii ki en çok bakıma ve birebir ilgilenmeye muhtaç olduğu zaman da...Bu ihtiyacı normal şartlarda anne-baba veya çocuğa bakan kişi giderir. Biz çocuğa ayırmamız gereken zamanlardan gazete-kitap okumak, ev işleri yapmak ya da dinlenmek için kendimize özel zaman ayırmaya çalışabiliriz. Bunu yapmak için de en uygun ve masum (!) yol çocuğu televizyon karşısına oturtmak gibi gözüküyor. Oysa cansız, çocuğun bakışına, gülüşüne, tepkisine karşı tepki vermeyen bir nesnenin karşısında oturması, hele hele uzun süre oturması çocukta bireyselleşme ve sosyalleşme sorunları başta olmak üzere birçok fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Unutmamalıyız ki televizyon çocuk bakıcısı değildir, anne baba ve çocuğa bakan kişi için çocuğa ayrılacak zaman onun geleceği için yatırımdır.

Televizyonu çocuklara tümüyle yasaklamak mümkün değildir. Zaten bunu yapmaya gerek de yoktur, zira sakıncalarının yanında faydaları da vardır. Ancak televizyon başında sınırsız saat geçirmek doğru değildir. Çocuğun biraz da yaşını ve okul sorumluluklarını göz önüne alarak günlük hatta duruma göre haftalık televizyon saati ayarlanabilir. Mesela; 5-10 yaş aralığında çocuk günde 1-1,5 saat arası, sizin de içeriğini bilip onayladığınız, çocuk programlarını izleyebilir. Sınavların yoğun olduğu daha sonraki yaşlarda ise televizyon izleme saatlerinin haftalık olması daha isabetli olacaktır. Hafta içinde kendisinin belirlediği, sizin de içeriğini bilip onayladığınız 2-3 diziyi veya programı izleyebilir.

İçeriğini bilmediğimiz yiyecekleri çocuğumuza nasıl yedirmiyor, içirmiyorsak içeriğini bilmediğimiz programları da onlara izletmemeliyiz. Çizgi film bile olsa. Çocukların seyrettiği birçok çizgi film yabancı kaynaklıdır ve içeriği çocuğun kültürel yapılanmasına uygun değildir. Ayrıca, bazı çizgi filmler yoğun şiddet içeriklidir ve çocuğun psikolojisine zarar verebilir. Bu nedenle, tıpkı çocuğun okuyacağı kitapları, seçeceği arkadaşları süzgeçten geçirdiğimiz gibi izleyeceği programları, filmleri de süzgeçten geçirmeli, zararlı içeriklileri elemeli, seçici davranmalıyız.

Mümkün olduğunca televizyonu çocuğumuzla birlikte izlemeliyiz. Özellikle de çocuğumuz 3-10 yaş arasında ise. Bu, çok yönden faydalıdır. Öncelikle çocuğumuzla ortak zaman geçirmiş, pasif de olsa birlikte faaliyet yapmış oluruz. Sonra izlediklerimizi birlikte yorumlar, gerekli açıklamalar yaparız. Çocuklar, özellikle de okul öncesi yaşta olanlar gördüklerini somut olarak algılarlar, soyut düşünceleri gelişmemiştir. Somut olarak gördüklerini de taklit ederler, taklitçidirler. İzlediği çizgi filme özenip uçacağını zanneden ve koltuktan atlayan, pencereden atlamaya kalkışan çocukları çevremizden duyarız. Bu, çocuğun gerçekle-gerçek dışını ayırt edememesindendir. Birlikte izlerken gerçek dışı sahnelerde çocuklara bunun gerçek hayatta olamayacağını anlatmalıyız. Bütün bunlarla birlikte içeriğini bildiğimiz ve onayladığımız bir programı izlerken de program akışında ve tanıtım jeneriklerinde korku, şiddet görüntüleri olabilir. Böyle bir sahneyle karşılaştığımızda hemen kanal değiştirmek yerine, izlediği sahneden etkilenmemesini ya da en az şekilde etkilenmesini sağlamak için çocuğumuzla o sahne hakkında konuşabiliriz. Filmdeki kanın ketçap ya da boya olduğunu, bıçağın plastik olduğunu ve gerçekte insana batmadığını anlatabiliriz. Ya da gördüğü korkunç ve ürkütücü sahnelerin sadece film stüdyosu olduğunu, o görüntü anında etrafta kameraman, ses ve görüntü ayarlayıcı, yönetmen gibi pek çok kişinin bulunduğunu yani bunların kurgu olduğunu anlatabiliriz. Bunu yapmadığımızda çocuğumuz kaygı, gerilim ve korku yaşar. Hele hele yanında olmadığımız zamanlarda böyle sahneler izlerse psikolojisi üzerinde kalıcı hasarlar oluşabilir.

Şiddet içerikli programlardan çocuklarımızı korumamız gerektiğini özellikle ifade etmek gerekiyor. Çocuklar bu tür programları ne kadar çok izlerlerse o kadar çok içselleştirip, şiddeti hayatın normal bir parçası olarak görebileceklerdir. Bunun sonucu olarak da bağırıp çağırmaya, zor kullanmaya ve kavgaya yönelmeleri ya da hayatı vahşi ve korkunç bir yer olarak görüp, korkak ve sinik bir hâle gelm e l e r i i h t i m a l i artacaktır. “ U y k u m g e l m i y o r , biraz bakıp kapatacağım.” bahaneleriyle çocuğunuzun geç saatlerde televizyon izlemesine izin vermeyiniz. Atalarımız boşuna “uyusun da büyüsün” dememişler, çocukların uykuya ihtiyacı çoktur. Büyüme hormonunun en çok salgılandığı saatler de 22.00 ile 02.00 arasıdır. Bu saatleri televizyon izleyerek heba etmelerine izin vermememiz gerekir. Üstelik geç saatlerde daha çok şiddet ve cinsel içerikli uygunsuz programların olma ihtimali yüksektir.

Çocuğumuzun odasına asla televizyon koymamalıyız. Ya da bilgisayarı varsa televizyon kartı konulmamalıdır. Bu durumda çocuğunuzu televizyon bağımlısı yapmaya davetiye çıkarmış olursunuz. Unutmayalım ki televizyon da bilgisayar gibi bağımlılık yapar. Hele hele çocuklarınız 10-15 yaşları arasındaysa, siz yeterince ilgili değilseniz, farklı hobileri de yoksa dizi bağımlısı olması hiç de ihtimal dışı değildir. Bu yaştaki çocuklar için rol model de önemlidir. Bağlandığı dizinin başkarakterini kendine rol model alırsa ve model de topluma ve gerçek hayata uygun değilse (çoğu kez de öyledir), çocuklar bir çıkmaza girmiş olacaktır.

Televizyon günümüzün en etkili kitle iletişim aracıdır. Bu araç geleceğimizin kitlesini, çocuklarımızı heder etme veya kocaman ve heyecan verici bir dünyaya açma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyeli kullanma da anne babaların becerisine bağlıdır.

 

Bu yazı 3174 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  İHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLİLİKTE AİLE İÇİ SAĞLIKLI İLETİŞİM

n

19/04/2017 - 03:19 NESİL EMNİYETİ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLİLİKTE GEÇİMSİZLİĞİN NEDENLERİ

n

18/10/2016 - 02:12 EŞLER ARASINDAKİ GÜZEL GEÇİMİN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDİLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AİLENİN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boş Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AŞINDIRILAN DEĞERLERİMİZ: ÂİLE MÜESSESESİ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLİLİK ÖNCESİ VE NİŞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLİLİK AKDİ: NİKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AİlEDE Merhamet ve Merhametsizliğin Yansımaları

n

04/01/2016 - 11:53 EVLİLİK ANLAYIŞI VE EVLİLİĞİN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeş kıskançlığı

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eğitiminde Anne ve Baba Nasıl Davranmalı

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’İN (s.a.s.) GÖNDERİLDİĞİ TOPLUMDA AİLE

n

16/12/2014 - 02:10 AİLEDE ÇOCUĞA DİN EĞİTİMİ VERİLMESİ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUĞA YAKLAŞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 İSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETİŞTİRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENİ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmış  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVİZYON, BİLGİSAYAR VE İNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocukların Din Eğitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ŞİFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eğitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuğunu televizyon eğler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsılmakta olan bir sığınak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 İslâm’da Anne hakkı

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ı Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i şeriflerden kültürümüze yansıyan komşuluk öğretileri

n

13/07/2011 - 11:10 İletişimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmışlık Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Şahsiyet/kişilik inşası ve değerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile İçindeki Örnek Davranışı  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle İlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlılık ve Sorumluluk Anlayışının İslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan değerlerimizden SILA-İRAHİM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatı Bir İbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküşte Kötü Ahlâkın Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliğe verdiği önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düğün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile İlişkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliği

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluğu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile İçi İletişimde Altın Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliği
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi hatırlayın ve ahdime bağlı kalın, ki ben de ahdinize bağlı kalayım. Ve yalnızca benden korkun.

( Bakara sûresi - 40)

Bir Hadis

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh,

Hz.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin.
Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin.
Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse,
kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”


(Müslim, Îmân 78)

Bir Dua

"Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de"

Mü'minlerin duası (Mü'minun Suresi 109)

Hikmetli Söz

Seven o kimsedir ki, sevgilisinden ne kadar düşmanlık görse yine dostluğunu artırır. Sevgilisinden başına binlerce sitem taşı gelse, onlardan ancak aşk binasını sağlamlaştırır.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com