Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6204
Toplam 17255637
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161598
Bugün Üye Olan 248
Online Ziyaretci
 

 
Müsait zamanlar Müslümanlığı
05/09/2011 - 14:37
 
Ramazan Kayan
Sorumluluklarımız hatırlatıldığında, bir görev yüklenmemiz teklif edildiğinde, genelde ilk tepkimiz, savunma refleksimiz şu ifade ile kendini gösterir:

"Ortam müsait değil…"

Müsait olamayış sadece ortamla da sınırlı değil… Toplum, sistem, çevre, konsept, konjonktür, zaman, zemin, özel durumlar namüsaitliğin nedenleri… Yani sorumluluktan sıyrılmanın yollarını çoğaltabiliriz… Nice meşgaleler, bitmez mesailer müsait olamayışımızın hazır gerekçeleri…

Bu algının geldiği nokta ise; müsait zamanlar Müslümanlığı… Tüm zamanların Müslümanlığından, ortamın müsaitliğine bağlı bir Müslümanlık… Boş vakitler uğraşısı…

Sormak gerekmiyor mu? Kulluk bir hobi mi, alışkanlık mı, adet mi ki müsait zamanlara sarkıtalım?

Evet, bu bir fantezi mi? Faraziye mi? Fuzuli bir uğraş mı? Yoksa bir fariza mı?

Esas olan; kulluk da kararlılık, dava da süreklilik, mücadele de tutarlılık değil mi?

Kul olmanın külfetine katlanmadıktan sonra, bu nice bir kulluktur demezler mi?

Bu yükü yüklenmeye, sorumluluk almaya yürek el vermiyorsa elbette o zaman ortam müsait olmayacaktır…

Canımız istemiyorsa, kendimizi rahatlatacak yorumlar bulmakta zorlanmayız… Kafamız basmıyorsa teviller kırılagider, her şeye bir şekilde yol bulabiliriz…

Dava inancı, mücadele bilinci, mukavemet gücü çökmüşse gerisi lafü güzaftır…

Aslında ağırdan alışlarımız, gönülsüz davranışlarımız, iğreti bakışlarımız, teğet geçişlerimiz ruh halimizi ele veriyor… Nerede durduğumuzu gösteriyor…

Sürekli geçiştiriyorsak, gecikiyorsak, gevşiyorsak, geveliyorsak, görmemezlikten geliyorsak, sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmiyorsak tüm bunlar ciddi bir gafletin göstergesi değil midir?

Anlaşılan o ki, bu anlayış ve bu alışkanlıkla ortam hiç müsait olmayacak… Risk almadan, bedel ödemeden, konforu bozmadan ne müsait olunur, ne de mesafe alınır…

Dünya hayatını mutlaklaştıranların hiçbir zaman müsaitleşebileceklerini düşünmüyorum…

Aidiyet bilinci, mensubiyet ruhu gittikçe müsaitlikte kalmadı…

Hiç sorduk mu kendimize?

Neden yorgunuz? Yoğunuz? Yılgınız? Yeniğiz? Yitiğiz? Yetersiziz? Ye’steyiz? Yalnızız?

Yoksa yok muyuz?

Yanlış nerede, yanılgı neden?

Anlamsız korkular, yersiz kaygılar, gereksiz kuşkular kolumuzu, kanadımızı kırıyor… Yokluk yıllarımızda, zorluk günlerimizde ne kadarda müsait idik… Gözümüzü daldan budaktan sakınmazdık… Şimdi ne oldu da armudun sapı, üzümün çöpü deyip, duruyoruz…

Dün en olumsuz şartla rda bile her şeye hazır olanlar, bugün imkânlar içinde yüzerken, müsait değiller…

Çünkü; akıllandılar, hayatın hazzına erdiler… Nemalandılar… Metalandılar…

Fırsatlar arttıkça, nimetler çoğaldıkça bir hantallık, bir tembellik illetidir başını aldı gidiyor…

Öyle bir hal ki, haftalık bir sohbet bile zaid geliyor… İş yoğunluğundan kitap okuma lüksü yok… Aylık bir aidat bile yük oluyor… Okumak, uyarmak, uğraşmak, uygulamak yok… Uygun adam; evden işe, işten eve…

Ne diyelim? Beyefendiler müsait değiller!... Kendilerine ulaşmak mümkün değil!...

Bunu nasıl izah etmeli? Eğitim zayiatı mı? Fire mi? Yoksa her şey normal, yolunda mı?

“Dünün mücahitleri, bugünün müteahhitleri her şeye müsait oldular…” tekerlemesi acı bir gerçeğin ifadesidir, diyebiliriz…

Her şeye müsait olanların, dava diye bir dertlerinin olamayacağı ve hiçbir zaman müsait hale gelemeyecekleri kesin…

Teşhisiniz nedir bilemiyorum?

Dünyevileşmek mi? Bireyselleşmek mi? Yozlaşmak mı? Savrulmak mı?

Arzular, alışkanlıklar, aşırılıklar, tutkular, bağımlılıklar insanımızı tanınmaz hale getirmedi mi?

Eksen kayması, çizgi sapması, yön yitimi ne zaman başladı? Mükellefiyetler mürur-u zamana uğradığından beridir…

Kendilerini İslam’a müsaitleştirmeyen, muafiyet ve mazeret arayışında olanlar kendilerine yazık ettiler…

Dürüst olmak lazım…

“Bu sıcakta sefere çıkılmaz.” diyenlerden farkımız nedir?

Kendini iptal edene ortam ne yapsın? Zaman ne desin?

Kendini inkar edene yapılacak bir şey yok…

Önemli olan kendimizi ikna edebilmek… Kendimize müdahale edebilmek…

Biz biz olduktan sonra her şeyin lehimize olduğunu göreceğiz…

Diyebilirim ki; Müslümanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir dönemde bu kadar geniş imkânlara sahip olmadılar…

İnsan gücü, bilgi gücü, beyin gücü, tecrübe birikimi, kurumsal altyapı, yetkin kadro, ekonomik imkân, özgürlükler bağlamında ciddi bir potansiyel mevcut…

Bu potansiyeli harekete geçirecek bir örgütlenme ve sahiplenme aşamasındayız…

Tüm bahanelerimiz elimizden alınmış durumda…

Artık bundan böyle erteleyemeyiz… Çünkü erteleyenler; eridiler, elendiler, eleme düçar oldular…

Bugün müsait olamayanlar, yarın neye müstahak olacaklarını iyi düşünsünler…

Yarınlarından emin olmak isteyenlerin, ellerini tez tutmaları ve sorumluluklarına davranmaları gerekiyor…

Çağrımız müsait olanlara…

Artık, yavaş yavaş acele etmeliyiz…

Yoksa, cennete geç kalmış olacağız…


Bu Makale 5267 defa okunmuştur

 

Yazdır

YAZARIN DİĞER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 İnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleştirilmiş anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çıplaklık

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazın Altında: “AİLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 İnsan, en muhteşem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Değişim İradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaşmaktır

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak İçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mı, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanımıza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sınavı

©

29/05/2017 - 12:26 İnsanoğlu Zayıftır

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliğe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajı

©

03/01/2017 - 14:25 Nasıl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 İSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Şahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAŞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUŞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEĞER AŞINMASININ ACI AKIBETİ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAŞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramız bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açın Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENİDEN KARDEŞLİK

©

09/04/2014 - 14:14 İyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlığın Modernizmle Sınavı

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayı Kuşanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeşlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceği İnşa Sorumluluğu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadın

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fıkıhsız Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 İhtilaf Ahlakı

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aşan zıddına döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sıcak Sınav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ın İhsanı, İnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlığın modernizmle sınavı

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazı

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BİR GENÇLİK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzın ıslahı için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeşlik Buluşması; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlığı

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ı Rasul’ün Vedası…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen İnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklı Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluş

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düşmemek

©

18/02/2010 - 12:20 İnsan ve İnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 İlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eğitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKİYE GÜNLERİ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman şahıs mıyız? Müslüman şahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiği Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkıyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal İnşa Sorumluluğumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DİRİ AY! DİRİLT BİZİ!
 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın.

Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir.

Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır."

( Nahl sûresi - 92)

Bir Hadis

Câbir İbni Abdullah (r.a)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Herhangi birinizin lokması yere düştüğü zaman, onu alıp bulaşan şeyi temizledikten sonra yesin. Lokmasını şeytana bırakmasın. Parmaklarını yalamadıkça da elini beze silmesin. Zira yemeğinin neresinde bereket bulunduğunu bilemez.



Müslim, Eşribe 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 49; Tirmizî, Et`ime 11

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim “Rabbimiz! Bize katından rahmet gönder ve bize içinde bulunduğumuz durumdan bir çıkış yolu göster!”


(Kehf Suresi-10)

Hikmetli Söz

Öğünmeyiniz!
Hem topraktan yaratılmış hem de toprağa dönünce kendisini kurtların yiyeceği insanın övünmesi neye yarar!

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com