Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6219
Toplam 17255652
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161599
Bugün Üye Olan 249
Online Ziyaretci
 

 
Heva ile Heba Olmamak İçin
19/02/2018 - 12:35
 
Ramazan Kayan
Hevanın egemenliğinde ölçü, kural, kriter, değer yoktur; sadece çıkar, haz, israf ve isyan vardır…

İnsanın hüsranı, toplumun helakı, hakimiyet hevanın eline geçince başlar… İnsanın bozulmasına yol açan bütün olumsuz içsel etkenlere ise heva diyoruz… İstek, tutku, nefsin arzu ve hevesi, şehvete yönelik şiddetli eğilimi bu kapsamda görebiliriz…

Vahyi ölçü almayan, Allah’ı razı etmeyi amaç edinmeyen her türlü tutum ve davranış hevanın habercisidir…

Benliğini vahye tabi kılmayan, arzularının güdümüne kendini kaptıran herkes hevanın hedefindedir…

Hevanın egemenliğinde ölçü, kural, kriter, değer yoktur; sadece çıkar, haz, israf ve isyan vardır…

Hevaya yönelmek, haktan yüz çevirmektir… Şayet bir yerde heva hakimse orada haksızlık ve hukuksuzluk kaçınılmazdır… O zeminde doğru ve geçerli tek şey arzuların tatminidir…

Heva, sonuna kadar hazlarını konuşturmaktır… Zevklerini harekete geçirmektir… Yeni literatürde hedonizmin diğer adıdır… Hatta, hedonizmin, pragmatizmin, opürtinizmin, egoizmin, sekülerizmin, narsizmin döl yatağı hevaizmdir…

Tüm cahili yapıların referansı hevadır… Tüm kötülüklerin adresi hevadır…

Bu bakımdan Batı, kocaman ve kocamış bir heva imparatorluğudur… O dünyanın artık hayrı yok sadece hazzı var… Epikür felsefe, hedonist duygular, “ye, iç, eğlen, seviş” modunda, hayatı manasızlaştırıyor… Beyinleri midelerine ve cinselliğe indirgenmiş, mide ve haz medeniyetinin çocukları, hevanın esaretinde ve sefaletinde çırpınıyorlar…

Sınırsız hazların zararı topyekun insanlığın geleceğini tehdit ediyor… Haşarı, asi ve şımarık nesiller hiçbir kural, değer, ölçü tanımıyor… Daha doğrusu kendini tanımıyor, fıtratıyla zıtlaşıyor, Rabbine ters düşüyor…

Hayatın esas gayesini zevk olarak belirleyen bu öğreti, insanı sürekli öğütüyor, değerleri örseliyor…

Profan yaşam, popüler kültür aşkın olanı dışlıyor… Hazzın esiri, zevkin zebunu, tadın tabisi kişiler zamanla kimliksiz, kemiksiz bir kulvara kayıyorlar…

Hevasını putlaştıran; içgüdülerin kulu, iştahın kölesi, şehvetin esiri olmaktan nasıl kurtulabilir?

Huşudan kopup ruhlarına işkence edenler, hazlarını tatmin ile bedenlerini oyalama yoluna gidiyorlar…

Kışkırtılan anlık hazlar nice günahların tetikleyicisi…

Her şey zevk almak, keyif çatmak için…

Dostluklar, kardeşlikler, komşuluklar, akrabalıklar, ilişkiler, yaklaşımlar, evlilikler, sanat, kültür, spor, siyaset, eğitim anlamını, ruhunu, özünü yitirdi… Hiçbir şey kalıcı değil, köklü değil… Günübirlik zevkler, anlık hazlar belirleyici ve sürükleyici… Dolayısıyla hayatın hayrı ve bereketi kalmadı… Zevkler konuşuluyor, renkler tartışılıyor, yaşamın ahengi gitti… Bu gidişatın sonunda başlayacak “ah”ları ve “vah”ları kimse duymak istemiyor…

Heva kapısından girmek kolay, çıkmak ise zor…

Heva ile heba olan hayatlar… Helak olan kuşaklar… Heder olan halklar… Tüm bunlar neyin habercisi?

Hevaya takılı kalanların dava diye bir derdi kalır mı?

Heva sahipleri hakikatin şahitliğini sürdüremezler…

Hakikat ve hidayet yoluna örülen duvardır, heva…

Heva hüdaya mesafe koymaktır… Gayrı meşruya çağrı yapmaktır… Başlangıçta hevalarına tabi olanlar, zamanla tapınmaya başlarlar… Ve şeytan hevacılara yaptıklarını hoş gösterir…

Artık vahyi hesaba katmayanların hayatlarındaki vehamet ve vahşetleri görmek lazım…

Kendimizle ilgili de bu içsel tehdidin farkında olmamız gerekiyor…

Ertelenen sorumluluklarımızın, ölümcül suskunluğumuzun, iflah olmaz sorumsuzluğumuzun, marazi duyarsızlığımızın sebebi sizce ne olabilir?

Sefersizliğimizi ne ile izah edeceğiz?

İradesizliğe, idealsizliğe, iddiasızlığa, ihmale bir teşhis koymak gerekmiyor mu?

Rabbinin isteklerini geçiştiren, canının istediği gibi yaşamayı cana minnet bilen insanımızın acınası haline ne demek lazım?

Kimse hevada huzur olmadığını hatırlamak istemiyor… Heva ile gelecek perişanlığı ve pişmanlığı birilerinin anlatması gerekiyor…

Biz şu nebevi öğretiye inanıyoruz:

“Kişi arzularını benim getirdiklerime tabi kılmadıkça gerçek anlamda iman etmiş sayılmaz.”

Allah azze ve celle buyurmuyor mu?

“Onların hevalarına tabi olma!”

Çözüm mü?

Heva değil takva… Heva değil hüda… Heva değil ukba…

Çare?

Mistik bir yola girip münzevileşmek değil… Nefsi öldürmekte değil… İstikamet ve ihlas üzere bir mücadelede karar kılmak…

Evet, nefsimizi hevamıza tabi kılmadan, vahyin aydınlığında sonsuz lezzetlere müşteri olmamız gerekiyor… Bunun içinde Rasulullah (sav) şu uyarısını yaşamın serlevhası kılmalıyız:

“Lezzetleri kesen şeyi(ölümü) çokça hatırlayınız.”

“Hayat ancak ahret hayatıdır.”

İmanın tadını ancak o zaman alırız…

Ramazan Kayan, Milat


Bu Makale 5223 defa okunmuştur

 

Yazdır

YAZARIN DİĞER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 İnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleştirilmiş anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çıplaklık

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazın Altında: “AİLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 İnsan, en muhteşem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Değişim İradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaşmaktır

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak İçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mı, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanımıza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sınavı

©

29/05/2017 - 12:26 İnsanoğlu Zayıftır

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliğe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajı

©

03/01/2017 - 14:25 Nasıl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 İSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Şahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAŞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUŞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEĞER AŞINMASININ ACI AKIBETİ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAŞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramız bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açın Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENİDEN KARDEŞLİK

©

09/04/2014 - 14:14 İyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlığın Modernizmle Sınavı

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayı Kuşanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeşlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceği İnşa Sorumluluğu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadın

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fıkıhsız Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 İhtilaf Ahlakı

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aşan zıddına döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sıcak Sınav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ın İhsanı, İnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlığın modernizmle sınavı

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazı

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BİR GENÇLİK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzın ıslahı için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeşlik Buluşması; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlığı

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ı Rasul’ün Vedası…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen İnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklı Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluş

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düşmemek

©

18/02/2010 - 12:20 İnsan ve İnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 İlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eğitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKİYE GÜNLERİ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman şahıs mıyız? Müslüman şahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiği Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkıyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal İnşa Sorumluluğumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DİRİ AY! DİRİLT BİZİ!
 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillâhirrahmânirrahîm

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah'ın fazlını isteyip-arayın ve Allah'ı çokca zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.

( Cuma Suresi - 10)

Bir Hadis

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

Suffe ehlinden yetmiş kişiyi gördüm. Onlardan bir tek kişinin bile üzerinde bütün vücudunu örtecek bir elbise yoktu. Ya belden aşağı giyilen bir izâr ya da belden yukarı giyilen bir kisâ vardı. Elbiselerini boyunlarına bağlarlardı. Bunların bir kısmı baldırlarının yarısına, bir kısmı da topuklarına erişirdi de, avret yerinin görülmemesi için elbisesini eliyle toplardı.



Buhârî, Salât 58

Bir Dua

Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdularki

“Allah’ım! Cehenneme götüren fitneden, cehennemin azabından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım.”

(Ebû Dâvûd, Vitir, 32)

Hikmetli Söz

Çok konuşan, çok hata yapar. Çok hata yapanın hayâsı azalır.
Hayâsı azalanın takvası azalır. Takvası azalanın kalbi ölür.
Kalbi ölen, cehenneme girer.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com