Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6140
Toplam 17255573
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161595
Bugün Üye Olan 245
Online Ziyaretci
 

 
Heyecanımıza ne oldu?
20/11/2017 - 10:36
 
Ramazan Kayan
Bir içe bakış ihtiyacının zaruret arzettiği günlerden geçiyoruz… Dış ve dışarı bizleri öylesine yordu ki, içi, içeriyi unuttuk… içtenliğimizi kaybettik…
Dışa dönük atılım ve açılımlarımız artarken, iç acılarımız büyüdü…
 
Kazanmak hırsı, kaybetmek korkusu insanı acımasızlaştırıyor…
 
Gerçi dünyayı kazandık ama kendimizi kaybettik. Birçok şeye sahip olduk ama bir türlü nasipsizliğimiz ve bereketsizlik bitmiyor…
 
Evlerimiz genişledi fakat ruhumuz daraldı… Evde herkes kendisini dışarı atma derdinde… Acaba dışarıda bulup da evde kaybettiğimiz nedir?
 
Hazımsızlık ve tahammülsüz olduk. Haset ve husumetten kurtulamıyoruz…
 
Neden bu kadar gerginiz? Dünya neden güvensiz?
 
Keyfimiz kaçtı, hayatın tadı tuzu kalmadı…
 
İnsanlar çoğaldı, insanlık azaldı…
 
Soğuk bir yaşam, donuk bakışlar, endişeli ilişkiler, ruhsuz bir kulvara savruluyoruz…
 
Biliyorum dünyanın içinde olmakla yetinmedik, dünya içimize kaçtı… Dünyevileştikçe duyarsızlaştık, değersizleştik…
 
İdeallerimiz çöktü, irademiz zayıfladı, iddialarımızdan koptuk…
 
Moral gidince, mecal kalmıyor…
 
Mücadele alanı genişlese de heyecan kalmayınca olmuyor. Dava yürümüyor…
 
Heyecansızlık bitiyor…
 
Cehdsiz, vecdsiz, aşkszız, feyzzsiz yol alınmıyor…
 
Heyecan oluşturmazsak harcanırız…
 
Coşkusu olmayanın çabası sonuç vermiyor…
 
Gözlerimizin ışıltısı, kalplerimizin kıpırtısı gitmişse, yüreklerde kıvılcımlar çakamıyoruz…
 
Biz tutuşmuyorsak, kimseyi tutuşturamayız…
 
His, heyecan, hareket yoksa edebiyat, hitabet kifayet etmiyor…
 
Maneviyat, ruhaniyat eksikse, maddiyat, makam, mevki, mal, mülk, hedefe bizi taşımıyor…
 
Malumatta zenginiz ama marifet yoksuluyuz… Bilgi çok fakat bilgelikte sınıfta kalıyoruz…
 
Teşebbüslerimiz çok ama ilahi tecellileri yanımıza almadan sonuç alınmıyor…
 
Hazlar baskın çıkınca heyecanımız söndü…
 
Hırslarımızı kontrol edemediğimiz için huşusuz kaldık…
 
Hız dünyasında halsiz kalışımızın nedeni hayata nereden baktığımızla ilgili…
 
Üzerimizdeki ağırlık hayra alamet değil… Yüreklerde inşirah, itminan hasıl olmuyorsa, kalpsiz bir dünyada nasıl yaşarız:
 
Fırsatları değerlendirecek feraset lazım... Bulanıklıkları giderecek basiret gerek… Hikmeti kuşanmadan hakikatı taşımak mümkün değil…
 
Gaybi yardımlardan kopunca, seküler ve popüler sularda yakînimiz kalmadı… Artık sadık rüyalar da göremez olduk… Kâbuslardan kurtulamıyoruz…
 
İlham gelmeyince imkanları gereği gibi kullanamıyor ve imtihanı vermekte zorlanıyoruz…
 
Aşkımızı besleyecek adanmışlıklar azaldı… aşkınlığımızı güçlendirecek arınmışlıklar kayboldu…
 
Kitap, sohbet, muhabbet, dostluk artık bizi kesmiyor… Doymuşluk mu desem, bilmişlik mi desem, bilmiyorum.
 
Profesyonelleştik ama amatör ruhumuz gitti… Hasbiliğimize halel geldi.
 
Günahkarların günah işlemedeki coşkusu, salih amel işleyenlerde neden yok?
 
Stadyumlarda taraftarların çılgınca coşkusu, Saraçhane’de neden ses yok? Beyazıt neden suskun?
 
Düğünlerimizde bile heyecan yok… Nikahta keramet kalmadı sanki…
 
Görünürlülük gönüllülüğü gölgeliyor…
 
Ahval bu olsa bile bize düşen aşk ve aksiyondur…
 
“Bize düşen elimizden geleni yapmaktır… Yani bir rüzgâr estirmek ve yeni bir ruh yakalamaktır… Yeniden yola koyulmaktır…
 
Secdelerde rehabilite olma vaktidir. Abdest suyunda şadırvan soğukluğunda arınma zamanıdır… Sadıklarla buluşup yeni seferlere doğrulma anıdır.
 
“İman edenlerin Allah’ı anma ve ondan hak sebebiyle kalplerinin huşu içinde olma zamanı daha gelmedi mi?” (Hadid, 16)

Bu Makale 5406 defa okunmuştur

 

Yazdır

YAZARIN DİĞER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 İnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleştirilmiş anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çıplaklık

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazın Altında: “AİLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 İnsan, en muhteşem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Değişim İradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaşmaktır

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak İçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mı, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanımıza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sınavı

©

29/05/2017 - 12:26 İnsanoğlu Zayıftır

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliğe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajı

©

03/01/2017 - 14:25 Nasıl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 İSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Şahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAŞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUŞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEĞER AŞINMASININ ACI AKIBETİ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAŞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramız bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açın Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENİDEN KARDEŞLİK

©

09/04/2014 - 14:14 İyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlığın Modernizmle Sınavı

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayı Kuşanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeşlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceği İnşa Sorumluluğu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadın

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fıkıhsız Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 İhtilaf Ahlakı

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aşan zıddına döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sıcak Sınav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ın İhsanı, İnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlığın modernizmle sınavı

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazı

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BİR GENÇLİK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzın ıslahı için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeşlik Buluşması; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlığı

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ı Rasul’ün Vedası…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen İnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklı Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluş

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düşmemek

©

18/02/2010 - 12:20 İnsan ve İnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 İlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eğitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKİYE GÜNLERİ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman şahıs mıyız? Müslüman şahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiği Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkıyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal İnşa Sorumluluğumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DİRİ AY! DİRİLT BİZİ!
 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

( Tâhâ sûresi - 130)

Bir Hadis

İbni Abdullah İbni Ömer :

Hz. Peygamber (s.a.v.) arada sırada bana gâzilik bahşişi verirdi. Ben de kendisine:

Bunu benden daha fakir ihtiyaç içinde kıvranan birine verseniz, derdim.

Hz. Peygamber (s.a.v.) de cevaben:

- Sen bunu al! Göz dikmediğin ve istekli de olmadığın halde
sana gelen böylesi malı al.

Kendine mal et, ister ye ister tasadduk et! Fakat böyle
olmayan bir malın peşine de düşme!

Buhârî, Zekât 51; Ahkâm 17; Müslim, Zekât 110. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 94

Bir Dua

“Rabbim! Tövbemi kabul et, günahımı temizle, duamı kabul buyur, delilimi sabit kıl,
dilimi doğru yap, kalbime hidayet ver, göğsümün kin ve hasedini çıkar.”

(Tirmizî, Deavât, 114)

Hikmetli Söz

Zalim bir idarecinin yanında doğruyu söylemekten daha üstün bir sadaka yoktur.
Meymun İbn-i Mihran)

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com