Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6191
Toplam 17255624
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161597
Bugün Üye Olan 247
Online Ziyaretci
 

 
Gaye ve Gayret
08/04/2016 - 14:22
 
Ramazan Kayan
Gayret yoksa; nefis köpürür, ufuk daralır, donuklaşma hastalığı bünyeyi sarıverir… Gayrete gelen ve yola çıkanlardan olmazsak, korkarım ki bir gün gelir yoldan çıkanlardan oluruz…
Yaşadığımız çağa baktığımızda şunu hemen fark edebiliriz;
 
İnsanlığın esas sorunu, gayesizlik…
 
İnsanımızın temel problemi ise gayretsizliktir…
 
Gayesizliğin gayyasında kaybolan nesiller bu çağın en büyük günahıdır… Amacı olmayan yaşamların anlamı kalmıyor… Gayesizlerin hayatta hiçbir ağırlık ve saygınlıklarını duydunuz mu? Gayesizlik nesilleri hiçleştiriyor…
 
Geleceğe yönelik bir ideali olan kişinin takvim yaşı ne olursa olsun, o kişi gençtir, güçlüdür ve güzeldir…
 
İdealleri çökmüş, iradesi çözülmüş, iddialarından vaz geçmiş insanların hayatta bir değeri kalabilir mi?
 
Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgârın fayda sağlamayacağını söylemeye bilmem gerek var mıdır? Rüzgârın savurduğu hazan yapraklarından bir farkları kalır mı, sizce?
 
Gayesizlik insanın iflasıdır, ifsadıdır, adeta hükmen intiharıdır…
 
Peki, Müslümanların gayretsizliğine ne diyeceğiz?..
 
Hani bir işi bitirince hemen bir diğerine yönelecektik!..
 
Kızılca kıyametlerin kopuyor olduğunu görsek de elimizdeki fidanı dikmeye devam edecektik!..
 
Mücadeleye sonuç odaklı bakmayacaktık… Sonuçları bizden daha iyi hesaplayan bir Allah’a imanımız vardı. Şimdi ne oldu da sonuçlara takılı kaldık? Fiziki dünyanın verileri ile kendimizi bağladık…
 
Sanki imkânlarımız çoğaldıkça, imanımız zayıflıyor… Gayretimiz azalıyor, heyecanımız sönüyor…
 
Karamsarlık, kararsızlık, kafa karışıklığı, kuşkular, kaygılar, korkular kolumuzu kanadımızı kırıyor…
 
Görevimizin ağır olduğunu biliyoruz ama hâlâ ağırdan alıyoruz…
 
Üzerimizde bunca gaflet bulutları gezinirken acaba nasıl gayrete gelebileceğiz?
 
Uyuşukluk, umursamazlık bir nevi felçliktir…
 
Boş beleş insanın kalbi adeta şeytanın çalışma ofisidir.
 
‘Acelesi yok sonra yaparım’ düşüncesi İblisin uyuşturucu iğnesidir…
 
Beden değil beyin tembelliği insanımızı canlı cenaze sendromuna sürüklüyor…
 
Gayret yoksa; nefis köpürür, ufuk daralır, donuklaşma hastalığı bünyeyi sarıverir…
 
Gayrete gelen ve yola çıkanlardan olmazsak, korkarım ki bir gün gelir yoldan çıkanlardan oluruz…
 
Ayak sürmenin, ağırdan almanın vebalini iyi düşünmeliyiz…
 
Gevşeme, geçiştirme, geveleme, geri kalma lüksümüz yok…
 
Korkarım ki gayretsizliğimiz ‘gayretullah’a dokunur da pişman ve perişan oluruz…
 
Şimdi gayretsizliğimizin günahını kime fatura edeceğiz?
 
Öğretilmiş çaresizlikleri, üretilmiş korkuları, metal yorgunluklarını nasıl üstümüzden atacağız?
 
Şikak ve şekavet, sızlanmak ve yakınmak bize yakışmaz…
 
Bizden istenen sa’yü gayret, cehdü emektir…
 
Durulmak için önce yorulmak gerekir… Önce sa’y, sonra su…
 
Zemzem sa’yin semeresidir…
 
Bir defa tohum ekmekle iş bitmiyor, her yıl yeniden tohumu ekmemiz gerekiyor…
 
Kimse başarı merdivenlerini eli cebinde çıkmıyor, mutlaka elini taşın altına sokuyor…
 
Başarıların arka mutfağında ciddi emekler, hummalı çalışmalar bulunuyor…
 
Kaderlerimizi adeta alın terimiz belirliyor…
 
Emek verdiğimiz, çilesini çektiğimiz şeyler sadece bizimdir…
 
Tembellikle, tehir etmekle temenniler gerçekleşmiyor…
 
Üzerimizdeki rehavet ve ataleti atmadan hangi atılım ve açılımı yapabiliriz?
 
Tembelizm, tatilizm, konformizm, kariyerizm kalbimizin haşyetini aldı; geriye kasvet kaldı.
 
Peki, bu kasveti nasıl yenebiliriz?
 
Bir; aklımızı kullanmalıyız. Yani düşünmeliyiz… Çünkü düşünmek ibadettir… Anlamak nimettir…
 
İki; elimizi kullanmalıyız. Yani çalışmalıyız… Temiz ellerimizle iyiliğin egemenliği, kötülüğün giderilmesi için inisiyatif almalıyız.
 
Üç; irademizi kullanmalıyız. Yani değer üretmeliyiz…
 
Acziyet ve zafiyetleri giderecek, zillet ve esareti sonlandıracak güçlü bir irade kuşanmalıyız…
 
Bunu ne zaman yapacağız?
 
Hemen, şimdi burada!..
 
Dünyamızı değiştirmeden dünyayı değiştirme mücadelemize hız vermeliyiz… Piyasanın bizi yönlendirmesine izin vermemeliyiz… Şayet davamıza, davetimize kitlenirsek, hedef kitlemizi kazanabiliriz…
 
Bilelim ki bu işin sırrı, şifresi gayrettir…
 
‘’İnsan için ancak çalıştığı vardır.’’(Necm, 39)
 
Gelişmek için gayret… Güçlenmek için gayret… Güzel bir geleceğe yürümek için gayret…
 
Yürüyen bir Peygamberin ümmetinin oturarak sorunlarına çözüm bulması mümkün mü?
 
Kaldı ki yürüyenler için müjde de var…
 
‘’Bana bir karış yaklaşana, ben bir kulaç yaklaşırım.’’
 
‘’Bana yürüyerek gelene, ben koşarak giderim.’’
 
O’nun yolunda attığımız her adım, verdiğimiz her nefes, harcadığımız her kuruş mutlaka karşılık buluyor.
 
‘’(Lokman) Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır, getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir. (Her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.’’ (Lokman, 16)
 
Artık ölü toprağı serpilmişlikten silkinme zamanı.
 
Nebi(sav) in müjdesi bizler için…
 
‘’Allah yolunda ayakları tozlanan bir kula cehennem ateşi dokunmaz.’’ (Buhari)
 
İslami gayret ve insani hamiyet bizim varlık nedenimiz…
 
Karınca misali yolda olmak gerek; İbrahim’den yana olduğumuzu başka nasıl kanıtlayabiliriz?
 
Hülasa; gayretsiz gayelerde, gayesiz gayretlerde insanı kıymetten düşürür…
 
Marifet ise gayeli ve gayretli bir yürüyüşle yaşamın anlam ve amacına ulaşmaktır…
 
Gayemizin ismi, Allah rızasıdır…
 
Gayretimizin adı ise Allah yolunda cihaddır…
 
Milat Gazetesi

Bu Makale 5342 defa okunmuştur

 

Yazdır

YAZARIN DİĞER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 İnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleştirilmiş anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çıplaklık

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazın Altında: “AİLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 İnsan, en muhteşem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Değişim İradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaşmaktır

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak İçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mı, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanımıza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sınavı

©

29/05/2017 - 12:26 İnsanoğlu Zayıftır

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliğe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajı

©

03/01/2017 - 14:25 Nasıl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 İSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Şahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAŞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUŞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEĞER AŞINMASININ ACI AKIBETİ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAŞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramız bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açın Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENİDEN KARDEŞLİK

©

09/04/2014 - 14:14 İyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlığın Modernizmle Sınavı

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayı Kuşanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeşlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceği İnşa Sorumluluğu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadın

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fıkıhsız Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 İhtilaf Ahlakı

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aşan zıddına döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sıcak Sınav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ın İhsanı, İnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlığın modernizmle sınavı

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazı

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BİR GENÇLİK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzın ıslahı için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeşlik Buluşması; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlığı

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ı Rasul’ün Vedası…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen İnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklı Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluş

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düşmemek

©

18/02/2010 - 12:20 İnsan ve İnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 İlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eğitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKİYE GÜNLERİ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman şahıs mıyız? Müslüman şahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiği Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkıyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal İnşa Sorumluluğumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DİRİ AY! DİRİLT BİZİ!
 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."




( En-am Suresi - 54)

Bir Hadis

Hârise İbni Vehb radıyallahu anh'dan rivayetle
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir.

Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi?
Katı kalbli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”



Buhârî, Eymân 9, Tefsîru sûre (68), Müslim, Cennet 47

Bir Dua

“Allah’ım! Günahlarımızı, yaptığımız haksızlıkları, saçmalıklarımızı, bilerek ve ciddi
olarak yaptıklarımızı bağışla, bunların hepsi bizde mevcuttur.”

(Hâkim, Deavât, No:1916)

Hikmetli Söz

Ne kaçan fırsatlar karşısında ümitsizliğe düşülmeli, ne de fırsatlar ve sebepler ihmal edilmelidir. Allah Teâlâ`ya yürekten ve ihlas ile dua etmek hiçbir zaman elden bırakılmamalıdır.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com