Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3895
Toplam 15253127
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

“O, kendiliðinden bir þey söylemez; söylediði ancak kendisine gönderilen vahiydir.”(Necm, 53/3-4)
16/12/2014
Günümüzde Ýslami ilimler arasýnda en çok tartýþýlan ve gündeme gelen ilim dalý hiç kuþkusuz hadis ilmidir. Hadis sahasýnda da en fazla tartýþýlan konularýn baþýnda Sünnet-vahiy iliþkisi gelmektedir. Teblið ve tebyinle görevli bulunun ve Allah’ýn kontrolü altýnda görevini yapmýþ olan Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetinin vahiy ile olan iliþkisinin çok erken dönemlerde araþtýrýlmaya baþlanmasýnýn sebebi, kanaatimizce Hz. Peygamber’in misyonu, Sünnet’in dinimizdeki önemi, delil oluþu ve baðlayýcýlýk özelliðine sahip olmasýyla yakýndan iliþkilidir. Acaba Sünnet, kaynak itibariyle vahiy mi, yoksa Hz. Peygamber’in kendi re’y ve ictihâdlarý mýdýr? Þayet vahiyse Sünnet’in tamamý vahiy mahsûlü müdür? Vahiy olmayan kýsýmlarý var mýdýr? Bunlarýn kesin sýnýrlarý çizilebilir mi? gibi konular ilk akla gelenlerdir. Konu Asr-ý Saâdette sahâbe tarafýndan deðiþik þekillerde gündeme getirilerek Hz. Peygamber’in Sünnet’inin vahiy ile olan iliþkisi soruþturulmuþ, tarihî süreç içerisinde Ýslâm âlimleri de, bu konular üzerinde detaylý olarak durmuþlar ve deðiþik görüþler serdetmiþlerdir.
 
Tarih boyunca vahyin hakikatý, mâhiyeti, çeþitleri ve geliþ þekilleri konusunda âlimler, çeþitli görüþ ve düþünceler ileri sürmüþlerdir.  Hz. Peygamber’e gelen vahiy sadece Kur’an vahyi ile mi sýnýrlýdýr, yoksa Kur’an vahyi dýþýnda da deðiþik þekillerde de vahiy söz konusu mudur? Bu konuyla ilgili olarak tüm deliller bir bütünlük içerisinde deðerlendirilmelidir. Ýslâm âlimleri, Hz. Peygamber’e gelen vahyi genel olarak vahy-i metlüv (okunan vahiy) ve vahy-i gayr-i metlüv (okunmayan vahiy) olmak üzere iki kategoride incelemiþlerdir. Vahy-i metlüv lafýz ve mânâ olarak inzâl edilen, mu’cîz ve tahriften emin olan Kur’ân-ý Kerim’dir. Vahy-i gayr-i metlüv ise Hz. Peygamber’e deðiþik þekillerde gelen bir kýsým Sünnet’dir.  Bu vahiy çeþidi lafýz olarak deðil de mânâ olarak Hz. Peygamber’in kalbine ilkâ edilmiþtir. Dolayýsýyla her iki vahiy çeþidi ayný olmamakta,  aralarýnda önemli nüanslar bulunmaktadýr.
 
Sünnet’in vahiyle olan iliþkisini kaynaklarda tetkik ettiðimizde karþýmýza iki grup delil gelmektedir. Sünnet’in vahiy kaynaklý olduðunu gösteren deliller ile Sünnet’in vahiyle iliþkili olmadýðýný gösteren delillerdir. Ýlmi anlayýþýn bir gereði olarak her iki grup delil analiz edilerek bir sonuca varýlmasý gerekmektedir.Sünnet’in vahiy mahsûlü olduðuna iþâret eden pek çok delil arasýndan bazýlarýný görelim:
 
1) Yüce Allah, Kur’ân-ý Kerim’de þöyle buyurmaktadýr: “O, kendiliðinden bir þey söylemez; söylediði ancak kendisine gönderilen vahiydir.”(Necm, 53/3-4) Her ne kadar âyetin farklý yorumlarý olsa da baþta usûl-i fýkýh kaynaklarý olmak üzere pek çok kaynak, Sünnet-vahiy iliþkisini iþlerken bu âyete mutlaka yer vermeye ve delil göstermeye özen gösterir.
 
2) Hz. Peygamber, hanýmlarýndan birine saklý kalmasý için bir sýr vermiþ, ancak hanýmý bu sýrrý saklayamamýþ ve Hz. Peygamber’in baþka bir hanýmýna söylemiþtir. Hz. Peygamber’e bu durum Kur’ân vahyi dýþýnda Allah tarafýndan bildirilmesi üzerine eþi, Hz. Peygamber’e bunu sen nereden duydun, ben bunu gizli olarak söylemiþtim dedi. Bunun üzerine þu âyet-i kerîme nâzil olmuþtur: “Peygamber, eþlerinden birine bir sýr vermiþti. Hanýmý o sýrrý diðerlerine söyleyince, Allah, bu durumu peygamberine bildirmiþ, O da bir kýsmýný açýklamýþ, bir kýsmýný açýklamamýþtý. Peygamber, bu durumu eþine haber verince eþi bunu sana kim haber verdi diye sormuþtu. Peygamber cevaben bunu bana her þeyi bilen ve her þeyden haberdar olan Allah bildirdi demiþti.”(Tahrîm, 66/3)
 
3) Sahabeden Abdullah b. Amr (ö.65/684) þöyle buyurur: Allah Rasûlün’den duyduðum her þeyi unutmayayým diye yazardým. Kureyþ’in ileri gelenleri, “Sen her duyduðunu yazýyor musun? Halbûki  Allah Rasûlü neþeli halinde de,  hiddetli iken de konuþan bir beþerdir.” diyerek beni bundan menettiler. Ben de yazmaktan vazgeçtim ve durumu Allah Rasûlüne ilettim. Kendileri: “Yaz, hayatým elinde olana yemin ederim ki (parmaðý ile aðzýný göstererek) buradan hakikatten baþka söz kesinlikle çýkmaz.” buyurdular.(EbûDâvûd, Ýlim, 3) Bu da doðrudan olmasa da dolaylý yoldan konuyla ilgili bir delil olarak kabul edilebilir.
 
4) Cibrîl hadisinde hatýrlanacaðý üzere vahiy meleðinin insan sûretinde gelerek Ýslâm’ýn þartlarý, imânýn þartlarý, ihsânýn mâhiyeti ve kýyâmet alâmetleri hakkýnda bilgi verdiði kaydedilmektedir.[1]Sahâbe burada Cebrâil’i insan sûretinde bizzat dünya gözüyle görme imkanýna sahip olmuþtur. Bu durumun da açýk olarak Hz. Peygamber’in Kur’ân dýþýnda vahiy aldýðýný göstermektedir.
 
5) Bir gün Hayber Yahûdilerinden bir kadýn tarafýndan zehirlemek amacýyla Hz. Peygamber’e zehirli et ikrâm ediliyor, tam aðzýna koyacaðý zaman zehirli olduðu kendisine bildiriliyor ve eti yemiyor. Hz. Peygamber’den önce davranýp eti yiyen sahâbeden Biþr b. el-Berrâ o anda ölür. Daha sonra Hz. Peygamber kadýný bularak niçin böyle yaptýðýný sorar. Kadýn þöyle cevap verir: Eðer (gerçekten ) peygambersen sana hiçbir þey zarar vermez. Yok eðer kral isen insanlarý senden kurtarmýþ olurum.[2] Bu olay da Hz. Peygamber’e Kur’ân dýþýnda vahiy geldiðini göstermektedir.
 
6) Bazý hadislerde Hz. Peygamber’in “Bana Rabbim emretti.”, “Cibril geldi.”, “Bana vahyolundu.” gibi ifâdelerle vahiyden söz etmesi O’na, Kur’ân dýþýnda da vahyin geldiðini göstermektedir.[3]Örneðin komþuya iyi davranýlmasý konusunda Cebrâil, Hz. Peygamber’e o kadar çok tavsiye ve telkinde bulunmuþtu ki, Hz. Peygamber komþunun komþuya neredeyse vâris kýlýnacaðýný zannetmiþti.[4]Baþka bir hadiste Hz. Peygamber: “Allah sizin alçak gönüllü olmanýzý bana vahyetti.” buyurmuþtur.[5] Cebrâil, Hz.Peygamber’e zaman zaman Kur’ân vahyi dýþýnda da gelerek ibâdetlerin nasýl yapýlacaðý konusunda ona bilgiler vermiþtir. Abdestin alýnmasý, namazýn kýlýnmasý[6], namaz vakitleri[7], hacc’da nasýl telbiyede bulunulacaðý[8] gibi konularý Hz. Peygamber’e öðretmiþtir.[9]Dolayýsýyla bu sâyede Hz. Peygamber, Kur’ân’ýn açýlýmýný, uygulanýþýný ve pratiðini insanlara gösterme imkanýný bulmuþtur. Ayný zamanda Hz. Peygamber’in hadislerinde Cennet, Cehennem, âhiret, sýrât, hesâp, mizân gibi gaybî bilgiler de vardýr. Kur’ân’da olmayan bu tür bilgileri, Hz. Peygamber’in kendi kafasýndan uydurmasý veyahut içtihâdlarýna dayandýrmasý düþünülemez. Þahsî tecrübesine, ferdî ictihâdýna ve kiþisel bilgi birikimine, baðlayamayacaðýmýz pek çok hadisin kendisinde vahiy kelimesi geçsin veya geçmesin vahiyle iliþkili olduðu ortaya çýkmaktadýr.
 
7) Hz. Peygamber Kur'ân’ý teblið, tebyîn ve tatbik görevlerinin yanýsýra, Kur’ân dýþýnda farz, vâcip, haram, mekrûh, mubâh ve müstehap türünden olan bazý hükümler de getirmiþtir. Örneðin ehl-i eþeðin, azý diþli yýrtýcý hayvanlarýn ve pençeli kuþlarýn etlerinin yenmesinin haram kýlýnmasý[10], erkeklere altýn takmanýn ve ipek giymenin haram edilmesi[11], neseb ile haram olanýn süt emme yoluyla da haram olmasý[12], nineye mirastan hisse verilmesi[13], bir kadýnýn teyze veya halasý ile ayný erkeðin nikâhýnda birleþtirilmesinin haram oluþu[14], fýtýr sadakasýnýn vacib kýlýnmasý[15]v.b. konular, hep Sünnet ile sâbit olmuþ hükümlerdir.  Þayet Sünnet’in vahiy mahsûlü olmadýðýný düþünecek olursak, o zaman bütün bunlarý, Hz. Peygamber’in, vahyin dýþýnda kendi arzusuyla koyduðunu söylememiz gerekecektir ki, bu da peygamberimiz için muhâl olan bir þeydir.
 
8) Yüce Allah’ýn, Hz. Peygamber’e itaatý, bir nevi kendisine itaat olarak kabul etmesi,[16]mutlak surette Hz. Peygamber’e itaat edilmesini konusunda emir sigasýný kullanmasý[17], nehyettiði þeylerden kaçýnma konusunda da nehiy sigasýný kullanmasý[18]neticede Sünnet’in vahiyle yakýn bir iliþki içerisinde olduðunu gösteren deliller olarak telakki edilmelidir.
 
Yukarýda sözünü ettiðimiz ikinci grup delillerimiz de, Hz. Peygamber’in beþerî yönünü yansýtan, her tutum ve davranýþýnýn vahiy kaynaklý olmadýðýný gösteren delillerdir. Bunlarýn sayýsý da hayli çoktur. Bu baðlamda Hz. Peygamber’in beþerî yönünü yansýtan ve dolayýsýyla Sünnet’in tamamýnýn vahiyle iliþkili olmadýðýný gösteren birçok ayet-i kerime ve hadis-i þerif mevcuttur. Bunlardan bazýlarýna burada yer vermek istiyoruz:
 
 
1) Hz. Peygamber, bir hadiste “Ben de bir insaným. Diðer insanlar gibi ben de bazen sevinç duyar, hoþnut olurum, bazen öfkelenirim.” buyurmuþtur.[19]Gerek Kur’ân-ý Kerîm’de ve gerekse hadislerde Hz. Peygamber’in bir beþer olduðunun vurgulanmasýný mutlak manada anlayarak onu sýradan bir insan olarak algýlamak da yanlýþtýr. Burada verilmek istenilen mesâj, peygamberin insanüstü bir varlýk olmadýðý ve peygamberliðin beþerî özellikleri ortadan kaldýrmadýðý istikâmetindedir. Yoksa Hz. Peygamber’in diðer insanlarda bulunmayan bazý üstün özelliklere sahip olmadýðý manasýna gelmez.
 
2) Kendisine getirilen bir dava sebebiyle “Hakkýnda vahiy gelmeyen dava konularýnda ben re’y ve içtihâdýmla hükmederim.” buyurmuþlardýr.[20]
 
3) Hz. Peygamber, beþer kavramýný açarak, daha somut bir þekilde þöyle anlatýr: “Ben de sizin gibi bir beþerim, hata da eder, isâbet de ederim. Lakin size “Allah buyurdu” dedim mi, asla Allah’a yalan isnâd etmem.” [21]
 
4) Allah Rasûlü bir gün namaz kýldýrýrken yanýlmýþ, ashâbýn“Bir deðiþiklik mi oldu” sualleri üzerine “Ben ancak bir beþerim, sizin gibi ben de unutup yanýlabilirim...” demiþtir.[22]Yanýlmak, hata etmek ve unutmak kul ve beþer olmanýn bir özelliðidir. Peygamberliðe herhangi bir halel getirmez. Hz. Peygamber’in insan olarak kendisinin her an yanýlmasýnýn mümkün ve tabii bir þey olduðu aþaðýdaki olaylarda da güzel bir þekilde belirtilmiþtir:
 
5) Bedir savaþýndan önce Hubâb b.Münzir (ö.19/640), ordunun konuþlandýrýldýðý yerin savaþ stratejisi açýsýndan elveriþli ve uygun olmadýðýný müþâhede edince, Hz. Peygamber’e bu kararýnýn vahiy ile ilgili olup olmadýðýný sormuþ ve vahiyle ilgili bir karar olmadýðýný öðrenince Hz. Peygamber’e o yerin savaþ stratejisi açýsýndan deðiþtirmesinin gerekli olduðunu söylemiþtir. Þayet  Hz. Peygamber’in, o yeri seçmesinde vahiy belirleyici bir rol oynasaydý Hubâb b.Münzir’in Hz. Peygamber’e karþýt bir görüþ teklif etmesi düþünülemezdi. Neticede Hz. Peygamber, sahâbenin farklý görüþünü benimsemiþ ve o doðrultuda hareket etmiþtir.[23]Burada Hubâb isimli sahabenin, Hz. Peygamber’in vermiþ olduðu kararýnýn kaynaðýný ve görüþünün vahye dayanýp dayanmadýðýný sormasý bu baðlamda bir nevi Sünnet’in iki kategoride deðerlendirildiði (Sünnet’in bir kýsmýnýn vahiy dýþýnda, bir kýsmýnýn da vahiy ürünü olduðu) ortaya çýkmaktadýr.
 
6) Hz. Peygamber, Medine’de iken ziraatçilerin yabani hurmalarý, iyi cins hurmalarla aþýladýðýný görmüþ ve ne yaptýklarýný sormuþtu. “Öteden beri bunu yapýyorduk.” dediler. Hz. Peygamber de: “Umarým ki siz bunu yapmasanýz daha iyi olur.” buyurdu. Onlar da aþýlama yapmayý terk ettiler. Bu yüzden hurmalar o yýl olgunlaþmadan döküldü ve eksik oldu. Durum Allah Rasûlüne intikal ettirilince O þöyle buyurdu: “Ben ancak bir beþerim, size, dininize âit bir þey emredersem bunu uygulayýn, size þahsî görüþüme dayanarak bir þey söylersem ben ancak bir beþerim.” Bir baþka rivâyette“...Siz, dünya iþini daha iyi bilirsiniz.” buyurdular.[24] Bu hususta Kâdî Ýyâd (ö.544/1149) þöyle der: Hz. Peygamber’den dünya iþlerinden bazýlarýnda sehiv ve hata vaki olmasý câizdir. Nâdiren vâki olan bu tür sehiv ve hatalar, peygamberliðe halel getirmez.[25]
 
Peygamberler, vahiy dýþýnda sýrf dünya iþlerine ait meselelerde sadece kendi beþerî akýllarýyla bir zan, tahmin ve görüþte bulunduklarý vakit, diðer insanlar gibi isâbet ettirmeleri de yanýlmalarý da mümkündür. Bunlar peygamberler için bir noksanlýk ve kusur deðildir. Peygamberlerin vazifeleri, insanlýðý dünya ve ahrette mes’ûd edecek hidâyeti, dini bilgileri teblið edip öðretmektir. Çeþitli dünya iþlerini, teknik ve maddî ilimleri öðretmek deðildir. Dünya iþleriyle ilgili ilimler dinamiktir; geliþir, ilerler. Hz. Peygamber“Sizler dünya iþinizi daha iyi bilirsiniz.” sözü ile görevinin din ve teblið iþlerini öðretmek olduðunu, bu gibi maddî iþlere âit bilgilerin tecrübe ve çalýþmakla elde edileceðini söylemiþ oluyor. Savaþ ve siyâset iþleri de tecrübeyle daha iyi bir þekilde bilinir.[26]Kýsaca hadiste geçen dünya iþinden kasýt din-dünya ayýrýmý olmayýp, ihtisas ve uzmanlýk isteyen iþlerdir. Bu tür iþler dünya iþleri olarak ifade edilmektedir.
 
7) Hz. Peygamber’in hayatýnýn her safhasýnda vahiyle hareket etmediðini gösteren en önemli delillerden birisi de kuþkusuz “þûra” konusudur. Kur’ân’da geçen “Ýþ hususunda onlarla müþâvere et.”[27] buyruðuna göre hareket ederek zaman zaman ashâbýyla istiþârede bulunmuþtu. Kurtubî (ö.671/1273), ayný zamanda âyetin Hz.Peygamber’in içtihâdýna da iþâret ettiðini söyler.[28] Uhud savaþýnda da savaþýn nerede yapýlmasý konusunda yapýlan istiþâre sonucunda Hz. Peygamber, kendi görüþüne aykýrý olan görüþü benimseyerek savaþýn Medine dýþýnda yapýlmasýna karar vermiþti.[29]Ayný þekilde Hendek savaþýnda da Hz. Peygamber ashâbýyla istiþâre etmiþ ve istiþâre neticesinde hendekler kazýlarak þehrin içten savunulmasýna karar verilmiþti.
 
8) Yaptýðý bazý iþlerinden, içtihâd ve görüþlerinden dolayý Kur’ân-ý Kerim’de uyarý mâhiyetinde gelen ve tefsirlerde olaylarla ilgili geniþ bilgi verilen þu âyet-i kerimeler nâzil olmuþtur: Enfâl, 8/66; En’âm, 6/52; Abese, 80/1-4; Tevbe, 9/42-43, 113; Kasas, 28/56. Eðer Hz. Peygamber, sürekli vahiy ile hareket etmiþ olsaydý bu tür uyarýlara muhatap olmazdý. Hz. Peygamber’in bu âyetlerde uyarýlmýþ olmasý onun mertebesini düþürmez. Çünkü onun, bazý içtihâdlarýnda veya dünyaya ait tecrübî ve teknik konularda hata etmesi, yanýlmýþ olmasý câizdir. Dinî konularda hata yaptýðý zaman hata üzere býrakýlmaz, Allah tarafýndan düzeltilir. Ayný zamanda bu tür uyarýlar, O’nun beþerî yönünü yansýtmakta ve O’nun bir ilâh olarak algýlanmamasý gerektiði vurgulanmaktadýr.
 
Kanaatimizce bu iki kategoride verdiðimiz deliller çerçevesinde konuyu düþündüðümüzde Sünnet’in tamamýnýn vahiy olduðunu iddia etmek mevcut nasslara ve ilgili rivâyetlere aykýrý olduðu gibi, hiç vahiyle alakalý olmadýðýný savunmak da bir takým nasslara ve rivâyetlere aykýrý düþmektedir. Cüveynî (ö.478/1085) ve Suyûtî (ö.911/1505) vahyi, vahy-i metluv ve gayr-i metluv þeklinde iki kategoride ele almakta ve deðerlendirmektedir.[30] Ýbn Kuteybe (ö.276/889),Sünnet’iüç grupta deðerlendirmektedir: Cebrâil’in Allah’tan getirdiði Sünnet, Allah’ýn, Rasûlüne býraktýðý, hakkýnda kendi re’yini açýklamasýný emrettiði Sünnet, Hz. Peygamber’in edep olarak bizzat Sünnet kýldýðý hususlar.[31]Böylece Ýbn Kuteybe, Sünnet’in vahiyle iliþkili olduðunu savunurken tamamýnýn vahye dahil edilemeyeceðini belirtmektedir.
 
Sünnet’in kýsmen vahiy kaynaklý olduðunu benimseyen alimler olduðu gibi, Sünnet’in tamamýnýn vahiy kaynaklý olduðunu savunan âlimler de vardýr. Bunlarýn baþýnda Ýbn Hýbbân (ö.354/965)[32] ve Ýbn Hazm’ý (ö.456/1063) sayabiliriz. Özellikle Sünnet’in vahiy kaynaklý oluþunu çok hararetli bir þekilde savunan Ýbn Hazm, Sünnet’in tamamýnýn vahiy mahsulü olduðu görüþünü savunarak, Sünnet’i vahiy olmasý açýsýndan Kur’ân ile ayný sayar.[33] Ona göre vahiy, Kur’an ve Sünnet’teni bâret olup, Kur’an ve sahîh hadisler, Allah’tan olma bakýmýndan ve itaat edilmesi açýsýndan her ikisinin hükmü aynýdýr.
 
Kýsaca þu sonuca varabiliriz; Hz. Peygamber’in beþerî yönünü yansýtan deliller ile Sünnet’in vahiy kaynaklý olduðunu gösteren delilleri bir arada deðerlendirdiðimizde Sünnet’in vahiyle olan iliþkisi konusunda orta bir yolun takip edilmesi bizce daha isâbetli ve gerçekçi görülmektedir. Buna göre vahyin Kur'ân-ý Kerim ile sýnýrlandýrýlamayacaðý, Hz. Peygamber’in, Kur’ân dýþýnda da Allah’la irtibâtýnýn olduðu, Kur’ân dýþýnda vahiy aldýðý ve sürekli vahyin projektörü altýnda bulunduðu gerçeði ortaya çýkmaktadýr. Þunu da unutmamak gerekir ki, O’nun vahiy kaynaklý olmayan söz,  fiil ve takrirleri diðer insanlardan farklý olarak ilâhî kontrolden geçmiþtir. Baþka bir ifâde ile Sünnet’in vahiy kaynaklý olduðunu rahatlýkla söylemekle beraber bunun isimlendirilmesinde farklý düþünenler ve yaklaþýmlar olabilir. Örneðin, buna vahy-i gayr-i metlüv, hikmet veya ilhâm diyenler çýkabilir. Bu tür deðiþik isimlendirmelerde herhangi bir sakýnca olmadýðý kanaatindeyiz. Yeter ki buna tatmin edici ve tutarlý cevaplar verilmiþ olsun. Hz. Peygamber’in Allah ile Kur’ân dýþýnda iletiþim içerisinde olmadýðýný düþünmek ve bunu iddiâ etmek mümkün deðildir. Ancak þunu da belirtmek gerekir ki, Sünnet’in kýsmen vahiyle iliþkisi olduðunu söylemekle beraber Hz. Peygamber’in, kendi görüþ ve kanaatlerinin vahiyle ne derece ilgili olduðunun tesbitini yapmak ve kesin çizgileriyle böyle bir ayýrýmý yapmak da oldukça zordur. Çünkü Hz. Peygamber yaptýklarýný, söylediklerini vahiy olup olmama açýsýndan bir tasnife tâbi tutmamýþtýr. Ancak Sünnet’in kýsmen vahiy mahsûlü olduðunu söyleyen Ýslâm âlimleri, Sünnet’in vahiy kaynaklý olan kýsmýnýn dinle, tebliðle ve tebyinle ilgili konularla alakalý olabileceði görüþündedirler.
 
 
Dipnot
 
* Ýnönü Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi
 
[1]- Buhârî, Ýmân,  37; Müslim, Ýmân, 1; EbûDâvûd, Sünnet, 18; Tirmizî, Ýmân, 4.
 
[2]- Dârimî, Mukaddime, 11. Ayrýca bk.,Buhârî, Hibe, 28; EbûDâvûd, Diyât, 6.
 
[3]- Örnekler için bk. Müslim, Cenne,  63, 64, Cenâiz, 1; Tirmizî, Ýmân, 18; Cihâd, 32.
 
[4]- Bk. Buhârî, Edeb,  28; Müslim, Birr, 140; ÝbnMâce, Edeb,  4.
 
[5]- Müslim, Cennet,  64; EbûDâvûd, Edeb, 40.
 
[6]- Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 161.
 
[7]- Buhârî, Bedü’l-Halk 2, Meðâzî, 12; Müslim, Mesâcid,  166-167; EbûDâvud, Salât, 2.
 
[8]- EbûDâvûd, Menâsik,  27; Tirmizî, Hacc, 14; ÝbnMâce, Menâsik, 16.
 
[9]- Bk.Þâfiî, er-Risale, sh., 82-84, 86-90,thk.,M.SeyyidKeylânî, Kültür Yay., Ýst., 1985.
 
[10]- Buhârî, Meðâzî,  38, Zebâih, 27-28; Müslim, Sayd, 12-16; EbûDâvûd, Etime, 32-34.
 
[11]- EbûDâvûd, Libâs,  14; Nesâî, Zîneh, 40, 43, 45; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 96, IV, 392..
 
[12]- Buhârî, Þehâdet,  7; Müslim, Radâ,  1.
 
[13]- EbûDâvûd, Ferâiz. 5; ÝbnMâce, Ferâiz, 4.
 
[14]- Buhârî, Nikâh,  27; Müslim, Nikâh, 33-34, 36, 40; EbûDâvûd, Nikâh,  13.
 
[15]- Buhârî, Zekât, 70-71; Müslim, Zekât,  12-13, 16; EbûDâvûd, Zekât,  18-20.
 
[16]-  Bk. Nisâ, 4/80.
 
[17]- Bk. Âl-i Ýmrân, 3/132; Nisâ, 4/59; Mâide, 5/92; Enfâl, 8/20, 46; Nûr, 24/54; Muhammed, 47/33.
 
[18]- Bk. Haþr, 59/7.
 
[19]- Müslim, Birr, 95.
 
[20]- EbûDâvûd, Akdiye, 7.
 
[21]- ÝbnMâce, Ruhun,  15.
 
[22]- Buhârî, Salât, 31.  Ayrýca bk. Müslim, Mesâcid, 89; Nesâî, Sehv, 25; ÝbnMâce, Ýkâmetu's-Salât, 133.
 
[23]- Bk. ÝbnHiþâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, II,197-198,DâruÝhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 199; Hakim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, III, 427, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, trs.
 
[24]- Müslim, Fedâil, 140-141.
 
[25]- KâdîÝyâd,Þifâ-i Þerîf,  sh., 573, terc., Nâim Erdoðan, H.S.Erdoðan, Çile Yay., Ýst., 1980.
 
[26]- Bahçeci Muhittin, Pegamberlik ve Peygamberler,sh., 121-122, Türdav Basým Yayým, Ýst., 1977.
 
[27]- Âl-i Ýmrân, 3/159.
 
[28]- Kurtubî, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an, IV, 161.
 
[29]- Bk.ÝbnÝshâk,SiyeruÝbnÝshâk, sh.303, thk.,Muhammed Hamidullah, Hayra Hizmet Vakfý, Konya,1981.
 
[30]- Suyûtî,el-Ýtkân, I, 104-105,terc.,S.Yýldýz-H.Avni Çelik, Hikmet Neþriyat, Ýst., 1987.
 
[31]- ÝbnKuteybe,Te'vîluMuhtelifil-Hadîs,sh., 196 vd., Dâru’l-Ceyl, Lübnan, 1972.
 
[32]- ÝbnHýbbân,el-Ýhsân fi Takrîbi Sahîh-i ÝbnHýbbân, I, 189, Beyrut,1988.
 
[33]- ÝbnHazm,el-ihkâm fî Usûli’l Ahkâm, I, 108-109,thk.,M.AhmetAbdülazîz, Mektebetü’l-Âtýf, Kahire, 1978.
 
 
Prof. Dr. Saffet Sancaklý
 

Bu yazý 4000 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

10 Sevvâl 1445 |  19.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Hasýlý o Yahudilerden taþan bir zulüm, insanlarý Allah yolundan menetmeleri, kendilerine yasaklanmýþ olmasýna raðmen faizi almalarý, halkýn mallarýný haksýzlýkla yemeleri yüzündendir ki Biz, kendilerine daha önce helâl kýlýnan bazý temiz nimetleri haram kýldýk ve içlerinden kâfir kalanlara can yakýcý azap hazýrladýk. Fakat onlardan geniþ ilmi olanlar ile müminler, hem sana indirilen Kur'ân'a, hem de senden önce indirilen kitaplara iman ederler. O namaz kýlanlar, zekât verenler, Allah'a ve âhirete hakkýyla iman edenler var ya, iþte onlara yarýn büyük mükâfat vereceðiz."

( Nisa Suresi - 160)

Bir Hadis

Hz. Enes'in (ra) rivayetine göre;

Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur:

"Sizden biri, kendi için sevdiðini kardeþi için de sevmedikçe gerçek, imana eremez."




Buhari, Ýman 6

Bir Dua

Allah’ým! Bana öðrettiðin ilim ile beni faydalandýr, bana fayda verecek ilmi bana öðret ve benim ilmimi arttýr. Her hâl üzere Allah’a hamdolsun. Cehennem ehlinin hâlinden Allah’a sýðýnýrým.”

(Tirmizî, Deavât,130)

Hikmetli Söz

En güzel cömertlik, imkanlar kýsýtlýyken yapýlandýr.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com